Paylaşım dünyada bulunma nedenimizi felsefî yönden ele aldığı için ben de bu konudaki düşüncelerimi aktaracağım. Sonra "bilimsel konuşmuyorsun" diye atarlanmayın. Bilimsel konuşacaksak onu da konuşuruz ayriyeten. Paylaşımda dünyanın cezalı ruhların sürgün yeri olduğu gibi ifadeler gördüm. Tahrif olmuş ya da uydurulmuş pek çok dinde buna benzer inançlar sözkonusu. Eski Yunan, Aztek ve Ortadoğu inançlarında da dünyanın cezalı ruhların gönderildiği yer olarak inanıldığı ve tanrının cezamızı sonlandirmasi için dualar edildiği ve bazen insan olmak üzere kurbanlar adandığı biliniyor. Müslümanlarca son ilâhi mesaj olarak kabul edilen kuranda da insanoğlunun geçici bir mekân, sınav ve tanrıya ibadet teslimiyet yeri olarak dünyaya gönderildiğini, insanların tanrının emir ve yasaklarina uyup uymama, birbirlerine karşı iyilikle davranma derecelerine göre ölümden sonra başka bir mekanda ceza veya ödüle ulaşacaklarını söyleyen ifadeler var. 19. yüzyılda ortaya atılan, materyalist felsefeye temel teşkil eden ve insan dahil canlıların dünya üzerinde çamur şeklindeki materyal karişimlarindan tesadüfen ortaya çıktığı ve zamanla evrimleşip geliştiğini iddia eden evrim teorisi ise, nükleer biyoloji, biyokimya, genetik bilimi ve antropoloji gibi pek çok alanda canlılığın ortaya çıkışına ve evrimine tatmin edici açıklamalar getirememesine rağmen ciddi sayıda kişi tarafindan yaratılış inancına karşı savunulmaya, geliştirilmeye ve ispatlanmaya çalişilmaya devam ediyor. Hangisine inanırsak inanalım dünyanın denizleri, karaları, tatlı suları, ormanları, yeraltına gizlenmiş enerji stokları, koruyucu atmosferi, mükemmel ekosistemi ve her detayı canlılığın devamına hizmet eden düzeni ile bizden önce bizim için hazırlanmış olduğu kesin, diye düşünüyorum.
|