#1
|
|||
|
|||
Insanlıgın kaderi
İnsanın, bizzat kendisi hakkında ve bütün ile olan ilişkisi hususunda yaptığı incelemeler esnasında, her an, muazzam yaradılış
şemasında oynamakla yükümlü olduğu rol ile karşı karşıya gelip de sarsılmaması imkansızdır. Kendisine, enerjinin madde içinde olağanüstü bölünmesi gibi görünen şey onu belki tereddüte sevk etmektedir; ancak olup bitmekte olanları ve objeleri yeni bir bakış açısı ile algılamasını sağlayabilecek olan ve de aşmaya muktedir olduğu bir kapı kendisine daima açık tutulmaktadır. Bu kapı, muhakkak ki onu kendi "iç ben"ine götüren kapıdır. İnsan, bu sonsuz ve daha yüksek bir boyuttan olan ''ben"i ve Kaynağı ile olan ilişkilerini anlamak zorundadır. Cayce'in "Okumaları"ndan Aktarmalar "Tanrı, maddi bir tezahür içine enkame olmuş olanın ve bir plan olarak kabul edilenin başı ve sonudur; insan işte bu plandan hareketle, sınırlı olanın hudutları içinde akıl yürütmektedir. O, Alfa ve Omega'dır, başlangıç ve sondur. Tanrı, Baba, Ruh, tüm faaliyetin tesir kudreti, dünyanın selameti için tek başına yeterli değildir; çünki insan, başlangıç ve son arasında icra edilen ayrılık, tasdik, ayırt etme, inşa etme, ilerleme gibi bu faaliyetler için gerekli olanları gerçekleştirebilmesi maksadıyla hür irade ile donahlmıştır." (8337) "İnsan, maddi planda bu safhaya, yaptığının, bilginin ve İlk Sebep'e özgü zekanın şuuruna sahip olmak suretiyle ulaşır. Ruha faydalı olan şeyin, insanı, kabul olunabilir bir vaziyete ve Yarabcı Güç'ün faaliyetine iştirak edebilir bir duruma getirecek olduğunun ispat edilmesi amacıyla insan, kendisini İlk Sebep'e, prensibe ya da öze ulaştırabilecek olan her şeyi yapar ya da meydana getirir. Her varlık, her ruh bir şuur seviyesinden diğer bir şuur seviyesine geçmekte ve ulaşmış olduğu bu kimliğin ve kürenin şuuruna varmaktadır. Sonuç olarak varlık, yeryüzünde ve Güneş Sistemi'ndeki çeşitli planlardan geçmek suretiyle gelişmektedir. Bir ruh varlığı, tıpkı bir fizik beden gibidir; yani yasalara bağlıdır. Kişisel deney, ölümsüz ruh üzerinde etki sahibidir. Ruhlann maddi, zihinsel (mantal) ve ruhsal enkarnasyonlannda bu etkiler, şunu veya bunu yapmak istemek şeklinde sonuçlanru gösterirler. Yolu gösteren kimdir? Ben'dir! Varlık, yüreğini bedensel güçleri azdıran tüm bu şeylerle doldurduğu vakit, ruh inşa edici duruma geçmektedir ve can da et bedene yönelmektedir." "Anlayış kudreti, ruh için olduğu kadar beden için de ebedi yapıcı durumundadır. Şayet bir insanın şuuru, ruhtan gelen tüm bu şeylerle dolu ise, bu takdirde o, ruhsal bir varlık durumuna gelmektedir. Şunu görmekteyiz ki, maddi alemde kendisini arzuya, kötü davranışlara, egoizmaya, hırsa terk edenler beşer çocuklanndan ibarettirler; nefsinden feragat, ıstırap, sabır, iyilik, kardeşçe sevgi, merhamet, hoşgörü, yardımseverlik ise ruhun çocuklarını belirleyen özelliklerdir. Kime hizmet edeceğinize kendiniz karar veriniz." "Bir birey olarak, hangi hayatta ve hangi dönemde olursa olsun, kendinizi Yaradan'a doğru yükseltmek için, Yaratıcı Güçler'in yasalanna bağlı olan şeyleri kullanınız. Her kim ki içsel bir yaşamı vardır o daha yüksektir, çünki ruh, kendini yaratanın ruhunu tanır ve O'nun çocuklan, tamamen O'nun yapmış olduğu gibidirler. 'Hayatı Veren, benim ruhum senin ruhunda şehadet etmektedir.' " demektedir. "Hayat nedir? İlk Sebep'in, Tann'nın bir tezahürüdür!" (720-CA) "Tann nedir? Yann yemek yiyip yemeyeceğinizi, ya da nasıl giyineceğinizi kendi kendinize soruyor musunuz? Kendi öz şuurlannın temelinde endişelerle dolu, imanı az, ümidi az insanlar! Bilmez misiniz ki sizler O'na aitsiniz? Çünki sizleri yaratan O'dur! O sizin ölümünüzü istememiştir, ama sizleri, Kendisi ile olan bağınızı anlayıp anlayamayacağınızı öğrenmek maksadıyla hür bırakmıştır!" (281-41) "Varlık yeryüzü planına daldı ve et bedende tezahür edince Satürn'e sürüldü; çünki bedende öyle şartlar oluştu ki, ruhsal varlığın Güneş Sistemi'ndeki bu ruh haline layık olduğu ortaya çıktı; çünki orası, tüm yetersiz maddelerin bedenden atıldığı ve yeniden düzenlendiği yerdi... Merkür, Mars, Venüs, Jüpiter, Dünya, Uranüs ve Neptün adı verilen bu küreler arasındaki ilişkileri görmekteyiz. Burada, bir tekamülden diğerine değişiklikler oluşmaktadır ve bu, varlığın Arcturus ya da Septimus'tan geçerek Güneş Sistemi'nden çıkışına dek sürmektedir ... Yeryüzü planında böylesine bir nefreti, beden yasalannın her arzunun anormal hale dönüşmesine yol açacak şekilde ifrada vardırılmasını tezahür ettiren bu varlık, Satürn'e ait rölatif güçlerin kürelerinde yeniden yapılmak, tekrar tanzim edilmek ve tekrardan yaratılmak zorundadır." (8337-47/-11) "Banş Prensi yeryüzündeki kendi tekamülünü tamamlamak üzere dünyaya indiğinde, bedenin ve arzulann üstesinden geldi. Böylece o, bedendeki seyyaleler bunu kendi taraflanna çektiği halde bile göğe yükseltmeye muktedir olduğu bedeni aydınlatmak ve yeniden hayata kavuşturmak için ... bedende yaşamakta iken ölümü yenenlerin ilki oldu . .. " (1152-L-2) "Niçin bir haç üzerinde ölmek için yeryüzüne gelmişti? Bu sadece bir sözün yerine getirilmesi, beşeri halin sona erdirilmesi için miydi? Peki ama neden insan suretine bürünmüş ve yeryüzüne inmişti? Yoksa Baba ile bir olmak için mi? İnsana ilahi karakterini, Yaradan ile olan bağlannı göstermek amacıyla mı? O, Baba'nın insanlara: 'Şayet beni çağınrsanız, sizleri duyacağım. Uz.akta da olsanız, hatta her tarafınız günahlarla kaplanmış dahi olsa, şayet kuzunun kanında yıkanacak olursanız, bana geri gelebileceksiniz.' dediği zaman, bunu içten söylemiş olduğunu ispat etmek amacıy-la gelmişti. Mademki o, insanlar içinde ruhen, bedene bağlanmış olan ilk Tann Oğlu idi, o halde verilmiş sözü tutmalı, beşeriyetin yaşanunda insanı Yaradan' dan ayıran her şeyi temizlemeli, silmeli idi." (3014-CA) " (Tıpkı Üstat'ın demiş olduğu gibi) Her kim ki bende yaşar, o Mesih'te yaşar, Mesih ile bir olur ve artık dünya arzularının esaretinde değildir ve demek ki onun ile bir duruma gelir ... Bu gibiler için, artık bedene geri dönüş yoktur." (2094-CA) "Tesadüf ve rastlantılar mevcut değildirler. Her şahıs, daha önceki şartlardan elde etmiş oldukları neticesinde, günümüz yeryüzü planında kendi varlığının tekamülünü sürmektedir. Her bir düşünce parçası, her bir olay, bizzat varlığın kendisi tarafından yaratılnuş olan şartların birer sonucudurlar." (8337-46/51) "Kudret, emniyet ve Tann'nın kusursuz olarak bilinişi, zenginlikleri, topraklan, çiftlik hayvanlarını ve altım biriktirmede değil, kardeşine hizmet etme isteğinde yatmaktadır." (900-D 301) "Ona nasıl itaat edebilirsiniz? Yiğitlik gösterileriyle, bilginizi ve kudretinizi aşırıya vardırmaya çalışmakla değil, ancak ruha ait şeylerin letafeti ile bunu yapmış olursunuz ... Birbirinizden kopup ayrılmak nu istiyorsunuz? Çünki ne yeryüzünde, ne gökyüzünde, ne de cehennemlerde sizleri Tann sevgisinden ve kardeşçe sevgiden ayırabilecek yine bizzat sizlerden başka hiçbir şey mevcut değildir." "O halde haydi, kalkın ayağa ve hayatta sizlerin şahsiyetinizi azdıran, ancak alçak gönüllülükle ve sabırla reddedilmesi ve ortadan kaldırılması gereken bu şeylere karşı hücum etmekte olduğunuzu, savaş ilan etmiş olduğunuzu bilerek hareket edin. Çünki göstereceğiniz sabır sayesinde, ruhunuzun, O'nda kaybolmuş bireyliğinizin, Tannmz'ın ve Mürşidiniz'in şuur ve sevgisi tarafından güdülenmekte olan bir şey mesabesindeki ışıklı kişiliğinizin şuuruna varacaksınızdır." ''Böylece, kaderiniz bizzat kendi ellerinizdedir, bpkı dünyanın kaderi gibi." (281-56) kaynak:Atlantis'ten Geleceğe İnsanın Kaderi |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Büyü mutlak kaderi değiştirir mi? | Tubatly | Sorularınız | 8 | 25.08.22 14:11 |
Burçların Kendi Kaderi İle Harmanlanmış Gerçekleri | Eylül | Burçlar & Astroloji & Yıldızname | 23 | 15.03.20 13:15 |
mecnunun kaderi | gzr | islam & islami Konular | 1 | 25.05.19 22:26 |
insanlıgın ömür süresi | Lil bin Ali | Sizden Gelenler | 3 | 27.06.18 17:30 |
İkizlerin acı kaderi uzmanları böldü | madlen | Gizemli Olaylar ve Mekanlar | 3 | 30.05.18 10:43 |