|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
adaletin gecikmesinden şikayet
Yargılama sürelerinin uzunluğundan, tarafların mağduriyetinden ve adaletin gecikmesinden şikayet edilir hep. Hiç de haksız değildir bu şikayetler. Yargılanmak ya da yargılıyor olmak kolay mıdır peki? Meydana gelen olayı bütün detaylarıyla delillendirmek ve bir neticeye ulaşmak hiç de kolay değildir. Hele de olay bir cinayetse mesela, sanık sandalyesinde oturan kişi ömrünün onlarca yılını cezaevinde geçirecekse, karar vermek hiç de kolay değildir. Başlığı "Karar" olan o son duruşma tutanağına ceza olarak müebbet yazmak, karar metninin altına imza atmak ve sanığın yakınlarının bulunduğu salonda kararı okumak hiç de kolay değildir.
Hakim için her detayı hesaba katmak, her ifadeyi irdelemek, her delili dosyaya koymak, akşam olup eve gidince vicdanı rahat şekilde başını yastığa koymanın tek yoludur. Yargılayan adaleti ayakta tutmak için uğraşır, yargılanan da daha az ceza almanın yolunu arar. Olayın bilinmeyen bir tarafı her zaman vardır çünkü, işlenen suç bir tarafıyla hep gizli saklıdır. O yüzden yargılamalar uzar, kararlar gecikir. Yargılayan için zaman, dosyanın iki kapağı arasında birikenleri doğru değerlendirmek için önemlidir. Ve adalet çoğu zaman incinir... Yargılayana gizli hiç bir şey yoksa peki, ne olup bitmişse en ince detayına kadar biliyorsa, sanık sandalyesinde oturan kişinin itiraz edeceği tek şey yoksa, gizlediği ne varsa olduğu gibi ortaya saçılmışsa, yargılama ne kadar sürer sizce? Hele de yargılayan işlenen suça şahitse, bizzat biliyorsa ne olup bittiğini, yargılama bir göz göze gelişle bir bakışla dahi sonuçlanabilir. Bir anda biter yargılama hem de hiç itirazsız... Hesap Günü her geçen gün daha da yaklaşıyor. Ve öyle bir yargılama bizi bekliyor ki, yargılayanın kendisi şahit... Dünyanın geçiciliğini bu kadar çok unutuyorken, arzu ve beklentilerin cazibesiyle bunca sarhoşken "o günü" düşünmek ne kadar da zor... Hissiyatımı ifade etmekten o kadar acizim ki, bu beni çıldırtıyor. Bu haldeyken, Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba'nın sözlerine rastladım ve beni benden aldılar; Senden dolu iki cihan Oldum zuhurunda nihan Ger bulmayan seni ayân Ya Rab n’ola hâlim benim Dilde kanaat olmaya Züht ile taat olmaya Senden hidayet olmaya Ya Rab n’ola hâlim benim Şol gün ki mizan kurula Hak kapusunda durula Halâyık oda sürüle Ya Rab n’ola hâlim benim Ağlarım işte zâr ile Kaldum diriğ ağyâr ile Bilişmedim sen yâr ile Ya Rab n’ola hâlim benim Hamid’in gözü yaşı Doldurur dağ ile taşı Bilmem nidem garip başı Ya Rab n’ola hâlim benim |
#2
|
|||
|
|||
Hesap günü gelmeyecekmiş gibi yaşıyoruz hayatı. Hesap vermek düşüncesi frenliyor olsa da unutuyoruz bunları. Dünyalıklar dolduruyor kalbimizi ve ahiret için azık biriktirmenin yakınından bile geçmiyor yolumuz.
Yüreğinize sağlık. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Çocuğu olmayanlar için manevi reçete | Huni | Rukye ve Tedavi | 6 | 30.09.24 17:51 |
Ne zorun var ki hayvanlardan aşağı oldun? | Skoda | Hayat Dersleri & Hikayeler | 0 | 21.03.21 02:13 |
Hz isa ve Nuh a.s'ın oğlu Sam | Skoda | Peygamberler | 0 | 20.03.21 02:13 |
Hz. insan olmak.. | Hal | Tasavvuf Sohbetleri | 0 | 01.03.21 02:13 |