bu benim bu konu hakkında ki kendi çözümümdü tabi tam olarak nedenini bilen varsa yazabilir

Dalga ile ilerleyen bir parçacığın yerini de şudur diye kesinlikle bilemeyiz lakin olay garipleşiyor o parçacığı belli bir noktada görüyoruz ama...yani parçacık biz gördük diye parçacık olarak hareket etmeye başlıyor...burada bilinçten çok parçacığın aldığı yolların olasılığının bire inmesi olayı geçerli yani bizler parçacığı onu ölçmeye çalışarak zorluyoruz tek yol için....o yüzden einstein gözlemi yapana göre uzay değişir dememiş boşuna...

Ya bu çift yarık deneyini ben evde denedim hiçte onların bahsettiği gibi değişik bir sonuç çıkmadı

biz evrendeki her hangi bir maddeyi fotonlar ile algılıyoruz ve ve foton yoksa madde yok gibi kalıyor çift yarık deneyinde de fotonları algılayan mekanizma sayesinde elektronlar yok hükmünde kalıyorlar aslında yine ordalar ..

evet eskiden böyle idi artık bize farklı bir gözlem sağlayacak şeyi keşfettik kütle çekim dalgalarını...

bu konuyu biraz uzun olarak daha önce irdelemiştim şu şekilde........... Hiç bir şeyin olmadığı hatta bu evren gibi de olmayan başka bir evrende sadece bir kutu düşünelim.
Değişkenlerini bilmediğimiz bu ortamda kutu dediğimiz şey aslında hala bizim değişkenlerini bildiğimiz dünya değişkenleri ile var olan bir kutu aslında, yani belkide kutu aslında o ortam için yok.
Örneğin:
Windows ta bu ortam için tasarlanmış exe uzantılı herhangi bir uygulama Android ortam için adeta yok hükmündedir
çünkü android ortamda uygulama olabilme özelliklerini taşımıyordur..vede bizim uygulamalar ekranımıza bir uygulama olarak kısayolu hiçbir zaman atanmaz.
tam terside geçerlidir yani android ortam uygulamaları olan apk dosyalarıda windows içinde yok hükmündedir
ancak onu uygulama olarak anlayabilecek bir uygulama ile çalıştırılabilir.windowsta bu görevi sanal makineler üstlenir.
windows içinde bu sanal makinede çalışan bir Android uygulama düşünelim. Facebook uygulaması olsun..
facebook ile ortam aynı formda yazılmıştır , tasarlanmıştır , yapıtaşları aynıdır...
Az önce farklı bir kainatta bir kutudan bahsetmiştik ,kutu biz insan için tanıdık çünkü yapı taşlarımız aynı ve bizim için anlamlı peki evren dediğimiz şey windows içinde kurulan sanal makine gibi bişeyse...orada çalışan face uygulamasının aslında android te olmasına rağmen windows içinde de çalıştığını anlama ihtimali varmıdır.
yoktur..
çünkü şu anda bilgisayarlarımızda çalışan excel gibi bir uygulama da pcde çalışmasına rağmen aynı anda dünya da çalıştığını agılamaz..
sanalmakinede ki face uygulaması kendini anrdoidte sanıp çalışıyor , kodları daha sonradan anrdoid dilinden pcnin makine diline çevrilmektedir
yani gerçek sandığı ortam ve değişkenleri aslında birazdan tamamen 0-1 gibi bir dile oradan da 0-elektrik yok ve 1-elektrik var , elektrik diline çevrilecektir..
sanal makine evren...
kutu ise facebook
ve onu anlayan işletim sistemi biziz
bizim açımızdan hiç bir sorun yok , herşey kuralına uygun , facebook bizle aynı dilde yazılmış, başka bir deyişle kutu da atomlardan oluşuyor insanda , ortam için aynı değişkenlerden.
birazdan bütün bu gerçeklikler bunu kapsayan ortamın diline çevrilecek ve ortamda android dosyalarının bir anlamı yok
pc ekranında olan şey artık farklı bir ortamın değişkenlerine göre yeniden farklı yapıtaşlarla dizayn edilmiş hali..
apk içinde çizilmiş bir kutu resmi burda sadece artık harflerden ibaret..
androitte ki görsel , pc de sanal makine içinde çalıştığı için pc nin makine diline çevrildi ve pc ekranına yansıdı ,
artık windows için kendi türünden örneğin bir küp resmi..
peki bu üst evren yani windows gerçekmi ?
hayır..
bu evren içinde küp resmi demek aslında elektriğin bir mors alfabesi gibi kullanılarak anlaşılır bir hale gelmesinden ibarettir.
dolayısıyla windows için küp olan nesne windows dışından bakılan bir gözle aslında sadece elektrik sinyalidir...
bu elektrik sinyallerinin makinedeki karşılığı ,ekranda o küp resmini göster demektir...
o ortam için 3 boyutlu ve yapıtaşları olan bir madde aslında elektrik enerjisinden başka bir şey değil...
başka bir deyişle evrenin bir başlangıcı olabilir fakat bu başlangıç dediğimiz şey belikde bilgisayar içine kurulan sanal makinenin kurulum tarihinden başka bişey değildir.
biz o evrende yaşayan , yaşadığını sanan tasarlanmış uygulamalarız ve o ortamdaki nesneler de bizle aynı tür
bir üst evren için yani windows için o halleri ile madde değiller , tanımlı değiller , hacim-kütle geçersiz,sadece kodlar...
ve o bir üst evrende aslında madde değil onlarda kod...makine dili...birazdan 0 ve 1 ile elektrik sinyalleri ile başka bir ekrana düşecekler....
ve büyük ihtimalle o ekranın bulunduğu evren de birazdan bir üst evren için elektrik sinyallerine dönüşecek...

schrödinger'in kedisi sorunsalı bu =)) kuantumla alakalı...

işte einstein burada gözlenene göre değişir herşey diyo..

kısaca sen ne görüyorsan gerçeklikte öyledir...bana göre farklı olabilir benim açımdan da gerçeklik budur...değişir yani sabit bişi yok evrensel mutlak bir standart yok.. Buna zaman da dahil.

Evet aslında gerçeklik algılanan şey..


ve kuantuma bir bakış açısı olarak yine işin nerelere gelebileceğini düşündüğüm bir an .zaman izafi peki mekan?
yani biz güneş etrafında dönen dünyada değilde çekirdek etrafında dönen elektronlar da yaşayan bir topluluk olsaydık
kendi kendimize acaba biz ne kadar da küçük yaratılmışız dermiydik ? Aslında kainata göre de şu anda öyleyiz ama hiç birimiz böyle bir cümle kurmuyoruz çünkü maddenin sahip olduğu hacim ile birlikte örneğin atomlar arası uzaklıkların kişide ki algısal karşılığı da önemlidir.Herkesin dev olduğu bir dünyada kimse dev olduğunu anlayamayacaktır aynı şekilde herkesin dünyası elektronlar olsaydı yine kimse ufak olduğunu fark edemezdi çünkü bu seferde kişi için kendi en mini parçacıklarının arasındaki uzaklık algısı da yaşadığı dünya ile eş oranda azaltılırdı ve böylece o mesafenin yaklaşık milyar katı gibi bir hissi içinde taşıdığı için yine kendinde hacimsel büyüklük hissi hissedebilirdi,peki buradan vardığımız nokta aslında daha büyük yada daha küçük olabiliriz midir ?
hayır..
düşününki gözümüzle hiç bir şekilde fark edemediğimiz atomlarda da aslında gizli evrenler olabilir..
yada başka bir deyişle büyüklük izafi ise biz başka bir alemin elektronları da olabiliriz.
şimdi daha da karışık bir nokta...
kainat sonsuzdur yada mantık sınırlarının dışında bir hacme sahiptir diyelim...az önceki mantıkla atomların yıldız sistemleri olduğunu düşündüğümüzde görünmezliğin içinde adeta sonsuz kainatların saklı olduğu gibi bir noktaya varıyoruz.
ve daha da ilerisi...
çekirdek merkezindeki proton ve nötronların da kuarklardan meydana geldiği bulundu..
yani güneş diye kabul ettiğimiz merkez de aslında bir evrendi...ve burada yaşayan canlılarda yine yukarıda bahsedildiği gibi bir küçüklük algısına sahip değildiler..
yani aslında biz bu kainat ta bir noktanın içindeyiz ve oda sonsuz noktalardan oluşan başka bir kainatın içinde
ve o kainatta aslında bir nokta kadar..
ve ne kadar kapsayan kainat varsa onların da büyüklüğü aslında bir nokta kadar...

mekanda izafi hızına bağlı olarak değişiyor işte mesela eğer ışık hızına vardığımızı düşün bu sefer uzayı öyle bi büküyorsun ki gördüğün doğrultudaki cisimler (gezegenler yıldızlar vb şeyler işte) sana çok daha yakınmış gibi geliyor ama normalde baksan öyle değiller...

evrenler içinde evren olayına gelince....bir parçacık ele alalım a noktasından b noktasına gidecek...kuantum derki bu parçacığın bu iki nokta arasında katedeceği yol seçimi sonsuz adettir heryerden geçebilir varacağı yolan gitmek için...ama biz gözlemlediğimizde bu izlenen yol 1 e iner...peki soru diğer yollar nereye gitti? olasılık olarak mevcutlar diye kabul ediyorduk başta yani ölçmeden önce....peki nereye gittiler...belki de yol seçenekleri farklı boyutlarda devam ediyor paralel evrenler işte..

paralel evrenler paralel kaderleri doğurur mu acaba ?