|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#11
|
||||
|
||||
Bu konu cok saibeli ..beyin olumu beynin bir kismi yada genelinin fonksiyonunu yerine getirememe durumudur komut mekanizmasi zarar görüyor bunun icin bir cetvel soz konusudur değerlendirme profili yani ..beyin olumu vardır gerçektir saksıda yasayan bir bitki misali yıllarca yatan kisiler vakalar mevcuttur ..bitki sulamayla yaşar insan respiratorle akciğerlere gerekli solunum mekanizmasını sağlayarak...ama kalp ölmemiştir canlı hâlâ atıyor onu durduracak ve ruhu kabzedecek yegane makam Rabbimizdir ..Is burada karışıyor iste organ amiyathanede canlı kanlı iken alınmalıdır transı sağlanır eee kalp durmamıştı ama iş bitince kadavra halini alıcak ceset olacak yani ..insan eli değerse cinayet olur mu olmazmi ikilem mevcut bir tarafta organ bekleyen nice can var minikler var ..iki ucu boklu değnek olayı bu sahsim icin ..ama kalbi ve aklı kararım Son vuruş Azrail as a ait olmalı ben inandığım icin bu şekilde düşünüyorum fetva vermek kişinin kendi vicdanıdır kimseye düşmez ilaç sektör piyasası bu şekilde olmasaydı bağış yerine medikal tedavi ile kurtarılacak çok can vardı..selametle
__________________
SAL DUALARINI ARŞA, OL DEYİNCE OLDURANA..DUR ..DEYINCE DURDURUNA..!!! |
#12
|
|||
|
|||
"Hastaneye giderseniz sizi zorla hasta ederler"
- Mr'ların yüzde 90'ı gereksiz yere çekiliyor. - Kanser taramalarının çoğu kandırmaca. Insanlar kendilerini kullandırmasın. - İlaçların çoğu boşa veriliyor. Yüzde 37'si çöpe gidiyor. - Antibiyotik yazan değil, yazmayan doktor makbuldür. Ama bizde tam tersi geçerli maalesef. - Grip aşılarının etkinliği sıfır.. Ben hayatta vurdurmam. - Her yıl gereksiz yere binlerce biyopsi yapılıyor, röntgen çekiliyor. - Leblebi çekirdek yer gibi anjiyo yapılıyor. Stent takılıyor. Bunlar vücuda zarar veriyor. – Check-up kampanyaları gerçek bir tuzak. Akciğer filmi vücudunuza zarar veriyor. – Insanlar kendiliğinden geçecek hastalıklar ıcın kesinlikle hastanelere gitmesinler. Tahliller vücuda radyoaktif ışın veriyor. Gereksiz ilacın faydası yok zararı var. – “Başlangıç” diye birşey uyduruldu. Hastalara, alzheimer, reflü, astım başlangıcı teşhisi konuyor. Amaç hastayı boş çevirmemek. Başlangıç diye birşey yok. Ya hastasın ya değilsin. – Kolestrol ilaçlarının tedavi yüzdesi çok düşük. Zararı daha fazla. Hayat tarzınızı değiştirmek ilaçtan çok daha etkili. Doğal beslen, hareket et bu beladan kurtul. – Nodül çok abartılıyor. Nodülün kansere dönüşme ihtimali çok düşük. Bunun için gereksiz tahlil ve teşhisler yapılıyor. – Vitamin haplarının sağlam insanlara hiçbir faydası yok. “Ben yorgunum” diye vitamin hapı alınmaz. – Köpek balığı kıkırdağı ile kanser tedavi edildiği iddiası tamamen uydurma. Köpek balıklarının kansere yakalanmadığı düşüncesi de safsata. Bu hayvanlarda kırk çeşit kanser tespit edildi. – “Bitkisel ilaçların hepsi masumdur. Yan etkisi yok” düşüncesi doğru değil. Unutmayın, haşhaş, tütün, zehirli mantar da birer bitki… ayçiçek yağı, Mısır özü yağı, margarin ve trans yağ içeren ürünleri kullandın. Tereyağı ve zeytinyağı tüketmedin ki organlarından biri iflas edene kadar bunları yedin.Bulaşık makinesine deterjan ve parlatıcı koyduğunda, o deterjanı ve parlatıcıyı yediğini fark etmedin. Deterjan yerine karbonat, parlatıcı yerine sirke koyarak hem sağlıklı hem de tertemiz bulaşıkların olacağını önemsemedin.Evde basitçe kostik ve zeytin yağını karıştırıp kalıplara dökmek ve kendi doğal sabununu yapmak dururken, gidip içerisinde bin tane kimyasal zehir olan o sabunlarla her Sabah yüzünü bedenini yıkadın. Her gün bu daha da iyi diye pazarlanan o şampuan zehirleriyle saçını yıkadın.Evini arap sabunu gibi doğal yağlarla üretilmiş bir sabun yerine, temiz olsun diye çamaşır suyuyla sildin. O su buharlaştıkça soludun ve akciğer kanseri oldun.Yaşamını mahveden büyük şehirde egzoz gazı solumaya ve araba kullanmaya devam ettin.Doğal beslenmeyen hayvanları, sebzeleri, meyveleri ve tahılları yedin ve adına da “doğal beslenme” dedin. Denize lağım ve fabrika atıkları boşaltırken o denizden çıkan balığı yedin, midyeleri yedin.Fast food’un her aşamasının zehir ve ölümcül olduğu bas bas bağırılırken sen tepsi kadar pizzaları götürüyordun, üç katlı hamburgerleri yuvarlıyordun.Evine naylon torba, naylon kıyafet, sentetik ayakkabılar terlikler soktun. Kıyafetlerinde sadece pamuk, bambu lifi, keten tercih etmedin.Sobayı attın ve evine klimayı ve bilimum elektrikli ısıtıcıyı soktun.Toprağa dokunmuyor ve stresten gülümsemeyi unutuyorsun. Sonuç; sokaktaki her on kişiden üçü kanser. Sen de ya bu üç kişiden birisin ya da tüm bu saydıklarımı ısrarla yapmaya devam edersen, bir süre sonra dördüncüsü de sen olacaksın… Hadi seni geçtik de kardeşim, peki ya çocuğunun suçu ne?” |
#13
|
|||
|
|||
Ben de sağlık sektöründeyim ve beyin ölümününe de organ nakline de sıcak bakmıyorum.Allah herkesin yardimcısı olsun.
|
#14
|
|||
|
|||
Iste o kisim zaten muallakta olan ...fetvasi bize mi duser
|
#15
|
||||
|
||||
Vallaha çok ilginç bir konu. İyiki koymuşsunuz. Benim yakınımda babasından böbrek aldı çok şükür ikiside iyi... Tek tehlike var oda enfeksiyon. Allah butun hastaları korusun
|
#16
|
|||
|
|||
Organ bağışında bulunan bir kimse evinde veya normal bir şekilde ölürse organları alınmaz; zira kan dolaşımı duran bir organ işe yaramaz. Bundan ötürü bağışçı hayatta iken organları alınmalıdır.
Yaşayan bir adam kendi kalbini veremeyeceği için bu bağışçı hastane ortamında, nefesi doktor kontrolünde iken organ bağışlayabilir. Yani hastaneye yolu düşen bir bağışçı hastalığı ile ölüm döşeğine yatırılır, yakınlarının artık iyileşemeyeceği inancına ikna edilip canlı canlı organları alınır ve hasta öldürülür. Organ nakline fetva verirken bu boyutlar düşünülmeden, zaruret kaabilinden fetva verilmektedir. Organ yetmezliğine sebep olan gıda ve ilaçların cevazını konuşmadan, insanı zehirleyen kimyasalları masaya yatırmadan, bir hayat kurtarmak sloganı ile organ nakline fetva vermek yanlıştır. Bir hayat kurtarmak için başka bir hayatın yok edilmesine fetva verilemez. Diyanet Kurulu'nun organ nakline fetva aramaktan evvel, organ yetmezliğine sebep olan ilaç ve tüketimlerin haramlığını ortaya koyması elzemdir. |
#17
|
|||
|
|||
Güzel bir yazı, Allah razı olsun.
"Rockefeller 100 yaşında ve şimdiye kadar 6 kalp, 2 böbrek nakli oldu." cümlesini görünce aklıma estetik yaptıranlar geldi. Onlardan birini gördüğümde "50 yaş genç gösterse ne olacak? İçi yaşlanıyor, beyni yaşlanıyor" demiştim. Bu kadar organ nakli olan adamın da beyni yaşlanıyor ve beyin nakli yok. Boşuna uğraşıyor yani. İnsan istediği kadar organ nakli olsun beyin nakli olmadığı sürece boşuna uğraş. Beynin geri dönüşü yok. Beyin kendini yenilemez. Hafızası gitmiş birine organ nakli yapsalar da fayda etmez. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Manevi organ ? | Lojen | Sorularınız | 2 | 04.12.18 19:04 |
Organ Bağışı Hakkında Merak Ettikleriniz | Tuana | Sağlık | 1 | 05.05.17 23:08 |
Ramazan'da organ kopmalarına dikkat | SiLence | Sağlık | 1 | 18.04.17 11:42 |
Organ kopması ve ilk yardım | SiLence | Sağlık | 0 | 12.02.17 00:53 |