Ricalül-Gayb ve Hilafet Sırrı - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Havas ilmi & Gizli ilimler > Havas ilmi Genel Bilgiler > Diğer Havas Konuları

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 06.04.16, 04:51
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 19.11.14
Bulunduğu yer: Edremit/Balıkesir
Mesajlar: 5,283
Etiketlendiği Mesaj: 2760 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Ricalül-Gayb ve Hilafet Sırrı

Ricalül-Gayb ve Hilafet Sırrı

Bu ÜÇÜNCÜ BAB'ın bölümlerinde şunlar anlatılacaktır
a) Hilafet sırrı..
b) Kutb'ül - Aktab.. (Kutuplar kutbu..)
c) Gavs-ü Azam.. (En büyük gavs..)
d) Kutb-ü Ulâ.. (İlk kutup..)
e) Diğer kutuplar.


I. BÖLÜM : Hilâfet sırrı açıklanacaktır.
Hilâfet sırrı, her asırda, değerli bir zata Ailah'ın ihsanı olan bir hu¬sustur.
Bu yoldaki izin ve icazet, Hazret-i Seyyid'ül-Enbiya ve sened-i Asfi¬ya ve etkıya (Peygamberlerin feendisi evliyanın, seçme kulların, mütta¬kilerin dayanağı Hazretleri) tarafından gelir. Allah ona salât ve selâm eylesin. Durum esasta böyle olduğundan, bütün Muhammed ümmetinin terbiye edilme hususu kendisine bırakilan Allah'ın bir ihsanı olur. Aynı zamanda bu yolda emir almışlardır.
Değerli bir kimseye, hilâfet sırrı verileceği zaman, Yüce Mukaddes Cenab-ı Hak tarafından Hızır aleyhisselâma şöyle bir işaret verilir :
— Falanın oğlu falan kuluma hilâfet sırrını ihsan eyledim. Git, müj¬de ver.
Bu emirle, Hızır aleyhisselâm, Peygamberlerin efendisine gelir, der ki :
— Ya Resulellah, falan oğlu falan ümmetine hilâfet sırrı Allah'ın 'ihsanı oldu. Bu husustaki emriniz nedir?.
Böyle deyince, Allah, kendisine salât ve selâm eylesin; Fahr-i Âlem Resulüllah efendimiz, Hızır aleyhisselâma yeşil bir forma verir :
— Şimdi git, bu formayı o zata giydir; sonra al buraya getir.
Buyurur.
Bunun üzerine, Hızır aleyhisselâm da o formayı alır, o zata getirir. Şöyle der :
— Allah, kendisine salât ve selâm eylesin; Resulüllah size selâm eyledi, bu formayı da gönderdi. Allah tarafından sana hilâfet sırrı veril¬diğinin müjdesi ile geldim. Buyurun, sizi bekliyor.
O çok değerli zat da, hemen :
— Olur..
Der, hiç eğlenmeden Resulüilah'ın huzuruna gelir; Allah ona salât ve selâm eylesin. Yüce bir divan kurulmuştur., öyle güzel ki, vasfı kalemle anlatılamaz. Müberra, müan bir husus.. (Her bakımdan temiz, tüm nok¬sanlıklarından uzak, eksiksiz..)
Âlemin baştacı kâinatın efendisi Âdemoğullarının efendisi Resulüllah efendimiz; çeşitli mücevherat ile süslü çok değerli, bezeli yapılmış bir yüksek kürsü üzerinde oturmuş. Allah ona salât ve selâm eylesin. Onun vasfı dille yapılamaz; kalemle anlatılamaz, yazı ile anlatmaktan yana da çok yüksek..
Sağında ve solundaysa.. tüm nebiler ve resuller oturmuşlar; Allah onlara salât ve selâm eylesin. Dört halife dahi oradalar; keza diğer as-hab dahi oradalar.. Allah onlardan razı olsun. Bütün pirler, kutuplar, eh-lüllah dahi oradalar.. Allah, sırlarının kudsiyetini artırsın. Bunların her biri, kendi mertebelerine göre; süslenmiş, bezenmiş bir kürsü üzerinde oturmaktalar. Bütün bunları olduğu gibi görür.
Bundan sonra, Resulüliah efendimiz, o zatı nurlu huzuruna alır. Son¬ra bizzat karşısına getirtir ve ona teveccüh buyurur. ,
Bu teveccühle; söz, iş, amel çeşidinden ne gibi güzel işleri varsa, tü¬münü o zata ihsan buyurur. Her ne hali varsa ona giydirir.
Bundan sonra o zata; mücevherat ile süslü yeşil renkte değerli bir forma giydirir. Başına yine mücevherat işlemeli bir taç giydirir. Onun üzerine, yine mücevheratla süslü bir sorguç takar.
Bundan sonra şöyle buyurur :
— Cenab-ı Hak, tarafından sana hilâfet sırrını ihsan buyurdu. Be¬nim de halifemsin. Tümden ümmetimin terbiyesi sana bırakıldı, uhdene tevdi edildi.
Bundan sonra ona terbiye âletlerinden bazı şeyler verir; Meselâ : Cendere, kamçı, ayaktan bağlamak, boyundan bağlamak için kementler..
Bu âletleri şöyle anlatalım ki : Dünya âletleri ile ölçülmesin.
O âletlerle terbiye edilmesi gereken kim varsa; kendisi doğuda, ter¬biye edecek ola ndahi batıda bulunsa., aynı anda o âletler terbiye edile¬cek kimseye yetişir. Her ne gerekse icra edilir.
Sonra, hilâfet sırrı verilen değerli zat için o büyük mecliste hazırla¬nan hilâfet sırrı makamı olan irşad postuna oturması emredilir.
Bundan sonra; peygamberlerin başkanı evliyanın bastacı varlıkların iftihar ettiği yaratılnırşların en şereflisi Resulüliah efendimiz Hazretleri el kaldırıp büyük ve üstün bir duâ okur. Allah ona salât ve selâm eylesin. Oradakilerin de cümlesi :
— Âmin !.
Deyip ellerini yüzlerine sürerleri Daha sonra Fatiha okurlar.
Bundan sonra, bu değerli zatın devrinde irşad olacak nekadar kimse varsa, nekadar ehlüllah gelip geçecekse, nekadar inabe edecek derviş varsa hemen hepsi de o üstün meclise davet edilir. Resulüllah'ın emri ve icazeti île o değerli zatın saltanat elini öperler; kendisi ile biat ederler.
Bundan sonra, o zata şu emri verir :
— Artık git, ümmetimi dilediğin gibi terbiye ederek Hakka ulaştır. Bu şekilde izin ve ruhsat verilmiş olur.
Ve.. Resulüllah'ın verdiği icazetle evine gelip oturur. Kendisine ve¬rilen hizmet emrini yürütür.
Üstte anlatılan terbiye âletlerinden cendere; bu hilâfet sırrını alan zatın iç âleminde bulunur. Dıştan bildiğimiz cendereye benzemez. Allah'ın ihsanı olan hilâfet sırrının gerektirdiği bir durumdur. Diğerleri de böyle¬dir; yani : Kementler de..
Terbiye edilecek kimse, ister doğuda, ister batıda bulunsun; bu zat hilâfet sırrının nuru ile kendisinden daha fazla o terbiye edilecek kimse¬nin haline vâkıf olur. Aynı anda, o kimsenin mana âleminde el ve aya¬ğını bağlar, bir yere getirir. Açıkçası :
— Tesbih böceği..
Tabir edilen böcek benzeri o kimseyi tortop eder o cenderenin içine koyar. Ağzını da sıkıca bağlar ve sıkar. Bu iş, dıştan görünmez. Böylece, o kimsenin içinin yağı erir.
Bazıları da kamçı ile terbiye edilir.
Bazılarının da eline ve ayağına kement atılir; bağ vurulup bağlanır.
Bazılarına da, boynundan ve ağzından geçirilir gibi, dizgin vurulur.
Hâsılı : Her kimin terbiyesi ne gerektiriyor ve neyi icab ediyorsa.. o şekilde terbiye eder.
Hilâfet sırrını alan bu zat, hemen her şeyi görür; zerreye varınca¬ya kadar kendisinden gizli hiç bir şey yoktur. Gördüğünü hilâfet sırrı nuru ile görür.
Şöyleki :
Müridinin biri doğuda, biri batıda bulunsa, kendisi de ikisinin ortası bir yerde bulunsa., ikisine birden ölüm işi gelse., ölüm hallerinde, onlara şeytan saldıracak olsa., her ikisine de aynı anda yetişir ve şeytanın şer¬rinden kurtarır.
Hâsılı: Bu zata, gizli hiç bir şey yoktur; ister yakın, ister uzak, is¬ter gece, ister gündüz.. Bunların hepsi de ona göre aynıdır.
Herkesin haline vâkıftır; herkesin halini, kendinden daha iyi bilir. Nereye uzansa yetişir. İster yakın, ister uzak; nereyi isterse oraya ayak basar.
Göz açıp kapayacak kadar kısa zaman içinde; nereyi isterse, nereyi görmek arzu ederse., orayı görür.
Bu zat için gizli bir şey yoktur; istediğini, istediği yerde bulur.
Neresi olsa orada var olur; herkesi, kusuruna ve tecellisine göre ter¬biye eder.
İsterse, bir müridini bir bakışta Allah'a ulaştırır. Ulaştırmadığının da, bir illetin iktiza ettiği hikmeti vardır. Bazısı da, bu zatın elinde kısa zamanda Allah'a ulaşır; uzun süreli zamanda ulaşanlar dahi vardır..
Bu mutlu zat, daima Resulüllah'ın huzurunda bulunur. Bunun için, her ne işler ve isterse.. Resulüllah'ın izni ve ruhsatı ile olur.
Sonra bu zat, kendiliğinden, kendi başına hiç bir iş yapmaz.
Anlatılan halle sıfatlanmış, hallenmiş olan bir kimse, kibrit-i ahmer çeşidindendir.
Hal böyle iken; her Hak yolcusu salike, Allah rızası yolunda bulun¬mak isteyen özünde ve sözünde gerçekçi olan arayıcı kişiye bu zatı ara¬mak ve bulmak düşer. Amma, bulmak için tam manası ile çalışmak şartı ile.. Kendisi bir iklimde, bu zat dahi bir başka iklimde bulunsa., lâzımdan geç; lâzımın da lâzımı olup mutlaka böyle bir kibrit-i ahmeri bulup sahip olmalıdır.
Burada, Hak yolcusu salik, şöyle bir şey sorabilir :'
— Bu zat nasıl bilinir?.
Bunun için şöyle bir açıklama yapabiliriz :
— Onu bulup bilmek için alâmetlerin sonu yoktur. Ancak, en baş¬taki şudur : O değerli zatın her işi, sözü, amelleri, tavrı Resulüllah'ın gidişatındadır; Allah ona salât ve selâm eylesin. Kesin olarak, onda hiç bir aykırı hareket bulunmaz. Aykırı hareketi kabul de etmez.
Bir alâmeti de şudur : Gamlı biri, onun mübarek huzuruna girecek olsa, yüzünü gördüğü anda, bütün derdi gamı biter. Derdin gamın aksine bir ferahlık belirtisi meydana çıkar; gönül açıklığı gelir.

İnciler saçılan dilinden, mübarek sözlerinden sürür meydana gelir. Hiç kimse, onun meclisinden kalkmak istemez.
Üçüncü bir alâmet daha anlatalım. Şöyleki :
Büyüklerden, vezirlerden padişah dahi olsa onun meclisine geldikleri zaman; elde olmadan elini öpmeye ve hayır duasını dilemeye mecbur olurlar.
işbu vasıflarla bilinen ve sıfat alan mübarek zatı; Hak yolcusu sa¬liki ve talibi bulduğu zaman, hiç tereddüd etmeden elini öpmelidir. Onun hizmetini görmeğe de, canla başla girmelidir. Malla, bedenle bütün gü¬cünü harcamak sureti ile hizmetinde olmalıdır. Bu arada, kendisine ver¬diği her emri bir nimet bilmelidir. Ona itaat etmeli, emrine boyun eğip teslim olmalıdır. Ama, tam manası ile teslim olmalı.. Hemen her husus¬ta..
* **
KUTUP - GAVS..
II. BÖLÜM : Kutuplar kutbu, En büyük gavs, ilk kutup diğer ku¬tuplar açıklanır.
Üstün hizmet sayılan kutuplar kutbu olma görevi, Allah tarafından her asırda tek değerli zata verilir. Tek kişiye havale edilir, tek kişiye bı¬rakılır. Bundan sonra o, Yüce Sübhanın lütfü ile, o kimse, Allah'ın hali-fesi olur.
Açıkçası : İki cihanın yönetimi bizzat kendisine ihsan edilir; onları dilediği gibi yönetir.
En büyük gavs olan zata gelince.. Bu değerli zat, kutuplar kutbunun emrindedir. Bu zat da, her nekadar muktedir, yönetme yetkisinde güçlü olsa da; destur almadan, ne dil oynatabilir, ne de bir şeye el atabilir. İzin¬siz karışmaz.
İlk kutub tabir olunan zata gelince., diğer kutupların ilki demektir.
ÜÇLER
Buraya kadar anlatılan zatlar, halk arasında : — Uçler..
Diye anlatılan değerli zatlardır. Yani: İlki kutuplar kutbu, ikincisi en büyük gavs, üçüncüsü de ilk kutuptur
YEDİLER — KIRKLAR Anlatılanlardan başka :
— Yediler, kırklar..
Diye anlatılan zatlar dahi vardır. Bunların da her biri kutub olup ancak, Allah'ın ihsanı ile kutuplar kutbuna hizmetçi olmuşlardır. Bun¬ların her biri, haline göre bir yere memur edilmiştir. Meselâ: İlk kutup Bağdad, Şam, Halep beldelerde tasarruf ederler. Diğer kutuplar da, hal¬lerine göre birer ikişer yerlerde tasarruf eder.. Oraları yönetirler. Hatta, kâfirlerin ülkelerini dahi yönetirler. Ancak, bunların tasarrufu, yöneti¬mi kutuplar kutbunun emri ile olmaktadır. Zira, kutuplar kutbunun ta¬sarrufu dışında kalan iki cihan içinde hiç bir şey yoktur. Bütün eşyayı, bütün ehlüllahı kuşatmıştır. İki cihanda iyi kötü her ne olursa., onun bilmesi, dilemesi, kalbinin hareket etmesi ile olur; o anlarda, memur¬ları gereken ne ise onu yaparlar.
Kutuplar tasarruf ederken :
— Her biri, yönetmeye memur oldukları yerde dururlar ve öyle ta¬sarruf ederler.
Gibi bir mana anlaşılmamalıdır. Zira, durum aslında böyle değildir.
Kendisi İstanbul'da olabilir; görevi de Hindistan'dadır. O anda, Hin¬distan'daki görevini yerine getirir. Onlara göre, uzak yakın aynıdır.
YÜZLER —ÜÇ YÜZLER— YEDİ YÜZLER — BİNLER
Anlatılanlardan başka; yüzler, üç yüzler, yedi yüzler, binler dahi vardır. Bnlar da, Allah tarafından kutuplar kutbunun ve diğer kutupla¬rın hizmetlerini görmeye memurlardır.
ÜÇ BİNLER —BEŞ BİNLER —YEDİ BİNLER —ON BİNLER
Anlatılanlardan başka, üç binler, beş binler, yedi binler, on binler vardır.
Bunların kâmil ve mükemmili olsa dahi, yönetim işlerine karışmaz.
Bu anlatılanlarla beraber, her bir asırda, bir rivayete göre : Yüz yirmi dört bin tane Allah'ın velîsi vardır.
Kıyamet gününe kadar, bu mevcudlar hiç eksik olmaz.
Kutuplar kutbu olan zat, vakti gelir de ölüm işi olur ve beka âle-mine göçünce, yoluna ve gereğine göre kutupluk en büyük gavse Allah'ın ihsanı olur. Nasıl olacağı da, hilâfet bahsinde anlatıldığı gibidir. Kısaca¬sı şöyle olur :
Hızır aleyhisselâma Yüce Mukaddes Allah tarafından şöyle bir ilham gelir :
— Falan oğlu falana selâm söyle, müjde ver. Kendisine kutupluk ihsan eyledim.
Bu emir, Hızır aleyhisselâmın kulağına geldiği zaman, peygamber¬lerin efendisi, Resulüilah efendimizin huzuruna gelir; Allah ona salât ve selâm eylesin.
Derki:
— Ümmetinden falan oğlu falana kutupluk Allah'ın ihsanı oldu. Bu haberle geldim; emrinizi bekliyorum.
Böyle deyince, o anda Hızır aleyhisselâma yeşil bir forman verilir :
— Var, o ümmetime benden selâm eyle, bu formayı giyip gelsin.
Buyurulur. Hızır aleyhisselâm dahi o anda gelir, müjdeyi ve mutlu
selâmı ulaştırır, formayı sunar. Hiç durmadan da, o kimseyi alır, Re-
sulülllah'ın huzuruna getirir.
Gelir gelmez görür ki : Yüce bir divan kurulmuş, öylesini gözler
hiç görmemiştir; bakan gözle kamaşır.
Sonra mücevherat ile süslü yüksek bir taht kurulmuş. Hemen her türlü zinetle bezelidir. Mücevherata boğulmuş. Peygamberler sultanı Re¬sulüllah efendimiz de onun üzerinde oturmaktadır. Sağında ve solunda dahi, her biri kendi mertebelerine göre nebiler ve resuller var. Onlara salât ve selâm olsun. Dört halife, diğer ashap dahi oradalar; Allah onlar¬dan razı olsun. Bütün ehlüllah dahi, makamlarına uygun yerlerde otur¬muşlar ; Allah-ü Taâlâ, sırlarının kudsiyetini artırsın.
Bundan sonra, Resulüilah efendimiz o değerli zatı çağırır; yüce hu¬zuruna alır. Bizzat, kendisi teveccüh buyurur. Bu teveccühünde, kendi hallerini ona ihsan eyler :
— İki cihanın yönetimi sanadır; dilediğin gibi yönet.. Buyurduktan sonra, onun tasarrufuna işaret olarak, bir mühür verir.

Üzerine de, mücevherat ile süslü yeşil bir forma giydirilir. Başına da, çeşitli mücevherat ile süslü sorguçla beraber bir taç giydirilir. Kutup¬lar kutbuna has olan mücevherat ile yapılmış süslü bir kürsü üzerine oturtulur.
Bundan sonra, bütün kutuplara da, Resulüllah'ın emri ulaşır, bu değerli zatın ayaklarını öper ve ona biat ederler; emrinden çıkmamaya söz verirler. Cümle ehlüllah'a dahi, aynı şekilde biat ettirirler.
Bundan sonra, Resulüilah efendimiz el kaldırıp güzel bir duâ okur; Allah ona salât ve selâm eylesin. Orada bulunanların tamamı:
— Âmin !.
Deyip Fatiha okurlar.
Bundan sonra, zamanın kutbu olan bu zat, Resulüllah'ın müsaadesi ile bütün kutuplara ve ehlüllah'a şu emri verir :
— Hemen her gün, bu büyük mecliste toplanmanız lâzımdır.
Çünkü, kutuplar kutbu olan değerli zat, şekli ve hali olmayan bir halle, Allah'ın huzurunda bulunur ve oradan ayrılmaz. Yüce Allah, şa¬nına lâyık olmayan sözlerden beridir. Harfsiz ve sessiz olarak, kutuplar kutbuna Yüce Allah'ın zatı için ilham yollu her ne emir gelir ise., diğer kutuplara hemen o emri yerine getirmek emri verilir.
Bu şekilde bütün işler, zerreye varıncaya kadar, görülür, gözetilir. Bu yoldan, işler önce batında yürütülür; sonra da zahirde yürütülür.
Bazan olur ki; kutuplar kutbu hayatta iken, en büyük gavsin güzel gidişatı, güzel huyları, sözleri ve beğenilen halleri dolayısı ile karşılıklı hoşnutlukla gavs-i azamı kendi makamına getirir; kendisi tasarruftan el çeker. Tüm işleri ona teslim eder.
Bundan sonra kutuplar kutbu hayatta iken, en büyük gavsin kutup¬lar kutbu olması vukubulur.
Kutuplardan birine ölüm emri geldiği zaman, Rahman Allah tarafın¬dan kutuplar kutbu zata Hızır aleyhisselâm gelir, durumu haber verir. Kutuplar kutbu da, halin ve Rabbani ilhamın bir gereği olarak, bazan şöyle eder :
Katarı oynatıp sonda bulunanı öne doğru çeker; dışarıdan birini katara alır.
Bazan da şöyle olur :
— Falan yerde, falan mahallede, şu şekilde bir adam vardır. Git, onu getir.
Şeklinde, kutuplar kutbu ile Hızır aleyhisselâma emir gelir; gider o zatı getirirler.
Bazan da, Hızır aleyhisselâma şu emir gelir :
— Git, gece yarısı dünyayı dolaş. Gece yarısı ayık ve uyanık birini bulursan getir.
O da gidip getirir.
Bunlar, birkaç kişi olursa, aralarından en lâyık olan seçilir.
Hızır aleyhisselâm, Müslümanlardan ayık ve uyanık birini bulamaz¬sa., diğer milletler arasında olanı alıp getirir.
Anlatılan yoldan gelen kimseyi, kutuplar kutbu alır, Resulüllah'ın divanına getirir ve o huzurda forması giydirilir ve., ölen kimsenin yerine geçirirler.
Hemen her asırda; kutuplar kutbu, eh büyük gavs, ilk kutup ve di¬ğer kutuplar bu halle gelip gitmektedirler. Kıyamete kadar da böyle gelip gidecektir.
Bazan, kutuplar kutbu olmak, hilâfet sırrı, en büyük gavs olmak mertebelerinin üçü de kutuplar kutbu olan değerli zatta birleşir.

Miftahul Kulub:Gönüller Açan(Kitap)-Şeyh Hacı Muhammed Nurî Şemsed-din (k.s)

ALINTIDIR

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 25.05.16, 04:40
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 19.11.14
Bulunduğu yer: Edremit/Balıkesir
Mesajlar: 5,283
Etiketlendiği Mesaj: 2760 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Yeni üyelerimizin istifadesi için güncel.

Değerli üyelerimiz lütfen forumdaki konulara yorumlar yazınız,sorular sorunuz,konular açınız,Konulara mesajlar yazınız ve chat bölümündeki sohbetlere katılınız.Sizleri forumda daha aktif görmek isteriz.Hep birlikte forumumuzu canlı tutalım.


Varlığımın değerini bilmeyenleri,yokluğumla terbiye ederim.oynamak

Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 25.05.16, 05:50
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 19.11.14
Bulunduğu yer: Edremit/Balıkesir
Mesajlar: 5,283
Etiketlendiği Mesaj: 2760 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Talking

Bu konuyuda okumanızı öneririm.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Değerli üyelerimiz lütfen forumdaki konulara yorumlar yazınız,sorular sorunuz,konular açınız,Konulara mesajlar yazınız ve chat bölümündeki sohbetlere katılınız.Sizleri forumda daha aktif görmek isteriz.Hep birlikte forumumuzu canlı tutalım.


Varlığımın değerini bilmeyenleri,yokluğumla terbiye ederim.oynamak

.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 29.11.16, 17:27
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 19.11.14
Bulunduğu yer: Edremit/Balıkesir
Mesajlar: 5,283
Etiketlendiği Mesaj: 2760 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

DİLEKLERİNİN OLMASINI ARZU EDENLER

Bir çoklarımızın bildiği gibi üçler, yediler, kırklar, üç yüzler vs erenler vardır ki, bunlar çeşitli vesilelerle, çeşitli şekillerde ve çeşitli zamanlarda, darda ve bunalımda olan muhtelif insanlara görünerek ya da görünmeyerek yardımda bulunurlar. Yaptıklara dualara amin derler.

Bu zatlar Rical ül Gayb erenleridir kainatın her gün ayrı bir yönünde seyir halindedirler. Erenler duasını okurken onların bulunduğu cihete yönelerek ya rabbi ben bu erenler hürmetine onların vesilesiyle senden yardım talep ediyorum diyerek 1 Fatiha 3 ihlas okuyup önce resulü Ekrem efendimizin, ashabının ve ehli beytinin ruhlarına sonra bütün peygamberlerin enbiya evliya ulema ve şühedanın ruhlarına ve ayrıca kutbül aktabın, ricali gaybın ve bütün müminlerin ruhu şeriflerine hediye ederek ricali gayb duası okunmaya başlanacaktır.
Ayın bulunduğu yöne göre o yöne yönelip, şu mübarek kelimeleri söylersin. ​

Ayın günlerinde ricali gaybın bulunduğu yönler şöyledir:​

Arabi ayın:​

7. 14. 22. Ve 29. Günlerinde doğu yönünde olurlar.
6. 21. 28. Günlerinde kuzey doğu yönünde olurlar.
3. 15. 23. Ve 30. Günlerinde kuzey yönünde olurlar.
5. 13. Ve 20. Günlerinde kuzey batı yönünde olurlar.
4. 12. 19. Ve 27. Günlerinde batı yönünde olurlar.
2. 10. 17. Ve 25. Günlerinde güney batı yönünde olurlar.
8. 11. 18 ve 26. Günlerinde güney yönünde olurlar.
9. 16. Ve 24. Günlerinde güney doğu yönünde olurlar.​

Duası şudur:
Esselâmü aleyküm yâ ricâlel ğayb, esselâmü aleyküm ya ervâhal mukaddeseti, Yâ Nükabâ, Yâ Nücebâ, Yâ Rükabâ, Yâ Ebdâlü, Yâ Evtâdü, Yâ Efrâdü, Yâ Kudbü, Yâ Ğavsü, Yâ İmâmiyyetü, Yâ Cündellâhi, Yâ Hıdrü, Yâ İlyâsü, salevâtullâhi aleyküm eğîsûnî biğavsetin venzurûnî bi-nazratin ve eînûnî bi-avnetin, vensurûnî bi-nasratin, verhamûnî bi-ra’fetin, bi-hakki hakkıllâhi, ve-bi-ızzi ızzillâhi, ve bimâ cerâ min ındillâhi ilâ Hayri halgıllâhi, Muhammed ibni Abdullâhi, ve Rasûlihî* Azzemtü aleyküm eyyetühel erhâvur rûhâniyyetü, Yâ Kutbel aktâbi, ve Yâ İmâmel Ğavsi, ecîbû da’vetî vagdû hâcetî, fî seâdetiddâreyni ve kallibû kalbî alâ kulûbiküm, ve havvilû ahvâlî ilâ ahvâliküm, bi-havlillâhi veşfeû lî ve ebdilû ahlâki vekşifû lî min esrâriküm, ve hassilû maksûdî, ve murâdî ve kûmû havâicî bi-hakki Rabbiküm ve bi-hakki nebiyyinâ Muhammedin sallâllâhü aleyhi ve selem* Ve bi-hakki âlihî ve ashâbihî , ve bi-hakkil melâiketil mukarrebîn* Ve bi-hakki cemî-ıl embiyîi vel mürselîn* Vel evliyâş sâlihîn* Âmîn, birahmetike yâ erhamerrâhimîn*

Bu mübarek Es-Selam ismi, velilerin feyiz kaynağıdır. Bu isimle Cenab-ı Hakk’ı zikrederler.
Bu velilerin adedi 360’tır. Allah Teala bunların yüzü suyu hürmetine rahmeti ve yağmurları indirir.
Duaların kabul olunması için 360 defa okunmalıdır.​
Bu mübarek ism-i şerifi yazıp üzerinde taşıyan kimse sevimsiz şeylerle karşılaşmaz. Vird edinenler korktuklarından emin olur.

Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 30.12.16, 00:32
 
Üyelik tarihi: 18.12.15
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 123
Etiketlendiği Mesaj: 14 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Bulundukları zaman içerisinde acaba kaç tane kutup vardır yani her zaman bi tanemi yoksa birden fazlamı?

Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 11.03.17, 03:54
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 16.02.17
Bulunduğu yer: izmir
Mesajlar: 784
Etiketlendiği Mesaj: 111 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Emegine yuregine saglik allah razi olsun cok faydali bir konu umarim herkes okur

Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 21.04.17, 13:57
RvP RvP isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 08.07.15
Mesajlar: 3,094
Etiketlendiği Mesaj: 147 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razı olsun bu güzel paylaşım için.

__________________
“gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.”
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 21.05.17, 22:40
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 28.02.17
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 724
Etiketlendiği Mesaj: 41 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razı olsun, teşekkürler

Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 30.11.17, 09:39
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 28.04.15
Bulunduğu yer: Nefes Aldığım Yerde
Mesajlar: 14,874
Etiketlendiği Mesaj: 900 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Sayın Devrimci, konu paylaşımınız için teşekkür ederiz.

__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..

Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 02.12.17, 10:20
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 12.09.17
Bulunduğu yer: Portekiz
Mesajlar: 540
Etiketlendiği Mesaj: 23 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razı olsun.

Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
hilafet, ricalulgayb, sirri


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Ricalül Gayb (Üçler, Yediler, Kırklar) Tayy-i Mekan Tayy-i Zaman Sin Tasavvuf & Tarikatler 5 19.11.24 08:05
Ricalül gayb Sin Keşif ve istihare Uygulamaları 2 27.06.24 01:26
Ricalül-Gayb ve Hilafet Sırrı SiLence Diğer Havas Konuları 7 16.06.24 05:19
gayb alemi madlen Gizemli Olaylar ve Mekanlar 7 29.08.19 00:19
Ricalül Gayb Duasi Tam Olarak Devrimci Diğer Havas Konuları 15 05.06.18 13:24


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 14:11.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147