#1
|
||||
|
||||
Farkındalık
Bir filmden hatırımda kalmış, iyi eğitimli ajanlar bir salona girdiklerinde o salonda kaç tane priz olduğunu ve bunların nerelerde olabileceğini düşünürlermiş. İşte farkındalık, bu.
Popüler kültür için böyle şeyler düşünmek heyecan verici. Bu yüzden bu sözler de göze yüzeysel görünebilir ama ben ciddiyim. Ezoterik kavramların bir gizem ve edebiyat perdesi ardında tutulmasına karşıyım. Kendi başına bir kutsallığı olmayan kavramları, Kuran’ı evin başucuna asıp bir daha bakmamak misali uzaklaştırınca tekamül de bizden aynı derecede uzaklaşır. Farkındalık, kişinin kendini tanıması ve bulunduğu çevrede olan biten her şeyin ayırdında olmasıdır diyebiliriz. Bu anlatıma bilinen bütün fizik gerçeklik ve sosyal diye adlandırabileceğimiz tesirler de dahildir. Günlük yaşamdan örneklemeye çalışalım. Bir kadın erkek ilişkisi içerisinde karşı tarafın telefona cevap vermemesi panikle karşılanır. Karşı taraf istenmeyen, gizli saklı bir şeyler yapıyordur, bir iş çeviriyordur diye düşünülür. Hatta böyle düşünmeyene enayi muamelesi yapılır. O sırada aranan kişinin telefonu duymuyor olabileceğini düşünmek, bir toplantıda olabileceğini, telefona cevap veremeyecek bir durumda olabileceğini (fesat durumlar değil) düşünebilmek farkındalıktır. Tersine, bu durum gerçekten şüphe uyandıracak bir boyuttaysa, bunu ayırdedebilmek de farkındalıktır. Dünya hayatında insana düşen en önemli ödevlerden biri, etrafında olup biteni anlayabilmektir. İşte bunun için insanın farkındalığını artırmaya ihtiyacı vardır. Fiyat etiketine 100 TL yerine 99 TL yazılmış olan bir ürüne bakarken, amaçlanan psikolojik tesiri almamak bir farkındalık. Bir tartışma sırasında konu dışına çıkmamak da bir farkındalık. Bazen tanımadığınız birine kanınız ısınır ya da tam tersi bir türlü ısınamazsınız. Bu durumun nedenlerini anlayabilmek de farkındalıktır. Ezoterik alanda üzerine konuştuğumuz konularda, fizik gerçeklik dışında kalan bazı ‘nesne’, varlık ya da kavramlardan bahsederiz. Bunlarla ilgili farkındalık da ruhsal gelişimde önemli bir yer tutar. Peki bu alandaki farkındalığı nasıl tarif edecek, nasıl halledeceğiz? Jung, insandaki farkındalığı daha hemen doğum sonrasından ele almaya başlamıştır. İnsan dünyaya geldiği andan itibaren aşağı yukarı ilk 18 aylık bir süre içerisinde kendisi ve çevresinin farklı şeyler olduğunu algılamaz. Annesinin kendisi olmadığını, başka bir birey olduğunu bilmez. Farkında değildir. Benzer biçimde, acıktığında da hissettiği şeyi adlandırmaz, adlandıramaz. Bunun yerine açlığı bir kaygı olarak hisseder. Bu örneği verme nedenim, bize göre daha karmaşık görünen konularda bizim de bu bebek gibi oluşumuzdur. Farkında olmadığımız konularda, farkında olmadığımız şeyin ne olduğunu bilmeyiz. Bu nedenle farkındalığımızın eksik olduğunu bilmemiz bile, bu alanda atılmış çok büyük bir adımdır. Bir sonraki adım, farkında olmadığımız konularda zannetme hali içerisinde olmaktan uzaklaşmaya çalışmaktır. Bu neden bu kadar önemli? Bilmediğimiz şeyi zaten bilmiyoruz deyip bıraksak olmuyor mu? Ya da bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp diyerek öğrenmeye çalışsak? Hayır, ilk adım bu olmamalı çünkü önce bilmediğimiz konularda akıl yürütme alışkanlığımız olduğunu ve bu nedenle çok yanlış hayallere kapılma tehlikemiz olduğunu anlamamız gerekir. Ezoterik alana dair bahsedilen tehlikelerden biri budur ve doğrudur. Zaten birinin yolu aydınlatması gereği de burdan kaynaklanıyor. Ezoterik yapılanmalarda, yola yeni girmiş insanların biraz bir şeyler öğrenip belli bir alışkanlık kazanmadan önce konuşmamaları kuralı da büyük ölçüde bununla ilgilidir. Fiziksel bir örnekle açıklamaya çalışayım. Görme duyumuzla ilgili hem işe yarayan hem de bizi aldatan bir özelliğimiz var. Gözdeki kör nokta diye tabir ettiğimiz şey nedeniyle, belli bir mesafede (bu mesafe yaklaşık 20-30 cm civarıdır) belli bir alanı (bu alan da 2-3 cm2’yi geçmez ama önemli) göremiyoruz. Ancak gözlerimiz ve beynimiz öyle bir yapıya sahip ki, görmüyor olduğumuzu farkedemiyoruz. Beynimiz biz bunu farketmeyelim diye kör noktaya denk gelen yerdeki görüntüyü tamamlıyor. İşte bu durumda, biri gelip bize bunu anlatana ve gösterene kadar biz bu konuda karanlıktayız demektir. Hayatımızın bir çok alanında kör noktalarımız var ve bunların farkında değiliz. Farkındalık, ya da farkındalığa erişmek, bu kör noktaları tanımamız bilmemiz anlamına geliyor. Bu bizim kendi iç dünyamız için de geçerli. Hatta dış dünyayı nasıl algıladığımız kendi iç dünyamızla çok alakalı olduğundan bu nedenle önden gelmesi gereken şey kişinin kendini tanıması. Kendini farketmesi. Kendi içindeki kör noktaları tanıyıp gerçekte orada neler olup bittiğini de anlamaya çalışması. Kendini tanı sözü bir motto, bir slogan değil. Hoş sözler söylemek için söylenmiş olan bir şey hiç değil. Farkındalık, ‘new age’ eğlence kulüplerinde birbirimizi oyalarken kullanalım diye var olan bir sözcük değil. Bunlar bizi oyalamak yerine, aramaya itmek için varlar. Hoş, aramakla bulunmaz ama bulanlar da sadece arayanlar arasından çıkar. |
#2
|
|||
|
|||
Farkındalık...
Güzel bir farkındalık yazısı..
Bir uçak yolculuğunda yan koltukta oturan bir adamın alyansını sağ elinin işaret parmağına taktığını fark eden yazar yorum yapmaktan kendini alamaz. “Bayım alyansınızı yanlış elinize takmışsınız!'' Adam bunun üzerine;''Yanlış kadınla evlendim de ondan!'' diye karşılık verir. Yazar Ziglar bu anıyı aktardıktan sonra şöyle sorar; ''Peki ya bu adam doğru adam mı? Yani kadın doğru adamla mı evlenmiş? Yanlış seçilmiş bir insana doğru insanmış gibi davranırsanız sonuçta doğru insanla evlenmiş olmaz mısınız? Doğru seçilmiş bir insanla evlendiğiniz halde yanlış davranıyorsanız yanlış bir evlilik yapmışsınız demektir çünkü. Doğru insan olmak, doğru insanla evlenmekten çok daha fazlasıdır!'' Yazar kitabında şu öyküyü anlatır.. ''Yıllar önce Hawai''de başlık parasına benzer bir uygulama revaçtadır. Bir erkeğin sevdiği kızla evlenebilmesi için kızın ailesine belli sayıda inek vermek zorundadır. İnek sayısının 10 adet olması gerekmekle birlikte kızın özelliklerine göre bu sayı değişebilmektedir. Ve adada iki kızı olan bir adam yaşamaktadır. Kızlardan büyük olanı bizdeki deyişle -kabul görmeyen- tipte, şanssız bir kızdır ve babası ona 3 inek fiyat biçmiştir. 2 inekli bir teklifi de kabul edecektir, hatta iyi bir pazarlıkla 1 ineğe fit olmaya razıdır. Bir gün adanın zenginlerinden Johny Lingo bu eve geldiğinde herkes onun diğer kızı isteyeceğini düşünür. Oysa yaşlı adamı sevince boğarak büyük kıza talip olur. Herkes en azından isteneni yani, 3 inek ödeyeceğini düşünürken Johny yanında 12 tane inekle gelmiştir. O dönemlerde normal bir balayı ortalama bir yıl sürmektedir ama gelin ve damat iki yıllık balayı planlamıştır. Damatla gelinin dönmesinin beklendiği gün ahaliden biri dönüşlerini haber vermeye gelir gelmesine ama gelenlerin Jony ve eşi olduğundan emin değildir. Aslında Johny''i tanımıştır fakat kızdan emin olamamıştır. Yaklaşan kadın çok güzel, zarif birisidir. İyice yaklaştıklarında kimsenin tereddüdü kalmaz. Fakat kızın güzelliği, cazibesi ve çekiciliği en eleştirici gözle bile reddedilmeyecek ölçüdedir. Yakından bakanlar Johnny''nin 12 inek karşılığında iyi bir alışveriş yaptığını düşünürler." Yazar işin püf noktasını şöyle özetler; ''Johnny 12 inek ödedi, kız 12 ineklik bir kadın haline geldi.'' Bu hep böyle olmaktadır.Eşinize veya sevgilinize verdiğiniz değer, ona kazandırdığınız değerdir. Aslında ''doğru adam'', ''doğru kadını'' inşa eder, ''doğru kadın'' da ''doğru adamı...'' |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Gözler, farkındalık içindir Bakışlarımıza sahip olalım | Gercek | Kadim Bilgelik | 3 | 12.10.23 07:22 |
Farkındalığın Yararları Nelerdir? | MrBerkHD | Farkındalık | 0 | 21.05.20 15:01 |
Düşünceler, Duygular ve Beden: Endişe için Farkındalık | MrBerkHD | Parapsikoloji & Spiritüalizm | 0 | 21.05.20 14:46 |
Fast - Farkındalık | SiLence | Farkındalık | 5 | 03.06.17 11:24 |
Güç ve farkındalık | SiLence | Parapsikoloji & Spiritüalizm | 5 | 21.03.17 14:19 |