İnsanlar; Domuzdan,yılandan ve böceklerden dokular alınarak hazırlanan ilaçlarla tedavi oluyor ve bunda hiçbir beis görmüyorlar.

Sünnet olan tedavi yöntemlerini ise "deve sidiği" usulunu bahane ederek reddediyorlar.

Bu heva değilmiydi Kureyş'in gözünü kör eden?
Kendilerine taşlardan ve helvalardan putlar yaptılar.
Rasulullah'ın nubuvvetini ise sırf insan diye reddettiler.

/Şeyh Abdul'Aziz et-Tarifi/

Taştan Rab olabileceğine inandılarda,insandan peygamber olacağına inanmadılar.
Nasılda günümüzü anlatıyor değil mi bu misal!

Aşıların içeriğine baktığımızda;

-Domuz dokuları, At kanı, Tavşan beyni, Köpek böbreği, Maymun
böbreği

-Civciv embriosu, Tavuk-Kaz yumurtası, Sığır serumu

-Doğmamış sığır serumu, Formalin jelatin, Köpekbalığı
karaciğeri yağı.

-İnsan fetusu ( Üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre
içinde ana rahmindeki canlıya verilen ad)

-Maymun böbrek hücreleri

-Yıkanmış Koyun kanı

Dahil bir çok necisin ve bir cok kimyasalın olduğunu görüyoruz.

Aynı Kureyşlilerin helva putları misali..
Bu kadar haram maddenin bize şifa vereceğine inanıyoruz,
Fakat Allahın orucundan,tertemiz bitkisinden,az yemekten,komplikasyonsuz hacamatından aynı şifayı bulacağımıza bir türlü inanmıyoruz.

Kendisini ve bebeğini bu kimyasal maddelerle tedavi ettiren ve bunda hiçbir sakınca olmadığını düşünen Müslümanlar,söz konusu hiçbir ama hiçbir yan etkisi bulunmayan ve tertemiz enzimlere sahip olan sülüklerle tedavi olmaya gelince neden ağız burun eğiyorlar?

Çocuklarının kolunu bacağını tutup çatlayıncaya kadar ağlatıp 2 yaşına kadar onlarca iğne yaptırıp her yerlerini deldiriyorlar fakat,söz konusu derinin sadece üst yüzeyine hafif dokunuşlarla çizik atılan hacamat olunca "o daha çocuk,ay ben yaptıramam" diye kafa sallıyorlar.

Kusura bakmayın ama her birimizin putları var hanımlar!
Biz "İsmet" sıfatını peygamberimizden alıp,aile hekimimize vermişiz malesef!

Allah'ımız "ben haramdan sifa yaratmadım!" buyurmuşken,
Rasul'umuz hacamatı bizzat olup,bizzat tavsiye etmişken ve bu bir Sünnetullah iken,neyi hor görüp,neyi benimsediğimizi bir kontrol edelim Allah aşkına.
İnanın ben bu konularda derine indikçe aslında ortada ilaç problemlerinden ziyade "itikadi problemler" olduğunu görüyorum.

Bir türlü ama bir türlü güvenemiyoruz dinimize!

İsviçreli bilim adamları ile başlayan cümleler bize doğru geliyorda,aynı şeyi bir hadiste okuduğumuzda itibar etmiyoruz.

Sonuç olarak;
Madden de,manen de tükenmiş birer insana dönüşüyoruz..

Ah bu bizim batılılaşma sevdamız ve batiya baka baka batmamız. Küçucuk bebeklere hasta olunca dogal ilacla tedavi edin deriz olmaz bebeğe yaramaz derler ama icinde daha ne oldugunu bilmedikleri ve bebegin bağışikligini çokertecek antibiyotigi gonul rahatligi ile verirler sonuc bebek hayata 1 0 yenik baslar bu sadece bebekler icin degil hepimiz icin gecerli

Gerçekten öyle, itikad problemi diye diye düşünüyorum bende
Açlık hacamat ve sülük tedavisi ile ilgili bir çok hadisi şerif var
O söylediyse doğrudur demek bu kadar zormu

Vücudumuzu mahvettiler küçüklüğümüzden bu yana. Aşılar, iğneler ve olmazsa olmaz (!) şuruplar ve ilaçlar... O kadar doğru ki bu yazılanlar, üzülerek okuyoruz. Çünkü müslümanların bir putu olduğunu öğreniyoruz. Ve yıllarca yer edinmiş, çıkması kolay kolay mümkün olmayan kimyasallar putlar..

Başka ülkelerin insanlara verdiği değeri bizde hak ediyoruz. Kısa bir örnek vereyim daha önce ihracat yaptığımız domatesler geri gonderildi. Sebebi zehir oranının fazla olması. bu domatesler tekrar geri gelip ucuz fiyata ülkemizde satildi. Ne yazıkki bu boyle