|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#11
|
||||
|
||||
Allah hidayetimizi artırsın. Avam kişi metni arapça okur da bir şey anlamaz yalnız kiraatden sevap elde eder. Akil kişi ne okudugunu bilendir. Demek ki meala ihtiyac var.
O kadar iman ehli var ki yıllarca Kuran okur, namaz kılar ama onun sözlerinin anlamından gafildir. Tefekkürsüz ibadetin ne anlamı var. Tefekkür ehli gereksiz laf ettmez. Konuyla alakasız sözler etmez. Bre gafil Cevşen ayet degil ki duadır. Dua Allah ile sohbet ise ne söyledigini bileceksin. Bilmesen hep tekfirçi zihniyetine sahip bir zihniyetle yaşarsın.
__________________
Sufiye göre, ölü köpeğin dişleri güzeldir. Bardağın yarısı doludur. Hak şerleri hayr eyler. |
#12
|
|||
|
|||
Alıntı:
kısaca tekrar cevap vereyim. cevşen, celcelütiye, esmayi idrisiye nin peygamber s.a.v. efendimize ulaşan hiç bir sahih senedi bu güne kadar sabit olmamıştır. yapılan çalışmalar rivayetlerin her üç rivayetinde mevzuattan olduğunun sübut bulmuş olmasıdır. işte bu sebeple hz. peygamber s.a.v. efendimize hadis kategorisinde isnad edilemezler.bu hz peygamber s.a.v. efendimize yalan isnadı olur. eğer içeriğinde islama uygun olmayan bir şey yoksa hadis i şeriftir demeden sadece bir dua metni olması itibariyle okunması sakıncalı olmayabilir. 21.05.20 ebu ubeyde bin cerrah Dua da kıraatın da bir önemi yoktur o halde -) sevgili ebu ubeyde bin cerrah.. Takılma bu kadar Şekle şemaya.. |
#13
|
|||
|
|||
şekle şemaya takılma meselesi değil bir şeyin aidiyetinin hz peygamber s.a.v. ait olup olmaması dır mühim olan. eğer hadis denecekse onun içinde isnad gereklidir.tarihte müslümanlar bunun için hiç bir millette olmayan rivayet ilmi diye bir ilim geliştirmişlerdir.
benim için önemli olan bir dua veya zikir metninin hz peygamber s.a.v efendimize aidiyetinin önem arzetmesidir. bu kadar sahih ve mütevatir rivayetler varken aslı astarı olmayan sübut bulmamış rivayetlerle meşguliyet hayra alamet değildir. Alıntı:
SENEDSİZ HADİS NAKLETMEK HELÂL OLMAZ Hâfız Ebû Bekir bin Hayr şöyle nakleder: “Âlimler şu hususta ittifak etmişlerdir ki bir Müslümanın, yanında velev ki en zayıf rivâyet şekliyle de olsa bir senedi olmadan herhangi bir söz hakkında «Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu» demesi helâl olmaz.” (Ali el-Kârî, el-Esrâru’l-merfûa, thk. Muhammed es-Sabbâğ, Beyrut: Dâru’l-Emâne, s. 45) PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN YALAN HADİS HAKKINDAKİ HADİS-İ ŞERİFLERİ Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz’in bu husustaki ikazları çok şiddetlidir. Şöyle buyurmuşlardır: “Benim ağzımdan yalan uydurmayınız! Her kim benim ağzımdan yalan söylerse Cehennem’e girsin!” (Buhârî, İlim, 38) “Her kim, söylemediğim şeyleri bana isnâd ederse Cehennem’deki yerine hazırlansın!” (Buhârî, İlim, 38) “…Her kim benim ağzımdan bilerek yalan uydurursa Cehennem’deki yerine hazırlansın!.” (Buhârî, İlim, 38) Allah Rasûlü (s.a.v) Efendimiz adına yalan söylemek çok büyük bir günahtır, haramdır ve Cehennem’e girmeye sebep olur. Uydurulan hadis, ahkâm husûsunda olsun, fazîlet, terğîb ve terhîb husûsunda olsun farketmez, hepsi harâmdır. İnsanları ibadete teşvik için hadis uydurulabileceği yönündeki sözler yanlıştır. MEVZU HADİS NAKLETMEK Mevzu/uydurma bir hadîsi bilerek nakleden kimse de Peygamber Efendimiz (s.a.v) adına yalan uyduran kimse hükmündedir, o da yalancılardan biridir. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: “Kim, yalan olduğu bilinen bir sözü benim hadisim olarak naklederse o da yalancıların biridir.” (Müslim, Mukaddime, 1; Tirmizî, İlim, 9/2662; İbn-i Mâce, Mukaddime, 5/39; Ahmed, I, 112) Arapça’yı ve gramerini iyi bilmediği için hadisleri naklederken hata yapanların da bu tehdide dâhil olacağını söyleyen âlimler olmuştur. Bu sebeple hadîs-i şerifleri okuyup yazarken çok dikkatli olmak îcâb eder. AHİR ZAMAN DECCALLERİ YALAN HADİS GETİRECEK Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: “Ahir zamanda bir takım deccallar, yalancılar çıkacak. Size, sizin ve babalarınızın işitmediği hadîsler getirecekler. Aman onlardan sakının! Sizi saptırmasınlar, fitneye düşürmesinler!” (Müslim, Mukaddime, 7) "ATEŞTEKİ YERİNE HAZIRLANSIN" Ebû Katâde (r.a) şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in şu Minber üzerinde şöyle buyurduklarını işittim: «Benden çok hadis nakletmekten sakının! Kim benim adıma bir şey söylerse sadece hakîkati (veya) doğruyu söylesin! Kim, söylemediğim bir şeyi bana izafe ederse Ateş’teki yerine hazırlansın!».” (İbn-i Mâce, Mukaddime, 4/35; Dârimî, Mukaddime, 25/243) İmam Leknevî şöyle der: “Bu rivayetlerle iyice sabit olmuştur ki Nebiyy-i Ekrem Efendimiz adına söz uydurmak ve söylemediği bir şeyi O’na izafe etmek kayıtsız şartsız haramdır ve Cehennem azâbını gerektirir. Bu ister helâl ve haram, ister terğîb ve terhîb (teşvik ve sakındırma), ister başka bir hususta olsun farketmez. Böylece bazı cahil uydurucuların, “terğîb ve terhîb husûsunda Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) adına yalan söylemenin câiz olduğu, çünkü bunun O’nun lehine bir yalan olup aleyhine olmadığı” yönündeki zanlarının da bâtıl olduğu ortaya çıkmıştır. Yine aynı şekilde bu rivayetlerle sâbit olmuştur ki aynen söylemediği bir sözü O’na nisbet etmek gibi yapmadığı bir fiili kendisine nisbet etmek de büyük günahların en büyüklerindendir. "Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur." (İsrâ, 17/36) "Ey iman edenler! Şeriatın koyduğu sınırlardan dışarıya çıkmayı adet haline getiren biri, size bir haber getirirse, ona inanmadan önce, doğru olup olmadığını iyice araştırın, yoksa bir topluluğa yanlışlıkla bilmeden kötülükte bulunur, incitirsiniz de, sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız." (Hucurât, 49/6 "Ey iman edenler, zandan çokça kaçının, çünkü zannın bir kısmı günahtır. ” (Hucurât, 49/12) “Zandan alabildiğine sakınınız. Çünkü zan sözün en yalan olanıdır.” (Buhârî, “Vesâyâ”, 8) Buna göre, her işittiğine inanmaması, her gördüğünü iyice araştırmadan sonuç çıkarmaması müminin değişmeyen prensibi olmalıdır. Çünkü kişinin her duyduğunu söylemesi ona günah olarak yazılır. كفي بالمَرءِ كَذِباً أنْ يُحَدِّثَ بِكُلِّ ما سمعِ “Kişiye günah olarak her duyduğunu söylemesi yeter.” Diğer bir hadiste de أفْرَى الفِرَى أنْ يُرِيَ الرجُلُ عيْنَيْهِ ما لَمْ تَرَيا "En büyük yalan, görmediği düşü gördüm diye kişinin gözlerine iftira etmesidir." (Buhârî, “Tabîr", 45) buyrulmuştur. Sonuç olarak, gözümüzün gördüğü, kulaklarımızın işittiği, kalbimizin bellediği şeylerin dışında hiçbir şey hakkında şahitlik etmemeliyiz; işitmediğimiz şeye işittim, bilmediğimize bildim, görmediğimize gördüm dememeliyiz. Çünkü tahmini konuş-malar çoğu kez bizi yanıltabilir. |
#14
|
|||
|
|||
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] teşekkürler arkadaşlar.
|
#15
|
||||
|
||||
Alıntı:
|
#16
|
||||
|
||||
Cahil var da cahil var.
Cahil var ki, bilmez ama bilmedigini bilir. Bu tür insanlar doğru yola yakındır. Cahil var ki, bilmez ama bilmedigini de bilmez. İşte bu tür insanlar aff edersiniz salagın önde godenleridir hatta ilimin zahirinden haberdar olsalar bile. Canavardan kaçtıgınız gibi bu tür insanlardan kaçın yoksa sizi de kendi cehaletlerine sürüklerler zavalılar
__________________
Sufiye göre, ölü köpeğin dişleri güzeldir. Bardağın yarısı doludur. Hak şerleri hayr eyler. |
#17
|
|||
|
|||
Maşallah ellerine kollarına sağlık
|
#18
|
||||
|
||||
Allah razı olsun hocam teşekkürler
|
#19
|
|||
|
|||
Ben teşekkür ederim. Allah hepinizden razı olsun
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Yedi Farklı Dil Cevşen 43. Bâb | Och | Cevşen ve Havassları | 6 | 23.06.20 22:21 |
Yedi Farklı Dil Cevşen 44. Bâb | Och | Cevşen ve Havassları | 6 | 23.06.20 22:21 |
Yedi Farklı Dil Cevşen 45. Bâb | Och | Cevşen ve Havassları | 6 | 23.06.20 22:20 |
Yedi Farklı Dil Cevşen 46. Bâb | Och | Cevşen ve Havassları | 6 | 23.06.20 22:20 |
Yedi Farklı Dil Cevşen 63. Bâb | Och | Cevşen ve Havassları | 6 | 23.06.20 22:10 |