#1
|
|||
|
|||
Görünüş ve Gerçeklik
Tarih boyunca felsefenin en önemli konularından biri görünüş ile gerçeklik arasındaki ayrım olagelmiştir. Bu ayrım, Yunan filozofu Sokrates’ten (MÖ 469-399) önce yaşadıkları için “Sokrates Öncesi Filozoflar” olarak adlandırılan erken dönem filozoflarının görüşlerinin merkezinde yer alıyordu.
Sokrates Öncesi Filozoflar gerçekliğin nihai doğasının görünen şeklinden büyük ölçüde farklı olduğuna inanmışlardı. Örneğin, Thales adındaki bir filozof görünüşler değişse de tüm gerçekliğin nihayetinde sudan oluştuğu görüşündeydi; Herakleitos ise dünyanın ateşten meydana geldiğini düşünüyordu. Dahası, Herakleitos her şeyin devamlı olarak hareket halinde bulunduğunu ileri sürüyordu. Diğer bir düşünür Parmenides ise hiçbir şeyin gerçekte hareket etmediği ve görünen tüm hareketin bir yanılsama olduğu konusunda ısrarcıydı. Sokrates Öncesi Filozoflar tüm gerçekliğin nihayetinde temel bir ana maddeden yapılmış olma ihtimali üzerinde durdular. Ve eleştirel olmayan, günlük gözlemlerin bize dünyanın genellikle aldatıcı bir resmini sunduğundan şüphe duydular. Bu nedenlerden dolayı, onların görüşleri çoğu zaman felsefe kadar modern bilimin de öncüsü olarak görülmektedir. Sonraki dönemlerde Platon, Spinoza ve Leibniz gibi birçok filozof bu geleneğin takipçisi oldular ve gerçekliğe sıradan, genel dünya görüşünden daha yakın olduklarını iddia ettikleri, alternatif gerçeklik modelleri ortaya koydular. EK BİLGİLER: 1. Görünüş ile gerçeklik arasındaki ayrım, şüphecilik olarak bilinen saygıdeğer bir felsefi geleneğin de merkezinde yer almaktadır. 2. Immanuel Kant da görünüş ve gerçeklik arasındaki farka işaret etmiştir. Deneyimlediğimiz şeyler ile kendi deyişiyle “kendinde şey”i birbirinden ayrı tutmuştur. |
#2
|
|||
|
|||
Tam farkındalık ve uyanış kalb seviyesinde başlar, kalbi uyuşuk olanın şaşkınlığı çok olup, duygu ve düşünceleri kirli ve bulanık akar, kendinden, kudretinden pek haberi olmaz,ontolojik anlamda kararsız, depresif bir ruh haliyle Yaşar,nefsinin arkasına, gençliğine, güzelliğine, makamına, şöhretine, ilmine sığınır, kendini bu saydıklarıma siper eder,bunlarla korumaya alır iç alemdeki bozuk denklemini.
Zikirsiz, Allah’dan uzak bir Kalb toprak elementi seviyesinde ibadetlere uyuşuk, isteksiz olur, su elementi seviyesinde dönek ve kararsız, ateş elementi seviyesinde ise şehvete meyli çok olup, kibirli olur, Allah ıslah etsin kalblerimizi, hastalık sadece biyolojik değil, aynı zamanda manevi seviyededir. Kalbileşemeyen şaşkınlık içindedir, özüne yabancı olan herkese yabancı ve ürkektir, kalbin ilacı zikir, tefekkür ve tevbe, birde ölümü hatırlamaktır. |
#3
|
|||
|
|||
Tsk edrm hocam
. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Gerçeklik Taşı | Och | ilginç konular & Teoriler | 0 | 12.02.20 09:24 |
görünüş değiştirmek için bir uygulama var mı? | ddlg | Sorularınız | 18 | 26.12.19 11:44 |
Hayali Gerçeklik | Snipper | Derin Konular & Beyin Fırtınası | 2 | 24.05.18 10:53 |