Kürtaj olan veya düşük yapan kadın lohusa sayılır mı? - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > islam & islami Konular > Fıkıh Soru ve Cevaplar

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 04.03.21, 12:30
 
Üyelik tarihi: 20.11.19
Bulunduğu yer: aydın
Mesajlar: 178
Etiketlendiği Mesaj: 9 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Kürtaj olan veya düşük yapan kadın lohusa sayılır mı?

KADININ KOCASINA KARŞI VAZİFELERİ:
”Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azîzdir, hakîmdir.”(Bakara Suresi 228) Ayetinde buyurulduğu gibi erkeğin kadın üzerinde kadınında erkek üzerinde hakları vardır.Yalnız erkek kadın üzerinde hak sahibi kadında boğaz tokluğuna çalışan bir esire değildir. Her ikisi de bir şeydir ve ailenin ayaklarından biridirler. Daha önce erkeğin kadına karşı görevlerini saymıştık. Şimdi de sırası ile kadının kocasına karşı vazifelerini anlatmaya çalışalım.

1 - Kanaat:
Kadının eşine karşı en büyük vazifesi ona veya evine kocası tarafından getirilen şeyleri hüsnü kabul ile kabul etmesi ve elindekilere şükredip kanaat etmesidir. Bir çok suç ve yuvaların dağılması kadının elindekiler ile kanaat etmeyip kocasını daha çok kazanmaya ve daha çok isteklerini karşılamaya yönlendirmesinden kaynaklandırmaktadır. Bir erkek için en büyük saadet getirdiklerinin memnuiyetle kabul edilmesidir. Çünkü adam gibi bir koca karısını ve çocuklarını en iyi şekilde idare etmeye çalışır. Her şeye daha fazla istekle karşılık veren kadın kocasının dünyasını da ahiretinide Cehenmeme çevirir. Kanaatkar olmak kalp rahatlığının sebebi olmakla beraber bir kadın arsızlık ve açgözlülük ederek durmadan bir şeyler istemekle efendisini, kendisinden ve evinden soğutmaktan sakınmalıdır. Ashabdan Hz. Esma (r.anha) nın gelin giden kızına nasihatinin başında ona kanaati öğütlemesi gelmektedir. Kızım kocanın getirdiklerine kanaatkâr ol! Yani, kocan tarafından getirilen yiyecek ve giyecek her şeyi memnuniyetle kabul et! Çünkü, kanaat, kalbi huzura kavuşturur.
Bu husustaki hadisi şeriflere bakalım.
Peygamberimiz (S.A.S.) şöyle buyurdu :
“Diliyle kocasını tedirgin eden kadının dilini Allah, Kıyamet günü, yetmiş kulaç uzatır, sonra da dili boynuna bağlanır”
Hz. Ebu Bekir Peygamberi (S.A.S.) şunları söylerken duydum diyor: “Kocasına diliyle zindan hayati yaşatan bir kadın Allah'ın, meleklerin ve tüm insanların lanetine uğrar.”
Hz. Osman anlatıyor: “Peygamberi (S.A.S.) şöyle derken duydum: “Kocasına, (Ben senden hiç bir fayda görmedim.) diyen bir kadının Allah, gündüzleri oruç tutarak, geceleri de ibadet ederek geçirse bile, yetmiş yıllık ibadetini mahveder.”
Abdurrahman ibni Avf anlatıyor: “Peygamber'i (S.A.S.) şöyle der¬ken duydum: “Geçim veya gücünün yetişemeyeceği konuda ayak diretip kocasını tasaya düşüren kadının Allah ne farz, ne de nafile ibadetini asla kabul etmez.”
“Yüzünü ekşitip surat asarak, kocasını üzen bir kadın, kocasına gülüp de onu neşelendirinceye kadar, Allah'ın gazabına uğrar.” (Dürret-ül Vaizin)

2- Kocaya itaat:
Kadının kocası için yapacağı en iyi şey ona itaat etmektir. İtaatsiz ve kendi başına buyruk bir kadın ne kadar maharetli ve güzel olursa olsun sevgisini de, kocasını da, yuvasını da kaybeder. Her koca kendien itaat etmeyen bir kadınla yaşamak istemez. Ayrıca kocaya itaat Allahın ve Peygamberin emridir.
“Erkekler kadınlar üzerine hâkimdirler. O sebeple ki, Allah onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kadından) üstün kılmıştır. Bir de (erkekler kendi) mallarından infak etmektedirler. İyi kadınlar itaatli olanlardır..." (Nisa Suresi 34)
Peygamberimiz ( s.a.v.) ise şöyle buyurmaktadır:
“ Bir kadın kocası kendisinden memnun olarak ölürse cennete girer.”
Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Eğer bir kimsenin bir başkasına secde etmesini emretseydim, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim ve eğer bir erkek karısına kırmızı bir dağdan siyah bir dağa ve siyah bir dağdan kırmızı bir dağa taş taşımayı emretseydi, uygun olan, kadının bu emri yerine getirmesidir."
Hz. Hüreyre (Radıyallahu Anh) anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şayet ben bir insanın başka bir insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim." (Tirmizî, Rada' 10, (1159)
Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak vefat ederse, cennete girer." (Tirmizî, Radâ 10, 1161)
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Nefsim kudret elinde olan Zât-ı Zülcelâl'e yemin ederim, bir erkek hanımını yatağa davet ettiğinde kadın imtina edip gelmezse, kocası ondan râzı oluncaya kadar semada olan (melekler) ona gadab ederler."
Bir başka rivâyette şöyle denmiştir: "Erkek, kadınını yatağına çağırır, kadın da gelmeye yanaşmaz, erkek öfkelenmiş olarak sabahlarsa, melekler sabaha kadar -bir rivayette yatağa gelinceye kadar- kadına lânet okurlar."
Bir başka rivâyette: "Kadın küskünlükle kocasının yatağından ayrı olarak sabahlarsa, melekler onu lanet Hz. Câbir'in bir rivayeti şöyle: "Üç kişinin namazı kabul edilmez ve hiçbir hayırları semaya yükseltilmez:
Geri dönünceye kadar, kaçan köle;
Ayılıncaya kadar, sarhoş;
Râzı edinceye kadar, kocasını darıltan kadın."lar denmiştir. (Buharî, Nikâh 85)

3- Temiz olma:
Kocanın vazifeleri kısmında anlatıldığı gibi kadının temizliği daha önemlidir.Temiz olmayan ve kirli bir eve ve bedene sahip olan bir kadın kimse tarafından sevilmez.
Kocanın göreceği yerlere itina ile dikkat etmek ve temizlemek. Bilinmelidir ki, güzellik ve temizliği getiren şeylerin en güzeli sudur. daima güzel kokular sürünmeli.
Yine Ashaptan Hz. Esma (r.anha) ”Kızım bedenini ve evini temiz tut. Ruhunu ve kalbini temiz tut Allah sevsin, bedenini temiz tut kocan sevsin, evini de temiz tut ki çevren sevsin” diye kızana nasihat etmişti. Kocasının kalbine girmek isteyen bir kadının dikkat etmesi lazım gelen en önemli şey onun temizliğidir. Saçı başı dağınık, ağzı pis kokan ve vücudu ter kokan bir kadını kimse sevmez ve beraber olmakta işkence haline gelir.
“Şüphe yok ki Yüce Allah temizdir, temizliği sever. İkramı boldur, ikramı sever. Cömerttir, cömertliği sever. Artik evlerinizin çevresini temiz tutun.” ( Tıbb-ün Nebevi s.216)

”Müslümanlık temizdir, kirsizdir. Siz de temiz olun, temizlenin, Zira cennete temizler girer.”
( Ramuz ül Ehadis, 1. cilt S. 96 / 2)
”Benim ümmetim kıyamet gününde yüzleri parlak, elleri ve ayakları nurlu olarak hasrolunacaktır. Herkes gücünün yettiği kadar bu parlaklığı arttırsın.”

4- İhtiyaçların karşılanması:
Her ne kadar kadın bu gibi şeyleri dinen yapmak zorunda olmadasa maslahat açısından bunları yapmak durumundadır. Mesela, bir kadın yemek yapmak veya kendi çocuğuna bakmak zorunda değildir. Ama ailenin huzuru ve selameti için, aile fertleri arasında karşılıklı hürmetin tesisi için kadının meşru ve müspet olan ( kendi hoşuna gitmese de ) kocanın temizlik, yemek uyku ve cinsel ihtiyaçlarını bil hakkın karşılaması kadının örfi olarak vazifesidir.
Ömer Nasuhi Bilmen merhum bu hususta demektedir. “Hanımların yemek ve ekmek pişirmesi, elbise yıkaması, oda süpürmesi, ev işlerini tertip ve düzenlemesi, kocasının yükünü hafifletmeye çalışması ahlaki birer görevdir ve şerefli bir hizmettir. (Hukuku İslamiyye Kamusu Ö. N. Bilmen 2 / 483)
Akıllı bir kadın kocasının yemek yiyeceği vakte, uyku saatini geçirmemeye dikkat etmeli, kocanın adeti nasılsa o zamanlarda yemek ve yatağını hazırlamalıdır. Hz. Esma (r.anha ) bu hususta “Eşinin yemek saati ile uyku saatine dikkat etmelisin! Açlık insanı huysuz eder, uykusuzluk ise, öfkelendirir.” demektedir ki mutlu yuvanın temel taşlarından birisidir. Kocasının zamanında yemeğini hazırlamayan bir kadının kocası nezdinde derecesi olmaz.
Şunu unutmamak lazım dır ki bir koca hanımını her istediği şeye zorlaması da caiz değildir ve kadın bu gibi şeyleri dinen yapmak zorunda değildir. Mesela, bir kadın yemek yapmak veya kendi çocuğuna bakmak zorunda değildir. Ama ailenin huzuru ve selameti için, aile fertleri arasında karşılıklı hürmetin tesisi için kadının meşru ve müspet olan ( kendi hoşuna gitmese de ) yapması elbette güzeldir.

Efendimiz (sav) Hazretleri, kızı Fatıma ile damadı Ali’yi evlendirdiği sırada, evin iç işlerini kızı Fatıma’ya, dış işlerini de damadı Ali’ye verirken:
“ Çeşmeden su getirmek, hamur yoğurup ekmek yapmak,evin temizliğini yapıp iç işlerini düzenlemek .. Fatıma’ya aittir. Dış işleri de Ali’nin sorumluluğundadır” tavsiyesinde bulunmuştur.
Bununla beraber, bey ev işlerine de yardım edebileceği gibi, hanımın da dış ilerinde beye destek olması da caiz görülmüştür . Nitekim Efendimiz ( s.a.v ) ev işlerinde ailesine yardım etmiş, hatta evdeki bu yardımın ümmetine de sünnet olduğu kitaplarımızda ifadesini de bulmuştur.
Zamanımızda bazı kişiler ‘kadın, erkeğinin çamaşırını yıkamak zorunda değildir, çocuğunu emzirmek mecburiyeti yoktur’ diyerek aile hayatının yaşanmaz hale gelmesine vesile oluyorlar. Her ne kadar kazaen mecbur değilse de işin bir de dinî yönü, insanî yönü, merhamet boyutu vardır. Memure kadın, alacağı para karşılığında tanıdığı, tanımadığı insanlara günlük en az sekiz saat hizmet ederken kocasına, çocuğuna, kocasının anne, babasına neden itaat etmesin. Bu garip düşünceler ve benzeri yanlışlar nice ailelerin çözülmesine ve huzursuzluğa vesile oluyor. Aileler her şeyden fazla muhabbete muhtaçtırlar.
Bir diğer şeyde kocasının cinsel ihtiyaçlarını itirazsız karşılamasıdır. Bu da hem kocanın harama düşmesine hem de karısından nefret etmesine sebep olur.
Bu hususta Efendimiz ( s.a.v) şöyle buyurmaktadır:
” Kadın kocasının izni olmadan (farz oruç dışında) oruç tutar da orucu sebebiyle kocasının arzularını karşılamaktan kaçınırsa Allah ona üç haram işin günahını yükler."
"Kişi cinsel ilişkide karısını çağırdığı zaman karısı ocak başında yemek pişiriyorsa da kocasının davet cevap versin."
"Kişi karısını yatağa çağırdığı zaman (bir özrü olmadan) kadın gelmekten kaçınır, kocası da bu sebeple ona kırgın olarak gecelerse, melekler sabaha kadar o kadına lanet ederler."
"Size cennetlik kadınları tanıtayım mı? Onlar bir hata ettikleri veya kocaları tarafından bir haksızlığz uğratıldıkları zaman kocalarına karşı: "Seni hoşnut etmedikçe uyumayacağım diyebilen kocalarına düşkün kadınlardır."
"Kadın ocak başında olsa bile kocasının davetine icap etmelidir."

5- Malın korunması:
Efendimizin (s.a.v) buyurduğu gibi kadın çocuklarının ve evinin çobanıdır. Kadın, kocanın mal ve eşyasını korumakla yükümlüdür. Bu da yani mal ve eşyayı korumak iş bilmekten geçer.
İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden mes'ulsünüz. İmam çobandır ve sürüsünden mes'ûldür. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden mes'uldür. Kadın, kocasının evinde çobandır, o da sürüsünden mes'ûldür. Hizmetçi, efendisinin malından sorumludur ve sürüsünden mes'ûldür." (Buhârî, Ahkâm 1 - Müslim, İmâret 20, 1829)
Hattâbî: "İmamın çobanlığı, hudûdu tatbik ve hükümde adâlete riâyetkâr olmak sûretiyle şeriatı korumaktır; erkeğin ailesine çobanlığı, işlerini idâre, haklarını yerine getirmek; kadının çobanlığı evin, çocukların, hizmetçilerin işlerini tanzim etmek, her hususta kocasına hayırhah olmaktır; hizmetçinin çobanlığı, eli altında bulunan şeyleri koruması, kendisine terettüp eden hizmetleri yapmasıdır" der.

6- Akrabaya saygı:
Erkeğin vazifeleri bahsinde de anlattığımız gibi nasıl erkek kadının akrabalarına hayırhah ve hürmetli olmakla görevli ise kadında kocanın akrabasına ve yakınlarına hürmet etmekle görevlidirler. Çünkü kadının kocanın akrabasına ve yakınlarına hürmet etmesi, güzel idare ve tedbirden ileri gelmektedir.
Müslüman bir hanımın eşine iyi davranmasının bir diğer yönü de eşinin anne ve babasına karşı iyi davranması, onlara hürmeti ve takdiri elden bırakmamasıdır. Kadın, kayınvalidesine yardımcı olarak kocasına ikram ve iyilikte bulunur. Dolayısı ile koca da bu durumu göz önünde bulundurarak hanımına ve onun annesine karşı iyi davranır. Kadın bunu yapmakla aslında kendine iyilik yapmış olur. Zira Allah Taâlâ, "İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey midir?” (Rahman Suresi 60) buyurmuştur.
Bu gün :
“Kaynanayı netmeli,
Kaynar kazana atmalı,
Yandım yandım dedikçe,
Altına odun dürtmeli.”

Sözü ve bilhassa gelinlerin ağzında mani olan “ kaynanamın adını kuyruklu sıçan koydum” sözü Müslüman bir ferdin yapması mümkün olmayan davranışlardır. Kocasının akrabalarına saygı ve sevgi göstermek aynı zamanda kadının asaleti ve ahlakının da bir göstergesidir.
Bu gün söylenirken “kayın” olarak adlandırılan kişiler kültürümüzde aslında “kaim” olarak
geçmektedir. Yani “kaimpeder” baba yerine, “kaimvalide” anne yerine “kaimbirader” de kardeş yerine demektir. Yani öz evinden uzaklaşan kadına anne, baba ve kardeşlerinin yerini tutacak birilerinin olduğunu anlatmak için onların yerine manasına “kaim” diye isimler verilmiştir.
Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"İnsanların hayırlısı, insanlar için hayırlı olandır."
"İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.” (Müslim)
"Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin". ( Tirmizî )
Merhamet bazı kimselerin sandığı gibi, sadece bir acıma duygusu değildir. Sevgiyle gelişen yardım ve fedakârlıkla büyüyen şümullü bir histir. Eğer bir kalpte merhamet duygusu yoksa o kalp hastadır.

7- Sır saklanması:
Kadın kocasından edindiği sırrını hiç kimseye duyurmaması hem vazifesi hem de iyi bir eş olmanın erdemidir. Kadın, asla kocasının sırlarını ifşa etmemelidir Aksi hâlde kocasının güvenini kaybeder Bazı erkeklerin işleri hakkında hanımına fikir danışmamasının bir nedeni de, hanımının sır saklayacağından emin olmaması ve söylediği şeyin ertesi gün ağızdan ağza dolaşmasından korkmasıdır. Kocasının kendisine emanet olarak anlattığı sırlarını eğer başkalarına duyuracak olursa kocasının itimadını kaybeder. Kültürümüzde “sırrını karına dahi söyleme sözü” bu hususta kadınların fıtrat itibari ile sır tutamayacaklarının işaretidir. Nasrettin Hocaya sormuşlar “Hocam ! Nuh (a.s) gemide iken kara hakkında ağzında zeytin dalı ile gelen güvercin dişimi idi erkek mi idi ? Hoca merhum hemen “erkekti “ demiş. Oradakiler “a hocam nerden biliyorsun erkek olduğunu “ dediklerinde Hoca Merhum” A komşular eğer dişi olsaydı o kadar yol boyunca ağzını açmadan nasıl durabilirdi “ demiş. Yani fıtrat olarak kadınlar çok konuşkan olduklarından sır tutmayı da pek beceremezler. Necip Fazıl’a sormuşlar;
''Üstad kadının akıllısını nasıl anlarsın?''
Üstad:
''Konuşmasına bakarım''
demişler :
-''Ya hiç konuşmuyorsa''
Üstad cevabı yapıştırır ''O kadar akıllısına rastlamadım''

8- Saygı ve hürmet:
Kocanın eşine karşı saygısından bahsettik ama en çok saygı duyulması lazım gelen şüphesiz kocadır. Çünkü Kur’anın bu hususta emri vardır. Bu saygı, kocanın emrini yerine getirmek, ona karşı çıkmama ve asi olmamaktır. Eğer ona karşı gelecek olunursa onu kendine kinlendirip düşman yapma ihtimali yüksektir.

9- Kocasının işine yersiz yere karışmamak:
İnsan, fıtrî olarak özgürlük ve bağımsızlık ister Bu eğilim, erkeklerde daha güçlüdür Hanımlar, hayırhahlıklarının yani kocalarının işlerini takip etmeleri veya hakkında bilgi istemeleri, fikir beyan etmeleri her zaman kocalarının yararına olacağını zannetmesinler. Bu konu, erkeğin sınırlarına geçme olarak anlaşılacağımdan evlilik hayatında zaman zaman ciddî krizlere yol açabilir Bu yüzden erkeğin bağımsızlığına zarar vermemeye çalışmak gerekir.

10- Evi idare etmek:
Evi idare etmek ve ev işlerini evirip çevirmek, hukukî olarak kadının sorumluluğunda olmasa da, ahlâkî olarak onun görevlerinden sayılmıştır. Evi idare etmek, oldukça önemli bir iştir. Maalesef yalnızca ev işlerini yapan kadınlar (ev kadınları), kendilerinin ve yaptıkları işin gerçek değerini bilmiyorlar. Gerçek bir ev kadını, önemli bir birimin tüm işlerini tek başına yapan liyakatli bir müdür gibidir. Hem plânlayıcı, hem uygulayıcıdır Uluslararası çapta kariyer sahibi olan birçok erkek, bu başarısını "bir ev kadını"nın tedbiri, ahlâkı ve liyakatine borçludur



11- Ailenin harimini ve değerlerini korumak:
Kadının kocası hakkındaki en büyük vazifesi, erkeğin evdeki namusu ve vekili olarak davranışları ve sözleriyle ailenin harimini ve değerlerini korumaktır Böyle bir kadın, hem kocasının malını korur, israfa ve lükse kaçarak kocasının servetini zayi etmez; hem tehlikeler karşısında aile haysiyetini ve kocasının şerefini korur; hem de tesettüre riayet ederek namahremlere karşı örtünür
Kocanın cinsel ihtiyacını karşılamak, onu övüp teşvik etmek, sevgiyi şarta bağlamama hususundaki şartlara riayet edilmesi hâlinde hayatı neşeli ve sefalı kılacak olan en etkili işlerdendir.

12- Onun için süslenmeye önem vermesi :
Müslüman kadın elbette her zaman bakımlı olmalıdır. Özelliklede eşi için daima bakımlı olmalıdır. Hiç bir erkek eve geldiğinde kendisini karşılıyan hanımını çirkin ve bakımsız görmek istemez. Bu yüzden kadın eşi gelmeden en azından 10 dk.sını kocasına süslenmeye ayırmalıdır. Bunda dahi ecir vardır ve kesinlikle boş bir amel değildir. ‘süsleniyorum ama eşim bunu fark etmiyor’ demeyin. Bunu fark etmiyen erkek yoktur. Yanlız kimisi bunu dile getirmez kimide düşüncelerini bir şekilde açıklar. Eşim farketmiyor bu yüzden süslenmeye gerek duymuyorum deyip bir gün şiddetli bir tartışma çıktığında bunu yüzünüze vurursa üzülen siz olursunuz!
Kadının kocası için süslenip güzel koku sürünmesi aralarında sevgi ve ülfetin meydana gelip geçimsizlik ve nefretin ortadan kalkması için en güçlü sebeplerden biridir. Şöyle düşünün bir yere gidip dinlenmek için oturduğunuzda eğer o yer göze çirkin ve burna kötü kokular veriyorsa hiç biriniz tabiat gereği bir daha oraya gitmek istemez. Ama güzel manzaralı ve miss gibi kokan bir yere gittiğinizde her zaman orda dinlenmek istersiniz. Tıpkı bu örnekteki gibi kadın eğer eşi için süslenip güzel kokular sürünürse erkek işten eve dinlenmek için adeta koşarak gelir. Erkek dinlenmek için başka yer tercih ediyorsa kadının büyük ihmalleri ve eksiklikleri var demektir.
Kadınlar genelde eşleri eve gelir gelmez dinlenmesine müsade etmeden yaşadıklarını ve günün yorumunu yapmak isterler. Oysa bu yanlıştır. Çünkü erkek işten eve geldiğinde yorgundur ve dinlenmek ister. Eşi geldiğinde kadın sanki eşinin ilk eve gelişiymiş gibi hemen kapıya koşmalı onu güler yüzle karşılamalı ve açsa onun yemeğini indirip biraz dinlenmesine müsade etmelidir. Yorgunluğu geçtikten sonra gününün nasıl geçtiğini sorup anlatmak istedikleri varsa anlatır. Unutmayalım ki erkekler yorgun ve aç olduklarında huzursuz, stresli ve sinirli olurlar, kadının o anda yapacağı ufak hata büyük tartışmalara yol açabilir. Ve kadınların bu durumda kalpleri kırılabilir. Bu yüzden kadın sabırlı olmalı ve öncelikle onun temel ihtiyaçlarını gidermelidir.
13- Daima güler yüzlü ve tatlı dilli olması :
Erkek öfkeli, sinirli veya sevmediğiniz huylara sahip olabilir. Bu rahatsız olduğunuz huyları erkeğin başına kakmak yerine ondaki huyları değiştirmek için çaba gösterilmesiniz.
Eşiniz eve geldiğinde sizinle paylaşmak istedikleri çok şeyler olabilir. Bunları sabırla dinleyin ve katkılarda bulunun. Unutmayın ki Allah’tan sonra onların en yakını sizlersiniz.
Evlilik bir oyun değildir. Ne kadar ciddi sorumlulukların olduğunun farkında olun. Avukat gibi dakikalarca eşinizin başını şişirmeyin. Onlarla asla yüksek sesle veya bağırarak konuşmayın. Unutmayın ki hiç bir erkek, çok dırdır yapan ve yüksek sesle konuşan kadınlardan hoşlanmaz. Herhangi bir tartışmanızda haklı olsanız dahi veya eşiniz sizi haklı bulsa dahi bağırarak konuşmanızdan ötürü kalbinizi kırabilir. Sonrada “eşim beni hiç anlamıyor hep kalbimi kırıyor” demeyin. Azcıkta hatayı kendinizde arayın.
Eşlerinizle muhabbet edin. Her zaman boş şeyler anlatmayın. Eşlerinizle sohbet ettiğiniz de her zaman boş ve gereksiz şeyler anlatmanız zamanla kocanızın sohbetinizden has almamaya sebebiyet verebilir. Ve gözünden düşebilirsiniz. Mesela o gün çıkan haberleri veya bir kitapta okuduğunuz bölümü veya yeni öğrendiğiniz bir hadis ve ayeti paylaşabilirsiniz. Eşiniz bundan büyük mutluluk duyacaktır. Onlara her zaman hakkı hatırlatın. Evde İslami bir atmosferi onlar oluşturamıyorlarsa bundan şikayetçi olmak yerine bunu siz oluşturun. Her şeyi eşlerinizden beklemeyin.

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Sezeryanla doğum yapan kadın lohusa sayılır mı,hayız hükümleri geçerlimidir.? Ayhanhoca Fıkıh Soru ve Cevaplar 2 04.03.21 18:31
Kürtaj yapılan veya düşük yapan kadın lohusa sayılır mı? Ayhanhoca Fıkıh Soru ve Cevaplar 0 04.03.21 12:35
Düşük Yapan Kadın İçin Aytekin Diğer Havas Konuları 0 27.01.21 13:24
Hamile kalamayıp düşük yapan Zor Doğum Yapan için desperado Hacet & Dilek Uygulamaları 7 30.09.19 12:53
Çocuğu düşük yapan kadın için Sin Vefk & Tılsım 1 21.06.18 01:50


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 17:18.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com
Havasokulu.com appears to be a website focused on "Havas ilmi," which involves various metaphysical and spiritual practices such as vefk (amulets), tılsım (talismans), bağlama (binding spells), celb (attraction spells), nazar (evil eye protection), rukye (healing through prayer), and other related topics like hadim, hüddam, and tasavvuf (Sufism). The site offers content related to personal development, metaphysical studies, and secretive or esoteric knowledge.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147