|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
Bir anda, Mekke’den Kudüs’e, Göklere, Cennete, Cehenneme, Gidip Gelmek mümkün mü
Bir Saniyede, Mekke’den Kudüs’e, Oradan da Göklere, Cennete, Cehenneme Gidip Geri Gelmek Aklen Mümkün mü? Aklen Mümkün Olsaydı, Bütün Müşrikler Îmân Ederdi. Aklen Mümkün Olmadığı İçin, Sahâbe Hariç, Diğer Îmân Edenler İnanmayıp Mürted Oldular, “Bu Kadarı da Olmaz!” Dediler Ama Hazreti Ebû Bekr Aklı Devreden Çıkarıp, “O Demişse Elbette Doğrudur, Bir Ânda Gider Gelir.” Dedi. Bu Akılla Değil, Îmânla Söylenmiş Bir Sözdür. Akılla Söylenmiş Söz Olsaydı, Kendisine Sıddîk Denmezdi.
Mevlâna Celâleddin-i Rumî Hazretleri Hocasını Tanıdıktan Sonra Onu Çok Sevmesine Rağmen, Onun İşlerine, Sözlerine Aklı Ermiyordu. Baktı, İş Felâkete Gidiyor, Aklına Değil Hocasına Uydu. En Sonunda Gerçeklere Vâkıf Olunca, “Aklımı Bıraktım, Hocama Tâbi Olup Kurtuldum.” Buyurdu. Akıl Herkeste Eşit Değildir. En Yüksek Akıl ile En Aşağı Akıl Arasında Binlerce Derece Vardır. Her İşte ve Hele Dinî İşlerde Akla Güvenilemez. Din İşleri, Akıl Üzerine Kurulamaz. Çünkü Akıl Bir Kararda Kalmaz. Herkesin Aklı Birbirine Uymadığı Gibi, Selîm Olmayan Akıl Bâzen Doğruyu Bulur, Yanılması ise Daha Çok Olur. En Akıllı Denilen Kişi, Uzman Olduğu Dünyâ İşlerinde Bile Çok Hatâ Eder. Hele Âhiret Bilgilerinde Akla Hiç Güvenilmez. İnsanların Şekil ve Ahlâkları Gibi, Akıl ve İlimleri de Farklıdır. Birisinin Aklına Uygun Gelen Bir Şey, Başkasının Aklına Uygun Gelmeyebilir. O Hâlde Din İşlerinde Akıl Tam Bir Ölçü Olamaz. Ancak Akılla Din Birlikte Olursa, Tam ve Doğru Bir Vesikâ ve Ölçü Olur. Her Ne Kadar Akıl, İyiyi Kötüden Ayıran Bir Kuvvetse de, Her İşte Ölçü Olmaz. Allah’a Ait Bilgilerde Akıl Senet Olmaz. Akıl, Kendi Başına Dinin Emir ve Yasaklarını Bilseydi, Peygamberlere ve Kitaplara Lüzûm Kalmazdı. Peygamberlerin, Aklın Üzerinde Bulunan Sözlerini Akla Danışmaya Kalkışmak, Akla Aykırı Bir İş Olur. Engin Denizde, Acemi Kaptanın Pusulasız Yol Almasına Benzer. Âhiret Bilgileri ve Allahû Teâlâ’nın Beğenip Beğenmediği Şeyler ve O’na İbâdet Şekilleri, Eğer Aklın Çerçevesi İçerisinde Olsalardı ve Akıl ile Doğru Olarak Bilinebilselerdi Binlerce Peygamberin Gönderilmesine Lüzûm Kalmazdı. İnsanlar, Dünyâ ve Âhiret Saâdetini Kendileri Bulurdu. Allahû Teâlâ, Hâşâ Peygamberleri Boş ve Lüzûmsuz Yere Göndermiş Olurdu. Hiçbir Akıl, Âhiret Bilgilerini Bulamayacağı, Çözemeyeceği İçindir ki Allahû Teâlâ, Her Asırda Dünyânın Her Yerine Peygamber Göndermiş ve En Son ve Kıyâmete Kadar Değiştirmemek Üzere ve Bütün Dünyâya Peygamber Olarak Muhammed Aleyhisselâm’ı Göndermiştir. Aklı Almasa da, Rasulullâh’ın Bildirdiklerine İnanıp Amel Eden Kurtulur. |
|
|