|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Kırılacak cam parçalarını, elmasa tercih etmek nasıl bir akıl tutulmasıdır?
Necran'lı Hristiyanlar Medine'ye kadar gelip Allah Resulü ile görüşürler. Ama bildikleri alametlere ve gördükleri emin çehreye rağmen iman etmeden gerisin geriye dönerler. Dönüş yolunda içlerinden biri Allah Resulü hakkında ileri geri konuşmaya başlar. Kafilenin önderi olan papaz onu susturur. Konuşan kişi, "madem hakkında söz söyletmiyorsunuz, iman etseydik ya!" diye çıkışır. Papaz da der ki, "Gördük ve biliyoruz ki O son peygamberdir. Ancak biz çölde yaşayan hiç bir geliri olmayan ufak bir Hristiyan cemaatiz. Şimdi Muhammed'e iman edersek bize yardım eden Habeşistan ve Bizans desteğini çeker, sıkıntıya gireriz!"
Hadiseyi okuyunca, "Bu nasıl olur, nasıl olabilir?!" diye dehşete düşüyor insan. Kırılacak cam parçalarını, elmasa tercih etmek nasıl bir akıl tutulmasıdır?! Ama nefis son sözü söylemeye görsün, her sözün her tercihin üzerinde hakim olmaya görsün, insanı rezil rüsva etmeden durmaz! Yüksek hakikatleri verip çizgi roman alıp okumak gibi bir aldanış bu. Öyle değiş-tokuşlar yapar ki insan yaşamı boyunca, önemsemez, küçük görünür gözüne... Bir hakikat vücut bulacak olsa kalbimizde, bir tercih yapmamız gerekse; ya zamanı değildir, ya ortam müsait değildir, ya vazgeçemiyorumdur, ya ailem istemiyordur, ya hayatta bir defa oluyordur, ya ayıracak hiç param yok ancak bana yetiyordur... Neleri veririz ve neleri alırız!? Hakikat bütün çıplaklığıyla karşında dururken, gerisin geriye dönmek nasıl bir utançtır! Bilirken, bütün alametler ortadayken, sonunda ne olacağını göre göre ya bir makamı, ya bir aşkı, ya mideyi, ya bir eşyayı, ya bir şarkıyı, bir argoyu, bir küfrü, bir nefreti, bir gıybeti, ya da başka başka şeyleri hakikate tercih etmek! Ve gerisin geriye dönüp gitmek! Offf, ne ağır bir hal bu! Bildiklerimizden yüz çevirip uzaklaşmaktan, çerçöple kalbimizi doldurmaktan, nefsin sözlerini ayetlere tercih etmekten Allah'a sığınalım! İbrahim Suresi, 3. Ayet | bismillah: "Onlar ki, dünya hayatını ahirete tercih ederler, insanları Allah yolundan alıkoyarlar ve bu yolu eğri göstermeye yeltenirler. İşte onlar koyu bir sapıklık içindedirler." |
#2
|
|||
|
|||
Eldeki kuş, daldaki kuştan genellikle daha cazip gelir.
İnsanlar, yakın vadede yaşadıkları menfaati uzak vade olan ahirete tercih etmeye daha meyilliler. Akıl, hakikati haykırsa da onların "kulaklarında ağırlık varmış" gibi gerçeğe sağırdırlar. Nefis, öylesine yalandan mazeretler ileri sürer ki, kendileri bile inanmaya başlar. Sultasını elinde bulunduran her nefis, değerle değersizi satın almaya devam edip gider. Çünkü, kendini ancak böyle değerli görür... Göz açıp kapayıncaya kadar nefsimizle baş başa kalmaktan Allah'a sığınırız... |
#3
|
|||
|
|||
Dünyaya ait işler kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir ; baki umur-u uhreviye(ahirete ait işler) ise gayet sağlam elmaslar hükmündedir. Bediuzzaman Said Nursi
. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Her şeyden kesilip zikir etmek nasıl olur ? | yavuzsozmen | Sorularınız | 21 | 08.07.22 22:22 |
Akıl ve kalp ittifakını nasıl anlamak lazım? | MrBerkHD | islam & islami Konular | 1 | 17.10.21 16:10 |
Akıl ve Tercih | Adalet | Hayat Dersleri & Hikayeler | 6 | 15.01.20 09:43 |
Liselere tercih süreci yarın başlıyor | Cennet | Haber & Siyaset | 0 | 01.07.18 18:16 |
Hipnozu Neden Tercih Ediyoruz? | Tuana | Hipnoz & Bilinçaltı | 1 | 21.04.17 11:39 |