Celcelutiyye Kasidesinden hadis kitapları niçin bahsetmiyor? - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Havas ilmi & Gizli ilimler > Evradiyeler & Azametler > Celcelütiyye ve Havassları

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 04.08.20, 08:59
Och Och isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 23.11.17
Bulunduğu yer: Tuna Boyunda
Mesajlar: 6,316
Etiketlendiği Mesaj: 411 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Celcelutiyye Kasidesinden hadis kitapları niçin bahsetmiyor?

Celcelutiye kasidesinin kendisi değil, onun aslını teşkil eden muhtevası itibariyle bir kudsi hadis gibi veya zımnî bir vahiy olarak telakki edilebilir. Bu tür vahiylerin Kur’an’da yeri yoktur.

Aslî muhtevası itibariyle zımnî bir vahiy olarak telakki edilen Celceltuıyiye'yi, Hz. Ali (ra) şerh edip açıklayarak manzum bir kaside halinde düzenlemiştir. Kasidenin kendisi Arapça’dır ve Arapça kaside stilinde tanzim edilmiş, ancak Allah’ın bazı isimleri ve diğer bir takım sözcükler Süryanîcedir.

İmam Gazalî, hocası İmam Nureddin el-Isfahanî, İmam Ahmed el-Bunî ve Şeyh Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî’ye göre, Celcelutiye kasidesinin aslı vahiydir.

Zahir ve batın ilimlerinin ünlü üstadları olan bu alimlerin kanaatlerine iştirak etmek ve onların bilgi ve beyanlarına itimat etmekte -ilmen ve dinen- bir sakınca görmemekteyiz. Ancak bu kasidenin aslının vahiy olduğuna inanmamak da, inanmak da, kişiyi dinen bir sorumluluk altına sokmaz.

İmam-ı Gazali Hazretleri nakleder ki: Cebrail Aleyhisselam Peygamber Efendimiz (asm)`e dedi ki:

"Ya Muhammed! Rabb`in sana selam ediyor ve selamın en mükerremini sana tahsis buyuruyor. Sana bu hediyeyi ihsan buyurdu."

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm):

"Ey kardeşim Cebrail! Bu hediye nedir?" dedi. Cebrail Aleyhisselam:

"Bu hediye, içinde İsm-i Azam ile en kapsamlı kasem bulunan büyük duadır." diye cevap verdi.

Peygamber Efendimiz (asm): "Ey kardeşim Cebrail! Bu duanın adı nedir? Keyfiyeti nasıldır?" diye sordu.

Cebrail Aleyhisselam dedi ki:

"Ya Muhammed! Bu duanın adı Bedi`dir (Celcelutiye). İçinde en yüksek kasem ve İsm-i Azam vardır. O İsm-i Azam ki:

1. Arş-ı Ala`nın kenarına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, Allah`ın arşını taşıyan melekler bu arşı kaldıramazlardı!

2. Güneşin kalbine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, güneşin ışığı ve nuru olmazdı!

3. Ay`ın kalbine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, ay ışık veremezdi.

4. Cebrail Aleyhisselam`ın kanadına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, Hazret-i Cebrail yer yüzüne inemez, semaya çıkamazdı!

5. Mikail Aleyhisselam`ın başına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı yağmurlar ve damlalar ona itaat etmezlerdi.

6. İsrafil Aleyhisselam`ın alnına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı sur üfleyemezdi.

7. Azrail Aleyhisselam`ın elinin üzerine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, mahlukatın canlarını alamazdı.

8. Yedi kat göklere yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı gökler yükselemezdi.

9. Yedi kat yerlere yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, yedi kat yerler, şimdi olduğu gibi sabit olmazdı! Bu ismi Adem Aleyhisselam okumuştur!"(2)

Evvela, ifadelerde mübalağa değil, İsm-i Azam’ın yüceltilmesi vardır. Bu tarz övme ifadeleri Arap edebiyatında cari bir metottur.

İkincisi, dua ve ibadetlerin kemiyet ve keyfiyeti tahkik ve mantık mizanı ile ölçülmez. Zira dua ve ibadetlerin ekser yüzü ahirete müteveccihtir. Dünyanın kısa ve kısır mizanları ahirete taalluk eden azametli meselelere tam mikyas olamaz.

Üçüncüsü, hadis kaynakları çok geniş olduğu için meşhur kaynakların dışında kalan hadisleri inkar etmek doğru olmaz. Cevşen ve Celcelutiye belki meşhur kaynaklarda olmayabilir ama bu tamamı ile senetsiz ve kaynaksız olduğu anlamına gelmez.

Dördüncüsü, hadislerde teşbih çokça kullanıldığı için zahirini esas almak yerine, ehli tarafından hakikatli bir tefsir ve tevilini kabul etmek daha mantıklı bir yaklaşım olur. Yoksa kısa aklımız ile her müteşabih hadisi anlaşılmaz diyerek inkar etmek doğru olmaz.

Dipnotlar:

(1) bk. Celcelûtiye'nin Şerh ve İzâhı, Tebliğ Yayınları, İstanbul 2006.
(2) bk. İmam-ı Gazali, Celcelutiye, s. 5, 61.

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 15.08.20, 12:40
 
Üyelik tarihi: 07.02.20
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 389
Etiketlendiği Mesaj: 19 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Och Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Celcelutiye kasidesinin kendisi değil, onun aslını teşkil eden muhtevası itibariyle bir kudsi hadis gibi veya zımnî bir vahiy olarak telakki edilebilir. Bu tür vahiylerin Kur’an’da yeri yoktur.

Aslî muhtevası itibariyle zımnî bir vahiy olarak telakki edilen Celceltuıyiye'yi, Hz. Ali (ra) şerh edip açıklayarak manzum bir kaside halinde düzenlemiştir. Kasidenin kendisi Arapça’dır ve Arapça kaside stilinde tanzim edilmiş, ancak Allah’ın bazı isimleri ve diğer bir takım sözcükler Süryanîcedir.

İmam Gazalî, hocası İmam Nureddin el-Isfahanî, İmam Ahmed el-Bunî ve Şeyh Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî’ye göre, Celcelutiye kasidesinin aslı vahiydir.

Zahir ve batın ilimlerinin ünlü üstadları olan bu alimlerin kanaatlerine iştirak etmek ve onların bilgi ve beyanlarına itimat etmekte -ilmen ve dinen- bir sakınca görmemekteyiz. Ancak bu kasidenin aslının vahiy olduğuna inanmamak da, inanmak da, kişiyi dinen bir sorumluluk altına sokmaz.

İmam-ı Gazali Hazretleri nakleder ki: Cebrail Aleyhisselam Peygamber Efendimiz (asm)`e dedi ki:

"Ya Muhammed! Rabb`in sana selam ediyor ve selamın en mükerremini sana tahsis buyuruyor. Sana bu hediyeyi ihsan buyurdu."

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm):

"Ey kardeşim Cebrail! Bu hediye nedir?" dedi. Cebrail Aleyhisselam:

"Bu hediye, içinde İsm-i Azam ile en kapsamlı kasem bulunan büyük duadır." diye cevap verdi.

Peygamber Efendimiz (asm): "Ey kardeşim Cebrail! Bu duanın adı nedir? Keyfiyeti nasıldır?" diye sordu.

Cebrail Aleyhisselam dedi ki:

"Ya Muhammed! Bu duanın adı Bedi`dir (Celcelutiye). İçinde en yüksek kasem ve İsm-i Azam vardır. O İsm-i Azam ki:

1. Arş-ı Ala`nın kenarına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, Allah`ın arşını taşıyan melekler bu arşı kaldıramazlardı!

2. Güneşin kalbine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, güneşin ışığı ve nuru olmazdı!

3. Ay`ın kalbine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, ay ışık veremezdi.

4. Cebrail Aleyhisselam`ın kanadına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, Hazret-i Cebrail yer yüzüne inemez, semaya çıkamazdı!

5. Mikail Aleyhisselam`ın başına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı yağmurlar ve damlalar ona itaat etmezlerdi.

6. İsrafil Aleyhisselam`ın alnına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı sur üfleyemezdi.

7. Azrail Aleyhisselam`ın elinin üzerine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, mahlukatın canlarını alamazdı.

8. Yedi kat göklere yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı gökler yükselemezdi.

9. Yedi kat yerlere yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, yedi kat yerler, şimdi olduğu gibi sabit olmazdı! Bu ismi Adem Aleyhisselam okumuştur!"(2)

Evvela, ifadelerde mübalağa değil, İsm-i Azam’ın yüceltilmesi vardır. Bu tarz övme ifadeleri Arap edebiyatında cari bir metottur.

İkincisi, dua ve ibadetlerin kemiyet ve keyfiyeti tahkik ve mantık mizanı ile ölçülmez. Zira dua ve ibadetlerin ekser yüzü ahirete müteveccihtir. Dünyanın kısa ve kısır mizanları ahirete taalluk eden azametli meselelere tam mikyas olamaz.

Üçüncüsü, hadis kaynakları çok geniş olduğu için meşhur kaynakların dışında kalan hadisleri inkar etmek doğru olmaz. Cevşen ve Celcelutiye belki meşhur kaynaklarda olmayabilir ama bu tamamı ile senetsiz ve kaynaksız olduğu anlamına gelmez.

Dördüncüsü, hadislerde teşbih çokça kullanıldığı için zahirini esas almak yerine, ehli tarafından hakikatli bir tefsir ve tevilini kabul etmek daha mantıklı bir yaklaşım olur. Yoksa kısa aklımız ile her müteşabih hadisi anlaşılmaz diyerek inkar etmek doğru olmaz.

Dipnotlar:

(1) bk. Celcelûtiye'nin Şerh ve İzâhı, Tebliğ Yayınları, İstanbul 2006.
(2) bk. İmam-ı Gazali, Celcelutiye, s. 5, 61.
kardeşim buyur bunu okurmusun
Vahiy, Cenâb-ı Allah’ın peygamberleriyle vasıtalı ya da vasıtasız konuşmasıdır. Bu itibarla, vahyin manası geniştir. İnsanların çoğunlukla zannettikleri gibi Kur’an ayetlerinden ibaret değildir. Kur’an ayetleri vahiy olduğu gibi, hadis-i kudsiler de, hadisler de vahiy sayılırlar. Çünkü peygamberler kendi kafalarından bir hüküm koymazlar, ancak Allah’ın emirlerini tebliğ ederler.

Necim Suresi, 3 ve 4. ayetinde, “O arzusundan konuşmuyor. O, bildirilen vahiyden başka bir şey değildir.” Buyrulmaktadır. Fahr-i Râzî gibi çok müfessirler, bu âyetin tefsirinde, ona bildirilen vahiyle Kur’an ve hadisin birlikte kasdedildiğini izah etmişlerdir.
Üstad Bediüzzaman da bu manaya uygun olarak, vahyi sadece Kur’an’a tahsis etmemiş, hadis-i kudsî ve hadisleri de vahiy manası içine almıştır.

Hadis-i Kudsî, manası Allah’dan lafızları Resulullah’dan olan hadisler demektir. Fakat bazı kudsî hadislerin, lafızlarının dahi Allah’dan geldiğine Üstad 19. Mektub’da şöyle işaret eder:

“Vahiy iki kısımdır:
Biri vahy-i sarihîdir (açık vahiy) ki, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm onda sırf bir tercümandır, mübelliğdir (bildiricidir), müdahalesi yoktur: Kur'ân ve bazı ehâdis-i kudsiye (kudsî hadisler) gibi.”

Lafızları Peygamberimize ait olan hadis-i kudsîler ile hadis-i şeriflerin de aslen vahiy olduğuna şu cümlelerle işaret etmiştir:

“İkinci kısım, vahy-i zımnîdir (gizli vahiy). Şu kısmın mücmel (özet) ve hülâsası, vahye ve ilhama istinad eder (dayanır); fakat tafsilâtı (açıklaması) ve tasvirâtı (izahları) Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma aittir.”

Yukarıda vahyin ayetlerle sınırlı olmadığını bahsetmiştik. Dolayısıyla, Cevşen münacatı tamamen vahiy yoluyla Peygamberimiz (asm)'a geldiği gibi, Celcelutiye'nin mevcut hali değil fakat aslı olan "el kasemul cami" vahiydir. Üstad Bediüzzaman 8. Şua'da bunu şöyle anlatır:

“Mâlûm olsun ki Celcelûtiye'nin esası ve ruhu olan “el-Kasemül Cami, ved-Davetüş Şerife, vel-İsmül Azam” İmam-ı Ali Radıyallâhü anh’ın en mühim ve en müdakkik Üveysî bir şâkirdi ve İslâmiyetin en meşhur ve parlak bir hücceti olan İmam-ı Gazâlî Hüccet-ül-İslâm diyor ki: Onlar vahy ile Peygambere nazil olduğu vakit Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm İmam-ı Ali Radıyallâhü Anh'a emretti: 'Yaz. Dedi ' O da yazdı. Sonra tanzim etti.”

Buradan anlaşıldığına ve İmam Gazalî’nin bildirdiğine göre, Celcelutiye aslen vahiy olmakla beraber, şu anki hâli Hz. Ali (ra) tarafından düzenlenmiş hâlidir.

Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 16.08.20, 11:39
Och Och isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 23.11.17
Bulunduğu yer: Tuna Boyunda
Mesajlar: 6,316
Etiketlendiği Mesaj: 411 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
hipnozcu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
kardeşim buyur bunu okurmusun
Vahiy, Cenâb-ı Allah’ın peygamberleriyle vasıtalı ya da vasıtasız konuşmasıdır. Bu itibarla, vahyin manası geniştir. İnsanların çoğunlukla zannettikleri gibi Kur’an ayetlerinden ibaret değildir. Kur’an ayetleri vahiy olduğu gibi, hadis-i kudsiler de, hadisler de vahiy sayılırlar. Çünkü peygamberler kendi kafalarından bir hüküm koymazlar, ancak Allah’ın emirlerini tebliğ ederler.

Necim Suresi, 3 ve 4. ayetinde, “O arzusundan konuşmuyor. O, bildirilen vahiyden başka bir şey değildir.” Buyrulmaktadır. Fahr-i Râzî gibi çok müfessirler, bu âyetin tefsirinde, ona bildirilen vahiyle Kur’an ve hadisin birlikte kasdedildiğini izah etmişlerdir.
Üstad Bediüzzaman da bu manaya uygun olarak, vahyi sadece Kur’an’a tahsis etmemiş, hadis-i kudsî ve hadisleri de vahiy manası içine almıştır.

Hadis-i Kudsî, manası Allah’dan lafızları Resulullah’dan olan hadisler demektir. Fakat bazı kudsî hadislerin, lafızlarının dahi Allah’dan geldiğine Üstad 19. Mektub’da şöyle işaret eder:

“Vahiy iki kısımdır:
Biri vahy-i sarihîdir (açık vahiy) ki, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm onda sırf bir tercümandır, mübelliğdir (bildiricidir), müdahalesi yoktur: Kur'ân ve bazı ehâdis-i kudsiye (kudsî hadisler) gibi.”

Lafızları Peygamberimize ait olan hadis-i kudsîler ile hadis-i şeriflerin de aslen vahiy olduğuna şu cümlelerle işaret etmiştir:

“İkinci kısım, vahy-i zımnîdir (gizli vahiy). Şu kısmın mücmel (özet) ve hülâsası, vahye ve ilhama istinad eder (dayanır); fakat tafsilâtı (açıklaması) ve tasvirâtı (izahları) Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma aittir.”

Yukarıda vahyin ayetlerle sınırlı olmadığını bahsetmiştik. Dolayısıyla, Cevşen münacatı tamamen vahiy yoluyla Peygamberimiz (asm)'a geldiği gibi, Celcelutiye'nin mevcut hali değil fakat aslı olan "el kasemul cami" vahiydir. Üstad Bediüzzaman 8. Şua'da bunu şöyle anlatır:

“Mâlûm olsun ki Celcelûtiye'nin esası ve ruhu olan “el-Kasemül Cami, ved-Davetüş Şerife, vel-İsmül Azam” İmam-ı Ali Radıyallâhü anh’ın en mühim ve en müdakkik Üveysî bir şâkirdi ve İslâmiyetin en meşhur ve parlak bir hücceti olan İmam-ı Gazâlî Hüccet-ül-İslâm diyor ki: Onlar vahy ile Peygambere nazil olduğu vakit Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm İmam-ı Ali Radıyallâhü Anh'a emretti: 'Yaz. Dedi ' O da yazdı. Sonra tanzim etti.”

Buradan anlaşıldığına ve İmam Gazalî’nin bildirdiğine göre, Celcelutiye aslen vahiy olmakla beraber, şu anki hâli Hz. Ali (ra) tarafından düzenlenmiş hâlidir.
Siz yazıyı tamamen okudunuz mu ?

.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 23.07.21, 18:17
 
Üyelik tarihi: 10.04.20
Bulunduğu yer: Değişiyor
Mesajlar: 287
Etiketlendiği Mesaj: 8 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Kurandan sonra vahiy yolu kesilmemiş miydi

Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 18.10.23, 00:51
Acemi
 
Üyelik tarihi: 08.10.23
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 22
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Slm hocam muhittin ibni arabi celcelutiyyeden bahsetmiyor diyorlar yada ben ulaşamadım hz ibni arabinin bahsedilen alakalı kaynak bbarmı varsa yardımcı olur musunuz şimdiden tşkr ler

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Bu ayetler senden bahsetmiyor. Müsterih ol! Hal Derin Konular & Beyin Fırtınası 6 25.06.24 12:27
Celcelutiyye Kasidesi Adalet Celcelütiyye ve Havassları 12 09.12.22 22:01
Sırlı Büyük Celcelutiyye gunes Celcelütiyye ve Havassları 20 25.09.21 11:20
Celcelutiyye beyitleri Visard Celcelütiyye ve Havassları 3 25.09.20 00:55
Celcelutiye kasidesinden bu beytin arapçasını yazabilir misin8z??? GhOsT Sorularınız 0 25.01.20 17:37


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 13:15.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147