#1
|
|||
|
|||
işte böyle..
Şöyle birisini düşünün ki;
Sabahtan akşama kadar iş yerinde lak lak yapar, faiz riya peşine düşer amirine yalakalık, işcisine zorbalık yapar. Miileti aldatma ve kandırma peşine düşer. Akşamda hiçbir şey olmamış gibi evine gider mutlu huzurlu keyifli şekilde yer içer duasını yapar ve yatar. Ardından hiç bir şey olmamış gibi her cuma günü arkadaşlarıyla ibadetini ayinini gercekleştirmeye gider, evet kalbi son derece rahat ve huzur dolu, bu aldatmadan ve aldanmadan başka nedir? İbadetleri gerçekleştirdikten sonra, tekrar lak lak etmeye çay içmeye dünya malı için çalışmaya devam eder, diğer Cumaya kadar.. Kuş gibi hafiflemiş bir kalple, büyük bir iş başarmanın onuruyla, Din iman aşk yoluyla fedakarlık ve huzuruyla tekrar işinin başına döner. |
#2
|
||||
|
||||
Bize bir nazar oldu Cumamız Pazar oldu
Ne olduysa hep bize azar, azar oldu Sen Hıristiyan mısın? Diye sorsan darılır Yılbaşında hindi kaz yemesine bayılır Çam deviren hindi ki nasıl mümin sayılır Bilmiyoruz çoğumuz ne edip yapıyoruz Batı, batı diyerek eyvah hep batıyoruz.
__________________
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi, taşınacak suyu göster, kırılacak odunu, kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde.. bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin tütmesi gereken ocak nerde? |
#3
|
|||
|
|||
Yorumlar yorumsuz..
. |
#4
|
||||
|
||||
Neden Böyle Olduk? Benim çocukluğumda annelerimiz
çalışmazdı. Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım. Hatta babanım bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi,hep evdeydi. Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı. Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani. Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık. Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya yürüyerek gelirdik. Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi. Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık. Annelerimiz bu durumu bildiklerinden, kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi. Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su içerdik. Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatır, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik. Kısacacı evine girip gelen (ki sadece çişi gelen giderdi evine) elinde mutlaka yiyecekle dönerdi. Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi. Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu. Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık. Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi. Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştılırdık. Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı. Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz, onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi, en fazla saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık. Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık. Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık. Azar işitip, acillere taşınmazdık. Düşerdik ekmek çiğner basarlardı,alnımıza. oyununumuza, devam ederdik. Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik. Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim. Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki. Komşumu tanımıyorum ama evinin camında temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum. Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem. Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece; bilmem kaç kuruş hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri. Evlerimiz var içinde yaşayan yok. Parklarımız var içinde oynayan çocuk yok. Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar… Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz.. Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu. Ben kapılarında ” vale ” lerin, ” bady ” lerin beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir. Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana. Benim değildir bu kültür. Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder. Nedir bunlar? Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk. Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk. İyi de neden böyle olduk ? Biz mi istemiştik? Yoksa hak mı ettik? ya sizce ?
__________________
Yarına kaldı şarkılar aman Bu yaraya deva değil zaman Ateş düştüğü yeri yakar Bu düzeni bozuk dünya yalan.. |
#5
|
||||
|
||||
Dini farzları yerine getirmek ancak borçtan düşürür.Rabbim yapılan ibadetlerin idrakine kavuştursun bizleri.
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Kuran-ı Kerim de geçen amel ayetleri... | ayhan571 | Kuran-ı Kerim | 0 | 14.04.21 11:47 |
Nefis ile ilgili Ayetler... | ayhan571 | Tövbeler & Uyarılar | 7 | 06.04.21 06:43 |
iman Mucizedir | Och | islam & islami Konular | 0 | 08.08.20 01:17 |
işte böyle birşey olacak, bildiklerini unutturacak.. | RvP | Tasavvuf & Tarikatler | 3 | 16.10.19 14:16 |
Fil Suresi Açıklamalı Tefsiri | Havasokulu | Kuran-ı Kerim Tefsiri | 4 | 29.08.18 10:30 |