|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Uykuya Dalmamış İnsanlar Durdurmaya Çalışıyor !
2015 yılında Kazakistan’da yaşayan Sayga antiloplarının neredeyse dörtte biri üç gün içinde öldü.
Nesli tükenme tehdidi altında bulunan bozkır antiloplarına ev sahipliği yapan Kazakistan, Mayıs ayında yaşanan ve bir bilim-kurgu filmini anımsatan sahnelerin arkasında ne olduğunu halen çözebilmiş değil. İnternetteki kaynaklarda, üç gün içinde esrarengiz bir biçimde ölen antilop sayısı en az 60 bin olarak açıklandı fakat antilopların hangi sebepten öldükleri konusunda resmi ve bir açıklama yapılmadı ama bu katliamın bir sebebi vardı. California yangınının bir amacı vardı. Yunanistan yangının bir amacı vardı. 2019 yazında Amazon yağmur ormanlarının, kaz dağlarının ve dünyanın neredeyse 3 te 1 inin yakılmasının ”kulağa hoş gelmiyor ama” maalesef birtakım nedenleri vardı. Hemen akabinde Avustralya’da 4 ay boyunca söndürülemeyen yangınlar belli bir amaç doğrultusunda planlanmış ve körüklenmişti… Hepimizin bildiği gibi ağaçlar havadaki karbondioksiti emer ve oksijen üretirler, köklerinden dallarına kadar tıpkı nöral ağlar gibi birbirleriyle iletişim halindedirler ve insanın biyolojik formuna uyumlu geniş kapsamlı elektromanyetik sinyaller yayarlar, insan sağlığına yararlı bu emisyonlar nedeniyle ağaçlarla çevrili doğal bölgelerde yaşayan insanlar, beslenme alışkanlıklarına dikkat ettikleri taktirde uzun yıllar sıhhatli bir şekilde yaşarlar… Peki insanların uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşamaları sizce kimleri rahatsız edebilir? Küresel ölçekteki ilaç şirketlerini mi? Dünya sağlık örgütünü mü? İnsanlığın yararı doğrultusunda adımlar atıyor gibi görünen vakıfları mı? Dünyayı yönettiği söylenen 13 ailenin fertlerini mi? Bir süre önce Roland Diggelman ın yapmış olduğu itirafı hepiniz hatırlıyor olmalısınız, ilaç firmalarının neredeyse hepsinin gözünde ne yazık ki bizler sağlığına asla kavuşmaması gereken birer müşteriden başka birşey değiliz ve bazılarına göre dünya nüfüsunun hızlı bir şekilde 500 milyonun altına indirilmesi gerekmekte, yanlış anlamayın bunu ben söylemiyorum GEORGE GUIDESTONES anıtında aynen böyle yazıyor, Dunya nüfusunu 500 milyonun altında tut! Şuanda yaklaşık 8 milyar insanın yaşadığını varsayarsak, amaçladıkları şeyin 7 milyardan fazla insanı ortadan kaldırmak olduğunu anlamak hem dehşet verici hemde akıllara durgunluk veren bir ihtimal… Bunun için birtakım planlar kuruldu ve göz göre göre sistematik bir şekilde adımlar atılmakta. Peki birbiriyle bağlantılı olan ama birtürlü ilişkilendiremediğimiz bu adımlar nelerdir? Toplu ölümler suyu zehirleyerek mi olacak? Hava hareketleriyle mi? Yangınla mı? Haarp ile mi? Deprem? Tsunami? Hangisi? Uygulamaya koydukları plan maalesef kan donduracak cinsten ve çok etkili, amaçları bizleri frekans ile öldürmek, herkesin anlayacağı dilden yazmam gerekirse 5. jenerasyon frekans, nam-ı diğer ”5G ile” Nasıl mı? Beşinci nesil mobil ağ ya da kısa adıyla 5G (5th Generation), yüksek frekans ve yüksek bant genişliği kullanıyor. 10 Gbit hızda ve çok düşük gecikmeye sahip internet sağlayabilen 5G, 6 ila 300 GHz frekanslarda çalışabiliyor. Bu da 5G’nin, 4G’den yaklaşık 1000 kat daha hızlı olması anlamına geliyor. Ancak bu tarzda yüksek veri transferi yapılabilmesi için 5G baz istasyonlarının 4G’ye oranla daha sık döşenmesi ve ortalama her 150 metrede bir güçlendirici antenlerle desteklenmesi gerekiyor. 5G’nin yaydığı radyasyon miktarının incelenmesi için ortak bildiri yayınlayan Uluslararası EMF (Elektro Manyetik Alan) Bilim İnsanları Kurulu’nda görevli 240’ı aşkın araştırmacı 5G ile birlikte insan ve hayvan sağlığının tehlikeye gireceğini söylüyor. 2015 yılında Kazakistan bozkırlarında aniden ölen 60 binin üzerindeki Sayga antilobunun sır ölümü ile yazıma başlamıştım, işte bu olay yeni icat edilen bir silahın deneme atışlarıydı ve teknolojiyi kullanarak ölüm saçmayı kendilerine ilke edinmiş bu insan müsvettelerinin işiydi. Daha önceki yazılarımı okuyanlar Chemtrail ve Haarp konusunda vermiş olduğum ayrıntılı bilgileri hatırlayacaklardır, HAARP ın hala bir komplo teorisi olduğunu düşünenler ve başını yukarı kaldırıp bizleri hergün zehirleyen uçakları gördüğü halde Chemtrail ile Contrail i ayırt edebilme seviyesine dahi gelemeyenler, yazdıklarımdan muhtemelen hiçbirşey anlamayacak, her kelimemi saçmalık olarak yorumlayıp farketmenizi istediğim tehlikeye gülüp geçmekle yetinecektirler, onlarda işlerini yapmaya devam edecek, tabiiki ben de… Bill Gates 2018 yılında bir konferansta yaptığı konuşmasında: “Tarihten bildiğimiz bir şey varsa, ölümcül yeni bir hastalık ortaya çıkacak ve dünyaya hızla yayılacak. 6 ay içinde bir salgın hastalık 30 milyon insanın ölümüne sebep olabilir.” diyor.. Konferansta gösterilen simülasyon videosunda ise virüsün nerden yayıldığına dikkat edin.. Virüs direkt olarak Çin’in “WUHAN” şehrinden yayılıyor.. Tesadüf veya komplo teorisi olamayacak kadar isabetli bir tahmin öyle değilmi? 18 Ekim 2019 da Bill Gates Vakfı, Johns Hopkins Bloomberg sağlık okulu ile Dünya Ekonomi Forumu ortaklaşa New York’ta bir toplantı yaptılar. Bu toplantıya katılan politikacılar ve büyük şirketlerin yöneticileri ile sağlık sektörünün sorumluları birlikte, Coronavirüs salgını üzerine bir simülasyon yaptılar. Bu öylesine büyüleyici bir simülasyon çalışmasıydı ki Çin’de Wuhan’da ortaya çıkan koronavirüs salgınından tam 6 hafta öncesine denk geliyordu! Böyle şeylere inananlar için bu çok büyük bir rastlantı olsa gerek. Bill Gates Vakfı sadece bu toplantıyı düzenlemekle kalmadı aynı zamanda Koronavirüs salgını üzerine hemen 100 milyon dolar araştırma yapan ve patent için başvuruda bulunan şirkete para çıkaracağını da ekledi. Wuhan’da ortaya çıkan koronavirüs için Bill Gates in yıllar öncesinden patentini alındığını sağır sultan bile duymuştur. Ne kadarda büyük bir rastlantı öyle değil mi ? New York’ta düzenlenen bu simülasyon toplantısına kimler katılmadı ki, Büyük bankaların üst düzey yöneticileri, Birleşmiş Milletler’den temsilciler, Johnson and Johnson, büyük medya kuruluşları, Çin ve Amerikan yönetiminden temsilciler ve daha nice katılımcılar… Soner Yalçın’ın ”Bize açı lazım” başlıklı yazısını mutlaka okumalısınız Koronavirüs ! Ah Ne Tesadüf ! Koronavirüsü (eski adıyla 2019-nCoV, şimdi COVID-19) hiçbir kulvarda tartıştırmıyorlar… Küresel medya ne dayatıyorsa, tek şüphe duymadan mutlak inanmanızı istyorlar! Oysa dünyada büyük tartışmalar yapılıyor. Mesela: 5G, yeni nesil kablosuz telefon teknolojisi Çin Mobil Araştırma Enstitüsü (CMRI) tarafından başarıyla tamamlandı. 2020 yılında dünyada faaliyete geçmesi bekleniyordu. ABD merkezli küresel medya, geçen yıl ısrarla 5G’nin sağlığa kötü etkisi olduğunu ve öldürücü kanser-grip benzeri semptomlara neden olduğunu yazmaya başladı. Şunu da yazdılar: 5G sadece 4G’den sonraki yeni nesil mobil bağlantı değil; özellikle askeri teknoloji; bir biyolojik silahtı bu… Ki bunlar yazılırken daha ortada koronavirüs yoktu! Peki. 5G sunumu için seçilen test şehri hangisiydi; koranavirüsün ortaya çıktığı Wuhan! Wuhan, 18-27 Ekim 2019 tarihleri arasında Military World Games’e ev sahipliği yaptı. Ve etkinlik için 5G’yi ilk kez kullandı. Aynı gün… 18 Ekim 2019’da New York Johns Hopkins Center, Dünya Ekonomik Forumu ve (aşı imparatoru) Bill ve Melinda Gates Vakfı ile ortaklaşa salgın hastalıklar simülasyonu “Olay 201 – Küresel Bir Salgın Egzersizi”ne ev sahipliği yaptı. Bu simülasyon için hangi virüsü seçtiklerini tahmin edin? Evet, koronavirüs! Bağlantıyı henüz kuramayanlar için devam ediyorum. Rahmetli Aytunç Altindal ölmeden önce bize birçok ipucu vermişti, bu bilgilerin içinde öyle bir bilgi vardı ki parçaları birleştirdiğiniz zaman görduklerinize inanamiyordunuz… Uykuya Dalmamış İnsanlar Durdurmaya Çalışıyor ! [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bilim insanları uzun süredir 5G tabanlı kablosuz cihazların oluşturduğu EMF’ye her yerde ve artan maruz kalmamızla ilgili “ciddi endişelerini” dile getirdiler. “Son zamanlarda sayısız bilimsel yayın EMF’nin canlı organizmaları çoğu uluslararası ve ulusal yönergelerin çok altındaki seviyelerde etkilediğini göstermiştir” gerçeğini ifade ediyorlar. Etkileri arasında artmış kanser riski, hücresel stres, Mide bulantısı, Gribal semptomlar, Şişme, Saç kaybı, İştah azalması, Düşük enerji, Genel halsizlik, Hasarlı kemik iliği, Hasarlı organlar, Hafıza kaybı, Derin depresyon, Akıl karışıklığı, Henüz tespit edilememiş çeşitli Enfeksiyonlar, zararlı serbest radikallerde artış, genetik hasarlar, üreme sisteminin yapısal ve fonksiyonel değişiklikleri, öğrenme ve hafıza açıkları, nörolojik bozukluklar ve insanlarda genel refah üzerindeki olumsuz etkiler, İşlev yitirme ve Ölüm!!! Bu etkilerin hasarları insan ırkının çok ötesine geçer, çünkü hem bitkiler hem de hayvanlar için zararlı etkilere dair artan kanıtlar vardır. Bilim adamlarının 2015 yılında cazibesi yazıldıktan sonra, ek araştırmalar kablosuz teknolojiden gelen RF-EMF alanlarından ciddi sağlık risklerini inandırıcı bir şekilde doğruladı, orman yangınları tam olarak bu noktada devreye giriyor, 5G nin etki alanının kitlesel olabilmesi için ne yazık ki sık ormanların ortadan mümkün olduğunca kaldırılması gerekiyordu! Buraya kadar okuyan ve hala yazdıklarımın Komplo teorisi olduğunu düşünenler için devam ediyorum. Türkiye’de 5G Altyapısı için Savunma Sanayii Başkanlığı, ASELSAN ve çok sayıda yerli firmanın katkılarıyla yerli baz istasyonu ULAK’ı geliştirdi. ULAK baz istasyonları Türkiye’de halihazırda 500’ü aşkın noktada aktif olarak kullanılıyor, bu rakam size fazlamı geldi? Oyleyse İtalyadaki 5G altyapısı ile karşılaştırmayı bir deneyin, tabi sonrada enfeksiyon vakalarının kabaca bir orantısını kurun, ne demek istediğimi anlayacaksınız. “Çinlilere geçen sonbaharda zorunlu aşılar yapılmıştır. Aşı, Wuhan’da (ve 60Ghz 5G kullanan diğer tüm ülkelerin yanı sıra) kısa bir süre önce açılmış olan 60Ghz mm 5G dalgalarıyla aktive edilen uzaktan kontrol edilebilir bir RNA dizilimi içeriyordu.” Bir kişi enfeksiyonu atlatmış ve iyileşmiş olmasına rağmen aradan geçen 5 gün sonunda dahi uzaktan kontrol edilebilen bu enzimler sayesinde tekrar bitkin düşebiliyor yada yaşam fonksiyonlarını sonlandıracak şekilde bağışıklık sistemi tamamen savunmasız hale getirilebiliyordu. Cruise gemisi özel olarak 60Ghz 5G ile donatılmıştı ve test alanı olarak kullanıldı, Hedef tahtası olarak once lokal alanları kullanan bu mahlukatların yeni amacı adım adım tüm insanlığa uzaktan suikast yapmaktır. Dünyanın % 80 i yirmi yıldan uzun süredir chemtrails ile spreylenmiş ve spreylenen bölgelerdeki populasyonun % 96 sının akciğerlerine ihtiyaç duydukları moleküller yerleştirilmiştir, ihtiyaçları olan tek şey daha geniş bir etki alanı için daha sık dizilmiş baz istasyonları ve dalga boyunu daha güçlü yayabilecekleri daha açık alanlardır! Vücutlarımızın savunma sistemlerini uzaktan çökertebilecek teknolojiye ne yazık ki artık sahipler, Bir kişinin organ fonksiyonları, kişiye ihtiyaç duymadıklarını düşündükleri keyfi durumlarda dahi uzaktan durdurulabilir. Wuhan, ID2020 QDDR için bir test çalışmasıydı, karşı karşıya olduğumuz durum uzun zamandır uyguladıkları “Zorunlu aşı” çalışmalarının bir adım ötesine geçmiştir ve bağışıklık sistemlerimizi toplu halde çökertebilmelerine yalnızca 1 adım kalmıştır, Bu uygulamanın B planı ve C planı olan Zorunlu ”Çip” uygulaması ve küresel BEDAVA internet yalanını, kaos sonrası kuracakları kölelik düzenini sağlayabilmek için hep gündemde tutacak ve adım adım her istediklerini bizlere yaptırmaya çalışacaklardır, yakında çıkacak haberleri bu doğrultuda incelememiz ve tedbirli olmamız gerekmekte. CIA yaklaşık 5 sene önce Laboratuvarda sentetik bir virüs üretti ve patentini aldı daha sonra bunu Çin Laboratuvarina sattı, Çinde ilk 5G projesi düğmeye basıldığından itibaren insan ve toplu kuş ölümlerinde ciddi artış görüldü, ancak 5G ne pahasına olursa olsun yürürlüğe girmeliydi ve 5G yi masum gösterebilmek için HOLİSTİC progmaının bir uzantısı olan COVID projesi ”oldukça zekice” ortaya atıldı, Gerçekleşen ölümler aslında Coronavirus yüzünden değil, 60ghz bantlık mikrodalga (5G) yüzünden gerçekleşmektedir, 5G Oksijen molekülündeki elektronlarının hareketlenmesine sebep veriyor ve Hemoglobinin Oksijen molekülüne tutunmasını engelliyor (yani boğulmaya sebep veriyor). Ayrıca elektroportasyon yaparak, hücreyi koruyan hücre zarlarının açılmasına sebep veriyor. Böylece normalde vücudun kendini koruyabildiği çok sıradan, ve vücutta mevsimsel olarak zaten mevcut olan, soğuk algınlığı virüslerinin hücreye zarar vermesi için hiçbir engel kalmıyor. Başka bir deyişle 5G vücudun koruyucu kalkanını tamamen ortadan kaldırıyor. 5G baz istasyonları 6ghz ve 300ghz bant genişlikleri arasında yayın yapma kabiliyetine sahipler. Ve 4Gden farklı olarak çok daha yoğun bir mikrodalga yayınlıyorlar, teknolojileri onların bir ışın yolluyormuş gibi belli noktalara yoğun enerji akışı yapmalarını sağlıyor, bu da şu demek oluyor, bir kalabalık arasında, belli bir telefon numarası taşıyan kişiye özel daha yoğun mikrodalga yayın yapabilirler. Bu teknolojiyi kişiye özel suikast amacıylada kullanabilirler, bir stadyum dolusu insanı 10 saniyede öldürmek için de!!! Bunun ilk denemesini, soğuk savaş esnasında, Rusyadaki bir Amerikan konsolosluğu üzerinde Ruslar yapmıştır. Amerikalılar bunu fark edip bilmelerine rağmen konsolos çalışanlarını uyarmadılar, çünkü sonucu onlar da merak ettiler. Daha sonra konsoloslukta çalışanların çoğu kanser türevi hastalıklar yüzünden kısa süre içerisinde vefat etti. Bilim adamları (13 Eylül 2017) den itibaren 5G’nin potansiyel ciddi sağlık etkileri konusunda bizleri uyardılar. 5G, kablosuz radyasyona maruz kalmanın zorunlu olarak artmasına neden olur. 5G teknolojisi sadece kısa mesafelerde etkilidir. Katı malzemeden zayıf bir şekilde bulaşır. Birçok yeni anten gerekli olacak ve tam ölçekli uygulama, kentsel alanlardaki her 10 ila 12 ev için antenlerle sonuçlanacak ve böylece zorunlu maruziyeti büyük ölçüde artıracaktır. “Kablosuz teknolojilerin giderek daha kapsamlı kullanımı” ile kimse maruz kalmaktan kaçınamaz. Çünkü tahminlere göre artan 5G vericilerinin (konut, mağazalar ve hastanelerde bile) üstüne, 10 ila 20 milyar bağlantı (buzdolaplarına, çamaşır makinelerine, gözetim kameralarına, kendi kendine giden arabalara ve otobüslere vb.) hepsi internetin bir parçası olacak. Bütün bunlarla birlikte, tüm AB vatandaşlarına uzun vadeli RF-EMF maruziyetinde önemli bir artışa neden olabilir. Devam Edecek... Kaynak:Haberveriyoruz |
#2
|
|||
|
|||
Derin konular düşündükçe herşey aydınlanıyor gibi ama yinede birşeyler hep eksik kalıyor gün yüzüne çıkmayanlar kalıyor paylaşım için teşekkürler Allah razı olsun
|
#3
|
|||
|
|||
Dan Brown'un senaryoları gibi gerçekten çok ilginç,bilinçli olunmak zorunda fakat insanlık!....bilemiyorum yani,Emeğinize sağlık bu arada..
. |
#4
|
|||
|
|||
New-york tımes dergı kapağını n şifreleri ni öğren bence
|
#5
|
|||
|
|||
Biliyorum Şifreleri çözen Bir Ekip Bile Tanıyom
|
#6
|
|||
|
|||
Allahın İzniyle Yakında Onlarıda Ortaya Çıkacak Hiç bir şey Allahtan Gizli Değildir
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Vefk veya Muska çalışıyor mu çalışmıyor mu nasıl anlarız? | Yegin | Sorularınız | 19 | 23.02.23 16:51 |
Sanat, Teknolojiyi anlamaya çalışıyor | mstsmsek34 | Kültür & Sanat | 0 | 13.11.21 12:07 |
Uykuya dalamıyorum | yenihavasci | Sorularınız | 13 | 28.05.20 13:54 |
Tam uykuya dalarken | ebureyhan | Sorularınız | 7 | 23.02.19 17:42 |
Beynim yavaş çalışıyor | vural | Sorularınız | 10 | 07.10.18 23:16 |