|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
Kuran-ı kerimi ezberlemek için
Hz. İbn Abbâs (r.a.) anlatıyor: “Hz. Alî b. Ebî Tâlib (r.a.) Resûlullâh (s.a.v.)’e gelerek: “Annem ve
babam Sana kurban olsun, şu Kur’an göğsümde durmayıp gidiyor. Kendimi onu ezberleyecek güçte göremiyorum” dedi. Resûlullâh (s.a.v.) ona şu cevabı verdi: “Ey Ebû’l-Hüseyin! (Bu mes’elede) Allâh’ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifâde edeceği, öğrendiklerini de göğsünde sâbit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?” Hz. Alî (r.a.): “Evet, ey Allâh’ın Resûlü, öğret bana!” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) şu tavsiyede bulundu: “Cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) olunca, gecenin son üçte birinde kalkabilirsen kalk. Çünkü o an (meleklerin de hazır bulunduğu) meşhûd bir andır. O anda yapılan duâ müstecâbdır. Kardeşim Ya‘kub da evlâdlarına şöyle söyledi: “Sizin için Rabbime istiğfâr edeceğim, hele Cuma gecesi bir gelsin.” Eğer o vakitte kalkamazsan gecenin ortasında kalk. Bunda da muvaffak olamazsan gecenin evvelinde kalk. Dört rek‘at namaz kıl. Birinci rek‘atte, Fâtihâ ile Yâsin sûresini oku, ikinci rek‘atte Fâtihâ ile Duhân sûresini oku, üçüncü rek‘atte Fâtihâ ile Secde sûresini oku, dördüncü rek‘atte Fâtiha ile Mülk sûresini oku. Teşehhüdden sonra Allâh’a hamdet, Allâh’a senâyı da güzel yap, bana ve diğer peygamberlere salât oku, güzel yap. Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar ve senden önce gelip geçen mü’min kardeşlerin için istiğfat et. Sonra bütün bu okuduğun duâların sonunda Allâhümme’rhamnî bi-terki’l me‘âsî ebeden mâ ebkaytenî ve’rhamnî enetekellefe mâ-lâ ya‘ninî ve’rzuknî husne’n-nazari fî-mâ yurdîke annî. Allâhümme bedî‘a’s-semâvâti ve’l-‘ardı yâ ze’l-celâli ve’l-ikrâmi ve’l‘ızzeti’l-lletî lâ-türâmü. Es’elüke yâ Allâhu yâ Rahmânü bi- celâlike ve nûri vechike en-tülzime kalbî hıfza kitâbike kemâ ‘allemtenî ve’rzuknî enetlüvehû ‘ale’n- nahvi’llezî yurdîke ‘annî. Allâhümme yâ bedî‘a’s-semâvâti ve’l-’ardı yâ ze’l-celâli ve’l- ikrâmi ve’l-’ızzeti’lletî lâ-türâmü. Es’elüke yâ Allâhu yâ Rahmânü bi-celâlike ve nûri vechike en-tünevvira bi-kitâbike basarî ve en-tüdlika bihî lisânî ve en-tüferrice bihî ‘an kalbî ve en-teşraha bihî sadrî ve en-tağsile bihî bedenî fe-innehû yu‘înünî ‘ale’l-hakkı ğayruke ve yü’tînihî illâ ente ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l- ‘aliyyi’l- ‘azîm. duayı oku. Türkçe Anlamı: Allâh’ım! Bana günahları, beni hayatta baki kıldığın müddetçe ebediyyen terkettirerek merhamet eyle. Bana faydası olmayan şeylere teşebbüsüm sebebiyle bana acı. Seni benden râzı kılacak şeylere hüsn-i nazar etmemi bana nasîb et. Ey semâvât ve arzın yaratıcısı olan Celâl, ikram ve dil uzatılamayan izzetin sâhibi olan Allâh’ım. Ey Allâh! Ey Rahmân! Celâlin hakkı için, yüzün nûru hakkı için kitâbını bana öğrettiğin gibi hıfzına da kalbimi icbâr et. Seni benden razı kılacak şekilde okumamı nasîb et. Ey semâvât ve arzın Yaratıcısı, Celâlin ve yüzün nûru hakkı için kitâbınla gözlerimi nûrlandırmanı, onunla dilimi açmanı, onunla kalbimi yarmanı, göğsümü ferahlatmanı, bedenimi yıkamanı istiyorum. Çünkü, hakkı bulmakta bana ancak Sen yardım edersin, onu bana ancak Sen nasîb edersin. Her şeye ulaşmada güç ve kuvvet ancak büyük ve yüce olan Allâh’tandır. Ey Ebû’l-Hasan, bu söylediğimi üç veya yedi Cuma yapacaksın. Allâh’ın izniyle duâna icâbet edilecektir. Beni hak üzere gönderen Zât-ı Zülcelâl’e yemin olsun bu duâyı yapan hiçbir mü’min icâbetten mahrum kalmadı.” İbn Abbâs (r.a.) der ki: “Allâh’a yemin olsun, Alî (r.a.) beş veya yedi Cuma geçti ki Resûlullâh (s.a.v.)’e aynı önceki mecliste tekrar gelerek: “Ey Allâh’ın Resûlü! dedi. Geçmişte dört beş âyet ancak öğrenebiliyordum. Kendi kendime okuyunca onlar da (aklımda durmayıp) gidiyorlardı. Bugün ise, artık 40 kadar âyet öğrenebiliyorum ve onları kendi kendime okuyunca Kitâbullâh sanki gözümün önünde duruyor gibi oluyor. Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir tekrar etmek istediğimde aklımdan çıkıp gidiyordu. Bugün hadis dinleyip sonra onu bir başkasına aktarmak istediğimde ondan tek bir harfi kaçırmadan anlatabiliyorum. Resûlullâh (s.a.v.) bu söz üzerine Hz. Alî (r.a.)’e: “Ey Ebu’l-Hasan! Kâ‘be’nin Rabbine yemin olsun sen mü’minsin!” dedi. [Tirmizî, Da‘avât 125, (3565).] KAYNAK; İLMUL HAKİKATUL KUBRA (YENİ) |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Hangi esma hangi rahatsızlık için çekilmeli? | hallaci | Sorularınız | 23 | 15.09.24 17:34 |
Esma ile organların şifası | desperado | Rukye ve Tedavi | 3 | 07.09.22 00:15 |
Evliyalar-Gazali | Dedee | Allah Dostları & Evliyalar | 3 | 02.04.22 08:07 |
Surelerin Faziletleri ve Sırları | bitter | Sure ve Ayet Havasları | 14 | 22.12.20 01:47 |
Hangi Sure Ne için Kaç Defa Okunur? | HeartLess | Sure ve Ayet Havasları | 3 | 14.06.17 18:56 |