|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
insanoğlu gerçeğe niçin direnir?
Varsayımlarının Sağlam Olmasından mı, Gururundan mı Yoksa İlâhlaştırdığı Nefsinden mi? Putlaştırdığı Hayat Felsefesinden mi? Terk Edemeyeceği Menfaatinden mi? Gerçeği Bir Kere Olsun Düşünmekten Kaçtığından mı? Gerçek Sorumluluk Getirdiği İçin mi? Yoksa Kendini Yargılamanın, Hatâsını Kabûllenmenin Güçlüğünden mi?
Hangisi Olursa Olsun Bu Sebeplerden Herhângi Biri veyâ Birkaçı veyâ Daha Başka Nedenlerle Hakka Göz Yummak Gerçeği Değiştirir mi veyâ Âkıbeti Değiştirir mi? |
#2
|
|||
|
|||
Sonuç değişmez.Sadece zaman uzayabilir.Bu tamamen karşıda ki, haksızlık yapılan kişiye,topluma ya da olguya bağlı.Yapilanlara rağmen,Tasavvuf sistemini yani Rabbin koyduğu o sistemde ki hakikat kanalını,ne kadar açtığı ve ne kadar sürede açtığına bağlı.
|
#3
|
|||
|
|||
Çünkü nefsin istekleri hakikat kanalını kapatır,arzı ve arzın nimetlerini ister.
Bu kendimizle de alakalı böyle.illa karsimizda biri olması gerekmiyo.kendimize ,nefsimizin yaptığı hata da böyle . |
#4
|
|||
|
|||
Bence insan gerçeğe, bu etkenlerin her biri için direnebilir. Bu yalanın yada yanlışın ne olduğuna görede, etkileyen etken değişebilir kimisinde menfaatten, kimisinde gururundan, kimisinde de önyargılarından vs. yada bir kaç sebepten.
Bu dünya, insanlara sınav yeriyse karşımıza bir çok sınav çıkacak aldatılacağız, vesvese verilecek şeytan boş durmayacak. “Bir mümin aynı delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz” diyor Efendimiz sav. yani bizler aldatılsakta uyanık olmak zorundayız. Hatalarımızı tekrarlamamalıyız. Ayetlerde Rabbimiz “düşünmez misiniz, akletmez misiniz” diyor. Bazen gerçek kendini belli ediyor fakat insanda tam şüphe uyanmayınca araştırıp sorgulama başlamıyor. O yüzden herhangi bir meselede karşınızdaki uyardığında hemen tabulaşmış bazı düşünceler devreye giriyor. Bazende toplumumuzun birbirini (herkesinin inandığına inanmak) yada bazı tabulaştırılış kurumları ( nasa gibi dünya sağlk örgtü vs. gibi) referans alma durumu. Yani bu sadece bizim ülkemizde değil diğer ülkelerde de böyle aslında. Yalan ne kadar büyük olursa, inananıda o kadar çok oluyor. Böylelikle şüphe çekmiyor. Nefsani duygular girdiğinde de karşısındakini dinlemek yada araştırmak yerine, o bilgiyi çürütmek adına gayret veriliyor. Gerçi bazen sırf bu sebeple araştırma yapanlar bile doğruyu bulabiliyor. Mesela islamiyeti itibarsızlaştırmaya çalışanlar dinimizi araştırırken doğru yolu bulmaları gibi. Yani gerçek ortaya çıksın yada çıkmasın onun gerçekliğini değiştirmez ve bir gün muhakkak doğru gün yüzüne çıkar. Akibet konusunda eğer sorunun o kısmını yanlış anlamadıysam gerçeklere göz yummak akibetini değiştirir çünkü mesela şu dönemlerde gündemde olan bir haber. Yapay ete geçiş yapmak için hayvanların metan gazı salınımıyla, iklim değişikliğine sebep olduğu söyleniyor ve yerine yapay et, böcekler vs projelerinde. Herşey insanların iyiliği için yapılıyor tiyatrosuyla, tam tersine düzene zarar veriyorlar. Bu durumların farkına varmayınca herşeye göz yumuyorsun, bazen sisteme ayak uyduruyorsun, bazen destek veriyorsun. Yani safını seçmiş oluyorsun, bununla kalmayıp en kötüsüde bunları ilahlaştırıyorsun ve sonuçlarını çekiyorsun. |
#5
|
|||
|
|||
sizin bu soruyla ilgili düşünceniz nedir? Özellikle akıbetinin değişip değişmemesi hususunda? Bu noktada kafa karışıklığı oldu bende düşüncelerim var ama yanlışta yorumlamış olabilirim yada soruyu doğru mu anladık emin olamadım açıkcası.
|
#6
|
|||
|
|||
Öncelikle Kıymetli Yorumlarınız İçin Teşekkür Ederiz, Tenezzül Etmeniz Dahi, Şu Dakikaya Değin Herhângi Bir Sebeple Cevap Vermeyen veyâ Veremeyen Kimselere Nispetle “Hayat” ve “İnsan” Meselelerini Daha Çok Ciddiye Aldığınızı Daha Özenli ve Teferruatlı Şekilde Tefekkür Ettiğinizi ve Hattâ Genel Manâda da Sorguladığınızı Gösterir. Bu ise Şüphesiz Takdire Şayân Bir Haslettir. Allah Râzı Olsun.
Önce Şahsım Hakkında Birkaç Kelime Edeyim. Sonlara Doğru da Şahsî Fikrimi İfâde Etmiş Olacağım İnşaAllah. Her Zaman Her Konuda Doğruluğu ve Dürüstlüğü Şiar Edinmiş Olan Ben Kardeşiniz, Şuan 49 Yaşındayım ve Hayat ile İnsan Meselesini, Şahsî Meselemmiş Gibi Gören Biriyimdir. Bu Konular Benim İçin O Derece Önemlidir ki, Yolda Gördüğüm Birinin Birisine Baktığını Gördüğümde, Yalnız Bakılan Kimseye Değil, Bakan Kimseye ve Hattâ Bakan Kimseye Bakan Kimseye ve Nihâyetinde Kendi Nefsime de Nazar Eden Biriyimdir. Bakılan, Bakan, Bakana Bakan ve Bizzât Kendi Nefsine Bakan Bu Kardeşiniz, Dâima Cevaplar Aramakta ve Eriştiğim Neticeler Sonuçta Hoşuma da Gitse Zoruma da Gitse Her Zaman Her Türlü Lâkin “Gönül Hoşluğuyla” Teslimiyet Gösteririm. Yani Filânca Şey Hoşuma Gitmedi, İşime Gelmedi, Nefsime Ağır Geldi, Fikrime Ters Düştü Diye Bırakın Yüz Çevirmeyi, “Gönül Hoşluğuyla” Teslim Olurum. Elbette Rabbimin Dilemesi Neticesinde Böyleyim ve Bu Hâl ve Ahvâle Herkes Sahip Olamaz, Hele ki Gönül Hoşluğuyla Teslimiyet Göstermeyi, Bilmem Kaç Kişiden Kaçı Becerebilir; Allah Bilir. Bu Yaşıma Kadar Dâima Cevaplar Aradım, Her Şeyin Cevabını Merak Eden Biri Olarak Her Şeyin Cevabını Sorguladım. Misâl Bendeniz Naçizâne Futboldan Hiç Hazzetmeyen Biriyim ve Hayatım Boyunca Şu Sorunun Cevabını Merak Edip Durdum; Değil Ülkemizde, Dünyâda Tüm İnsanlığın En Az %70’i Futbola Bayılıyor. Acaba Sebebi Nedir? Bunca Senedir Cevabını Merak Ettiğim Bu Suale, Daha İki Ay Kadar Önce Futbolsever Bir Arkadaşım Şöyle Bir Cevap Verdi; Ağabey Futbolu Hemen Herkes Oynayabilir, Öyle Pek Bir Masrafa Falân da Gerek Yoktur. İzleyen Herkes Anlayabilir, Öyle Çok Bir Şey Bilmesine Filân da Gerek Yoktur. Kısacası BASİT Bir Oyun... Elbette Onun İzâhı Daha Genişti Fakât Kullanmış Olduğu Bu “BASİT” Kelimesi, Söylediği Her Kelimeden Daha Önemliydi. Çünkü Evet, İnsanlar Futbolu BASİT Olduğu İçin Seviyordu. Çünkü İnsanlar Düşünmek İstemiyor, Çünkü İnsanlar Hayat ve İnsana Dâir Yaşamının İlk Yıllarında Yani Çocukluk, Bilemediniz Gençlik Yıllarında Ama Her Hâlükârda “EĞLENEREK” Öğrendiği Birkaç Sathî Kuralı Kâfi Görüyor ve Tüm Bir Yaşamını Bu Kurallar Muvacehesinde İnşâ Ediyor. Kendilerine Eğlenceli Gelirseniz Sizinle İlgilenen Ekser Kadınlar Gibi, İnsanlar da, Son Derece Ciddi Bir Şey Olacak Olsa Dahi Ancak ve Ancak Eğlence ile Tümleşik, Bir Şekilde Özdeş veyâ En Azından Eşzamanlı Olması Kaydıyla Bir Şeyleri Öğreniyor ve Öğrendiği ile de Beraber Oluyor. Çünkü Kadınında da Erkeğinde de DİŞİLLİK HÂKİM, Yani ERİL Olan RÛH Değil, İnsanların Kâhir Ekseriyetinde DİŞİL Olan NEFS HÂKİM ve Nefsin de Kefereliği Nasıl ki Malûmdur, Onun Aynı Zamanda Aceleci, Yani Sabırsız, Umarsız, Bencil ve BASİT Olduğu da Malûmdur. Şimdi İnsanlara Dikkat Edin; Kimsenin Kimseye Tahammülü Olmadığı Gibi Kimsenin Hiçbir Şeye de Tahammülü Yok, Yani Kimse Kendinden Başka Kimseyle de, Yine Kendi Duygu ve Düşüncesine Uygun Olmayan Her Duygu ve Düşüncenin Sahibiyle ve Hattâ Menfaatine Hizmet Etmeyecek Her Nesneden de Son Derece Uzaklar. Misâl Vermek Gerekirse, Bizim Bu Sayfamızda Siyasete Kendimiz Yer Vermediğimiz Gibi Siyasî Yorumlara Dahi İzin Vermiyoruz. Aslında Olamaz mı? Elbette Olabilir, Çünkü Gerçekten Çok Önemli Olaylar Oluyor ve Çoğu da Müslüman Milletimizin Aleyhinedir Fakât Biz Burada Siyasete Yer veyâ İzin Verecek Olsak, Şuan Gıyâbımızda Duâcı Olduğunu Söyleyen Her On Kardeşimizden Rahat Beş Tanesi, Bu Saat İtibârıyla Bedduâ Edecektir. Bundan Kesinlikle Eminiz. Çünkü Dediğimiz Gibi, İnsanlar Ancak BENLİK İçin Yaşıyor, Bunun İçin Nefes Alıp Veriyor ve Hemen Herkesin Tek Derdi de Bu Olmuş. BENCİLLER ve BASİTLER. Henüz Daha Kavram Kargaşasından Dahi Kurtulabilmiş Değiller. Çünkü Nefislerini Aziz Etmenin Peşindeler, Zirâ Onun Kulu ve Kölesi Durumundalar. Kolay Olsun, Basit Olsun, Benden Yana Olsun, Beni Eğlendirsin, Benim Olsun, Benden Olsun, BEN OLSUN. İşte Dert Bu, Hak, Hele ki HAKK Asla Değil. Tüm Bu Söylediklerimizin Türevini Alacak Kadar Açabiliriz. Kimse Kızmasın Bize, Zirâ Biz de Kızmıyoruz Kimseye, Yani Kimsenin Şahsına. Biz Ancak Fiillere Kızarız. İnsanoğlu Gerçeğe Direnir. Çünkü Varsayımları Sağlam Olmasa da KENDİNE Aittir, Yani “BEN” Meselesi. İnsanoğlu Gerçeğe Direnir. Çünkü Gururundan ve İlâhlaştırdığı Nefsinden Olması Hasebiyle KENDİNE Aittir, Yani “BEN” Meselesi. İnsanoğlu Gerçeğe Direnir. Çünkü Putlaştırdığı Hayat Felsefesi de KENDİNE Aittir, Yani “BEN” Meselesi. İnsanoğlu Gerçeğe Direnir. Çünkü Terk Edemeyeceği Menfaati KENDİNE Aittir, Yani “BEN” Meselesi. İnsanoğlu Gerçeğe Direnir. Çünkü Gerçeği Bir Kez Olsun Hakkını Vererek Düşünecek Olur ise Gerçeğin KENDİNE Ait Olmadığını Görür ve Anlar, Yani “BEN” Meselesi. İnsanoğlu Gerçeğe Direnir. Çünkü Gerçek, Elbette Sorumluluk Getirecektir ki, BASİTÇİ Kesilen Nefsinin Gönüllü Kulluğunu Yapan Kimse İçin Bundan Büyük Felâket Olamaz, Yani “BEN” Meselesi. İnsanoğlu Gerçeğe Direnir. Çünkü Kendini Yargılamak Demek, Hatâsını Kabûllenmek Demek, Gönüllü Kulluğunu ve Sâdık Köleliliğini Üstlenmiş Olduğu Efendisine, Yani Nefsine İHÂNET Olur, Yani “BEN” Meselesi. Kısacası İnsan “BEN” Sebebiyle Gerçeğe Direnir. Hangisi Olursa Olsun, Bu Sebeplerden Herhângi Biri veyâ Birkaçı veyâ Daha Başka Nedenler ile Hakka Göz Yummak ise Ne Gerçeği Değiştirir Ne de Akıbeti. O Hâlde Dert, Bizzât İnsanın Kendi Derdidir. Bir de Bu Büyük Derdimizin Yanına Kavram Kargaşalarımızı, Cehâletimizi ve Diğer Dâhilî ve Haricî Bileşenlerini Düşünecek Olursak, Bir de Yanı Sıra İblisin ve Uşaklarının Arz Üzerindeki Hükümranlığını Hesaba Katarsak, İnsanların İçerisinde Bulunduğu Hissî ve Fikrî Kaosun, Anlaşmazlıkların, Anarşinin ve Bilumum Ayrılıkların Muhtemel Sebepleri Daha Bir Netleşecektir. |
#7
|
|||
|
|||
Var olmayan birsey korunabilir mi ? Yoksa korumaya basladigin hersey sen korudugun icin mi var olmaya başlamıştır ?
Erdemi düşünelim. Siz erdemli olmayı seçer ve devam ettirirseniz erdem var olacaktır. Yada adalet siz onu koruyup gözetlediğiniz zaman var olacaktir. Var olmayan sey aslinda cahile göre bilgi, haksizlik uzerine hayat kurmus olana göre adalet, degerlerden habersiz olana göre erdemdir. Elbette çoğaltabiliriz. Adalet yok denirse yok mu olur ? Yoksa var oldugu kabul edilip beslenir ise koruyup gozetlenirse mi adalet olur ? |
#8
|
|||
|
|||
Cahile göre bilgi yoktur demek yanlış, bildiğini sanana cahil denir, cahil öğrenmek istemeyendir.
Bununla beraber diğer bütün tanımlamalarında insandaki etkisi aynıdır. Olmayan bir şeye isim verip sınıflandırma veya sıfatlandırma yapılmaz. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Bu çıkan dumanda neler görüyorsunuz ey ahali? | Frater Verum | Tecrübe Ettikleriniz | 36 | 10.11.24 21:00 |
Arama yaptım çıkmadı Riyazette neler yenir neler yenmez | Simitci | Huddam ilmi | 10 | 01.01.24 14:51 |
Avuç içinde ne görüyorsunuz | Nasimi | Sorularınız | 171 | 12.10.22 13:15 |
Ayakkabının rengini ne görüyorsunuz? | aşk | Sorularınız | 17 | 06.09.22 20:11 |
Bakın 2010 yılında neler söylendi ve neler oldu (Şeyh Nazım el Kıbrısi) | Torlak | Derin Konular & Beyin Fırtınası | 8 | 13.08.21 19:13 |