|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Tüm yargılarımızda mahkûm ettigimiz kendi benligimiz midir?
Çinli bir köylü baltasını kaybetmiş. Komşusunun oğlundan şüphelenmiş, çünkü çocuk bir hırsız gibi konuşuyor, yürüyor ve davranıyormuş. Ertesi gün tarladaki aletlerin arasında baltayı bulmuş. Sonra çocuğu yine görmüş. Bütün diğer çocuklar gibi konuşuyor, yürüyor ve davranıyormuş.
Bu hikâye size tanıdık geliyor mu? Hayatın içinde bir şeyler oluyor ve çok hızlı bir şekilde insanları yargılıyor, değerlendiriyor, sonuçlara varıyor ve sonra da vardığımız sonuçlara inanıyoruz. Düşüncelerimiz bizim kime, neye karşı ne hissedeceğimize, hislerimiz de nasıl davranacağımıza karar vermemizde etkili oluyor. “Peki, bunda ne var?” derseniz, sizi bilmem ama ben böyle yaptığımda hayatta sahiden ne olup bittiğini kaçırıyorum. Kaçırdığımda da kim haklı, kim haksız, kim doğru, kim yanlış oyununun içinde kayboluyorum. Gerçek hayat yanıbaşımdan akıp gidiyor. Bense yargılar dünyasında her şeyden önce hayatı kendime zehir ediyorum. Yakın zamanda birinin söylediği veya yaptığı ve sizde konforsuz duygular (öfke, bezginlik, kıskançlık, utanç, suçluluk vb.) yaratmış bir durumu hatırlar mısınız? O kişiyile ilgili yargılarınız neler? Kendinize bu olayla ilgili nasıl bir hikâye anlatıyorsunuz? Çinli köylünün düşünceleriyle sizin bu konuyla, kişiyle ilgili düşüncelerinizin benzer yanları var mı? Peki, bütün bu olanlara yargılarınızı park ederek baktığınızda sahiden ne oldu? Ne gördünüz? Ne duydunuz? Böyle baktığınızda ne hissediyorsunuz? Peki, gönlünüz bu olayda tam olarak neyi özlüyordu? Destek mi? İşbirliği mi? Kıymetbilirlik mi? Özen mi? Saygı mı? Bağlantı mı? Şefkat mi? Ya da başka bir şey? |
#2
|
|||
|
|||
Yargılamanın temelinde zan yatar
Ve Rabbim Zannın çoğundan sakının buyurur Buradaki çokluktan kastettiği suizandır Suizandan vazgeçmeye başladığımızda yargılamalarımızda azalmaya başlıyacaktır. İkincisi ise niyet ve akıl okuma alışkanlığı yargıyı meydana getirir |
#3
|
|||
|
|||
zan durur duruken gelmez akla zanni besleyen ya düşüncedir,ya tahayyül yada şüphedir.
. |
#4
|
|||
|
|||
Bu ikisi birleşince önyargı hasıl olur.
Bilinçaltı tabuları da bunu ikisine hizmet eder. |
#5
|
|||
|
|||
Çok doğru tesbit. Aynı durumu yaşayıp utandığımız olmuştur. Beyin sonuç odaklı sanırım olayı hemen sonuçlandırmak istiyor, zaman tanımıyor. "Zannın çoğundan kaçınınız" ayetini hep aklımızda tutarak suizan etmemeliyiz. Hele de bu zannımızı kesinleştirmeden biriyle paylaşırsak iftira etmiş oluruz. Gerçek ortaya çıktığında da paylaştığımız kişinin aklından eski bilgiyi silmek genellikle mümkün olmaz çünkü ilk haliyle kodlanmıştır. Sonra da günahlar silsilesi. Basit gördüğümüz bir yanlış algı çok veballere sebep olur.
|
#6
|
|||
|
|||
Olanı olduğu gibi görüp dallandırıp budaklandırmamalı. Belli bir yaştan sonra insan yargılamayı bırakıp kendisininde hatalı düşünebileceğini ya da farklı bir durum olabileceğini bilerek bir açık kapı bırakıyor, hemen bir hüküm vermiyor. En azından ben de bu böyle...
|
#7
|
|||
|
|||
Yargılamak doğuştan mi gelir yoksa sonradan mi kazanilir ?
|
#8
|
|||
|
|||
Doğuştan geldiğini düşünmüyorum. İyi ve kötü kavramlarının üzerine önyargılarımız, algılarımız, eğitimimiz, ilişkilerimiz vs. eklenerek bir tarafa evrilmiş olabilir.
|
#9
|
|||
|
|||
Yani insanın canı acidiginda karşındaki sular yerini buluyor olur tabi bulmuyor olmaz ama zarar vermemek kaydıyla iki tarafında hani güven duyuları bir olay ortamında olay gerçekleşen. .....
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Kendi aklınıza mahkum olmayın | Jq | Sizden Gelenler | 2 | 12.06.21 02:45 |
Hem Hakim hem mahkum olunamaması delili | Och | ALLAH (c.c) | 0 | 25.05.20 14:37 |
Uğraştığın hadim Süfli midir Ulvi midir ? | HavasHoca | Huddam ilmi | 13 | 09.11.19 10:02 |