#1
|
|||
|
|||
Diziler!
Üç saat boyunca, bir erkek ve bir bayanın birbirine olan yönelişlerini, birbirlerine akışlarını, hatta sarılışlarını ve birbirlerine yakın duruşlarını seyrediyoruz. Her karede bilinç altımıza işlenen bir kodlamayla karşı karşıya kalıyoruz. Yoğun romantizm bombardımanı altında geçen, vaktimizden çalınan üç saat!
Etkili kamera ve kadraj teknikleri, kullanılan mekanlar, eşyalar, karakterlerin seçimi, hele de duygu yoğunluğunun zirve noktasında jeneriğe eklenen bir Sezen Aksu Şarkısı ve izleyenleri ekrana çivileyen, iç çektiren orantısız bir romantizm kuşatması... Elbette sevmek, hayatın en kuvvetli ve fıtrî bağı. Kalbinde bir sevgiye yelken açmamış kaç insan vardır ki? Ancak romantizm, bu çağda başımıza bela olmuş en sinsi tuzaklardan yalnızca birisi! Peki kim nasıl etkilenir bu üç saatlik orantısız romantizm seansından, kimde nasıl karşılıklar bulur? Üç saat boyunca bu duygu yoğunluğuna maruz kalan gençler, "Ben de aşık olmalıyım!" hissine kapılmaz mı, zihnî, kalbî ve mânevî enerjisini bu alana yoğunlaştırmaz mı? Ya da evli bir erkek eşine bakınca, dizide şahit olduğu duyguları ve halleri yaşamaktan kendisini uzak görüyorsa, ya da evli bir kadın, bu durumda neye yönelir, içinde neler yaşar, hangi kurgularla yoğrulur! Abartıyorsun demeyin, insan sayısı kadar irade ve olgunluk mertebeleri var. Ve kadın erkek ilişkileri, insanoğlunun zaafının en karşıkoyulmaz noktalarındandır. Masum görünen, hissiyatımızı okşayan, seyrederken aklımızı başımızdan alan, bağımlısı olduğumuz diziler, kimi hayatlarda komşusuyla birlikte olup, kocasını aldatan bir kadına dönüşebiliyor. Master Chef yarışmasında lahmacun yaptıkları gece kaç kişinin canı lahmacun çekmemiştir ki?.. İlk gençlik yıllarından bu yana normaleşerek bilinç altımıza işlenmiş o masum sevgi, aşk ve kavuşamama dizilerini, filmlerini, şarkılarını bir düşünelim isterseniz! İç dünyanızı alt üst eden, onlarca yıl kalp ve ruhunuzu meşgul eden, sizi her şarkıda efkarlandıran gizli saklı duygularınızın bugününüze, yarınınıza ve ahiretinize yaptığı berbat yıkıcılığı bir düşünün! Sizdeki etkisi "bir hoş hatıra" olabilir belki, ancak bir başkasında "kocasından değil komşusundan olan bir çocuğa" dönüşebiliyor... Bu orantısız romatizmin, nefsimize ve neslimize yaptığı kötülüğün tarifini yapmak zor değil, ancak buraya sığamayacak kadar ağır bir konu... Masum maskeli cellatlar çağı bu, bir maske de sana takılı belki, bir an önce kurtulmalısın, kurtarmalısın! |
#2
|
|||
|
|||
Piyasadaki çoğu kitap da böyle ve çocuklar, gençler hatta çok kitap okuduğunu sanan yetişkinler de aynısı.
|
#3
|
|||
|
|||
Öncelikle hoş bir tevafuk oldu. Bir haftadır gittiğim her vaaz ve sohbette dizilerle, gerek dini gerek ailevi gerekse sosyal hayatımızda ne denli bir değişim ve dönüşümün meydana getirildiğini misallerle anlattım. Sizin paylaşımınızı okuyunca şaşırdım açıkçası.
Abartıyor muyum endişesi taşımanız yersiz. Zira ADRB bürosuna gelen vakaların çoğu, dizilerdeki çarpık ilişkilerin gerçek hayata yansıması. Bu çarpık ilişkiler ağı, muhafazakar kesimi de büyük ölçüde etkiledi. Çünkü büroya gelen kişiler içinde, "dindar" olarak bir etiketi olan, beş vakit namazında, toplumda "Allahtan korkar" diye tarif edilen kişiler de var. Allah nefsimize uydurmasın. Bizi bu melun projenin deneği yapmasın. . |
#4
|
|||
|
|||
Fazlası var eksiği yok.. TV kanallarındaki diziler Müslüman aile yapısına uygun değil olmazda.. Senaryosundan oyuncularına kadar aynı zihniyete mensup insanlar bir toplumun ahlakını yerle bir etmede fevkalade başarılı
|
#5
|
|||
|
|||
Tv programlarının hepsi bilinç altımıza zerkedilen tüm fıtratımızı bozacak kapasitede güçlü zehir. Fıtrat bozulunca toplum komple bozulur,bozulduk.
|
#6
|
|||
|
|||
Aynen öyle üstad ve bunun dindarı yada dindar olmayanı da aynı kategorideki artık gerçek ahlâk ifsad edildi ve hâlâ ediliyor ve sanal da bu dahada cüretkar yaşanıyor burada da evli bekar farketmiyor çok acı durumdayız Rabbim nefsin heva ve heveslerine ram olmaktan muhafaza etsin bizleri duasıyla yine yeniden asrın yarasına neşter vurdunuz teşekkürler üstad 😞😞
|
#7
|
|||
|
|||
Topraklarımız kuşatılsaydı tekrar geri alabilirdik.
Ama, zihnimizi kuşattılar, kimsenin toprak diye bir derdi yok artık. |
#8
|
|||
|
|||
MASUMLAR TİYATROSU(!)
Hiç bir dizi masum değil, ve hiçbir dizi yok ki, herhangi bir 10 dakikası içerisinde bir şekilde öfke patlamaları veya sözde “AŞK” adına, erkeklerin şehvetlerini tatmini için kızışmış hayvanlar gibi kız peşinde koştuğu, kızların da erkeklere kur yapma işkencesi içerisinde olduğu bir sahne yaşanmasın. Sosyal hayatın her köşesinde sebebi her ne ise bağıran çağıran tahammülsüzlükte sınır tanımayan öfke patlaması geçiren bir kadına yada sevgili adına iğrenç görüntüler yaşanmasına, sebebin en masum apartman dizilerinden tutun da daha rezillerine kadar olduğunu görmek için kafalarımızı dizilerden ve gayri ahlaki yarışmalardan vs. kaldırmamız lazım. Eğer bunu başarabilirsek bu sunulan dizilerin, gayri ahlaki yarışma programların, ve reklamların, dişisini etkilemek için çeşitli kurlar vs. yapan vahşi hayvan belgesellerinden bir farkı olmadığını eminim anlarız. |
#9
|
|||
|
|||
10 yıl öncesine kadar dini hassasiyeti olan çoğu aile yazdığınız tehlikeler sebebiyle evine TV sokmuyordu. Ancak internetle gelen potensiyel zarar o kadar fazla ki bahsettiğiniz riskleri içeren TV kısmen masum hale gelmeye başladı. Oyun, müstehcenlik ve kumar bağımlılığı, terör ve nikah dışı ilişkilere bulaşma gibi pek çok ciddi zararı içeren internet cebe kadar inince salondaki TV zikredilen pek çok probleme rağmen tercih edilmeye başlandı.
|
#10
|
|||
|
|||
Sosyal medya daha da tehlikeli en büyük tehlikelerden biri de karşı cinsle değil bu anlattıklarınız aynı cinsle hayat yaşamayı normallestirdiler genclerin bir çoğu evliligi aile olmayı da gereksiz görüyorlar! Tv programlarında en çok şiddet cinayet, aldatma olunca haberlerde de sadece bu konuların getirdiği sonuçlar var. Batili tasvir safi zihinleri idlal eder.
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
izlediğimiz diziler bizlere hangi mesajları veriyor.. | aşk | Derin Konular & Beyin Fırtınası | 7 | 16.07.19 20:32 |