Biri size bir yardımda bulunduysa, bu o şahsın değil, Allah'ın yardımıdır. Bir insana, hiçbir zaman ve hiçbir koşul altında Allah'tan başkası yardım edemez. Bütün güç Allah'ındır. Size, Allah'ın Resulü değil Allah hidayet veriyor. Aklımızın ihtiyarı kalkmasın diye Allah maddi ve manevi nimet verirken birilerini vesile kılar. Veren her zaman Allah'tır. Gücü olmayan bir varlık olan insan diğer bir insana yardım edemez. Allah bir görüntü yaratır ve sen birileri sana yardım ediyor zannedersin. Zahirde biri vardır ama batında gücün tek sahibi Allah'tır. Size hiç kimse manevi destek olamaz. Manevi desteğin de tek sahibi Allah'tır. Sen birini görürsün ama perdeleri vesile kılan âlemlerin Rabbi olan Allah'tır. İnsanın cüz-i iradesi olmadığına iman ettiysen konunun özeti bu. "Tamam, ama..." diye cümleye başlıyorsan cüz-i irade konusunu tam anlamamışsındır. Hiç Kimsenin, hiçbir zaman gücü yok. Allah'tan başka güç sahibi yok. Bize, Allah'tan başka kimse maddi ve manevi yardım ulaştırmaz.

"Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz." (Tekvir 29)

Zihinsel yapının merkezini teşkil eden beyin; tanrıyı yok sayan bilim çevrelerinin bize yansıttıkları; ve ona inanan hocaların ısrarla empoze ettiklerinin aksine; üretim istasyonu, üretim merkezi değil; sadece çeşitli vasıtalarla yüklenen veriler (bilgiler, algılar, duyular, duygular) çerçevesinde koordinatörlük görevi yapabilen organ; bir nevi tasnif, tayin, montaj, dağıtım, arıtım, tasfiye ve depo istasyonu.. Kendi kendini faal hale geçiremiyor; kendisinin dışında birisinin /Allah’ın şaltere basmasına muhtaç.. Bu bakımdan; insandan sadır olan hallerin ve davranışların beynin faaliyetleri imiş gibi algılanan görüntülerinin; beynin üretimi olarak yansıtılması gerçekçi değil. Çünkü beyin zahiren, alıcı durumundaki duyu organları ve diğer organlarla beraber ‘Kapalı devre’ çalışıyor. Gelen etkilere göre tepki veriyor.. Burada ekstra bir üretim yok. Gelen hazır parçaların ve malzemelerin montajını ve dağıtımını yapıyor.
Beyinde; duyu organlarıyla bağlantılı olarak oluşmayan, kapalı devrenin dışında ekstra üretim olarak algılanan hususlar; ekstra müdahale sonucu oluşuyor. Ekstra müdahale; Allah’ın doğrudan müdahalesi; O’nun; Hikmeti, Rahmeti, Hidayeti, Nurunu yansıtması, veya aksi yönde; Saptırması, Azdırması gibi.. Bilindiği üzere beynin merkezi diyebileceğimiz yerde bir Epifiz bezi vardır. Kendisine üçüncü göz yakıştırması yapılmaktadır. Oysa onun fonksiyonu o kadar basit değil; onun gerçek fonksiyonu, Allah’ın düşünce enerjisinin, insan algılama seviyesine indirgenerek insana intikal ettirilmesidir. Yani Allah’ın insana ‘İnzal’ etmesidir. Burada, Epifiz bir nevi zihinsel transformatör.. Bu sebeple biz, Allah’ın düşünce enerjisinin bize aktarımını, bizim beynimizde açığa çıktığı için kendi düşünce enerjimiz olarak algılamaktayız. Kısaca bizim düşüncelerimiz, Allah’ın bizim beynimizde oluşturduğu düşünce enerjisinin bizim insan yapımıza adapte edilerek yansıtılmasıdır. David Eagleman, ‘Beynin Gizli Hayatı /İncognito’ adlı eserinin birinci bölümünün başlığında; “Kafamın içinde biri var ama o ben değilim” diyor. İşte, sende sen olmayan o şey; epifizde cereyan eden olay.. Ateistlere ve bizim Mushaf polemikçisi rasyonalist Müslümanlara anlatılması imkansız olay!..

Cüzi irade külli iradenin bir parçasıdır. Planın içindedir. İzin ve mehil verilmese yaratıkların elinden ortaya hiçbir şey çıkmazdı ve yaratılanlar kendi fillerini hatta kendi seçimlerini kendi yaratmaz.

Ama siz tamamen cüzi irade yok derseniz kitabın geri kalanını ve yorumlardaki mantıklı cevapları görmezden gelirsiniz.

Umarım araştırarak irade ile meşietin farklı ve Tanrıya has olduğunu, irade özelliğini kullarına sınırlı olarak kendi iradesi altında yarattığını anlayıp insanların kafasını karıştırmak ve tartışma yerine doğru yönlendirirsiniz.

“Oysa sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır.”

Saffat 96

“..Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir.”

Müminun 14

Yani melek cin ve insanların yarattığı şeyler ortaya koyduğu iradeler de sonuçta Allahın onayı bilgisi ve yaratması içinde. Yaratmayı ilk başlatan da tüm yaratmaların gerçek sahibi de Allah. Ancak kötü şeyler yaratanlar meşiete tabi yani mehil ve izin verdiği için yaratmasına. Oysa güzel şeyler iradesine tabi doğrudan. Yani isteyerek de yaratmasına. Ancak tablonun tümünde sonuçta Tanrının istediği sonucun çıkması da tüm iradenin yine herşeyi kapsadığını tekrar gösterecek ama bunu henüz bu dünyada kavrayamayız. Melekler dahi kavrayamıyor.

Yaratması ve bilmesi yani yazgı da insanlara ve cinlere kalsa ne seçeceklerini ortaya çıkarmak ve bunu zaten bize göre önceden de bilmesi demek. Bunlar Allah için kolay şeyler. Ama konu yanlış sunulursa “o zaman insanın ne suçu ne de sevabı olmaz ki” diye kendince haklı olarak anlayanları da suçlamak mantıksız oluyor. Çünkü onlar da kitabın sadece diğer kısmını öğrenmiş oluyorlar. Tümüne bakalım. Ama algılar nedense işin sadece bir yanını görüp anlıyor genelde. (Bu da Allahtan)

Yardıma gelince katılıyorum. tabi ki başımıza gelecek hersey önceden belli iyi ya da kötü. Hangi vesile ile tarafımıza bir iyilik ve yardım geleceği de ilahi kontrol içinde. Yaratıklar O nun izniyle hareket ediyor bu film sahnesinde. Bu dilmi aslında önceden onaylayıp rolümüzü kabul edip geliyoruz da o ayrı ve uzun bir konu. Onun için aracılara sebeplere değil herşeyi kontrol eden ve sonuca ulaştırandan dileriz her yardımı. Kulluğun gereği ve aslında mantığın da gereği. Fatihadaki gibi.

Doğrusunu Allah bilir.

Selamlar bir soru sormak istiyorum. Ben cehenneme gideceğim diyelim. Allah beni yaratmadan önce cehenneme gideceğimi biliyor muydu?

elamlar. evet kesinlikle diyeceğim. Ama siz ilk defa bu dünyada yaratıldığınızı zannettiğiniz için burdan “o zaman niye yaratıldım” diyeceksiniz. Oysa emaneti cahilce yüklenen ve direten ve kabul eden biziz. Bizden söz alındı ve söz verdik rolümüzü kabul ederek bu dünyaya gönderildik. Meleklere göre bile yaşam şansımız yoktu. Ama Allah içimizdeki az miktarda iyi insan olduğunu bildi ve kurtarmak istedi. Yani ilk defa burda yaratılmadık. Büyük bir hatamızdan dolayı düştük ve son şans olarak bu dünyaya gönderildik. Bunu gösteren çok ayet var dilerseniz paylaşırım.

Şimdi ben seni öldürsem Cüzi iradem olmadığı için suçu kime atacaksın? Hadi kendini Allah öldürdü vesile seni getirdi dedin sıyrıldın. Benim suçum ne olacak? Madem Cüzi irade yok, niye şeriat suç işleyen insana ceza verirken aynı suçu işleyen hayvana ceza vermez?

Cüzi irade konusu Allah'ı suçlamak değil, O'na tam teslim olmaktır.. Nedense çoğu kişi bunu duyunca hemen savunmaya geçiyor.. Bu yüzden bu konunun tam anlaşılmadığını düşünüyorum.

külli irade ile karıştırıyor olabilir misiniz?

Hayır.. külli irade(kader) genel anlamda Allah'ın tüm yetki ve iradesi ise bu değişen bir şey değildir değil mi...?
Bu yedi gök ve içindekiler için de aynıdır. Baştan tayin edilmiş bir kitaba yazılmış ve de asla katımda söz değişmez demiş olan Allah doğru söylemiştir...

O halde kimseyi cehenneme de koyamaz. Tüm eylemlerimizden Allah mı sorumludur?