Twiter, Facebook ya da Instagram gibi sosyal medya uygulamalarındaki tüm özel bilgileriniz alınıyor..!

WikiLeaks kurucusu Julian Assange'nin açıklamalarına göre CIA, tüm akıllı teklonoji ürünü tablet,telefon,bilgisayar,televizyon gibi aletlerin kamera ve mikrofonlarına sızıp hem izleyip hemde dinleyebiliyor !

İnternet ve teklonoji Yeni Dünya Düzeni’ne hizmet eden karanlık güçlerin ellerindeki en büyük kozdur !

Apple, Samsung, Windows gibi teklonoji devleri yada herhangi bir sosyal medya uygulamasında tüm cihazlara ve siber ortama ulaşabildikleri teklonjiye sahipler..

Bugün ulaşılan teklonoji ve bilim bizim olduğunu sandığımızdan çok daha ileri seviyeyede. Ancak bu insalıktan hem gizleniyor hem de insanlığın ileri değil geriye gitmesini sağlayacak şekilde sunuluyor.

Bill Gates bugün kullandığımız telefonlardan ve sosyal medya uygulamalarından 20 yıl önce bahsediyordu. Apple kurucu ortağı Steve Vozniak ellerinde 50 yıl sonrasının teklonojisi olduğunu ama insanların hazır olmadığını söylüyor.

Gerçek teklonoji insanlardan gizleniyor ve bizler hala selfieyi hangi açıdan çekip akşam LCD ekranda hangi diziyi full hd izleyeceğimizi düşünüyoruz. Çünkü, öyle istiyorlar !

Gündelik hayatın bir parçası olan facebook'da CIA'nın kontrolünde olan bir sistem ve kurucusu Mark Zuckerberg’de CIA'nın bir parçası.

Facebook'ta yapılan tüm özel bilgilere ve yazışmalara doğrudan CIA ulaşabiliyor. Üstelik Zuckerberg'in David Rockfeller'in torunu olduğuda idda ediliyor.

Facebook, Tavistock örgütü tarafından uygulanan bir projedir. Mark Zuckerberg’de sadece bu projenin kurucusudur.

Tavistock, gizli örgütler içinde zihin manipülasyonu, algı operasyonu ve beyin yıkama deneyleri yapan ve bunu toplumların üstünde kullanan en gizemli ve tehlikeli örgürttür.

Daha önce paylaştığı bir fotoğrafta Mark Zuckerberg’in yanında duran leptopunun kamera ve mikrofon kısmına siyah bant yapıştırdığı görülüyor. Buda bakın ben onlardan değilim ve ben bile kendimi izlenmemek için koruyorum deme algısıdır.

.

Bizi neden izlesinler ?

Amaç tüm insanların yaşam şeklini analiz etmek ve yeni dünya düzeninin kontrolünü sağlamak.

Görüşmeler dinleniyor. Kameralar izleniyor. Tüm yazışmalar okunabiliyor. Yapılan paylaşımlarla alışkanlıklar ve düşünceler analiz ediliyor. Kredi kartlarıyla nelere harcama yapıldığı,gündeme karşı neye nasıl tepki verildiği ve farkındalık düzeyi ölçülüyor.

Buna göre insanların alışkanlık ve düşünceleri şekilkendiriliyor. Yediğiniz,giydiğiniz ve seçimlerinize yön veriliyor. Dünyada dönen tezgahın farkına varmamanız için suni gündemler ve siyasi seneryolar yaratılıyor.

Sizi aslından sizden daha iyi tanıyorlar...

.

Siber platformların ve teklonoji devlerinin sahibi zenginler aslında yeni dünya düzenine hizmet eden karanlık gücün bir parçasıdır. Ancak hepsi hepsi sempatik, zeki, başarılı ve yardımsever rolleri oynuyor. Amaçları insanlığı kontrol altında tutmak ve şuursuzlaştırmaktır !

Bu insanlar zekasıyla kurdukları markalarla zengin olmuş gibi gösterilsede aslında ya karanlık güçlerin işine yarayacağı için seçilip desteklendi yada doğrudan bu markaları kontrol etmesi için görevlendirildi.

Mark Zuckerberg ve Steve Jobs gibi kişiler yıllardır aynı tip ve renk t-sirt yada elbiseleri giyiyorlar. Bunun sebebinin ise sadece amaç ve hedefe odaklanmak dikkat dağıtan herşeyden uzak kalmak ve vakitlerini israf etmemek olarak açıklıyorlar.

Ancak insanlar Apple telefonundan girip facebook gibi uygulamalarda hangi elbiseyle fotoğrafını paylaşmayı düşünmek ile meşgul.

Uyuyorsan, uyan !


-Alıntı

Bunların hepsinin bir nedeni var. Insan hala hayatın amacını-anlamını bulamamış. Bu HAYAT nedir, ve neye göre yaratıldı diye bir soru yok insaniyetin düşüncesinde. Karincadan fazla farkımız yok. Dinimiz var, allahimiz yok. ilmimiz, teknolojimiz var, dertlere çaremiz yok. 100% biliyoruz öleceğimizi, ama olumsuz gibi hiç bu konuda düşünmüyoruz.
Ağzına bok olsun Rokfelleeinin de, Jobsun da, Zukerbergin de, yahudisinin de, ateistinin de, hepsinin! Arkadaşlar, hepimiz öleceğiz, ve bir de hiç bir zaman yaşamiycağız. Ve, ileriden de ihtiyarlık gibi bir hastalık geliyor. Bunu düşünmek lazım. Yaradan, şu doğa beni niye yarattı diye bir düşünmek lazım. Gerçek yol bu kapının arkasındadır.

Ben hi sosyal medyadan özel şeyler konuşmam . Herkes dikkat etsin

Düşünsene Mark Zuckerberg sizin evde

Farkinda misiniz ? Birileri sürekli sizi/bizi izliyor ?

Google arama motoru, insanların neyi aradığını neyi merak ettiğini kaydediyor,

Google Map ve Konum servisi saniye saniye nerede olduğumuzu kaydediyor,

Google Play Store kredi kartı hesap numaralarımızı kaydediyor,

Google Gmail yazışmalarımızı kaydediyor,

Google Translate hangi ülkede hangi yabancı diller kullanılıyor onu kaydediyor,

Youtube insanların neleri izlediğini veya neleri yayınladığını kaydediyor,

Google Drive veya yedekleme cep numaralarımızı, fotoğraflarımızı kaydediyor,

Facebook arkadaşlarımızı sosyalleşmemizi fotoğraflarımızı yaptığımız şeyleri, adresimizi, mailimizi, telefonumuzu ve birçok özelimizi kaydediyor

Linkedin iş hayatımızı kaydediyor. Pozisyonumuzu, şirketleri, iş bağlantılarımızı ve birçok şeyi,

Twitter anlık paylaşımlarımızı ve tepkilerimizi kaydediyor,

Chance.org toplum olarak nelere karşı öfkelendiğimizi, hangi sorunlara karşı değişim istediğimizi kaydediyor,

Whatsapp telefon numaralarımızı, mesajlarımızı ve konumumuzu kaydediyor,

Pinterest kültür ve sanat çalışmalarımızı kaydediyor,

Periscope ile insanları anlık izliyorlar....

Ya bilgisayarlarımız? Ne çok sırrımizi saklıyoruz onlarda değil mi ? Ya kameralari sürekli bizi izliyorsa ?

Aile arasında birkaç gün once ki konuşmamızda istanbul'a ya gitmekten bahsedince google uçak reklamları ve istanbul otel reklamlari göndermesini tevafuk kabul etmek çok iyimserlik değil midir ?

Bunca istihbaratı ajanlar aylarca uğraşsa alamaz iken bir ülke ve ahalisi ile ilgili tüm bilgiler dakikalar içinde istihbarat elamanlarının eline geçmez mi ?

Sosyal medyada Ördek Sendromu

Bir çift düşünün. Evden çıkıp sinemaya gidiyorlar. Adam karısına geç hazırlandığı için kızıyor. Asansörde tartışarak iniyorlar.

Yolda trafik sıkışıyor. Adam bir yandan kendisini sıkıştıran araçlara bağırıp çağırıyor, bir yandan da geç kalmalarına sebep olan karısına saydırıyor.

Park yeri bulamayıp bir on dakika da öyle dolanıyorlar ve tam bir sinir harbi yaşıyorlar. Film de hoşlarına gitmiyor. Çıkışta bu sefer kadın, kötü bir film seçtiği için eşini suçluyor. Tartışarak eve dönüyorlar.

Şimdi gelelim sosyal medyaya.

Siz bu çiftin arkadaşı olduğunuzu düşünün. Evinizde pijamalarla huzur içinde oturuyorsunuz. Bu arada Instagram’a arkadaşınızın fotoğrafı düşüyor. İki tane gülümseyen yüz, kucakta kocaman bir patlamış mısır paketi, arka planda filmin afişi.

Fotoğrafın altında şöyle yazıyor;

“Harika bir bahar akşamı, enfes bir film, patlamış mısır ve aşkım.”

Cümlenin sonunda bir de kalp var. Moraliniz bozuluyor. “Ben evde atletle oturuyorum. Millet nasıl da eğleniyor!” diye canınızı sıkıyorsunuz.

İşte sosyal medyanın illüzyonu bu. Herkes ucu bucağı olmayan bir podyumda ha bire poz veriyor. Seyirciler de bu büyük kıyaslama oyununa ha bire özeniyor.

Sosyal medyada mutlu gözükmek için harcanan çok büyük bir gayret var. Ama ekranda bu gayret gözükmüyor.

Stanford Üniversitesinde konuyla ilgili çalışmalar yapan araştırmacılar işte bu durumlar için bir kavram geliştirmişler; “Ördek Sendromu.”

Ördekler gölün üzerinde hiçbir çaba sarf etmiyormuş gibi, rahat ve dingin bir şekilde süzülürler. Gölün altında kalan ayakları bir makine gibi çalışır ama dışarıdan bakınca hiç belli olmaz.

Sosyal medyada suyun altında kalan kısımlar da ekranda gözükse, inanın kimse moralini falan bozmaz.

beyin dalgalarını gözler secemedigi için beyin fırtınasını deniyor tansiyonda bu yönde zaten gelişir

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Çok doğru gerçekten good