O, kendi hevasından konuşmaz.. - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Serbest Bölüm > Derin Konular & Beyin Fırtınası

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 22.01.20, 18:57
 
Üyelik tarihi: 11.11.17
Bulunduğu yer: Evde
Mesajlar: 142
Etiketlendiği Mesaj: 12 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart O, kendi hevasından konuşmaz..

Alemlere Rahmet Efendimiz s.a.s i ve sünnetlerini devre dışı çıkarmaya çalışan Kardeşlerim acaba bu ayetlere ve hadislere nasıl bir anlam veriyor anlamıyorum...

O (Muhammed Aleyhisselam), kendi hevasından konuşmaz.* Onun her konuştuğu, Allah tarafından vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir. Necm süresi...3.4...

Kim hafife alarak sünnetlerimden yüz çevirirse
Benden değildir...buyurmuştur..o ALEMLERE
RAHMET S.A.S EFENDİMİZ....

Cebrail as ayet imdirdiği zaman sünnette
İndiriyordu...hadis...

Bu Ayetlerde Allah’u Teala açıkça, Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in sözlerinin, Allah’ın rızasından ayrı olmadığını beyan etmektedir. Ayetler gibi, hadisler de bizzat Allah tarafından kendisine vahyedilmiştir. Bu surede de geçtiği üzere; Peygamberliği, Miraca çıkması, orada gördükleri ve anlattıklarının hepsi doğrudur, demektir.

Bu Ayet-i Kerime’ye göre, Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetleri ve hadisleri de vahiydir.

Bu hususta Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

فَإِذَا أَمَرْتُكُمْ بِالشَّيْءِ فَخُذُوا بِهِ مَا اسْتَطَعْتُمْ وَإِذَا نَهَيْتُكُمْ عَنْ شَيْءٍ فَاجْتَنِبُوهُ (ن ه حم عن ابى هريرة)

″Size bir şeyi emrettiğim zaman gücünüz yettiği kadar onu alın. Sizi bir şeyden nehyettiğim zaman da ondan sakının.″[1]

Abdullah b. Amr b. As Radiyallahu anhu da şu Hadis-i Şerif’i nakleder:

كُنْتُ أَكْتُبُ كُلَّ شَيْءٍ أَسْمَعُهُ مِنْ رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أُرِيدُ حِفْظَهُ فَنَهَتْنِي قُرَيْشٌ وَقَالُوا أَتَكْتُبُ كُلَّ شَيْءٍ تَسْمَعُهُ وَرَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَشَرٌ يَتَكَلَّمُ فِي الْغَضَبِ وَالرِّضَا فَأَمْسَكْتُ عَنْ الْكِتَابِ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِرَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَأَوْمَأَ بِأُصْبُعِهِ إِلَى فِيهِ فَقَالَ اكْتُبْ فَوَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ مَا يَخْرُجُ مِنْهُ إِلَّا حَقٌّ (د حم در عن عبد اللّٰه بن عمرو)

Ben, Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’den duyduğum her şeyi yanımda bulundurmak için yazıyordum. Nihayet Kureyş Muhacirleri beni bu işten sakındırarak, ″Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’den duyduğun her şeyi yazıyorsun, oysa Peygamberimiz de bir beşerdir; öfke veya sevinç halinde bir şey söyleyebilir″ dediler. Bu nedenle Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in hadislerini yazmaktan sakınarak, olayı Peygamberimize aktardım. Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem kendi ağzına işaret ederek, ″Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, buradan haktan başka bir şey çıkmaz″ buyurdu.[2]

Yine Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:

إِنِّي لَا أَقُولُ إِلَّا حَقًّا قَالَ بَعْضُ أَصْحَابِهِ فَإِنَّكَ تُدَاعِبُنَا يَا رَسُولَ اللّٰهِ فَقَالَ إِنِّي لَا أَقُولُ إِلَّا حَقًّا (حم عن ابى هريرة)

″Ben, ancak hakkı söylerim.″ Ashabından birisi: ″Ya Resulallah! Sen bizimle şakalaşıyorsun da″ dedi. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem: ″Ben, haktan başka bir şey söylemem″ buyurdu.[3]

Hassan Radiyallahu anhu da şöyle buyurmuştur:

كَانَ جِبْرِيلُ يَنْزِلُ عَلَى النَّبِىِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِالسُّنَّةِ كَمَا يَنْزِلُ عَلَيْهِ بِالْقُرْآنِ. (در عن حسان)

″Cebrail, Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem’e, Kur’an’ı indirdiği gibi sünnet de indiriyordu.″[4]

Bu sebeple Ashab-ı Kiram, Hadis-i Şerif’leri hem ezberler, hem de kayıt altına alırlardı. Bu hususta Hemmam b. Münebbih Radiyallahu anhu şöyle anlatmıştır:

أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ لَيْسَ أَحَدٌ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَكْثَرَ حَدِيثًا عَنْ رَسُولِ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنِّي إِلَّا عَبْدَ اللّٰهِ بْنَ عَمْرٍو فَإِنَّهُ كَانَ يَكْتُبُ وَكُنْتُ لَا أَكْتُبُ (خ ت عن همام بن منبه)

Ebu Hüreyre Radiyallahu anhu buyurdu ki: ″Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in Sahabilerinden hiçbir kimse, benden daha fazla hadis nakletmiş değildir. Abdullah b. Amr hariç. Çünkü o yazıyordu, ben yazmıyordum.″[5]

Yine Ebu Hüreyre Radiyallahu anhu’dan nakledilen bir Hadis-i Şerif’te, şöyle buyrulmuştur:

كَانَ رَجُلٌ مِنَ الْأَنْصَارِ يَجْلِسُ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَيَسْمَعُ مِنَ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْحَدِيثَ فَيُعْجِبُهُ وَلَا يَحْفَظُهُ فَشَكَا ذَلِكَ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللّٰهِ إِنِّي أَسْمَعُ مِنْكَ الْحَدِيثَ فَيُعْجِبُنِي وَلَا أَحْفَظُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اسْتَعِنْ بِيَمِينِكَ وَأَوْمَأَ بِيَدِهِ لِلْخَطِّ (ت عن ابى هريرة)

Ensardan bir adam Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında oturur, Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem’in hadislerini dinler, hoşuna gider fakat ezberleyemezdi. Bu durumunu Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’e şikayet etti ve dedi ki: ″Ya Resulallah! Senden bir hadis işitiyorum hoşuma gidiyor, fakat ezberleyemiyorum.″ Bunun üzerine Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem: ″Elinin yardımına müracaat et″ buyurdu ve eliyle yazı yazmaya işaret etti.[6]

Yine Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْ كَتَبَ عَنِّي عِلْمًا أَوْ حَدِيثًا لَمْ يَزَلْ يُكْتَبْ لَهُ الأَجْرُ مَا بَقِيَ ذَلِكَ الْعِلْمُ أَوِ الْحَدِيثُ (ك فى تاريخه عن ابى بكر)

″Bir kimse benden bir ilim veya hadis yazsa, bu ilim veya hadis devam ettikçe, ona da ecir yazılmaya devam edilir.″[7]

Yine Peygamberimizin haram kıldığı da Allah’u Teala’nın haram kıldığı gibidir. Haram ve helal olan şeylerin bir kısmı ayetle belirlenmiş, bir kısmı da bizzat Peygamberimiz tarafından belirlenmiştir. Bu hususta Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

أَلَا أُوتِيتُ الْكِتَابَ وَمِثْلَهُ أَلا يُوشِكُ شَبْعَانٌ عَلَى أَرِيكَتِهِ يَقُولُ: عَلَيْكُمْ بِالْقُرْآنِ، فَمَا وَجَدْتُمْ فِيهِ مِنْ حَلَالٍ فَأَحِلُّوهُ وَمَا وَجَدْتُمْ فِيهِ مِنْ حَرَامٍ فَحَرِّمُوهُ، وَاِنَّ مَا حَرَّمَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَمَا حَرَّمَ اللّٰهُ. أَلَا لَا يَحِلُّ لَكُمُ الْحِمَارُ الأَهْلِيُّ وَلَا كُلُّ ذِي نَابٍ مِنَ السِّبَاعِ وَلَا لُقَطَةُ مُعَاهَدٍ إِلا أَنْ يَسْتَغْنِيَ عَنْهَا صَاحِبُهَا وَمَنْ نَزَلَ بِقَوْمٍ فَعَلَيْهِمْ أَنْ يَقْرُوهُ. فَإِنْ لَمْ يَقْرُوهُ فَلَهُ أَنْ يُعْقِبَهُمْ بِمِثْلِ قِرَاهُ. (د طب عن المقدام بن معدي كرب)

″Haberiniz olsun! Bana Kur’an ile birlikte, onun bir benzeri sünnet de verilmiştir. Karnı tok bir şekilde koltuğuna kurulmuş olan bazı kimselerin: ″Bize Kur’an yeter! Onda helal olarak ne görmüşseniz, onu helal; neyi de haram görmüşseniz, onu da haram kabul edin″ diyeceği zamanlar yakındır. Şüphesiz ki, Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in haram kıldığı da Allah’u Teala’nın haram kıldığı gibidir.″[8] ″Haberiniz olsun! Sizin için evcil olan eşek eti helal değildir. Yırtıcı hayvanların eti size helal değildir. Bir muahidin (kendisiyle barış ortamında olunan ve İslam Dini’nin haricinde olan kimselerin) yitiği size helal olmaz. Ancak sahibi ona ihtiyaç duymayıp helal ederse müstesna.″[9]

Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem bir diğer Hadis-i Şerif’inde de şöyle buyurmuştur:

عَسَى أَحَدُكُمْ اَنْ يُكَذِّبَنِى وَهُوَ مُتَّكِئٌ عَلَى أَرِيكَتِهِ يَبْلُغُهُ الْحَدِيثُ عَنِّى فَيَقُولُ مَا قَالَ ذَا رَسُولُ اللّٰهِ دَعْ هَذَا وَهَاتِ مَا فِي الْقُرْآنِ (أبو نصر السجزى في الابانة وقال غريب عن جابر أبو نصر عن أبى سعيد)

Sizden birinin koltuğuna dayanmış olduğu halde, beni yalanla-yacağı beklenir. Şöyle ki, kendisine benden bir hadis ulaştığında, ″Resulullah böyle bir şey söylemedi. Bunu bırak, Kur’an’dakini bana getir″ der.[10]

İşte bunlar gibi çok sayıda Hadis-i Şerif’te açıkça geçtiği üzere, Kur’an ile birlikte Peygamber Efendimize sünnet de verilmiştir. Nitekim Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

وَصَلُّوا كَمَا رَأَيْتُمُونِي أُصَلِّي (خ عن مالك)

″Namazı ben nasıl kılıyorsam, benden gördüğünüz gibi kılın.″[11] Bir diğer Hadis-i Şerif’inde de şöyle buyurmuştur:

لِتَأْخُذُوا مَنَاسِكَكُمْ (م عن جابر)

″Hacca ait ibadetlerin uygulamalarını benden alın.″[12]

Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem bir diğer Hadis-i Şerif’inde de şöyle buyurmuştur:

اِنَّمَا بُعِثْتُ خَاتِمًا فَاتِحًا وَأُعْطِيتُ جَوَامِعَ الْكَلِمِ وَفَوَاتِحَهُ وَاخْتَصَرَ لِى الْحَدِيثُ اِخْتِصَارًا فَلَا يُهْلِكَنَّكُمْ اِلَّاالْمُتَهَوِّكُونَ (هب عن قلابة)

″Ancak ben gönderildim ki, Peygamberlerin hatemiyim ve yaratılış itibariyle de ilkiyim. Bana az söz ile çok manalar anlatma kabiliyeti verilmiştir. Bütün fütuhat bana açılmıştır. Hadisler bana kısa ve toplu olarak güzel kelimeler ile çok büyük manalı olarak gelmiştir. Siz bu hadislerime uyar ve amel ederseniz helak olmazsınız. Yalnız hadisimi hiçe sayarak kıymete almayanlar helak olurlar.″[13]

Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem, sünnetini hafife alarak yüz çeviren kimseler hakkında şöyle buyurmuştur:

مَنْ رَغِبَ عَنْ سُنَّتِى فَلَيْسَ مِنِّى (خ م ن حم در عب حب طح ابن عساكر عن ابى ايوب )

″Kim hafife alarak sünnetimden yüz çevirirse, benden değildir.″[14]

İmran b. Huseyn Radiyallahu anhu’dan nakledilen Hadis-i Şerif’te, şöyle buyrulmuştur:

نَزَلَ الْقُرْآنُ وَسَنَّ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ السُّنَنَ ثُمَّ قَالَ اتَّبِعُونَا فَوَاللّٰهِ إِنْ لَمْ تَفْعَلُوا تَضِلُّوا (حم عن عمران بن حصين)

Kur’an nazil oldu, Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem de sünnetler koydu. Sonra buyurdu ki: ″Bize (Kur’an’a ve Sünnete) tabi olun. Vallahi, böyle yapmazsanız dalalete düşersiniz!″[15]

[1] Sünen-i İbn-i Mace, Mukaddime 1; Sünen-i Nesai, Hac 1; Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 7797.

[2] Sünen-i Ebu Davud, İlim 3; Sünen-i Darimi, Mukaddime 43; Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 6221, 6511.

[3] Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 8125.

[4] Sünen-i Darimi, Mukaddime 49.

[5] Sahih-i Buhari, İlim 39; Sünen-i Tirmizi, İlim 12.

[6] Sünen-i Tirmizi, İlim 13.

[7] Ramuz’ul-Ehadis, s. 440/13.

[8] Sünen-i Ebu Davud, Sünnet 6; Sünen-i Tirmizi, İlim 10; Sünen-i İbn-i Mace, Mukaddime 2.

[9] Rudani, Cem’ul-Fevaid, Hadis No: 3920, 3921, 6216.

[10] Ramuz’ul-Ehadis, 315/10; Kenz’ul-Ummal, Hadis No: 983.

[11] Sahih-i Buhari, Ezan 18, Edeb 27.

[12] Sahih-i Müslim, Hac 51 (310).

[13] Beyhaki, Şuab’ul-Iman, Hadis No: 4983; Abdurrezzak, Musannef Hadis No: 10163; Ramuz’ul-Ehadis, s. 139/5.

[14] Sahih-i Buhari, Nikah 1; Sahih-i Müslim, Nikah 1 (5).

[15] Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 19147.

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Kendi esmanı bul! AhirZaman Esmalar 18 29.08.22 02:16
Uyku Problemi olanlar Kendi tecrübem Zümrüdanka Tecrübe Ettikleriniz 0 23.06.21 15:37
Bunu yazıp taşısalar kimse hakkında kötü konuşmaz Dire Vengeful Huddam ilmi 2 28.05.20 23:39
Kendi iç Muhasebem Johnwick Sorularınız 13 26.05.19 13:12


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:44.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147