|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#11
|
|||
|
|||
Sevgili elifelif arkadaşımız. Öncelikle biz herşeyden önce eleştiri yapmanın kural ve kaidelerini öğrenmeli, gereğince saygılı ve kibarca eleştiri yapmalı ve sonrasında kendi düşüncemizi beyan etmeliyiz. Ben sizin mesajlarınızdan özetle şu cümleyi çıkarıyorum “Ben hala Alevi/Sünni inancını kıyaslıyor, Aleviliği mezhep olarak kabul etmiyor ve dolayısıyla saygı duymuyor ve bu bilgileri kabul etmiyorum.” Sizin özünüz budur. Gel gelelim bilgileri ekşi sözlükten aldığımı iddia etmişsiniz. Ben size cevap verirken bin kere okuduğum Alevilik bilgilerini bir kere daha okuyarak (üstelik bir insan ve kültür yapısına sahibim) mesnetsiz bir bilgiye yer vermemek amacıyla size cevap vermek istedim. Bu nedenle bildireyim ki gelmiş geçmiş Alevi alimlerinin dedelerinin kadim dini öğretileridir bu sizlere aktardığım yazılar.. kaldı ki İslam dini son din ve Kur’an son indirilen kitap olduğunu bilerek konuya gelirsek, her dört dinin de bazı ortak değerlere sahip olmasından yola çıkabilir dolayısıyla dinlerin yeşerdiği coğrafyada ki kültürel etkileşimi de yakından incelememiz gerekir. Yukarıda da tam olarak bunu anlatıyor. Nasıl ki Kudüs bütün dinlerin ortak ibadethanesi ise aynı coğrafyada da benzer inanç davranışları ve dil kalıpları olması muhtemeldir. Örneğin Kudüs’te bulunan Haredi Yahudileri eşlerinin Allah tarafından kapalı olması ve kocasına itaat etmesini savunuyorsa İslamiyette de aynı öğretinin olması temelde dinlerin benzer kurallarının olduğu anlamına gelir. Sırf bu yüzden inancımızı yada farklı inanç/mezhep gurubunda ki insanları küçülterek tamamen dinimize ters bir yaklaşımla ötekileştirmeli miyiz sizce?
---------- Post added 05.01.22 at 22:49 ---------- Usülünce ve Alevilik öğretilerine saygıyla eleştiri yapan arkadaşlara saygılarımı sunuyorum |
#12
|
|||
|
|||
Bunu ben de hep düşünmüşümdür.
Ama halkımızın yaptığı ya da söylediği şeylerin (nedenini bilmeselerde) hep arka planında doğru bir şeyler olduğunu görmüşümdür. Tırnak kesme ve saç baş yıkama zamanları, gece besmelesiz sıcak su dökmeme, selamun kavlen deme ve aklıma gelmeyen sayısız şeyler. Mutlaka Allah Allah demenin de bir nedeni vardır. Selam ve sevgi ile... |
#13
|
||||
|
||||
Alıntı:
Sakin cevabınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum. Ilminiz artsın, sağlıcakla kalın. |
#14
|
|||
|
|||
İnkârcılara iman etmeleri için, bir kısmına yukarıda işaret edilen pek çok bilgi verilip uyarılar yapılarak sonuçta, “Allah’ın indirdiğine uyun” denildiğinde –sanki kendilerine bu bilgiler hiç verilmemiş, bu uyarılar hiç yapılmamış gibi– hâlâ “Biz atalarımızdan gördüğümüze uyarız, onların yolundan gideriz” dediler. Kur’an, tam bir taklitçilik, bilinçsizlik ve körlük örneği olan bu cevap karşısında, “Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş (lâ ya‘kılûne şey’en), doğru yolu bulamamışlarsa! (lâ yehtedûn)” buyurarak bilgide ve yaşayışta doğruya ulaşmanın iki temel aracını göstermektedir. Bunlardan biri akıl diğeri de hidayettir. Aklı kullanmak kuldan, hidayet vermek Allah’tandır. Bu sebeple kul, aklını kullanıp her konuda doğruya ulaşabilmek için kendisi bakımından mümkün olan bütün sebeplere başvurmanın yanında, Allah’ın “müsebbibü’l-esbâb” (sebeplerin yaratıcısı) olduğunu da asla unutmamalı ve başarıyı daima O’ndan beklemelidir. Kötü niyetli insan ne aklını doğru kullanıp aklın buyruğuna uyabilir ne de hidayete lâyık olabilir. Esasen âyette anılan inkârcıların taklitçiliğe saplanarak akıl ve hidayet yolundan mahrum kalmalarının temel sebebi de Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in uyarılarından rahatsız olmaları ve bu kurtarıcı çağrıya kötü niyetle yaklaşmalarıdır. Bu tutum sadece o dönem taklitçilerine özgü de değildir. Basiretsizlik, bilinçsizlik, kötü niyet, çıkarcılık gibi çeşitli psikolojik zaaflar, kompleksler yüzünden ruhları kötürümleşmiş, şeytanın kışkırtmalarına açık ve dirençsiz hale gelmiş insanlar her devirde “atalarımızın yolu” dedikleri yanlışlara taassupla bağlanarak akıllarını sağlıklı ve gerektiği gibi kullanma, hidayetten nasiplenme imkânlarını kendi elleriyle ortadan kaldırmakta; Allah’ın, kitabı ve peygamberi aracılığıyla bildirdiği hakikatlere karşı direnmek suretiyle dalâlette kalmayı sürdürmektedirler.
yazbahar isimli üyenin mesajındaki ayetin tefsiridir isteyen google dan bakabilir. |
#15
|
||||
|
||||
Alıntı:
Kim hakikate karşı geliyormuş. Allah Allah da deriz Amin de deriz. Bıktım yıldım vallahi ya. Tek sıkıntı bu mu kaldı şimdi.
__________________
El ele.. El Hakka.. |
#16
|
|||
|
|||
Kardeşim bu ne alınganlık ya sanada kimseyede birşey demiyorum ben ismini verdiğim üyenin yazdığı ayetin tefsirini bulup yazdım sananeki bundan, ayetin meali başka tefsiri başka arkadaş bilerek böyle yazmış isteseydi tefsirinide yazardı onuda ben tamamladım.vallahi bizde bıktık nolcak şimdi.?
|
#17
|
|||
|
|||
Alıntı:
Aynen Fatiha süresinin sonunda (amin) demiyormuyuz? |
#18
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Allah Neden Taş Etmez? | Yazbahar | islam & islami Konular | 6 | 10.08.24 19:00 |
Bazen emri yerine getiremezsin ama Allah seni yine de mümin olarak isimlendirir | Gercek | islam & islami Konular | 0 | 20.06.22 22:17 |
Aleviler neden horlandılar? | kahvei | Farklı inanış biçimleri | 0 | 25.02.21 22:24 |
Allah-ı Neden Zikretmeliyiz? | Havasokulu | Zikir | 18 | 13.04.20 00:30 |
Mürşid yerine Allah-ı Düşün Sözü Doğru mu? | Havasokulu | Tasavvuf & Tarikatler | 10 | 17.06.19 05:23 |