İslam'daki bir ayarla oynadınız mı domino taşı gibi peşi sıra hepsiyle oynamış sayılırsınız.

Mesela mirasta kadın ve erkeğe eşitlik sağlandığı gibi diğer tüm sistemi de değiştirmeniz lazım.

1- Mesela evlilik akdinde mihir denilen yüklü miktardaki ziynet eşyasını da kaldırmanız lazım. Zira erkek, durdur yere bu kadar yükün altına şer'î gerekçeler olmasa niye girsin ki?

2- Mesela nafaka sistemini de kaldırması gerekir. Zira nafaka sisteminde hak sahipleri istisnalar olmakla birlikte kadınlardır. Zengin kız ile fakir adam boşansa, erkeğe nafaka verilmez. Ama tersi olursa kadın nafaka alıyor. Miras hukuku ile oynandığı zaman nafaka hukukunun da değişmesi gerekir.

3. Evlenirken mihir, kadının lehine olduğu için yargıtaya göre ziynet eşyasının tamamı kadına aittir. Boşanma durumunda mal paylaşımı esastır ve kadın, ömür boyu nafaka alır. Nafakada ve mihirde eşitleme ve adaleti gözetmeyen hukuk, mirasın taksiminde eşitleme yoluna gidiyor.

4- Ama İslam nizamı farklı işler. Kadın mihir alır, evlendikten sonra bakım ve onarımı kocasına aittir. Boşandıktan sonra süreli bir şekilde nafaka alır. Bakımı da kendi ailesinin erkeklerine (baba, oğul, kardeş, amca, vb.) aittir. Mirasta da kardeşinin yarısını alır. Niye mi kardeşinin yarısını alır? Çünkü kadının nakafası kardeşine aittir. Şeriat, kız kardeşin geçimini onun erkek kardeşine yüklemiştir.

5- Mevcut beşeri sisteme göre miras taksimi yapılıyor. Şer'î sisteme göre de bu işin hesap ve ahiret boyutu var. Yani miras dağıtılırken kız, ben tamamını alırım, nafakayı ömür boyu alırım diyor. Ama farzı misal bu kızın şer'î sorumluluğu ise erkek kardeşlerine ve babasına aittir.

6- Buna bir de zekât, infak sistemini ekleyin. İşler daha da karman çorman oluyor. Müslüman, din ve beşeri düzen arasında kalıyor. Din ondan bir şey istiyor. Beşeri düzen ondan başka bir şey istiyor. Din, ondan zekât istiyor. Zekât veriyor. Ama devletin umurunda mı? Devlet gelip vergi istiyor. Adam şaşırmış ne yapacağını.

7- Din, adama diyor nafakayı bir süreliğine ver. Mihir hariç diğer ziynetleri alabilirsin diyor. Ama devlet nafakayı süresiz istiyor, düğündeki altınlar da gitti. Üstüne bir de mirasta adaletsizlik var. Adam şaşırıp kalıyor.

Hepimiz din hukuku ve devlet hukuku arasında kalan şaşkın Müslümanlarız.

Eyvallah hocam
Burada can alıcı soru şu
Din hukuku ile amel etmek isteyip, zaruri olarak devlet hukuku ile amel etmek zorunda kalan müslümanın durumu ne olacak. Hüküm nedir?

الضرورات تبيح المحظورات