Harut ve Marut konusu - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Havas ilmi & Gizli ilimler > Cin & Şeytan & Melek & Ruh

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 03.02.17, 16:31
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,484
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Harut ve Marut konusu

Harut ve Marut Kur'anda ismi geçen iki melektir.



Genel olarak kabul gören açıklama Harut ve Marut'un Allah'ın emri ile sadece insanlara çeşitli bilgileri ve sihri öğreten iki melek olduğudur. Bazı tefsirlerde Harut ve Marut'un melek değil insan olabileceği belirtilmiştir.



Eski bazı kaynaklarda, Hristiyan ve yahudi kaynakları da referans gösterilerek Babil'in düşmüş melekleri olarak da adlandırılırlar. Efsaneye göre melekler, insanların işledikleri günahları görünce kınarlar, Allah "Siz onların yerinde olsanız aynısını yapardınız" der ve meleklerden en iyilerinden ikisi, Harut ve Marut seçilerek Babil şehrine yargıç olarak gönderilir.



Konu ile ilgili Bakara Suresinin 102. ayetinin Türkçe meali:



"Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkâr etmedi; ancak şeytanlar inkâr etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: "Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkâr etme" demedikçe hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi."

Rivayete göre Harut ve Marut adındaki iki melek insanların sahip olduğu nefs ve şehvete sahip olmaları suretiyle insan kılığında Babil şehrine Allah(c.c) tarafından indirilmiştir ve ayrıca insanlara fitne çıkarmamaları ve günah işlememeleri şartıyla bazı gizli ilimleri öğretmişlerdir. Fakat sahib oldukları nefs ve şehvetin etkisinden dolayı bir çöl çiçeğinden yaratılan zühre adındaki çok güzel bir kadına aşık olup, cinsel arzular besleyerek, onun aslında haram olan ve yapmalarını istediği üç günahı işlemişlerdir. Bu günahlar;



1-) Suçsuz yere bir insanın canına kıymak;



2-) Şarap içmek;



3-) Meleklerin göğe yükselmelerini sağlayan bir ismi azam duasını öğretmek...dir.



Bu işlenen günahlar, aslında; Allah(c.c) tarafından, bu insan kılığına büründürülen ve insana has vasıflar verilen iki meleğe de yasaklanmıştı...



Harut ve Marut adındaki bu melekler Allah(c.c) tarafından kendi seçimleri doğrultusunda yeryüzünde kıyamete kadar insan şeklinde barınacaklardır ve ellerinden sadece meleklere has olan özel vasıfları alınmıştır...Ayrıca bu melekler kıyamete kadar insan suretinde bulunarak azap çekeceklerdir....



Bu nedenle Harut ve Marut adındaki meleklerin daveti imkansızdır. Çünkü onlar yukarıdaki rivayette bahsedildiği üzere yeryüzünde halen insan olarak yaşamaktalar ve azap çekmektedirler. Harut ve Marut adındaki meleklerin daveti imkansız olduğuna göre ve artık bu isimlerdeki melekler varolmadığına göre; biz sihir öğretilerini ancak bir zamanlar bu meleklerin büyü ilmini öğrettiği kadarıyla ve kabala kitaplarına geçtiği kadarıyla; bu bahsi geçen gizli ilimleri öğrenebiliriz. Fakat yakın geçmişte bütün kabala majisini kapsayan ve El Hazred tarafından yazılmış olan, ardından papazlar tarafından Necronomicon ismiyle sansürlenen ve imha edilen kitabın da bir kopyası artık yeryüzünde var olmadığına göre, bu bahsi geçen gizli ilimleri uygulamaya geçirmemiz hiçbirzaman mümkün olmayacaktır...



HÂRUT İLE MÂRUT VE MELEKLERİN İSMETİ

Meleklerle ilgili İslâm itikadı gözden geçirilirken "Meleklerin Allah'a isyan etmiyecekleri" açıkça görülmektedir. Bu husus, Kur'an-ı Kerim âyetleri ile de sabittir (67).



Hâl böyle iken, Hârut ve Mârut adındaki meleklerle ilgili olarak halkın dilinde dolaşan ve bazı kitaplarda yer alan yersiz söylentilerin İslâmî inançlarla bağdaşması kâbil değildir. O söylenti şudur Yeryüzüne indirilen bu iki melek, -hâşâ- Zühre adındaki güzel bir kadına tutulmuşlarmış da, kendisiyle güya zina etmek istemişlermiş de, o fahişe de bu meleklerden Allah'a şirk koşmalarını istemiş fakat melekler, bu teklifi kabul etmemişler.

Bir defasında bu melekler, o kadına, aynı arzuyu tekrarlayınca Zühre, kucağında taşıdığı çocuğu gösterip "bunu öldürmedikçe dediğinize razı olmam" demiş, melekler bu teklifi de kabul etmemişler.



Başka bir gün, bu çirkin teklifi gene tekrarlamışlar. O kadın da elinde taşıdığı kadehin içindeki şarabı içmedikleri takdirde arzularına râm olmıyacağını söylemiş imiş de onlar da -hâşâ- şarabı içmişlermiş. İçkinin tesiriyle sarhoş olunca o çocuğu öldürmüşler ve kadınla da güya zina etmişler. Zühre adlı bu fahişe, Hârut ve Mâruttan göğe çıkarken okudukları İsm-i âzamı sorup öğrenmiş imiş ve öğrendiğini okuyarak semaya çıkmış ve orada yıldız olup kalmış. "Zühre" adlı yıldız işte bu kadın imiş!!!

Meleklerin yüce mahiyetine ve pırıl pırıl şerefine uymayan bu gibi beyanların hepsi zayıftır (68).



"Bunlar, İsrail oğullarının verdikleri haberlere râcidir. Çünkü bu hususta isnadı, günahtan masum ve her hususta doğru bulunan yüce Peygamberimize ulaşan sahih ve merfû bir hadis yoktur" (69).



"Ne Allah Teâlâ'nın kitabında, ne de Resulullah (s.a.v.)'ın hadislerinde bu haberin doğruluğuna delâlet eden bir beyân da yoktur" (70).

"Bu bâbta uydurulan hurâfelere îtimad olunmamalıdır. İşte sahih olan haber kitabullahtadır" (71).



Bu haberin doğru ve mûteber olmadığına delâlet eden hususlardan biri de şudur: Hârut ve Mârut isimli bu meleklerin yeryüzüne inmesi, Süleyman Aleyhisselâmın Peygamberliği zamanına tesadüf etmektedir. Halbuki "Zühre" yıldızının yaratılması, göklerin halk olunduğu zamanda olmuştur (72).

Hârut ve Mârut isimli bu melelerle ilgili meselenin ehl-i sünnet mezhebi hükümlerini zedelemiyecek yönü şudur:



Süleyman Aleyhisselâm zamanında, şeytanlaşmış insanlar, cin şeytanlarını sihir yoluyla kendilerine bağlamışlardı. Cin şeytanları semâlara doğru yükselerek, yeryüzündeki hâdiselerle ilgili konuşma-lardan kulak hırsızlığı yaparlar ve meleklerden duydukları bir söze yüz de yalan katarak o devrin kâhinlerine ve sihirbazlarına haber verirlerdi.



Şeytanların nâşir-i melaneti olan bu kimseler, yalanyanlış bu haberleri, halkın arasında yaymaya çalışırlar ve yazarak halka okurlardı.



Bu kâhinler; cin toplamayı, onlar vasıtasıyla sihir yapmayı ve efsunculuk şekillerini halk arasında yaydılar. Beşerî topluluklarda baş gösteren fesat ve kargaşalıklar yüzünden halk arasında yanlış inançlar yayılmaya başladı. Bir takım kimseler, cinlerin gayb-ı bildiğini iddia eder ve inanır oldular.



İşte bu sırada Cenâb-ı Hak, hikmet-i ilâhîsi iktizasından olarak Hârut ve Mârut isimli bu iki meleği yeryüzüne indirdi ve Bâbil şehri halkına gönderdi.

Bu melekler, halka sihrin zararını ve mahiyetini haber veriyor, mucizeyi sihirden ayırd edecek bilgi ile insanları techize çalışıyorlardı. Sihrin doğruluğuna inanıp veya sihre dâir olan şeyleri kullanıp da küfre gitmemeleri için halkı ikaz ediyorlardı. Bu hususla ilgili âyet-i kerimeyi, muhterem okuyucularımla birlikte tetkîk ve tahlil etmek isterim:



"Şeytanların; Süleyman'ın mülk(-ü saltanat ve nübüvvet)i aleyhinde uydurup takip ettikleri şeylere (yalanlara) uydular. Halbuki Süleyman asla kâfir olmadı. Fakat o şeytanlar kâfirdiler ki, insanlara sihri (büyücülüğü) ve Bâbil'deki iki meleğe, Hârut ve Mârut'a indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki onlar (o iki melek): "Biz ancak fitneyiz (imtihan için gönderilmişizdir), sakın (sihir, büyü yapıp da) kâfir olma" demedikçe, hiç bir kimseye (sihir) öğretmezlerdi. İşte onlardan (o iki melekten) koca ile karısının arasını ayıracak şeyleri öğreniyorlardı..." (73).



Yukarıdaki âyetin meâli tedkik süzgecinden geçirildiğinde bazı hakikatlerin ortaya çıktığı gözden kaçmamaktadır. Şöyle ki:



a) Âyet-i kerimedeki "ve mâ ünzile" ilh.. cümlesi, yukarıdaki "es-sihra" kelimesine mâtuftur. Mâtuf le mâtufun aleyhin birbirine mubâyin olacağı nahvî bir zarurettir. Bu itibârla Hârut ve Mârut'a indirilen bilgiler sihir değildi. Fakat sihir halinde kullanmaya müsaid bulunuyordu, Bu sebeple o bilgileri kötüye kullanmanın küfr olacağı, bizzat bu melekler tarafından, "telâ tekfur" ihtâriyle haber veriliyordu.



b) "Es-sihra" kelimesi, "yüallimûne" fiilinin ikinci mef'ûlü; "ve mâ ünzile" cümlesi, onun matufu olduğuna göre, sihri de meleklere indirilen bilgileri, sihir olarak kötüye kullanmayı da halka öğreten şeytanlardı.



c) Melekler; sihrin mahiyetine ışık tutuyorlar, onun itikadî zararlarını ve amelî safhasının küfre götüreceğini haber veriyorlardı. Sihrin haram olan yönü, onun nasıl yapıldığını bilmek olmayıp, ameli haysiyetidir (74). Yani, sihrin nasıl yapılacağını bilmek değil, bizzat sihri yapmaktır. Bir bıçağı kurban kesmekte kullanmanın suç olmayıp, bir cinayete âlet yapmanın haram olduğu gibi...



d) Hârut ve Mârut, sihrin ilmî cihetine ışık tutarken "Biz ancak bir fitneyiz (imtihan için gönderilmişiz), sakın (sihir yapıp da) kâfir olma" diyerek sihrin amelî tarafından halkı nehyetmekte ve gerekli ikazda bu-lunmaktaydılar.



e) Koca ile karısının arasını ayıracak şeyi öğrenme arzusunun halktan gelmiş bulunduğunu, Hârut ile Mârut'un "Gelin, size zevc ile zevcenin arasını ayıracak şeyi öğretelim" diye bir çağrı vâki olmadığını âyetin metnindeki "yeteallemûne=öğreniyorlardı" ifadesinden açık ve seçik olarak anlamaktayız.



İşaret edilen bu noktalardan başka Hârut ve Mârut, diğer melekler gibi, günahtan uzaktırlar Kur'ân-ı Kerim'de meleklerle ilgili olarak bu-yurulmaktadır ki:



"Onlar, Allah'ın kendilerine emrettiği şeylere asla isyan etmezler" (75).

"Hayır, onlar, ikrama mazhar edilmiş kullardır. Bunlar söz(leriy)le asla onun önüne geçmezler. (Bilakis) bunlar ancak onun emriyle hareket ederler" (76).

"(Evet) kendilerine her suretle kâhir ve hâkim olan Rablerinden korkarak (daima ona inkıyad ederler. Melekler de) ne ile emr olunurlarsa onu yaparlar" (77).



Kitab-ı ilâhînin bu açık beyanı karşısında meleklerden günahın vukuu nasıl kabul edilebilir? Muhâlfarz, onların günah işlediği kabul edilecek olsa, yaptıkları o günahın da Allah'ın emri olması gerekir. Kur'an-ı Sâdıku'l-beyânın şu âyet-i böyle bir ihtimali, kat'iyetle reddetmektedir:

"Allah, hiç bir zaman kötülüğü emretmez" (78).

"Biz o melekleri hak(km hikmeti ve kaderin bir iktizası) olmadan indirmeyiz" (79).



Bunun dışında kalan ve meleklerin ismetiyle münasip düşmeye cek beyanlar, fehmin yerini vehme bırakmış insanlara has bir davranış olur.



(67) Sûre-i Tahrim, 6; Nâhil, 50.

(68) Tefsiri Kurtubî, c, 2, s. 52.

(69) Tefsir-i İbni Kesir, c. 1, s. 141.

(70) Celâl: Akâid-i Adudiye Şerhi, 56.

(71) H. B. Çantay, Kur'an-ı Hakîm ve Meâl-i Kerim, c. 1, s. 33., 56 nolu hâşiye.

(72) Tefsir-i Kurtubî, c. 1, s. 52.

(73) Sûre-i Bakara, 102.

(74) Hak Dini Kur'an Dili, c. 1, s. 447.

(75) Sûre-i Tahrim, 6.

(76) Sûre-ı Enbiyâ, 26-27.

(77) Sûre-i Nahl, 50.

(78) Sûre-i Ârâf, 28.

(79) Sûre-i Hicr, 8.





(Sevgimle kalın)

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 06.02.17, 01:18
Drogo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 13.09.16
Bulunduğu yer: manisa
Mesajlar: 1,581
Etiketlendiği Mesaj: 17 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Harut ile Marut adlı iki melek insanoğlunun kötülüklerini görüp Tanrı'ya şikâyette bulunmuşlar. Tanrı onlara, "Onlardaki şehvet sizde de olsa daha beter olursunuz" demiş. Fakat bu melekler isyan etmeyeceklerini söylemişler. Bunun üzerine Tanrı, bunlara şehvet verip Babil'e inmelerini buyurmuş. Babil'de hâkimlik ederlerken gayet güzel bir kadın bir iş için geliyor. Melekler kadına meftun oluyorlar. Fakat kadın, ya kocasını öldürmelerini yahut puta tapmalarını yahut da şarap içmelerini, aksi takdirde onlara ram olmayacağını söylüyor. Şarap içmeyi ehven bulup içiyorlar. Bunun üzerine kadın, "Her gece İsm-i Azam okuyup göğe çıkıyorsunuz, o ismi bana da öğretin" diyor. Öğretiyorlar. Kadın göğe çıkınca, Tanrı onu bir yıldız şekline sokuyor. Zühre yıldızı bu kadınmış. Meleklere de dünya azabıyla ahiret azabından birini kabul etmelerini söylüyor. Dünya azabını kabul ediyorlar. Tanrı bunları Babil kuyusuna baş aşağı astırıyor. Orada kıyamete kadar azap çekmekteler...

__________________
Hiç kimse vazgeçilmez değildir.
Ve kimse kendini vazgeçilmez sanan
biri kadar aptal değildir.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 22.07.18, 15:15
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 28.04.15
Bulunduğu yer: Nefes Aldığım Yerde
Mesajlar: 14,902
Etiketlendiği Mesaj: 900 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Sayın SiLence, konu paylaşımınız için teşekkür ederiz.

.
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..

Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 29.09.19, 17:43
shahkhu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 22.09.19
Bulunduğu yer: NO where
Mesajlar: 540
Etiketlendiği Mesaj: 36 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

thank you for sharing your topic.

__________________
Be like the sun for grace and mercy. Be like the night to cover others' faults. Be like running water for generosity. Be like death for rage and anger. Be like the Earth for modesty. Appear as you are. Be as you appear.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
harut, konusu, marut


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Harut ve Marut şuan nerede???! El Yiğit Havas ilmi Genel Bilgiler 23 29.01.24 21:41
Sihr i Harut ve Marut Kitabı HavasHoca Kitap & E-Kitap 14 17.11.22 14:14
Harut ve Marut ile Sihrin İnsana Öğretilmesi. Eylül Havas ilmi Genel Bilgiler 6 01.08.19 21:21
Hârut ile Mârut Çınar Cin & Şeytan & Melek & Ruh 2 06.12.18 16:47
Bakara Suresi Açıklamalı Tefsiri Havasokulu Kuran-ı Kerim Tefsiri 82 03.07.18 22:33


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:33.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147