Aleviler ve Ramazan orucu - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Serbest Bölüm > Farklı inanış biçimleri

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 25.02.21, 22:22
Üye
 
Üyelik tarihi: 20.12.20
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 47
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Aleviler ve Ramazan orucu

Orucun zahiri ve batıni boyutuna baktığımızda, zahiri boyutu yani madde aleminde; Allah’ın verdiği nimmetlerine şükretmek. Yoksul, yetim, çaresiz ve sağlığı kendisini geçindirmeye yetmeyen insanlarımızın çaresizliklerini, sıkıntılarını ve umutsuzluklarını hissedip, merhamet duygularının gelişmesi, vicdan mahkemesinin harekete geçmesiyle, çaresiz insanlara yardım elini uzatmak ve paylaşmaktır.

Batıni boyutu ise; Gerçek müminlerin orucu ise bir ömür boyunca devam eder. Ve gece gündüz bütün azalarını kötü duygulardan sakınmak-korumak zorundadır; Kötülük etmemek, zulümkar olmamak, kimseye fenalık düşünmemek, duygularını kötüye kullanmamak, her daim için paylaşıcı olmak, yardım elini uzatmakdır. Ve asıl oruçla amaçlanan da budur.

Ramazan ayının kutsallığı.
Hz.Muhammed daha kendisine peygamberlik nazil olmadan önce her zaman yaptığı gibi bir Pazartesi geçesi hira mağarasına çekilmiş, bütün varlığiyle Canab-ı Hakk’a ibadet ve dua ile meşkul olmuştur. Bu esnada melek Cebrail’in gelişi, Hz.Muhammed’e ayan olur.

Melek Cebrail, Hz-Muhammed’e: Oku, demiş.
Hz.Muhammed: Ben, okuma bilmem.
Melek Cebrail; Hz.Muhammed‘i tutarak kendisine tekrardan oku demiş.
Hz.Muhammed; Tekrarliyarak ben, okuma bilmem diye cevap vermiştir. Çünkü O, gerçekten okumayı bilmiyormuş.
Melek Cebrail; Yine Hz.Muhammed‘i tutar, sirkeleyip bıraktıktan sonar kendisine oku demiş.
Hz.Muhammed; Ne okuyayım? diye cevap vermiş.
Melek Cebrail; „Insanı yaratan Rabbinin adıyla oku! Oku, Rabbin Ekrem’dir, en büyük çömertliğin sahibidir. O’dur kalemle öğreten!, Insana bilmediğini öğreten“, demiş. Hadislere göre böylece Alak suresinin ilk 5 ayeti 610 yılında, Ramazan’ın 27’ci gecesi Hz.Muhammed’e intikal edip, inmiştir.

Diğer bir neden ise; Şahı Merdan Ali miladi 661 yılı Ramazan ayının 19’cu günü kiralık katil Ibni Mülcem tarafından zehirli bir kılıçla evinden uzaklaştıktan sonra arkadan saldırıya uğramış, başından aldığı darbe neticesinde üç gün sonra yani Ramazan ayının 21’ci gecesi Hakk’a yürümüş olmasıdır.

Muaviye, Şahı Merdan Ali’nin ölüm haberini alınca „çok şükür, çok şükür Ali’den kurtuldum!“ diyerek üç gün üç gece bayram ilan etmiştir. Sokaklarda davul zurna çaldırıp, çocuklara şeker dağıtarak şenlikler yaptırmıştır. Her yıl tekrarlanan bu uygulama zaman içerisinde Ramazan bayramı, aynı zamanda „Şeker bayramı“ olarak da kutlanmaya başlamıştır.

Yine Kerbela’da Imam Hüseyin ve Ehli Beyt’inin katledilmesinden sonra Yezid, Nisa Suresi 92’ci Ayet gereği; „Bir kişi eğer ki bir kişiyi öldürüse Allah’a tövbe olarak iki ay kesiksiz oruç tutması gerekir“. Ve Yezid bu Kefaret orucunu kendi ordusuna 60 gün ve halka ise 30 gün zorla tutturmuştur.

Aleviler açısında en öenemli nokta; Akılla yanaşılmadığı gibi, birileri tarafından ön görülen şartlara ve koyulmuş kurallara şeklen uyma vardır. Bu da şekilciliğin ta kendisidir. Işte Alevilerin sorunu Emevi hanedanlarının uygulaması olan 30 güğnlük oruçtur yani şekilciliktir fakat orucun kendisi değildir. Dolayısiyle Ramazan Ayı; Aleviler açısından Şahı Merdan Ali’nin katledildiği bir matem ayıdır, Emevi hanedanları ve onlara uyanlar açısından ise, bayram günüdür.

Ramazan ayında, oruç tutma meselesine gelince.
Ramazan orucu Kur'an-da bakara Suresi 183-184-185 inci ayetlerde geçmektedir.

1- Bakara Suresi 183’cü Ayet’in Türkçe’si; „Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır.“ (Y.N. Öztürk)
2- Bakara Suresi 184’cü Ayet’in Türkçe’si; „Sayılı günlerdir. Sizden kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar. Oruca zorlukla dayananlar üzerine düşen, fidye olarak bir yoksulu doyurmaktır. Kim bir mecburiyeti olmaksızın içinden gelerek iyilik yaparsa bu onun için daha hayırlı olur. Ve oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır.“
3- Bakara Suresi 185’cü Ayet’in Türkçe’si; „Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır.“

Ehli Sünnet Vel Cemaat ve Şii/Caferiler bu ayetlerle Alevileri töhmet altında bırakmaya çalışmaktadırlar lakin çabaları nafiledir. Şimdi de bu ayetlerle verilmek istenen mesaj nedir? ona bakalım.

1- Ayet 183 ile anlatılmak istenen; Ademoğlunun kötülüklerden, yanlışlıklardan, şüpheli hallerden kendini korunması, nefsine sahip çıkmasıdır. Allah’a karşı kulluk vazifesini ve topluma karşı da ahlaki, sosyal sorumluluklarını yerine getirmesidir.
2- Ayet 184 ile anlatılmak istenen; Bazı sebeplerden (Hastalık, yaşlılık, yolculuk,vs.) dolayı oruç tutamıyorsanız bunun karşılığında ihtiyaç sahibi olanların ihtiyacını karşılamak, yiyecek almak, aç insanların karnını doyurmak gibi fedakarlık ve yardımında bulunmak aynı manadadır çünkü önemli olan niyettir.
3- Ve Ayet 185 ile anlatılmak istenen ise; Insan aleminin Allah’a, manevi huzura erdirici, şeksiz deliller, ispatlar, hakikati ve yanlışı birbirinden ayıran Allah’ın kelamı, ilmi, kanun nizamı olan Kur’an-ı Kerim, 610 yılında, Ramazan ayının 27‘ci gecesi inmiş ve insanoğlu müjdelenmiştir.

Dolayısiyle insanları hidayete, huzura erdiren Allah‘ın manevi adaletine karşılık; Allah’ın yüceltilmesi, anılması, hatırlanması için oruç tutmak, dua etmek, muhabbet etmek, yardım elini uzatmak, olanların olmayanla nimetini paylaşılması istenilmektedir ve Canab-ı Hakk, bunları yaparken de kendinize eziyet etmeyin diyor.

Lakin 30 gün oruç sayısı veya zaman limiti söz konusu değildir. Şöyleki; „Şehr-u Ramadan“ deniliyor. „Şehr-u“ = Ay-dolun ay demekdir. „Ramadan“ ise Ramazan(Kamer aylardan dokuzuncusu) yani Ramazan ayı demektir. Bu gerçeklikten yola çıkarak her insanın bilinci dailindedir ki bir ay, 30 gün dolun ay olarak geçirmesi mümkün değildir, üç veya 10 gün arasıdır. Üç veya beş vakit namazda da olduğu gibi 30 günlük orucun da Allah’ın hükmü değildir, Ehli Sünnet Vel Cemaat ulemalarının uygulamasıdır. Dolayısiyle 30 günlük oruç; Allah’ın hükmü değil, Emevi hanedanlarının uygulamasıdır.

Diğer bir gerçek ise; Bakara Suresi, Hz.Muhammed’in hicretinden sonra Medine de inmiştir. Hz.Muhammed, 63 yaş yaşamıştır. Verilere göre Hz.Muhammed, Medine’ye 55 yaşında hicret etmiştir. Şimdi soruyoruz; Bundan önce Hz.Muhammed hangi orucu tutuyordu?

Diğer bir yanlış mantık ise; Allah’ın kelamında az veya fazla kutsallık anlayış söz konusu değildir. Yani ayetin biri az, bir diğer ayet ise fazla kutsaldır mantığı tamamen yanlış ve suçtur. Çünkü Allah’ın kelamı tekdir ve açık kapıya yani soru işeretine yer bırakmaz.

Neden Ramazan’ı tutmuyorsunuz, sahura kalkmıyorsunuz? Insanları oruca zorlayanlara Hakk aşığı Kul nesimi, şu cevabı vermiştir:
„Biz bir oruç tutarız,
Ramazana benzemez“ diyor.

Ozan Ibreti’nin cevabı ise, şöyledir;
İlme değer verdim, uykudan kalktım,
Sarık seccadeyi elden bıraktım,
Vaazın her günkü vaazından bıktım,
Ramazanı sele verdim de geldim, diyor.

Ozanlarımızın da belirttiği gibi Alevilerin, oruç ile bir sorunları olmadığı gibi, sadece Emevi Arap örf adetlerini dinin esasları olarak algılayan Ehli Sünetin Vel Cemaat’a suç ortağı olmamaktır. Alevilerin oruçları; Hızır Orucu, On İki Imam orucu, On Dört Masum-u Pak orucu, Fatma Ana orucu ve 48 Perşembe oruçlarıdır.

Günümüzde Ramazan ayı Allah’a yakınlaşmak, yalvarmak-yakarmak, ibadet yapmak, yardım elini uzatmak, fakirlere yardımcı olmak yerine kurum ve kuruluşlar tarafından; Eğlence, şenlik, göstermelik oruç iftar programları düzenleyerek tüketim ve para kazanma hedeflenmiştir yani ibadet ayı yerine karnaval ve festival ayı olmuştur. Bu yanlışa bir de oruç tutmayan insanların, meydan dayağına çekme zülmü eklenmiştir.

Oruç ve ibadete yapmak isteyen Alevi canlarımız Ramazan ayında her Perşembe günü niyetlenip, ibadetlerini yerine getirebilirler. Bu da her canın kendi takdiridir.

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 01.05.22, 10:41
Üye
 
Üyelik tarihi: 02.02.21
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 74
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
kahvei Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Orucun zahiri ve batıni boyutuna baktığımızda, zahiri boyutu yani madde aleminde; Allah’ın verdiği nimmetlerine şükretmek. Yoksul, yetim, çaresiz ve sağlığı kendisini geçindirmeye yetmeyen insanlarımızın çaresizliklerini, sıkıntılarını ve umutsuzluklarını hissedip, merhamet duygularının gelişmesi, vicdan mahkemesinin harekete geçmesiyle, çaresiz insanlara yardım elini uzatmak ve paylaşmaktır.

Batıni boyutu ise; Gerçek müminlerin orucu ise bir ömür boyunca devam eder. Ve gece gündüz bütün azalarını kötü duygulardan sakınmak-korumak zorundadır; Kötülük etmemek, zulümkar olmamak, kimseye fenalık düşünmemek, duygularını kötüye kullanmamak, her daim için paylaşıcı olmak, yardım elini uzatmakdır. Ve asıl oruçla amaçlanan da budur.

Ramazan ayının kutsallığı.
Hz.Muhammed daha kendisine peygamberlik nazil olmadan önce her zaman yaptığı gibi bir Pazartesi geçesi hira mağarasına çekilmiş, bütün varlığiyle Canab-ı Hakk’a ibadet ve dua ile meşkul olmuştur. Bu esnada melek Cebrail’in gelişi, Hz.Muhammed’e ayan olur.

Melek Cebrail, Hz-Muhammed’e: Oku, demiş.
Hz.Muhammed: Ben, okuma bilmem.
Melek Cebrail; Hz.Muhammed‘i tutarak kendisine tekrardan oku demiş.
Hz.Muhammed; Tekrarliyarak ben, okuma bilmem diye cevap vermiştir. Çünkü O, gerçekten okumayı bilmiyormuş.
Melek Cebrail; Yine Hz.Muhammed‘i tutar, sirkeleyip bıraktıktan sonar kendisine oku demiş.
Hz.Muhammed; Ne okuyayım? diye cevap vermiş.
Melek Cebrail; „Insanı yaratan Rabbinin adıyla oku! Oku, Rabbin Ekrem’dir, en büyük çömertliğin sahibidir. O’dur kalemle öğreten!, Insana bilmediğini öğreten“, demiş. Hadislere göre böylece Alak suresinin ilk 5 ayeti 610 yılında, Ramazan’ın 27’ci gecesi Hz.Muhammed’e intikal edip, inmiştir.

Diğer bir neden ise; Şahı Merdan Ali miladi 661 yılı Ramazan ayının 19’cu günü kiralık katil Ibni Mülcem tarafından zehirli bir kılıçla evinden uzaklaştıktan sonra arkadan saldırıya uğramış, başından aldığı darbe neticesinde üç gün sonra yani Ramazan ayının 21’ci gecesi Hakk’a yürümüş olmasıdır.

Muaviye, Şahı Merdan Ali’nin ölüm haberini alınca „çok şükür, çok şükür Ali’den kurtuldum!“ diyerek üç gün üç gece bayram ilan etmiştir. Sokaklarda davul zurna çaldırıp, çocuklara şeker dağıtarak şenlikler yaptırmıştır. Her yıl tekrarlanan bu uygulama zaman içerisinde Ramazan bayramı, aynı zamanda „Şeker bayramı“ olarak da kutlanmaya başlamıştır.

Yine Kerbela’da Imam Hüseyin ve Ehli Beyt’inin katledilmesinden sonra Yezid, Nisa Suresi 92’ci Ayet gereği; „Bir kişi eğer ki bir kişiyi öldürüse Allah’a tövbe olarak iki ay kesiksiz oruç tutması gerekir“. Ve Yezid bu Kefaret orucunu kendi ordusuna 60 gün ve halka ise 30 gün zorla tutturmuştur.

Aleviler açısında en öenemli nokta; Akılla yanaşılmadığı gibi, birileri tarafından ön görülen şartlara ve koyulmuş kurallara şeklen uyma vardır. Bu da şekilciliğin ta kendisidir. Işte Alevilerin sorunu Emevi hanedanlarının uygulaması olan 30 güğnlük oruçtur yani şekilciliktir fakat orucun kendisi değildir. Dolayısiyle Ramazan Ayı; Aleviler açısından Şahı Merdan Ali’nin katledildiği bir matem ayıdır, Emevi hanedanları ve onlara uyanlar açısından ise, bayram günüdür.

Ramazan ayında, oruç tutma meselesine gelince.
Ramazan orucu Kur'an-da bakara Suresi 183-184-185 inci ayetlerde geçmektedir.

1- Bakara Suresi 183’cü Ayet’in Türkçe’si; „Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır.“ (Y.N. Öztürk)
2- Bakara Suresi 184’cü Ayet’in Türkçe’si; „Sayılı günlerdir. Sizden kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar. Oruca zorlukla dayananlar üzerine düşen, fidye olarak bir yoksulu doyurmaktır. Kim bir mecburiyeti olmaksızın içinden gelerek iyilik yaparsa bu onun için daha hayırlı olur. Ve oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır.“
3- Bakara Suresi 185’cü Ayet’in Türkçe’si; „Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır.“

Ehli Sünnet Vel Cemaat ve Şii/Caferiler bu ayetlerle Alevileri töhmet altında bırakmaya çalışmaktadırlar lakin çabaları nafiledir. Şimdi de bu ayetlerle verilmek istenen mesaj nedir? ona bakalım.

1- Ayet 183 ile anlatılmak istenen; Ademoğlunun kötülüklerden, yanlışlıklardan, şüpheli hallerden kendini korunması, nefsine sahip çıkmasıdır. Allah’a karşı kulluk vazifesini ve topluma karşı da ahlaki, sosyal sorumluluklarını yerine getirmesidir.
2- Ayet 184 ile anlatılmak istenen; Bazı sebeplerden (Hastalık, yaşlılık, yolculuk,vs.) dolayı oruç tutamıyorsanız bunun karşılığında ihtiyaç sahibi olanların ihtiyacını karşılamak, yiyecek almak, aç insanların karnını doyurmak gibi fedakarlık ve yardımında bulunmak aynı manadadır çünkü önemli olan niyettir.
3- Ve Ayet 185 ile anlatılmak istenen ise; Insan aleminin Allah’a, manevi huzura erdirici, şeksiz deliller, ispatlar, hakikati ve yanlışı birbirinden ayıran Allah’ın kelamı, ilmi, kanun nizamı olan Kur’an-ı Kerim, 610 yılında, Ramazan ayının 27‘ci gecesi inmiş ve insanoğlu müjdelenmiştir.

Dolayısiyle insanları hidayete, huzura erdiren Allah‘ın manevi adaletine karşılık; Allah’ın yüceltilmesi, anılması, hatırlanması için oruç tutmak, dua etmek, muhabbet etmek, yardım elini uzatmak, olanların olmayanla nimetini paylaşılması istenilmektedir ve Canab-ı Hakk, bunları yaparken de kendinize eziyet etmeyin diyor.

Lakin 30 gün oruç sayısı veya zaman limiti söz konusu değildir. Şöyleki; „Şehr-u Ramadan“ deniliyor. „Şehr-u“ = Ay-dolun ay demekdir. „Ramadan“ ise Ramazan(Kamer aylardan dokuzuncusu) yani Ramazan ayı demektir. Bu gerçeklikten yola çıkarak her insanın bilinci dailindedir ki bir ay, 30 gün dolun ay olarak geçirmesi mümkün değildir, üç veya 10 gün arasıdır. Üç veya beş vakit namazda da olduğu gibi 30 günlük orucun da Allah’ın hükmü değildir, Ehli Sünnet Vel Cemaat ulemalarının uygulamasıdır. Dolayısiyle 30 günlük oruç; Allah’ın hükmü değil, Emevi hanedanlarının uygulamasıdır.

Diğer bir gerçek ise; Bakara Suresi, Hz.Muhammed’in hicretinden sonra Medine de inmiştir. Hz.Muhammed, 63 yaş yaşamıştır. Verilere göre Hz.Muhammed, Medine’ye 55 yaşında hicret etmiştir. Şimdi soruyoruz; Bundan önce Hz.Muhammed hangi orucu tutuyordu?

Diğer bir yanlış mantık ise; Allah’ın kelamında az veya fazla kutsallık anlayış söz konusu değildir. Yani ayetin biri az, bir diğer ayet ise fazla kutsaldır mantığı tamamen yanlış ve suçtur. Çünkü Allah’ın kelamı tekdir ve açık kapıya yani soru işeretine yer bırakmaz.

Neden Ramazan’ı tutmuyorsunuz, sahura kalkmıyorsunuz? Insanları oruca zorlayanlara Hakk aşığı Kul nesimi, şu cevabı vermiştir:
„Biz bir oruç tutarız,
Ramazana benzemez“ diyor.

Ozan Ibreti’nin cevabı ise, şöyledir;
İlme değer verdim, uykudan kalktım,
Sarık seccadeyi elden bıraktım,
Vaazın her günkü vaazından bıktım,
Ramazanı sele verdim de geldim, diyor.

Ozanlarımızın da belirttiği gibi Alevilerin, oruç ile bir sorunları olmadığı gibi, sadece Emevi Arap örf adetlerini dinin esasları olarak algılayan Ehli Sünetin Vel Cemaat’a suç ortağı olmamaktır. Alevilerin oruçları; Hızır Orucu, On İki Imam orucu, On Dört Masum-u Pak orucu, Fatma Ana orucu ve 48 Perşembe oruçlarıdır.

Günümüzde Ramazan ayı Allah’a yakınlaşmak, yalvarmak-yakarmak, ibadet yapmak, yardım elini uzatmak, fakirlere yardımcı olmak yerine kurum ve kuruluşlar tarafından; Eğlence, şenlik, göstermelik oruç iftar programları düzenleyerek tüketim ve para kazanma hedeflenmiştir yani ibadet ayı yerine karnaval ve festival ayı olmuştur. Bu yanlışa bir de oruç tutmayan insanların, meydan dayağına çekme zülmü eklenmiştir.

Oruç ve ibadete yapmak isteyen Alevi canlarımız Ramazan ayında her Perşembe günü niyetlenip, ibadetlerini yerine getirebilirler. Bu da her canın kendi takdiridir.
Senin oruç tutmaman ya da alevi kardeşlerimizin (Müslümanlar kardeştir hadisinden yola çıkarak diyorum) oruç tutup tutmaması önemli değildir. Hiç kimseyi de ilgilendirmez. Ama ben de bir kardeşiniz olarak sizi uyarmakla vazifeliyim. Çünkü burada bir yanlış bilgilendirme var, ve bunun düzeltilmesi gerekiyor.

Orucu uygulamamak günaha girer, ancak Allah'ın emrettiği bir şeye uydurma demek, Muaviye uydurmuştur demek, Allah muhafaza, inkara düşürür.

Oruç ve Ramazan bayramı Muaviye'nin uydurması değildir. Önemli olaylar tabi ki gerçekleşmiştir. Ama bu Ramazan'ın anlamını değiştirmez.

Ramazan Bayramı'nın bir diğer adı Şükür Bayramı'dır. Arapça harflerden Latin harflere geçerken olsa gerek aynı harfler kullanıldığı için Şeker Bayramı diye bir şey ortaya çıkmış.

Kasten mi bilerek mi bilmiyorum, ancak sözkonusu ayetleri eksik verdiğini görüyorum.


Bakara 183: "Ey îmân edenler! Sizden evvelkilere farz kılındığı gibi, oruç tutmak (sizin de)üzerinize farz kılındı; tâ ki (günahlardan) sakınasınız"

Bakara 183'te 'Siyam' yani "oruç size farz kılındı" deniyor. Peki neden farz kılındı? "Benden sakınasınız ve takvaya ulaşasınız" şeklinde de neden farz kılındığı belirtiliyor. Müslümanın hedefi tabi ki takva ve en güzel ahlaklı insan olabilmek. Ama bunların da yolu ve yöntemleri var. Oruç da bunlardan biri.


Bakara 184: Sayılı günler olarak (oruç size farz kılındı)! Fakat içinizden kim hasta olur veya yolculukta bulunursa, artık (tutamadığı günler) sayısınca başka günler(de oruç tutsun)! Ona gücü yetmeyenlerin üzerine ise, (tutamadıkları her gün için) bir fakirin (bir günlük) yiyeceği kadar fidye (verme borcu) vardır. Buna rağmen kim gönlünden koparak bir hayır işlerse(daha fazla verirse), o takdirde bu, onun için daha hayırlıdır. Bununla berâber bilirseniz,(güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.


Bakara 184'te birçok alimin mealinde de belirtildiği gibi, Kur'an'da oruç "Sayılı günler" şeklinde geçiyor. Yani belirtilmiş bir sayı var.

"Eyyamen Mea'dudatin" kelimeleri "Sayılı günler" demektir.

Sayıların belirtilmemiş olması sayılı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ramazan kameri ay olması nedeniyle tam 30 gün zaten değil. Bazen 29 gün de olabiliyor. Sayı verilmemesinin bir hikmeti bu nedenle olabilir.

Ayrıca diğer hükümler de bir hastanın seferinin ne yapması gerektiğinden bahsetmiş. Tutmadığı günün yerine tutsun diye de ifade edilmiş zaten. Bir insan bu koşula uymuyorsa tutması gerekir.

Bakara 185: (O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, insanlara doğru yolu göstermek ve hidâyet ile furkandan (hak ile bâtılı ayıran hükümlerden) apaçık deliller olmak üzere, Kur'ân onda indirilmiştir. Öyle ise içinizden kim o aya erişirse, artık onda oruç tutsun! Kim de hasta olur veya yolculukta bulunursa, artık (onun üzerine, tutamadığı günler) sayısınca başka günler(de oruç tutma borcu) vardır. Allah size kolaylık ister ve size zorluk istemez. İşte (bütün bunlar)sayıyı tamamlamanız ve sizi hidâyete erdirmesine mukabil (tekbir getirerek) Allah'ı büyük tanımanız içindir; hem tâ ki şükredesiniz.

Bakara 185'te ise açık açık, kıvırmaya, çark etmeye mahal vermeden oruç tutulması gereken ayın Ramazan olduğu belirtiliyor.


Hem sen kendi imanını tehlikeye düşürüyorsun, hem de burada başka insanların bu yanlış bilgiyle imanını tehlikeye atıyorsun. Bununla beraber iftiralar da mevcut yazında. Bilerek veya bilmeyerek bu yazıyı alıntılamış da olabilirsin bilmiyorum. İçeride birçok zırva var. Ayetleri doğru yazmamız yeterli diye düşünüyorum.

Ben sadece uyarıyorum kardeşim. Bunun tevili veya kıvırması yok. Tövbe et, ahiretini de yakma.

Yazım düzeltme amacıyla yazılmıştır, yanlış anlaşılmasın. Herkesin inancı kendisini bağlar tabi ki. Ama ortada yanlış bir bilgi olması nedeniyle kısaca yazmak hasıl oldu.

Selametle...

Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 01.05.22, 14:47
 
Üyelik tarihi: 17.04.22
Bulunduğu yer: Rize
Mesajlar: 115
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Ben alevilerin oruç tuttugunu veya namaz kıldıgını veya müslümanlığa dair birşey yaptığını bilmiyorum çünkü yalnış bir yol.
Hz. Ali (r.a) namazda şehid edildi bu ne güzel birşey dememiz lazımken alevilerin çoğu bu sebeple camiye gitmiyor namaz kılmıyorlar bu çok büyük bir cahilliktir.
Ehl-i Sünnet alimlerimiz peygamberimizin yaptıklarını tatbik eder sünnet yolunda ilmi geniş büyük alimlerimizin sahih hadis kaynaklarını baz alarak Allah'a kulluk ederiz ve bence doğru yolda budur.

.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 01.05.22, 23:30
 
Üyelik tarihi: 15.06.19
Bulunduğu yer: Aydın
Mesajlar: 199
Etiketlendiği Mesaj: 6 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
kahvei Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ozanlarımızın da belirttiği gibi Alevilerin, oruç ile bir sorunları olmadığı gibi, sadece Emevi Arap örf adetlerini dinin esasları olarak algılayan Ehli Sünetin Vel Cemaat’a suç ortağı olmamaktır. Alevilerin oruçları; Hızır Orucu, On İki Imam orucu, On Dört Masum-u Pak orucu, Fatma Ana orucu ve 48 Perşembe oruçlarıdır.

Günümüzde Ramazan ayı Allah’a yakınlaşmak, yalvarmak-yakarmak, ibadet yapmak, yardım elini uzatmak, fakirlere yardımcı olmak yerine kurum ve kuruluşlar tarafından; Eğlence, şenlik, göstermelik oruç iftar programları düzenleyerek tüketim ve para kazanma hedeflenmiştir yani ibadet ayı yerine karnaval ve festival ayı olmuştur. Bu yanlışa bir de oruç tutmayan insanların, meydan dayağına çekme zülmü eklenmiştir.

Oruç ve ibadete yapmak isteyen Alevi canlarımız Ramazan ayında her Perşembe günü niyetlenip, ibadetlerini yerine getirebilirler. Bu da her canın kendi takdiridir.
Biz şimdi oruç tutarak neye suç ortağı oluyoruz?
Ramazan'ın, bayramın Muaviye ile ne alakası var? Saçma sapan laflar. Hz. Ali'nin yolundan böyle gidilmez.

Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 01.05.22, 23:45
Modern Sofi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 24.08.19
Bulunduğu yer: Fena yurdu
Mesajlar: 1,346
Etiketlendiği Mesaj: 122 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alevi arkadaşımız kendi kafasına göre Kuranı yorumlamış. Kameri ayın 29 ve ya 30 gün olması konusunda ihtilaf da yoktur. Allah aklımızı elimizden almasın.

__________________
Sufiye göre, ölü köpeğin dişleri güzeldir. Bardağın yarısı doludur. Hak şerleri hayr eyler.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 09.05.22, 15:38
Üye
 
Üyelik tarihi: 15.09.21
Bulunduğu yer: Türkia
Mesajlar: 67
Etiketlendiği Mesaj: 4 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Tanrı râzî olsun kardaşım.Doğruyu gözelce tartışarak bulabiliriz.Bilindiğinizdir Latin anlağı(zekâsı) Cicero,''De Amicia'' adlı betiğinde(kitâbında) tartışmayı uzluk(san'at) olarak nitelemiştir.Hakk sizin ile olsun.
Yaşasın Kızılbaşlık!

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Aleviler neden camiye gitmezler kahvei Farklı inanış biçimleri 16 01.01.24 16:04
Aleviler neden amin yerine Allah Allah der? kahvei Farklı inanış biçimleri 17 10.03.22 00:00
Alevilerce orucu tutulmayan Ramazan’ın bayramını kutlamaları, gerçeği yansıtmıyr kahvei Farklı inanış biçimleri 0 25.02.21 22:31
Aleviler neden horlandılar? kahvei Farklı inanış biçimleri 0 25.02.21 22:24
Oruç tutmak için niyet etmek şart mı - Ramazan orucu için niyet Sin Ramazan & Oruç 6 25.04.20 13:00


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:29.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147