Şu koskoca kainat kendiliğinden oluşmuş olamaz yani oluşması için bir güç gerekiyor.

Peki Yaratıcı nasıl oluştu?

Kainat kendiliginden oluşmamışken bunca kainatı var eden bir yaratıcıda kendiliginden oluşmuş olamaz...çünkü hiç bir canlı cansız varlık yokken o vardı o yarattı..

Oluşum süreçle ilişkilidir. Süreç zamanı ifade eder. Zaman diye kavramlandirdığımız da yaratılan kainat içerisinde mevcuttur. Yani Yaratıcı zamanı da yaratandır. Allah için başlangıç ve son yoktur. Herseyi yaratan yarattığıyla kısıtlanamaz, ozaman O İlâh olmaz, aciz olur. Oysa bu mevcudadi yaratan gücün herseyin üzerinde olması gerekir. Yani Allah tüm noksanliklardan münezzehtir. Sübhane Rabbiyel Âla.

Şu yok olma üzerine yaratılan evren, insan aklının alamayacağı sonsuz kudrete sahip bir yaratıcı tarafından yaratılmıştır. Sonsuz güç ve kudreti kabul etmeden yaratıcıyı anlayamazsın. Aynı matematik gibi sonsuzu anlayamaya aklımız yetmez ama varlığını kabul ederiz.

Kainat dünya tektir ve içinde olan tüm ışıklar O'na dönecektir.
Dünyadan başka bir yaşam yeri yoktur ve evren,uzay vb anlatımlar insanların kaplumbağa gibi sırtlarında taşıdığı hayalden başka bir şey değildir...

Bu soruyu 5 yil önce birinden daha duydum cevap veremedim. Çokta herseyi kurcalamiyorum bunalıma giriyor..
Mûsâ -aleyhisselâm- ın Allah'ı görmek istemesi ve yaşanan olaylar...
Mûsâ -aleyhisselâm-, Cenâb-ı Hak’la konuşurken, gözünden perdeler kalkmıştı. Zamansız ve cihetsiz bir şekilde net olarak Arş-ı A’lâ’yı seyrediyordu. Levh-i Mahfûz’u yazan kalemin gıcırtılarını duymaktaydı. Yanında ise Cebrâîl -aleyhisselâm- ve 70 kişi olduğu hâlde, onlar hiçbir şey işitmediler. Zîrâ Mûsâ -aleyhisselâm-, çok üstün bir makam ve mertebeye yükselmişti.

Nihâyet Mûsâ -aleyhisselâm-, bu konuşmadan o kadar lezzet aldı ki, şevki iyice arttı. Kendisinde bambaşka bir hâl meydana geldi ve Cenâb-ı Hakk’ı görmek istedi. Bu arzusunda da ısrar etti.

Allâh Teâlâ ise:

“Sen beni göremezsin!” buyurdu.

Mûsâ -aleyhisselâm- yine talebinde ısrar edince, Cenâb-ı Hak:

“Şu dağa bak! O dağ yerinde durabilirse, Sen de Ben’i görebilirsin!” buyurdu. (Bu dağ, Medyen diyârında Zübeyr denilen büyük bir dağ idi.)

Bir rivâyete göre, Cenâb-ı Hak, Mûsâ -aleyhisselâm-’a yetmiş hicâb arkasından dirhem kadar nûr gösterdi. Nûr, dağa tecellî etti ve dağ infilâk etti. Mûsâ -aleyhisselâm-, bu kudret ve azametin ihtişâmına dayanamadı; korktu ve bayıldı.

Âyet-i kerîmede bu vâkıa şöyle anlatılır:

“Mûsâ tâyîn ettiğimiz vakitte (Tûr’a) gelip de Rabbi O’nunla konuşunca:

«–Rabbim! Bana (kendini) göster; Sen’i göreyim!» dedi.

(Rabbi):

«–Sen Ben’i göremezsin! Fakat şu dağa bak! Eğer o yerinde durabilirse, Sen de Ben’i göreceksin!» buyurdu.

Rabbi, o dağa tecellî edince, onu un ufak etti. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca dedi ki:

«–Sen’i (bütün) noksan sıfatlardan tenzîh ederim; Sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim.»” (el-A’râf, 143)

1- De ki: O Allah birdir. 2- Allah samed (her şey O'na muhtaç, O kimseye muhtaç değil)'dir. 3- O doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. 4- Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir ihlas suresi

Allah için öncesi veya sonrası diyemeyiz nasıl oluştuda diyemeyiz o zamanı mekanı herşeyi yaratandır ihlas suresinde de bu anlatılır

Böyle derin konulara, hocalarımız cevaplasalar daha iyi olur.
Yanlış bilgiler bizleri günaha ve yanlışlığa sürükler.

Cevabı Kolay.Varlık var olur,Varlığın başlangıcı vardır.Haşa Allah var denilemez çünkü Allah Yaratıcıdır.Varlık Var olur yani varlığın Başlangıcı vardır.Haşa Allah Varlık değildir Yaratıcıdır,Rabbimizdir.Başlangıcı ve sonu yoktur.Evvel'dir,Ahir'dir.