Medyen Kavmi ve Eyke Ashabı - Sayfa 2 - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Serbest Bölüm > Derin Konular & Beyin Fırtınası

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #11  
Alt 07.06.18, 02:39
 
Üyelik tarihi: 18.08.14
Bulunduğu yer: Canada
Mesajlar: 236
Etiketlendiği Mesaj: 20 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Aden bahçesi olduğu için olabilir belki.

Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 26.07.19, 13:14
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 29.04.18
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 901
Etiketlendiği Mesaj: 10 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Şuayb aleyhisselâm da Medyen kavmine peygamber olar-ak gönderilmiştir. Medyen, İbrahim aleyhisselâmın amcası oğludur. Medyen'in nesebinden gelen kavme de Ehl-i Medyen denilmiştir. Hazreti Şuayb da İbrahim aleyhisselâm'ın evlâdından ve Medyen ehlindendir. Medyen daha sonra Kızıldeniz civarında Hazreti Şuayb'ın tesis ettiği kasabaya itlâk edilmiştir.

Medyen ehli puta tapıyordu, ölçüleriyle, tartılariyle ve silik, kesik, vezni bozuk paralariyle halkı aldatıyorlardı. Bunları tevhide davet ve bu fena hareketlerinden men' ve hazer ettirmek için Hazreti Şuayb gönderilmiştir. Hatîbü'l - Enbiyâ namiyle mâruf olan bu aziz peygamberin Medyen ehlini hakka daveti ve onların kendisine muhalefeti ve sonra da helak olmaları Kur'ân-ı Kerîm'de meâlen şöyle bildirilmiştir:

«Medyen halkına da onların kardeşi olan Şuayb'i Peygamber olarak gönderdik. Şuayb onlara:

— Ey kavmim, Allah'a kulluk ediniz!. Sizin için O'ndan başka ibadet edecek hiç bir ilâh yoktur. Kile ve teraziyi de eksik tutmayınız!. Muhakkak surette ben sizi bir servet içerisinde görüyorum. Bu servete şükretmezseniz üzerinize çöküp sizi kaplayacak bir günün azabından elbette korkarım. Ey kavmim, kileyi ve teraziyi denk olarak ölçüp, tartınız!. Ve halkın eşyasına haksızlık' etmeyiniz! Yeryüzünde yaramazlık yaparak halkın dirliğini bozmayınız! Allah'ın helâlından bıraktığı kâr, eğer mü'minseniz, sizin için daha hayırlıdır. Bununla beraber ben üzerinizde bir muhafız da değilim, demişti.

Medyenliler kendisiyle alay ederek:

— Ey Şuayb! Atalarımızın taptıkları şeyleri bırakmamızı, yahut mallarımızda dilediğimiz gibi tasarruf etmeyeceğimizi sana namazın mı emrediyor? Şüphesiz ki sen çok çok uslu ve akıllısın! dediler,

Şuayb aleyhisselâm:

— Ey kavmim! Bana söyler misiniz? Eğer ben Rabbim tarafından verilen bir delil üzerine gönderilmiş bulunuyorsam ve Rabbim kendisinden bana güzel bir rızk ihsan ettiyse, bu temiz nimeti haram ile kirletmem yakışır mı? Ben size yasak ettiğim kötü kazançları size muhalefet ederek kendim kazanmak istemiyorum. Ben yalnız gücüm yettiği kadar sizi islâh etmek istiyorum. Muvaffak olmam ise ancak Allah'ın tevfiki iledir. Ben yalnız Ö'na dayandım. Ve her halde O'na yönelirim. Ey kavmim, bana muhalif olmanız Nuh kavmine, Hûd kavmine, yahut Salih kavmine isabet eden belâ gibi sakın sizi bir felâkete uğratmasın!. Lût'un kavmi de günahkârlıkta sizden uzak değildi. Rabbinize istiğfar ediniz! Sonra O'na tevbe ediniz! Muhakkak ki, Rabbim çok merhametlidir, mü'minleri çok sever, dedi.

Medyenliler ise:

— Ey Şuayb, biz senin söylediğin sözlerden çoğunu iyi anlamıyoruz! Ve seni içimizde zayıf görüyoruz. Taallukâtından beş - on kişinin hatırı olmasaydı, muhakkak seni taşlardık. Senin bizim yanımızda ehemmiyetin yoktur, diye cevap verdiler.

Hazreti Şuayb : .

— Ey kavmim! Nazarınızda benim kabilemin ferdleri Allahü Teâlâ'-dan daha azîz midir de Allah'a hiç iltifat etmiyorsunuz? Muhakkak ki Rabbim sizin bu hareketlerinizi tamamiyle bilir. Ey kavmim, siz dilediğinizi bütün kuvvetinizle yapın! Ben de şüphesiz vazifemi yapıyorum. Kişiyi rezil edecek azâb kime gelecektir ve kim yalancıdır? Yakında görürsünüz! Şimdi sonunu gözleyiniz, ben de sizinle beraber o günü muhakkak gözlüyorum, dedi.

Vaktâ ki Allahü Teâlâ'nın emrinin tecellî etme zamanı geldi. Hazreti Şuayb'e ve onunla beraber imân edenlere Allahü Teâlâ tarafından bir rahmet olarak kurtuluş verildi. O zalimleri ise müthiş bir azâb fırtınası ve sarsıntısı yakaladı da oldukları yerde çökekalmış bir vaziyette sabaha erdiler. Ve böyle bir azâbla yok edildiler. Sanki onlar bu ilde yaşamamışlardı. Semud nasıl bir fırtına ile hayattan uzaklaştıysa, varsın Medyen de öyle yıkılsın gitsin! diye ilâhî emir tecelli etti.

Şuayb aleyhisselâmın irşad ettiği bir de Eyke ahalisi vardır. Eyke, sık ve ağaçları birbirine girift olan ormanlığa denilirdi. Hazreti Şuayb'in bu mıntıkadaki ümmeti sık bir ormanlığa sahip bulunduklarından dolayı Ashâb-ı Eyke denilmiştir. Eyke eshâbı Medyen halkının başkası-dır.

Şuayb aleyhisselâm Eyke ahalisinden değildir, ancak onlara da hakkı tebliğ ile memur olmuştur.

Eyke'liler de Medyen'liler gibi, kendilerine gönderilen Allah'ın Resulu Şuayb aleyhisselâmı yalanladılar ve âsî oldular. Hazreti Şuayb onlara :

— Siz Allah'dan korkmaz mısınız? iyi biliniz ki, ben size gönderilen emîn bir peygamberim. Şu hâlde Allah'dan korkunuz ve bana itaat ediniz! Ben bu irşadın karşılığı olarak sizden bir ücret istemem. Benim ecrim yalnız âlemlerin Rabbine aittir. Kileyi tam ölçünüz de hak geçirenlerden olmayınız! Ayarı doğru olan terazi ile tartı yapınız! Ve halkın eşyalarını değerinden aşağı düşürmeyiniz. Hem yeryüzünde fesadçı kimselerle ortalığın nizâmını bozmayınız! Sizi ve sizden önceki ümmetleri o yaratan Allah'dan korkunuz! dedi.

Eyke ahâlisi ise :

— Ey Şuayb! Muhakkak sen sihirlenmişlerdensin. Sen de ancak bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsin. Hem biz, muhakkak seni yalancılardan sanıyoruz. Eğer doğrulardan isen haydi gökten bir tabakayı üzerimize düşürüver de bizi öldür, dediler.

Şuayb aleyhisselâm :

— Rabbim yaptıklarınızı çok iyi bilir, dedi

Hülâsa olarak Eyke eshâbı Allah'ın elçisi Hazreti Şuayb'ı yalanladılar. Onları da Zulle gününün azabı yakaladı. Zulle, bulutun ve ağacın gölgesine denir ki, Eyke eshâbı, helak edildiği sırada müthiş bir sıcaklık ortalığı kaplamış ve halk oldukça bunalmış idi. Bu sırada gökyüzünde bir bulut belirmiş, ve onun vesilesiyle serin bir rüzgâr esmeğe başlamıştı. Halk bu bulutun gölgesine sığındığı sırada bulut, bunları ateş halinde bastırarak helak etmişti, işte bu gökten gelen Zulle, büyük bir günün azabı idi. Bu hâdisede şuur sahipleri için muhakkak bir ibret vardı. Fakat Eyke eshâbının çoğu gafletten uyanıp da imân etmediler.

(A'râf, Hûd, Ankebût ve Şuarâ Sûreleri)

Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
ashabi, eyke, kavmi, medyen


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Peygamberler tarihi Adem a.s Cazgircinx Peygamberler 13 13.02.24 19:49
Ashabı Kehfin isimlerini okumanın fazileti Kâf-u Nûn Galibiyet ve Başarı Uygulamaları 0 07.02.21 15:16
Semud Kavmi ve Avustralya Dua Derin Konular & Beyin Fırtınası 3 13.01.20 10:23
ÂD kavmi Omr Peygamberler 3 05.01.20 17:54
Hud Suresi Açıklamalı Tefsiri Havasokulu Kuran-ı Kerim Tefsiri 7 03.07.18 09:43


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 20:50.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com
Havasokulu.com appears to be a website focused on "Havas ilmi," which involves various metaphysical and spiritual practices such as vefk (amulets), tılsım (talismans), bağlama (binding spells), celb (attraction spells), nazar (evil eye protection), rukye (healing through prayer), and other related topics like hadim, hüddam, and tasavvuf (Sufism). The site offers content related to personal development, metaphysical studies, and secretive or esoteric knowledge.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147