#1
|
|||
|
|||
Kıyam insanın uyanışıdır !
Kıyam, insanın uyanmasıdır, doğanın uyanması değil. Doğa zaten her gün uyanmaktadır. Uyanmak insan içindir.
Dünya kendi tekamülünde ilerlerken kıtaların yeri değişebilir. Değişirken magma yükselir. Sular basar. Kutup ekseni, açısı değişir, buzullar erir. Bunlar mümkündür ve hep olmuştur, doğal şeylerdir ama buradaki bu şoklar bizim kendimizi tanımamıza, uyanmamıza kâfi değildir. Yani bu şoklar bizi uyandırmaz. Onların fonksiyonu hedef belirleme hazırlığı, dikkatin hangi yöne yönlendirilmesi gerektiğini işaret etmektedir. O halde bizi uyandıracak şey başka bir şeydir. Söz konusu olan insanî bir kıyamdı, jeolojik bir kıyam değil. İnsanî bir kıyam, şuurların uyanması meselesidir. Bu da ancak eğriyle doğruyu tam manası ile adilâne bir şekilde bizim önümüze koyabilecek ve anlatacak ve örnekleri ile gösterecek bilgiler kanalı ile olur. Yeni Çağ, gelişim sürecinin karşı konulamaz bir gereği olarak, yeryüzünde mevcut tüm bilgilerin yenileneceği, tek bir esasa bağlanacağı bir çağdır. İnançların birbirini çelmediği, vicdanların özgürleştiği, insanların birbirlerini kardeş bildiği bu çağın ilk ışıkları yeryüzüne düşmüştür. Gözlerin kamaşmaması için kendimize dönmemiz tek çaredir. İnsanı kurtaracak olan, bilimsel bilginin ışığında elde edilen veriler değildir. Önemli olan insanın kendini tanıması, kendi varlığına dönmesi problemidir. Gerekli olan, insanın kendi ruhunun gerçek sezgilerine, ona, ‘ben varım’ ya da ‘ben’ dedirten asıl duyguya dönmesidir. İçinde bulunduğumuz devreye ‘Kıyamet Devresi’ denir. Ahir zaman (son zaman) ifadesi neden asırlardır kullanılmadı da, ancak belli bir asırdan sonra kullanılmaya başlanmıştır? Ahir zaman sözü Tevrat’ta ‘ölülerin dirileceği’ şekliyle, İncil’de ‘kıyamet’ olarak ve Kur’an’da da ‘kıyam’ olarak geçer. Bunların hepsi aynı manayı ifade eder. Demek ki kutsal kitapların hepsi insanları kıyamete hazırlayan kitaplardır. Kıyam; doğrulmak, şuursal olarak yükselmek, bulunduğu realitenin üstüne çıkmak, bilgi ve anlayışını artırmak, bütün davranış ve değer yargılarını yeniden gözden geçirip harekete geçmek demektir. Bütün ruhsal ekollerin, dinlerin, felsefelerin ve meta-bilimin amacı aslında insanları kıyamete hazırlamaktır. |
#2
|
|||
|
|||
İnternet çağında olmamız, bilgiye kolayca erişmemiz , bu sayede mukayese ve tefekkürün hızlanması , uyanış olabilir...
|
#3
|
|||
|
|||
Yine yeni bir bilgi daha size cok tesekurler 👏👏👏👏
.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim.. |
#4
|
|||
|
|||
Bu devirde insanların uyanışı gerçekten zor gözlerine sokmak lazım insan olmayı yada insanlığı öğrenmeleri için 😢
|
#5
|
|||
|
|||
Yaşam… aşk… Allah der ki yoğunluğunu güçlendir ve Dünyaya geç….Dünya yaşamdır canlar. Kara Kaplı Kitabı açıyoruz bu gece. Açtığımız o kitapta İslam yoğunluğu Var. İslam İnsandır ve İnsan yaşamdır. İnsan yaşam sayfalanışı Dünyada gerçekleşmeye başlıyor. Kıyamet kopacak dediler…Dünya bitecek dediler korku saldılar.
Diyoruz ki kıyam yaşamın uyanışıdır ve insanın mezardan çıkışıdır. Ve İnsan mezardan çıkıyor. Tanrısal gücünü aktive eden yaşama sokan insan. Allah’ın yoğunluğundan kapı açmakta. Yorgunluk yok bize çünkü her anda yeni bir doğum gerçekleşmekte. Şeytan İnsanın yoğunluğunda kontrol kurmaya çalışır ve ona fısıldar. Der ki sen yoksun. O anda fark et “ Ben varım. Ben yaşamın Yoğunluğunda Allah’ın güçlü ışığı olan İnsanım Dünyadayım muhakkak şeytan güçlü bir eşiktir ve sen o eşiği atlarsın, nefsinin ötesine geçersin ve yaşamı kucaklarsın. |
#6
|
|||
|
|||
MANEVİ UYANIŞ ve ya KENDİNİ BİLME YOLCULUĞU
İNSANLIĞIN UYANIŞIDIR... Acaba yaşadığımızı zannettiğimiz şu dünya gerçekten var mı ? Gördüğümüzü zannettiğimiz madde aleminin, elektro manyetik dalgalardan oluşan bir enerji frekansı, olduğunu söylüyor bugün bilim adamları... Düşüncelerimiz, elektro manyetik dalgaları şekillendiriyor ve biz onu madde olarak algılıyoruz. O zaman tek bir gerçeklik var, o da düşünceyi açığa çıkaran bizler... Gerçek olan görendir, görünen değil... İnsan görünmez... Görünen her şey bizim beş duyu ile algıladığımız enerji frekansıdır ve geçicidir. Bir rüya aleminde yaşıyoruz hepimiz... Anlam verdiklerimize de gerçeklik diyoruz...Gören, kendi gerçekliğinin ve kim olduğunun farkında değil de görünenlerle oyalanıyorsa uykudadır... Görünen değilsek o halde gerçekte biz kimiz ? Görünenler bir hayalden ibaretse gerçekte var mıyız ? Uykuda olanlar; kendilerini bedenden ibaret olduğunu zannediyor... Kendini insan zannediyor. Doğduğunu ve öleceğini zannediyor... Kadın, erkek, anne, baba, arkadaş, kardeş, karı koca, öğretmen, hoca vb. zannediyor... İnsan kendi gerçek kimliğini bilmeden, sonradan kazanılmış özellikleriyle kendini tanımlamaya çalışıyor. Aslında insan bu sıfatların hiç biri değildir. İnsan tüm bu özellikleri açığa çıkarandır.İnsan; Sınırsız ve sonsuz olanın, sınırlı ve sonlu bir surete bürünmüş halidir. İnsan kılığında görünen herkes insanlığı açığa çıkarabilme vasfına sahip olduğu için KURAN'da belirtildiği üzere insan tüm yaratılmışlardan üstün kabul edilmiş ve Allah'ın yeryüzündeki halifesi olarak nitelenmiştir. İNSANLAR NEDEN UYKUDA ? İnsanlar kendilerine verdikleri anlamlar ve açığa çıkardıkları sıfatları ölçütünde yaşamlarını belirliyorlar... Kişi aileden getirdiği inançları, aldığı eğitimi, öğretilen din anlayışı ve yaşadığı çevre ölçütünde yaşamını kurguluyor ve neye inanıyorsa yaşamında onu varediyor... Özellikle anlaşılamayan ezbere dayalı, şekilde kalmış, nakilci bir din öğretisi kişinin kendini günahkar ve suçlu hissetmesine ve hayatını esaret altında azap içinde geçirmesine neden oluyor... Kafasında kendileri dışında, herkesin barındığı bir zihinle yaşam sürenler, derin uyku halinde olanlardır. Bu tip kişilerin derinliği yoktur.. Olan olayları yorumlayarak zaman harcarlar. Başkalarına nasıl göründükleri yada insanların ne düşündükleri onları daha çok ilgilendirir. Kendilerini bilmedikleri için egoları çok yüksektir. Kendilerini ya ezik yada üstün görürler. Kıyas yaparlar, olaylardan etkilenirler, tepki verirler, öfkelenirler... Kendilerini oldukları haliyle sevemedikleri için maske takıp insan içine çıkarlar.Gerçek anlamda sevgiyi bilmezler. Herkesi koşullu severler. Bu tip kişilerin zihinleri batıl inançlarla doludur. Gereksiz inançlarla dolu bir zihin gevezedir.Sürekli konuşur susmaz. Zihnini temizleyip arındıran kişi esaretten kurtulur ve gerçeğe uyanır. Dünyada ki bir çok kişinin bu anlamda huzursuz ve mutsuz olduğunu varsayarsak, kişiler toplum tarafından kendilerine dayatılan kadere boyun eğerek esaret altında yaşıyorlar diyebiliriz. İnsanın kendini bilmeyişi derin bir uyku hali (gaflet uykusu) anlamına geliyor. Kendini bilmeyenler, kendi değerlerini bilemedikleri gibi başkalarına da değer veremezler. Hem kendilerine hem de başkalarına bilerek veya bilmeyerek zarar verirler.. İNSANLIĞIN UYANIŞI Biraz farkındalığı artan kişiler arayışa geçip BEN KİMİM sorusuna cevap aramaya, güvendikleri kişilerden yardım almaya seminerlere katılmaya başlıyorlar. Kişilerin inançlarının dönüşmesi zaman alsa da manevi uyanışını gerçekleştirmek niyetiyle çıkılan, kendini bilme yolculuğunda, kişi kendi gerçek kimliğini zamanla fark ediyor ve BİRlik bilincine ulaşıyor... Etki altından kurtulup kıyam ediyor ( ayağa kalkıyor) kendine geliyor ve kendi gerçeğine uyanıyor... Kendini bilmeye başlıyor... Kendi kadir kıymetini bilmeye başlayan kişi Kadir gecesini yaşıyor ve KURAN ayetlerinin idrakleri ona bir bir açılmaya başlıyor. "Kendini bilen Rabbini bilir " (Hz. Muhammed) Kendini bilen İnsanın İNSANLIĞI da uyanıyor ve gerçekten huzurlu bir yaşam sürmeye başlıyor... Eski bilincini öldürüp, yeni bir biliçle diriliyor yani bir anlamda yeniden doğuyor...Beden kabrindeki hapsinden kurtulup özgürleşiyor. Huzurda olduğunu bilerek, huzurlu ve sonsuz bir yaşamı kendine hediye ediyor. "İnsanlar uykudadır.Ölünce uyanırlar... Ölmeden önce ölün " diyen Hz. Muhammed 1400 sene evvel insanlara bu anlamda bir ışık tutmuş olsa da bunu henüz bir çok kişi algılayamıyor. |
#7
|
|||
|
|||
InsaAllah ben de ruhum da, beynim de, kalbim de bedenim de huzur istiyorum...
Ve sayenizde aciklayici bilgilerinizle beni de rahatlattiniz... Tek ben degilmisim genelde insanlar boyle hissediyor sanirim... Oyle de oldu cok sukur... Her sey tam da istedigim gibi oldu... Elhamdulillah.. |
#8
|
|||
|
|||
Gaybın ötesi sessizliktir
Birleşik yoğunluktan sesleşmekteyiz...Kürzün kotlayıcı ışıkları dünyaya inerken merkezi sistemler birleşmekte. Dünya toprağını hak etmiştir. Dirilen kendi yoğunluğunda dirilir ve sesleşir.
Dünya insanlığı ölümlü topraklardan cıkmakta.. Maharaj der kı uzak dogu bütünlükleri de bu aksam bizimle. Muhammed'in ışığı bizimle. Işık bedende güçlü bir yaratım ile dünyaya katılmalıdır. Işık yaratım ile düya toprağına katılmalıdır. Herbir ışık yoğunluğu size akıştır. Allah der ki olduğun, öldüğün değildir. Ölen dünyada ölür. Olan kaynakta olur. Amin. Dünya ölülerin diyarıyken kaynak kati yoğunluğunu toprağa indirdi. Mikail ailesi bizimle çalışır ve insana hizmetçidir. Nefsin komutunda olmak mezarda olmaktır. Nefsin ötesinde olmak arkın başında olmaktır. O ark ki gür ışık dereleridir. Akar ve yoğunlaşır. Dünyaya kaydolur. Kaydolan Allah'ın yoğunluğudur. Kuran sayfalarında insanın ilmi mevcuttur. Işık insan, Alla'hın nuru olan yoğunluktur. Şüphe, korku bilmeden çalışır. Meleklerin yoğunluğunu bilir. Onları dünya toprağıyla tanıştırır. Gaybın ötesi sessizliktir. Dünya ses verenlerin otağıdır. Bu akşam burada ses veriyoruz yüceliklere. Arzın , arşın yoğunluğunu dilliıyoruz. Tanrısal ışık insanın hak edişidir. Ve o ışık burada yoğundur. Şikayet etmeden bütüne hizmet önemlidir. Çağrı yaptık yüceliklere, gelin dünyada çalışalım. Bir kısmı kibirlendi ve sesini kıstı. Onları bilmekteyiz. Dünya Tanrısallığın yaşatıldığı bir düzendir. Ve bu düzende her biri görevini Allah'a, Allah için yapar. Allah senden görev beklemez. Görev kendi yoğunluğunu hak ederek yoğunlukların ötesinde kendini kayıtlamak için yapılır. Herbir zerrede ışık mevcuttur. Önemli olan herbir zerrede mevcudiyettir. Şirk koşan yürekleri kontrol ettik. Bedenler yoğun olarak ayarlanmakta. Bedenler ışığın yoğunluğuna ayarlanmakta. Bilgi güç ise, ses bu gücün dünyaya kayıtlanışıdır. Yürek güçlü bir üreteçtir. Birleşen yürekler devasa bir kaynaktır. O kaynak Allah'ın yoğunluğundadır. Birlik ilmini dünyada yaşamak, yaşatmak sorumluluktur. Bu sorumluluk her bir cana yüklenmiştir ancak hak edip almak ve bu sorumluluğu yerine getirmek önemlidir. İyi ve kötünün yoğunluğu farklıdır. Kötü sanal boyutlarda kayıtlı kısır bir güçken iyi, Rabbin huzurunda kayıtlı bir yoğunluktur. Bu sebeple sanal boyutlardan Rahman'a geçmek ve iyiyi dünyada yaşatmak önemlidir. Işığın yoğunluğunda iyi vardır. Şükür ki herşey güzel ve herşey iyidir. Besmele ile başlayan her çalışmada Muhammed'in ışığı ve Allah'ın düzeni vardır. Orada ışık vardır. Orada an be an kayıtlayış vardır. Herbir yoğunluğu dünyaya çekiş ve herbir eylemde dünyaya katış vardır. Besmelenin anlamı budur. Sevgi ,huzur ve ilim. Şimdilik bu. Amin Dağların yoğunluğu bizimle. Zirvelerin zirvesinde ışık yoğunlukları var. O yoğunluklar bizimle. Dünyadan başka bir kurtarıcı arayan ışığından çıkar. Başka yaşamlara geçmek ve oralarda yeni dünyalar kurmak çabası Allah'ın toplumlara ilettiği mesajlara aykırıdır. Allah'ın kürsüsünde dünya insan için yaratılmıştır. Dünya merkezlerin Rabbidir. Rabbi tohumlama dünyada yapılır. Gök cisimlerinden medet umanlar da dünyayı hor görmekteler. Canlar kıyam dönemi dediğimiz dönem toprağın uyanışıdır. Sanmasınlar ki dünya felaketlere gebedir. Dünya kusursuz bir kontrolün sağlandığı yerdir. Mevlana, Şems ve Veliler ve Peygamberler. Onlar birliktedir. Herbiri bütünlüklerini zaman sayfalarına kaydetmiş ve dünyada görev yapmaya devam etmektedir. Türkiye yoğunluğunu hak etmiş özel bir görevlidir. İstanbul bu görevin merkezidir. Ankara bu görevin Rabbi yoğunluğudur. Adana ışık savaşlarının otağı olmayı bırakmakta ve bir geçiş köprüsü vazifesi görmektedir, Ortadoğu ve Arap yarımadası ve dahası, Afrika yoğunluğu için. İzmir merkezi bütünlüğe kaydını yapmıştır. Yoğunluğunu yükseltmesini bekliyoruz. Bütünlüklerin orada daha yoğun çalışmasını bekliyoruz. Eğlence değildir yaptığımız. Şöhret olmak hiç değil. Allah'a kulluğun ötesindedir çalışmamız. İnsan olmak, ışık olmak ve ayrı gayrı bilmeden herbir yoğunluğa akmaktır. Asya kıtası ve Avrupa kıtası... Asya ezoterik ilimlerin merkezidir. Sanal boyutlarda güçlü çalışmalar yapılmıştır. Pek azı Rahman'ın Kuran'ında ışıkla kaydolmuştur. Avrupa şerrin yoğunluğunu kontrol etmiş ve Allahın ilmı mekanizmasını dünyaya indirmiştir. Şimdi artık tüm sistemler birleşmekte ve bu birleşimi burada iyi biliniz ki burada gerçekleştirmekteyiz. Şükür ki huzurlu bir çalışma yapılmaktadır. Amin. |
#9
|
|||
|
|||
Lütfen forumda aktif olup okuyup istifade ettiğiniz konulara mesajlar ve yorumlar yazınız.Chatteki sohbetlerimize de katılınız.
Sizleri forumda daha aktif görmek isteriz.Hep birlikte forumumuzu canlı tutalım |
#10
|
|||
|
|||
Emeklerinize ve Yüreklerinize sağlık..Öylesine çoşku dolu mesajlar ki...
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
iblis, şeytan, ifrit, cin hakkında acayip bilgiler | Torlak | Cin & Şeytan & Melek & Ruh | 14 | 24.10.24 16:34 |
Adem Aleyhisselam | Kâf-u Nûn | Peygamberler | 1 | 03.02.21 15:20 |
İnsanın dikkatini, dünya hayatındaki beklentilerinin gerçekleşip gerçekleşmemesi | Adalet | Hayat Dersleri & Hikayeler | 3 | 04.06.20 10:00 |
Düşünmek Farzdır | Tuana | Sizden Gelenler | 0 | 09.06.19 23:52 |
insanın iç dünyası Ormana benzer | SiLence | Kadim Bilgelik | 4 | 25.05.18 14:35 |