|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
imam-ı Şazeli Hizbü'ş-Şekva Duası
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
Allahım! Yakarışımızın başında, sevip hoşnut olacağın şekilde Sana, en bereketli, en mübarek, en kutlu, en çok hamd ü senalarla hamd ediyor, Seyyidü'l-âlemîn ve Fahru'l-müslimîn Efendimiz Haz-reti Muhammed Mustafa'yı Senin rahmet, bereket ve selâmınla bir kere daha anıyoruz: "Esselâmü aleyke eyyühe'n-Nebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtühû." Allahım! Seyyidina Hazreti İbrahim ve ehline salât ü selâmda bulunduğun gibi Efendimiz Hazreti Muhammed'e ve âline de salât ü selâm et. Hazreti İbrahim ve ailesine bereket ihsan ettiğin gibi, Efendimiz Hazreti Muhammed ve aile fertlerine de bereket ihsan eyle. Şüphesiz Sen, her bakımdan hamde layık ve şanı yüce olansın. “Ey bizim Kerîm Rabbimiz! Yaptığımız bu işi kabul buyur bizden! Allahım! Güçsüzlüğümü, zaafımı ve insanlar nazarında hakir görülmemi Sana şikâyet ediyorum. Sen Erhamürrâhimînsin; bütün çaresizlerin Rabbi de, bu çaresiz kulunun Rabbi de Sensin. Beni kime bırakıyorsun? Kötü sözlü, kötü yüzlü uzak kimselere mi, yoksa işime müdahil düşmana mı? Eğer bana karşı gazabın yoksa, çektiğim mihnetlere, belalara hiç aldırmam. Ancak afiyetin arzu edilecek şekilde daha ferah-feza, daha geniştir. İlahî! Gazabına giriftar, yahut hoşnutsuzluğuna dûçâr olmaktan, Senin o zulmetleri parıl parıl parlatan dünya ve âhiret işlerinin medâr-ı salâhı Nur-u Vechine sığınırım. İlahî! Sen razı olana kadar Senin affını muntazırım. İlahî! Bütün havl ve kuvvet sadece Senin elindedir ve yalnız Senden gelir. Sana hamd ü senalar olsun. Ey emellerimi lütf u kerem ve ihsanlarının güzelliğine bağladığım, gizli-açık her hâlimi gören ve âkıbetimin nasıl olacağını bilen Yüce Rabbim! İnişli-çıkışlı hallerimi ve dilimin, ihtiyaçlarıma tercüman olamayışını Sana şikâyet ediyorum. Yegâne Mâlikim Sen, yaptığım her işi neticeye erdirecek olan Rabbim de Sensin. Hiçbir hâlim Sana gizli kalmaz. Ne kadar gamım, kederim varsa hepsini görür, işitir ve bilirsin. Rabbim! Giriftar olduğum musibetler büyüdü de büyüdü., tasalarımın hadd ü hesabı yok., gençliğim çoktan uçup gitti., duygu ve düşüncelerim duruluğunu kaybetti., kederler topyekün üzerime çullandı. Bir mükâfata mı mazhar olacağım yoksa bir mücazata mı maruz kalacağım, onu da kestiremiyorum; Ey dönüşümün Kendisine olacağı, içimden geçenleri de, dışıma aksedenleri de, arzularımı da, sonumun nasıl olacağını da bilen Rabbim! Allahım! aciz ve zayıf düştüm., çaresiz kaldım., fikrim herc ü merce uğradı., durumum iyice zora girdi., hâlim kötüleştikçe kötüleşti.. hayalleriyle yaşadığım güzelliklerin gerçekleşme ihtimali düştükçe düştü., hasretim büyüdükçe büyüdü., âh u enînlerim semalara ulaştı., sırlarım âşikâr oldu., gözyaşlarım sel olup aktı... Allahım! Sen benim tek sığınağımsın. Huzuruna gelebilmek için en büyük vesilem de yine Sensin, Senin rahmetindir; açığımı ve gizlimi bilen sadece Sen olduğun için acılarımı, ızdıraplarımı Sana arz ediyor, başımda dönüp duran felaketleri def ü ref' etmeni diliyorum. Ey kapısının tozu-toprağı gözlerimize sürme Sultanımız! Senin kapın bir ihtiyacı ve bir talebi olanlara her zaman açıktır ve Senin ihsanların muhtaç olanlara mutlaka ulaşır. Arz-ı hâl edilebilecek ve bir talepte bulunulabilecek en nihaî merci de Sensin. Ey duyan, gören, olup biten her şeyi manzar-ı âlâdan temâşâ eden, arzın ve semanın, esmâ-i hüsnanın sahibi, isimleri kâinatın devam ve bekâsının vesilesi Yüce Rabbim! Senden, yaş akıttığım gözlerime, bitkin ve bîtap düşen bedenime, dermansız hâlime, sönüp gitmeye yüz tutmuş gençliğime merhamet etmeni diliyorum. Kapını döven herkese lebbeyk diyorsun; bize de lebbeyk de ya Rabbi! Ey çaresizler çaresi! Başvuracağı çareler tükenmiş bu kulunun önündeki yollar daraldıkça daraldı., bütün kapılar yüzüne kapandı., doğru yola girmesi de iyice zorlaştı., üzüntüsü, tasası arttıkça arttı.. ömrü tükenmeye yüz tuttu da, hâlâ huzura, esenliğe ve gönül duruluğuna giden kapılardan hiçbiri kendisine açılmadı., günler geldi geçti de nefis ne gafletten sıyrıldı ne de pespâye işlerden elini eteğini çekti. Ey Kendisine el açıldığında cevap veren, dilediği hususu anında gerçekleştirmeye muktedir olan, azamet, kerem ve lütuf sahibi Rabbim! Benim içine düştüğüm musibetleri de ancak Sen bertaraf edebilirsin. Recâ hislerimi tamamıyla Senin inayetine, rahmetine, şefkatine bağladım; ne olur, bu aciz kulunu haybet ve inkisara uğratma! Ey benim Yüce Rabbim! Ne olur, dualarımla kabul mührü arasına perde koyma, dileklerimi geri çevirme ve beni hicranımla, bir hiç hükmünde olan havl ve kuvvet(sizliğ)imle baş başa bırakma! Acziyetime, ihtiyacıma merhamet et! Sadrım daraldı, fikrim teşvişe uğradı; ne yapacağımı, nasıl davranacağımı şaşırmış bir hâlim var. Gizlimi de açığımı da bilen Sen, faydayı celb, zararı defedecek Sen, yüce nezdinden sürpriz fereç ve mahreçler gönderecek Sen, bütün zorlukları kolay hâle getirecek de yine Sensin! Rabbim! Rahatsızlığı arttıkça artan, şifa bulması zorlaştıkça zorlaşan, dertleri çoğaldıkça çoğalan, bununla beraber devaları iyice azalan, başındaki musibetler bütün bütün kabaran ve onlardan kurtuluş çareleri hiç denilecek kadar zayıflayan bu bîçareye merhamet et ve ona inayet elini uzat. Ey teveccühleriyle mahzun kullarının kalblerini imar buyuran, cömertçe sunduğu nimetleriyle bütün mevcûdatı iltifatlara boğan Merhametliler Merhametlisi! Çaresiz kalanların melcei, ümidi, yardım edeni ve şifa vereni yalnız Sensin. Ben de Senin kulunum; ben de Senin nezdindekilere muhtacım. Fakirim; sehavetinden akıp akıp gelecek lütuflarını gözlüyorum. Günahkârım; günahlarımı silip süpürdüğün, beni de affınla sarıp sarmaladığın müjdesini bekliyorum. Çok korkuyorum; Senden müsamaha ve emn ü eman diliyorum. İsyankârım; ettiğim tevbelerin, kötülük ve isyan kokan hatalarımı silip süpüreceği ümidini taşıyorum. Kapında fakir ve aciz bir dilenciyim; ihsanlarının gelip beni de sürura gark edeceği recâsıyla yaşıyorum. Sayısız kayıtların mahpusu oldum; kulluğuma mâni olan o bağların süratle çözüleceği ve müşahede ufkuyla sevindirileceğim ümidini besliyorum. Aç ve çulsuz bir vaziyette, dergâhının önünde, kurb (yakınlık) kevserlerine kanacağım, iman libasıyla baştan aşağıya donatılacağım intizarı içindeyim. Susuzluktan dilim damağım kurudu, ciğerlerim kavruldu; elemli ateşlerimin ferahlatan bir serinliğe inkılâb edeceği, muhabbet oluklarından kana kana içeceğim, kurb kâselerinden yudumlayacağım, sıkıntılarımın, elemlerimin, rahatsızlıklarımın ve hüzünlerimin bir bir dağılıp gideceği ve sürpriz sevinçlere dönüşeceği, bütün hastalıklarımdan şifa bulacağım anları gözlüyorum. İniltiler içinde huzuruna gelmiş garip bir yolcuyum. Vatanından, tanıdıklarından cüdâ düşmüş bir zavallıyım ben. Dilerim ki bu gurbet, bu şekâvet ve bu talî'sizlik daha fazla sürüp gitmesin, gitmesin ve bir an evvel gurbetim sıla olsun. Ruhum ve bedenim, ağaçların altında ılgıt ılgıt esen meltem rüzgârlarının serinliğiyle huzura doysun. Gönlüm lütf u ihsanla dolsun. Kalbim rahmet ve rıdvan esintileriyle ferahlık bulsun. “Ya Azîm ü ya Mennân, ya Kerim ü ya Rahman, ya Sâhibe'l-cûdi ve'l-ihsan ve'rrahmeti ve'l-gufran. “ya Rab! (3)’’ Ey kalblerin ancak yakınlığı ve nurlarıyla sükûn bulduğu, mahlûkatın sadece lütuf ve iyilikleriyle hayatlarını devam ettirebildikleri ve mevcûdâtın yalnız yardım ve inayetiyle ayakta durabildiği Yüceler Yücesi Rab! Kevn ü mekânın artık dar geldiği, ins ü cinnin bütünüyle kendisinden uzak durup ünsiyete yanaşmadığı, gece-gündüz şaşkın şaşkın, hafakanlar içinde sağda-solda dönüp dolaşan, sılada bile gurbet yaşayan, hiçbir yere sığmayan, zaman geçse de dertleri, tasaları azalmayan, bir kısım vahşîler gibi mahlûkatla bir türlü ünsiyet kuramayan bu kuluna şefkat buyur, merhamet buyur, re'fet buyur! Ey iyilikle özdeşleşmiş ebrara, evliya-yı kirama, kurb zirvelerinin kahramanları olan mukarreblere ve hayra kilitlenmiş ahyâra münacat ve esrarının hazzını duyuran! Ey verdiği canı geri alan ve aldığı canı geri veren! Dilediklerini uzaklaştıran ya da yakınlaştıran şaki veya saîd kılan Allahım! Bütün bunlar Senin rubûbiyetinin âsârı ve ezeldeki takdirinin neticeleridir. Rabbim! Ululuk ve azamet sadece Senin şanın ve güç ve kuvvet bütünüyle Sana ait iken, Senin kapından başka hangi kapıya varabilir, Senin huzurundan başka hangi huzurda durabilirim ben? Yegâne Maksûd Sen iken, başka kime yönelebilirim? Mevcûd-u Hakikî bir tek Sen iken başka kime teveccüh edebilirim? Cömertlik yalnız Senin şiarın iken, bana başka kim ihsanda bulunabilir ki zaten? Rabb-i Ma'bûd bir Sen iken, kimin kapısında dilencilik edebilirim ben? Rabbim, Yüce Rabbim! Senden başka bir rab var mı ki, ona yalvarayım! Başka bir ilah mı var ki, ümitlerimi onun vereceklerine bağlayayım! Senden gayrı bir kerem sahibi mi var ki, ondan atâ ve ihsan talebinde bulunayım! Cömertliğiyle maruf başka birisi mi var ki, onun fazlına bel bağlayayım! Senden gayrı bir hâkim-i mutlak, el açılan, ihtiyaç arz edilen bir başkası mı var ki, şikâyetlerimi ona ileteyim! Hayır ya Rabbi, hayır, Senden başka kerem ve cömertlik sahibi yoktur. Ey gazabından rahmetine sığındığımız, kullarını koruyup kollayan fakat Kendisi asla bir himayeye ihtiyaç duymayan Rabbim! Senden başka keremi ve ihsanı bol kerîm bir Rab var mı ki, gidip ona el açayım? Allahım! Dost bildiklerim bana hep cefa ettiler. Tabîp zannettiklerim canımdan usandırdılar. Yakın-uzak herkes beni küçümseyip alaya aldılar; dertlerim de büyüdükçe büyüdü. Vedûd ü Karîb, Raûf u Mücîb bir tek Sensin; ne olur, merhametini esirgeme ki zaten esirgemezsin ve gidecek başka kapısı olmayan bu kulunun yalvarışlarına icabet buyur! Rahmeti, şefkati, re’feti ve merhameti, zayıfların ve güçsüzlerin sığınağı olan Yüceler Yücesi Rab! Her şeyi bilen ve dilediği her şeyi gerçekleştirmeye muktedir olan yalnız Sen iken, kime gidip hâlimi arz edebilirim ben? Her hâlimi görüp bilen yüce dost ve yardımcı Sen olduğun halde, başka kimden yardım dilenebilirim? Müstehak olanlara kahr ile muamelede bulunmaya gücü yeten yalnız Sen iken, başka kimden yardım dilenebilirim? Kerem Senin şanın iken başka hangi kapıya iltica edebilirim? Rahim Sen, Gaffar Sen iken, benim yaralarımı Senden başka kim tedavi edebilir; kırıklarımı kim sarabilir; dağlar cesametindeki günahlarımı kim affedebilir? Ey bütün sırlara nigehbân ve sadırlarda saklanan her şeye muttali olan, gücü ve kuvveti elinde bulunduran, bütün varlığa hükmeden, her şeyin evveli ve her şeyin âhiri olan Rabbim! Dönüp dönüp dergâhının kapısına sığınmış şu zavallı kuluna, cömertlik, lütuf, hidayet, tevfîk ve inayet ile muamele buyur. Buyur ki, ne gidecek başka bir kapısı, ne de Senden başka bir çaresi vardır. Ey bütün kulların yegâne İlahı, ey kerem tahtının Sultanı! Bana bu dertleri veren de Sen, onlara şifa bahşedecek olan da yalnız Sensin. Her hâlime nigahbân olan sadece Sen iken Allahım, kime hâlimi arz edebilirim ben! Ya İlahî, Ya Hâlikî! Bana, hâlimi ancak Sana arz etmek yaraşır. Vazifem yalnız Sana tevekkül etmek, Sana dayanmaktır. Bütün mahlûkatın Kendisine tevekkül ettiği, korku yaşayanların dergâhına sığındığı, topyekün varlığın keremine ve birbirinden güzel ihsanlarına ümit bağladığı, ızdırar hâli yaşayan nâçarların kahr u azametine sığındığı, ellerin sınırsız atâ, fazl ve nimetlerine uzandığı biricik Zât yalnız Sensin. Rabbim! Beni hakkıyla tevekkül edebilen kullarından eyle. Sana vâsıl olduğum zaman korkularımı gider. Huzuruna vardığımda ümitlerimi boşa çıkarma. Sıkıntıların Senden uzaklaştırdığı değil, Sana yakınlaştırdığı kullarından eyle beni. Engin lütuflarınla sevindir bu bendeni. Geniş ve umumi nimetlerine erenlerden eyle. Eyle ki, her şeyimle sadece Seninle olayım, gözlerim yalnız Seni görsün ve bir tek Senin kapında durayım. Beni huzurundan bir lahza ayırma. İlmi de, ameli de olmayan, dergâhından başka bir sığınağı da bulunmayan bu köleni ne olur, kullarına cömertçe ihsan ettiğin merhametinden mahrum bırakma. Ey yegâne dayanağım, ey kurtuluşumun tek kaynağı ve ey ihtiyaç sahiplerinin tevekkül ettiği biricik Zât! Ey sıkıntıları gideren, musibetleri defeden, dualara icabet buyuran, zelleleri yarlığayan, kusurları örten, dereceleri yükselten, yerlerin ve göklerin tek Sahibi! Ne olur, ömrünün belki de son anlarını yaşayan ve ruhunu her an teslim edeceği hisleri içinde yaşarken çaresizlik içinde kıvranan bu kuluna imdat eyle! Ya Rab! Dertleri karşısında dermansız kalmış, yürüyeceği yollar hep birbirine karışmış, ne bir ilim, ne de bir amel kalbinde istikrara vesile olamamış bu muzdar kuluna rahmet ve şefkatle muamele buyur. Şüphe yok ki, bütün varlığın Kendisine dayandığı, dilediğini dilediği şekilde gerçekleştiren ve isteyenlerin istemeleri Zâtına asla bıkkınlık vermeyen Kudreti Sonsuz Sensin. Rabbim! Dualarıma icabet et. Yakarışlarımı işit. Ümitlerimde bana inkisar yaşatma. Hastalıklarımın şifasını lütfen tez zamanda ihsan buyur. Rahmet hâzinelerinden göndereceğin fereç ve mahreçlerle başımdaki onulmaz gibi gözüken belaları sav; sav ki, Benim Rabbim de, Mevlâm da yalnız Sensin. Rabbim! Sabrım tükenme noktasına dayandı. Ne var ki, bekleyişim uzadıkça uzuyor. İhtiyaçlarım zaruret kertesine ulaştı. Gamım, kederim, yüküm ve hüznüm ağırlaştıkça ağırlaştı. Karanlık gecelerim büsbütün zulmete dönüştü. Günün ışıkları bir türlü doğmaz oldu. Bütün sıkıntılarımı izale edecek, yüklerimi hafifletecek, tasalarımı sevince dönüştürecek ve kalbimi ıslah edecek sadece Sensin. Rahmeti Sonsuz Rabbim! Her dilediğini gerçekleştirmeye muktedir Kadîr-i Mutlak Sensin. Gücün her şeye yeter. Azîz’sin. Kullarını da her zaman nusretinle te'yîd edersin. Rahmet bulutlarının arasından gözlerime bir parıltı ilişir ilişmez hemen gelip bir kez daha kapında durdum. Durdum ve cömertliğinden ve rahmetinden gelecek lütufları gözlemeye koyuldum. Gözlerimi Senin fazl u ihsanlarına diktim. Ümit yelkenlerimi sadece Senin kerem deryalarına açtım. Ne olur, beni kapından haybet ve hüsranla geri çevirme. Bana nedamet ve hasret yaşatma. Umduklarına bir türlü ulaşamayan, isteklerine ne ret ne de kabul cevabı alamayan, mütereddit ve şaşkın talihsizlerden eyleme beni. Elimden tut, tükenmek üzere olan sabrıma ve takatsizliğime merhamet kıl. Yardım edenim, sığınağım, Mevlâm ve istinat noktam yalnız Sensin. Onun için de hâlimi, tasa ve hüznümü, inkisar içindeki kalbimi Sana arz ediyorum. Ey Rab! Beni bu üst üste perdelerin hapsinden âzâd eyle. Kalbimi şirk, şek ve şüphelerden arındır. Hayatım boyunca ve ölüm esnasında hep Kitap ve Sünnete muvafık hareket etmeye beni muvaffak kıl. Fehmimi, ilmimi, anlayışımı ve muvaffakiyetlerimi artır. Sözden anlayan insanlardan eyle beni. Ömrüm boyunca, ecelim geldiğinde ve hesap günü bütün kulların Senin huzurunda durduğunda, lütuf, rahmet, sevgi ve re'fetinle benim yanımda ol. Korkularımı emniyete çevir. Zahir ve bâtınımı bütün kirlerden arındır ve neticede Cennet kapıları kendilerine açılıp esenlik içerisinde oraya girenlerden eyle. Yüceler Yücesi Rabbim! Kudretinle beni yaratan Sen, rahmetinle hidayete erdiren Sen, nimetlerinle terbiye edip yetiştiren Sen, maddî-manevî lütuflarınla rızıklandıran Sen, en iyi şekilde sıyanet eden Sen, en güzel surette yaratan Sen, varlık âlemine çıkaran Sen, en hayırlı ümmetten olma mazhariyetine erdiren Sen ve yolların doğrusuna sevk eden sadece ve sadece Sensin. Ne olur, daha önce bahşetmiş olduğun nimetlerini itmam buyur. Asla unutulmayacak kadar çok olan inayetlerini kemâle erdir. Hidayete sevk olunan ve o şevke boyun eğen, işitip anlayan, yaklaşıp yakınlaşan, haklarında ebedî saadet takdir edilmiş bulunan, umduklarının en güzeline nâil olan kullarından eyle. Bana yakınlığını lütfet. Beni huzuruna al, likandan mahrum bırakma. Beni bekâ yurdu olan âhirette yüksek dereceye ermiş kulların zümresine kat. Dalâlet ve tuğyan yaşayan, şekâvet vadilerinde şakilik yapan, ömrünü lüzumsuz işler peşinde heba eden, hayatları boyunca hep boş ve bâtıl şeylerle meşgul olduğu halde, "kendilerini güzel işler yapıyor zannedenlerden olmaktan da muhafaza buyur. “Ey Kerîm Rabbimiz, Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kaplamıştır!" Ne işlediğimizi de, ne işleyeceğimizi de en iyi Sen bilirsin. İlmin ulvi ve mukaddestir. Neyi nasıl murad buyurmuşsan kalem onu öyle yazmıştır. Bizim yapabileceklerimiz ancak Senin muvaffak eylediklerindir. Hakkımızda murad buyurduklarından kaçacak hâlimiz de yoktur. FazI u rahmetinle bizim imdadımıza da yetiş. Allahım! Bizleri de afv u mağfiretinle sarıp sarmala. Ey Rabb-i Rahîm! Ezelî ilmi ve hükmüyle olmuş olacak her şeyi kuşatan yalnız Sensin. Benim hakkımdaki takdir de sadece Senin elindedir. Ne olur, hakkımdaki takdirini büyük ve geniş rahmetinle doldur. Kapında el açan bu kulunu kerem, af ve ilim deryalarına daldır. Hiç şüphesiz Sen vaad ettiklerini mutlaka gerçekleştirirsin ve her şeyi ilmin ve rahmetinle ihata edersin. Ey her dilediğini gerçekleştirmeye muktedir olan Allahım! Ben yalnız Seni aradım ve Seni talep ettim. Hak ve doğru olanı da başka yerlerde değil yine Senin yolunda aradım. Ne olur, vuslatımı kolaylaştır ve beni Sana ulaştır. Kalbimi dağınıklıktan kurtar ve beni sadece Seni bilip Seni duymaya muvaffak kıl. Ey rahmeti, merhameti sonsuz Allahım! Senden, Senin rahmetinden, sadece insanların arasında değil, perdelerin arkasında da bizi hüsn-ü edeple davranmaya muvaffak kılmanı diliyoruz. Efendimiz Hazreti Muhammed'e (sallallahu aleyhi ve sellem), âl ü ashâbına salât ü selâm eyle ve o salavât hakkı için dualarımızı kabul buyur. “İzzet ve kudret Rab-bi olan senin Rabbin, onların bütün bâtıl iddialarından münezzehtir, yücedir. Selam bütün peygamberlere. Bütün hamdler Âlemlerin Rabbi Allah'adır."
__________________
İnci Sancı Mahsulüdür.. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
imam-ı Şazeli El-Hizbü'l-Kebîr Duası | Zümer | Dualar & Dua Kardeşliği | 14 | 06.05.20 17:11 |
imam-ı Şazeli Hizbü’l-Lutf Duası | Zümer | Dualar & Dua Kardeşliği | 0 | 13.03.20 02:44 |
imam-ı Şazeli Hizbü’l-Feth Duası | Zümer | Dualar & Dua Kardeşliği | 0 | 13.03.20 02:40 |
imam-ı Şazeli Hizbü'l-Hıfz Duası | Zümer | Dualar & Dua Kardeşliği | 0 | 13.03.20 02:37 |
imam-ı Şazeli Hizbü'l-Hucub Duası | Zümer | Dualar & Dua Kardeşliği | 0 | 13.03.20 02:32 |