#1
|
||||
|
||||
Casusun hatıraları
DERVİŞLİK YAPIP, NAMAZ KILDIRAN İNGİLİZ AJANININ HATIRALARI...
Önce Türkçe öğrendi, sonra dinini, kılığını ve adını değiştirdi. Adı Arminius Vambery idi, Türklerin arasına Reşid Paşa adıyla karıştı. Devletin en üst makamlarının arasına karıştı. Sultan Abdulhamidle dostluk kurdu. Güvenini kazandı. Anadolu ve Ortaasya seyahatine çıktı. Artık o bir derviş idi... Tam 4 yıl Osmanlı topraklarında kaldı. Osmanlıcayı mükemmel denebilecek kadar iyi konuşuyordu. Hiç kimse ondan kuşkulanmadı. Herkes tarafından büyük saygı ve ilgi gördü. Ta ki, yıllar sonra Londra'ya döndükten sonra anılarını yazınca deşifre oldu. İngiliz casusu idi!... Anılarında şunları yazıyordu. "Derviş kimliğiyle aralarına girdim" - Eğer hakiki hüviyetim meydana çıkmış olsaydı, değil burada, Osmanlı Sefarethanesi'nin has itibarlı misafiri olabilmem, hayatım dahi tehlikede kalırdı. - Ben Reşid Efendi, sefirin has misafiri ve dostu olarak, bu Türk hacıları nezdinde gün geçtikçe itibar sahibi oluyordum. - Öyle saf ve mert insanlardı ki, kendi hayatlarında yalan söylemedikleri için, hiç kimsenin, ne sebeple olursa olsun yalan söyleyebileceğine, hele, hakiki hüviyetini saklayacağına asla ihtimal vermiyorlardı. - Türkler en mert, saf ve güvenilir insanlardır. Muhataplarını da kendileri gibi bilirler ve her söylenene itimat ederler. Bilhassa dini ve manevi bahislerde kimsenin yalan söyleyeceğine asla ihtimal vermezler. - Benim tam bir derviş hüviyet ve şekli içinde ve alıştıkları üslup ve hususiyetlerle aralarına girdiğim Türkmenler, kısa zamanda öylesine bağlandılar ve inandılar ki, kazancımı tarif edemem. - Birçok hastalar benden iyi nefes istiyor, bazısı hekim olduğumu zannederek tedavilerinin yollarını araştırıyorlar, bazısı ilaç yapmamı rica ediyorlardı. - Ve, ancak sorulan suallere cevap verdim. - Binlerce kadın, çoluk çocuk, kız, ihtiyar, genç etrafımızı aldılar. Birbirinin üstüne yığılmış bizi görmek, sevap olur diye ellerini üstümüze sürmek, ellerindeki testilerinden bizlere birer yudum içirdikten sonra bu suyu her derde şifa olarak saklamak, hayır duamızı almak için rahat nefes aldırmaz olmuşlardı. - Türkmenlerin hepsi İslam'dır. Yalnız dinini de hakki manasıyla bilmezler. Birkaç kelime din konuşan başlarına imam olur. Ben de onu yaptım. Kaynak: İngiliz casusu "Vambery'nin Günlükleri"
__________________
Ne senle yaşanıyor Ne de sensiz oluyor Şu garip bomboş dünyada.. |
#2
|
||||
|
||||
Yukarıdaki bilgiler tamamen farklı bir anlatım.
Mim Kemal Öge nin saraydaki casus isimli kitabını tavsiye ederim
__________________
Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Ve kimse kendini vazgeçilmez sanan biri kadar aptal değildir. |
#3
|
||||
|
||||
Annem zaman zaman anlatır da eskiden aynen böyle güya geçerken uğramış gibi at ya da eşek sırtında hocalar gelip dinî dersler vermeye kalkarlarmış ücra köylerde. Çocukken öyle saçma şeyler dinledim ki babaannemden ve annemden büyüdükçe gerçekleri öğrendiğimde burada anlatılan şahıs gibi onların birer misyoner olduklarını düşünmüştüm haksız da değildim dogrusu toprak üzerinde adım atmak bile günah diye insanların ruh sağlığı ile oynayan güya hocalar bunlar
.
__________________
Yarına kaldı şarkılar aman Bu yaraya deva değil zaman Ateş düştüğü yeri yakar Bu düzeni bozuk dünya yalan.. |
|
|