Zeki Müren ve Bülent Ersoy
Sanat camiasının sarsılmaz iki büyük duayeni. Ne hikmet ise ikisi de Allah'ın yarattığı fıtrata harp ilan edenlerden.

Zeki Müren gay olduğunu övünç ile söyleyen birisi idi
Bülent Ersoy erkek iken kadın olan, adını dahi değiştirmeyerek erkek ismi ile kadın olarak yaşamak isteyip milletin geleneğine meydan okuyan bir isim.
Ülkenin en meşhur transseksüeli.
Şöhret ve para avcısı erkeklerle evlilik kuran, düğün yapan, gelinlik giyinen Bülent Ersoy, Kenan Evren döneminde sahne yasağı almış, sonra da yasak hafifletilerek ayakta şarkı söylememe cezasına çarptırılmıştı.

Türkçeyi en üst perdeden konuşan ve sanatı ile insanları kendisine hayran eden bu ismin bir proje olarak tercih edildiği fikrindeyim; çünkü onun yaptığını yapan diğerleri ayıplanırken O, iftar programlarında dahi sarayda daima baş köşede ağırlananlardan.

Bizlere, toplumun her kesimi tarafından kabul edilen bu iki isim ile cinsiyet değiştirmeyi, cinsi sapkınlığı yaratılıştan gelen bir normallik olduğunu benimsetmek gayesindeler.

Yaratılıştan çok az insan çift cinsiyet ile doğar, bunlar da hormon yapısına göre bir cinse ait oldukları tespit edilerek tedavi olurlar ve de hayatlarına ağır gelen hormonun belirlediği cinsiyeti yaşayarak devam ederler.

Erkekliği sabit olanın erkeklerle, kadınlığı sabit olanın kadınlarla cinsellik ve gönül ilişkisi kurması ise sapkınlıktır ve İslam dışıdır. Bunu doğuştan gelen bir hastalık veya gerçeklik olarak kabul ettirme mücadelelerine karşıyız ve onları cinsel sapkın olarak anmaktan geri durmayacağız.

Cumhurbaşkanımız tarafından dahi iltifat edilen bir isim olarak Bülent Ersoy var olduğu sürece LGBTİ ler haklılık payları olduklarına inanmaya devam edecekler, Zeki Müren sanat güneşi olarak anıldığı sürece Taksimdeki gay-barlar varlık sahasında nesillerimizi tehdit etmeyi sürdürecek.
Önce masum gelenleri yıkmadan, azılı olanları sonlandıramayız.

Tabi ki bu iki gay projeydi şan şöhret saltanat onlarda ydı özendirmek adına her sene yenileniyor başka başka projelerle çıkıyorlar karşımıza 1 tane gay çıkmış övünüyor evlerini arabalarını gençler de özeniyor

Eşcinsellik ; aynı cinsiyete sahip iki kişinin hakikat noktasında denklemi,metafizik boyutta bir kabulü yoktur...

Eş(CiN)Sellik Cinlerin ve şeytanların hakikate çomak sokmasından ibaret bir aldatmacadır.

İnsan bedeninde 7 bilinç mertebesi, cinsiyete bağlı olarak sağa (saat yönünde) ya da sola doğru döndüklerinden, erkekle kadının enerjileri birbirlerini tamam*layıp karşılıklı cazibe,çekim(mecazi aşk) oluşturur bilinçleri Allah bilincine yükselterek hakiki aşk boyutuna eriştirirler.

Erkekte sağa doğru olan chakra dönüşünün kadında zıt yönde olmasının açıklaması;Rahman ve Rahimin buluşumuyla tevhidin ,Allah bilincinin açığa çıkmasıdır.Cinsiyetler bir araya geldiklerinde enerji arş olan beyne yükselip Cinsiyetsizlik tadılır, bilinçler Hiç ilk makamına varıp,zihinler silikleşir.Tefekkür edelim,saniyelik yaşanan cinsel hazzın an itibariyle tanımı Hiç liktir.(muazzam boşluk EL Müteali aşkın olan“HU”)

Her saat yönünde dönüş Rahmanı temsil eder.Saat yönünün tersine olan her dönüş Rahim esmasının vizyonunu alıcılık ve uzlaşma yönü açığa çıkartır.

Bilinçlerin dönüş yönü chakradan chakraya değişir. Ör*neğin, sağa doğru dönen Erkek kök chakrası hem maddi hem de cinsel yönden Fettah(engelleri aşan) ve Hakim(sahip olma, hükmedicilik) esmalarının özelliklerine sahipken, sola doğru dönen dişil kök chakra merkezinden Latif esmasının canlandırıcı ve yaşam verici tecellisiyle kadın daha nezih ve estetiktir.

Erkek kadında nezaket ve zerafeti yaşarken yükselimi bulur, kadın erkekte koruyuculuk ihtiyacını giderirken birbirleri arasında cazibe oluşur, bu süreç kendiliğinden doğal bir gelişim olarak yaşanır.

İkinci bilinçte belirtiler değişti,kadının sağa doğru dönen bilinci , duygusal üreticiliği ifade etmekte da*ha fazla etkinlik gösterirken, erkeğin sola doğru dönen ikinci chakrası, duygusal düzey* de edilgin kalmaya karşı bir eğilim gösterir. Her başarılı erkeğin arkasında güçlü bir kadın(iyi bir bilinç altı)vardır söylemi anlaşılmış oldu.

Üçüncü devirde erkekte sağa dönen Chakra daha kontrolcü ve diplomatik tavrıyla etken bir yapıyken, kadında daha edilgen bir sistemle çalışır.

Ve böylece bu dönüşler devam ederken, bir üstte kalb bölgesinde varoluş kadını daha ön planda tutar,kadınların namazda el bağladıkları makamda erkeği geri planda tutarak daha uzlaşmacı kılar,bu noktada bazı erkekler uzlaşmacı olmayı bırakın sevdiği kadının canına kast edebiliyor, bu durumu ilgili bilinç mertebesinin yan yatması olarak tanımlayabiliriz,diğer bir ifadeyle Ya benimsin Ya toprağın mantığıyla benlik sıkışma yaşadığında kişi egosunun tetiklemesiyle kalb alanında bozgunculukla hareket edebiliyor.

Dönüşler her mertebede değişirken bir cinsiyet önde, diğeri geridedir,bilinç mertebelerinin altısında cinsiyetlerde eşitlik yoktur,yedide en tepede bir olma hali vardır,dikkat edecek olursak eşitlik zirvededir,Allah’a kulluk noktasında eşitlik vardır,erkekler ve kadınlar farklı yönleriyle ön plana çıkar ve varoluşun tüm aktivitelerinde birbi*rlerine Bakara Suresi - 187 . İfade edildiği gibi ; Onlar sizin için elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz. hakikati anlaşılmış olur.

Şimdi bu iki cinsiyet üst mertebelerde duygusal ve düşünsel olarak yükseldiklerinde en zirvede ne oldular? Hz Mevlana’nın tanımıyla Hiç, yani sonsuzluğa açıldılar değilmi?

Peki, aynı cinsi yani artı ve artıyı bir araya getirdiğimizde ne olacak? Hayal kırıklığı,bir şey olmayacak, birbirlerini aşağı boyutlara çekecek karanlık enerji üretecekler veya eksi ve eksiyi yani kadın ve kadını buluşturduğumuzda ne bekliyoruz? yükseliş? Tekamül ? Evlat ? Karanlık ve kaos yani sapıklık ! Varoluş karşıtlık ilkesiyle “Dualite” ile tekamül eder, iyi kötünün üstünde yükselir, kadın erkekte bilinir olur, gece gündüzü kovalar, sıcak soğukla tanımlanır değilmi?Rahman ve Rahman birbirlerini nasıl yükseltecekler, Rahim ve Rahim birbirlerine nasıl bir tekamül sağlayacak.Rahman ve Rahim eşittir Allah bilincini verir.Başka türlü denkliği yakalamak imkanı bulunmuyor.Aynı cinsiyetten bir şeyler olmuyor!Kendini bilen Rabbimiz Allah’ı bildi.

Araba akülerinde iki artıyı birleştirirsek 🔥patlar iki eksidende ortaya birşey çıkmaz elektrik hasıl olmaz artı ve eksiyi bağlarsak yol alır hedefe varır 'Menzil' alırız. Bu arada kabloda kaçak varsa yanma tehlikesi kaçınılmaz olur o yüzden nikâhsız birlikteliklerden uzak durmak iman sağlığı açısından yerinde olacaktır.

Müslüman LGBT Grubu kurulmuş !!
Hiç bir devlet lideri ses cikarmiyor ses cikarmadigi gibi de git gide bir çok hak verılıyor bu Ahlaksızlıgı daha çok insanlara yaymalari sağlanıyor. Virüs niye geldı deprem niye oldu diyip duralım bizler daha..

Namussuzluğa "onur yürüyüşü" demek,
Koronadan daha tehlikelidir. Koronadan
5 bin kişli öldü. Eşcinsellik vebası ise
bütünüyle milleti yok eder. Korona için her
akşam maske ve sosyal mesafe uyarısı
yapılırken bu AHLAKSIZLIĞA göz yummak
gençliği ateşe atmak, yarınları yok
etmektir.

“Şüphesiz ki sizler, kadınları bırakıp erkeklere şehvetle yaklaşıyorsunuz. Siz, aşırı giden taşkın bir toplumsunuz.” (7/A'râf 81)

Diyorum ki sokakta ahlaksizlik yapanlari gorunce mudahale edin ayirin Allahtan baska biseyden korkmayin,yok kimse karismiyo,noldu simdi Korona geldi polisler ayiriyor artik insanlari, illa basimiza bela mi gelmesi lazim idi?

Bu tür konular kendimi kötü hissetmeme sebep oluyor. Midem bulanıyor...

Bazı kıyafet ve aksesuarlarda hem kadın hem de erkeklerin ortak kullanımı için bir tabir vardır; unisex

Bu tabirin ve o eşyaların zihinlerimize yerleşmesi ile başladı değişim ve yozlaşmamız.

Nebi (aleyhisselam) 'ın çok keskin hatlarla belirlediği sınırlar dinimizde malumdur:

Kadına benzemeye çalışan erkeğe ve erkeğe benzemeye çalışan kadına lanet olsun.

Kadın kıyafeti giyinmek erkek için;
Erkek kıyafeti giyinmek kadın için caiz değildir. Bu hareket o cinse benzemek için yapılırsa lanetlik bir haramdır.

Mektuba-ı Rabbani'de bu hususa çok dikkat edilir; kadınların ve erkeklerin entari giyindiği bir toplumda erkek entarisini kadının entarisinden ayıran, düğme dizilimi, yaka farklılığı gibi ayrıntılara uymak hakkında çok titiz olunması gerektiğine vurgu yapılır.

Günümüzde ise her ne kadar pantolon kadınlar için asla caiz değilse de pantolon giyen erkek ve kadın arasında bir fark kalmamıştır; burada ekseninden kayan kadınlara 20 sene evvel ağlıyorduk, şimdi ise diz dövmemize sebep olanlar erkekler.
Daracık pantolon giyerek, bacaklarına sıkı sıkıya sarılan kumaş ile kadın olmak hasleti ve şehveti ile sokaklarda gezmekteler.

Erkek için gümüş yüzükten başka takı caiz değilken bilekliklerden, kolyelerden sakının demeye kalmadan, küpeli, pirsing denilen dikenli suratlı erkekler sokaklarımızda cirit atıyor.

İslam, fıtrata en uygun olan tavrın kadın ve erkeğin ayrı, farklı, benzemeyen bir tarzda giyinmesini ve davranış sergilemesini emrederken evvela bu giyinme üzerinden yıkılan sınırlarımız bugün kadınsı erkekler peydah edilmesine şahit oluyor.

Bizim nesil, evlatlarımızın fıtrat üzerinde kalmaları ve yetişmeleri üzerinde savaş verecektir.
Bunu sadece sosyal medyayı kontrollü kullanmasını sağlamak ile sürdürmek imkansızdır;
Okula göndermekten, medyadan, hazır yeme içme kolaylığından, yan etkisi eşcinsel eğilimler olan bazı endüstriyel ilaçlardan sakınarak savaş vermek lazım gelir diye düşünmekteyim.

Rabbim sınavımızı ve savaşımızı kolay kılsın.