Çekim Yasası; evrenin değişmez, evrensel yasalarından birisidir. Her hangi bir sebepten veya nedenden dolayı, kişiye göre değişiklik göstermez. Daima aynı prensiple işleyişine devam eder. Hiçbir zaman durmaz, beklemez ya da göz ardı edilemez. Bu yasa daima vardı ve var olmaya da devam edecek.

Çekim Yasası, düşüncelerimiz ve hislerimizin yaydığı frekanslara bağlı olarak işleyişini sürdürür. Düşüncelerimiz ve hislerimiz sürekli olarak frekans yayarlar, bu frekanslara eş değer frekansları harekete geçirerek hayatımıza çekilmesini sağlayan yasa, Çekim Yasası’dır.

En sade ve yalın şekliyle bahsedecek olursak; her düşüncenin ve duygunun birer frekans karşılığı vardır. Kendimizi harika hissettiğimizde, yaydığımız frekans bu duyguyu içerir. Yani evrene yayılan “harika hissediyorum” mesajıdır. Çekim Yasası da, evrene yaydığımız bu mesajın içeriğine uygun şeyleri katlayarak hayatımıza girmesini sağlar.

Evrene yayılan düşünce ve duygularımızın pozitif veya negatif olması, Çekim Yasası için hiçbir şeyi değiştirmez. O sadece yaydığımız frekansa uygun şeylerin oluşmasını ve hayatımıza girmesini sağlar. Hangi düşünceyi ve ona bağlı duyguyu yaymaya başlıyorsak, yaydığımız frekansın içeriğine göre kendimize çektiğimiz şeyde belirlenmiş olur. Kendimizi kötü hissediyor ve bu duyguyu yayıyorsak, kendimize çekmekte olduğumuz şeyde, daha fazla kötü hissedeceğimiz durumlardır. Çünkü Çekim Yasası, yaydığımız duygunun katlanarak tekrar bize geri gelmesini sağlar. Bu noktada anlık duygu değişimlerinden veya düşüncelerden bahsetmiyoruz. Hayatımız boyunca ağırlıklı olarak içinde bulunduğumuz duygu ve düşüncelerden bahsediyoruz.

Gün içerisinde kendinizi kısa süreli kötü hissetmiş olabilirsiniz, bu gayet normal bir durumdur. Eğer günün geri kalanında duygularınızı kontrol edip, tekrar iyi hissetmeye başlarsanız, kötü hissettiğiniz durum için devam eden bir frekans yayını olmadığından, yaratım ve çekimde olmayacaktır. Çünkü günün geri kalanında farklı bir frekanstan yayın yapmaya başlamış oldunuz.

Yani evrene yaydığımız frekanslar, anında yaratım haline girmiyorlar. Yaydığımız frekansların oluşması ve bize tekrar geri dönmesi için o frekansların sürekliliği olması gerekir ve oluşum için de geçen bir süre vardır. Bu oluşum süresi, yaratmakta olduğumuz şeyleri değiştirme ve seçme şansı tanımaktadır. Bu konu hakkında “İsteklerimizin Oluşması İçin Geçen Süre” başlıklı yazımızı da okuya bilirsiniz.



Pozitif Düşünüyorum Neden Gerçekleşmiyor?
Çekim Yasası, üzerinde düşündüğümüz ve hissettiğimiz şeylerin oluşmasını ve hayatımıza girmesini sağlar. Bu açıklama Çekim Yasası için gayet yeterli ve tanımlayıcı bir açıklamadır ve birçok kişi bu açıklama üzerinden hareket eder ama atladıkları veya gözden kaçırdıkları bir durum söz konusudur.

Sadece pozitif düşünmek yeterli midir? Elbette pozitif düşünmek çok güzel bir davranıştır ama hayatımıza çekmek istediklerimiz için başlı başına yeterli değildir. Çekim Yasasında düşündüklerimizden çok, hissettiklerimizi kendimize çekeriz. Eğer isteklerimizi düşünürken, düşüncelerimizin içine hislerimiz girmiyorsa, boş bir hayalden başka bir şey olmayacaktır. Hissetmek yaratım ve çekim konusunda oldukça önemlidir.

İnsanlar çoğunlukla, pozitif bir şekilde hayallerini düşünürken, arka planda asıl hissettikleri negatif duyguların farkına varmazlar. Çekim Yasası, o kişilerin evrene yaydıkları bu hislere karşılık vererek, daha çok negatif hissedecekleri durumların yaratılmasına neden olur. Pozitif düşüncelerle kurdukları hayalin gerçek olmasını beklerken, daha kötü durumlarla karşı karşıya kalırlar.

Nasıl olur da negatif duygularımızın farkına varamayız?

Pozitif bir şekilde her gün isteğinize kavuşmuş gibi hayalini kurduğunuz şeyleri, evrene gönderdiğinizi düşünelim. Bu çok güzel bir yaratım ve çekim yoludur ama bu durumun oluşmasını engelleyici gizli unsurlar vardır. Bu da farkında olmadan negatif duygulara sahip olmanızdır.

Güne güzel bir şekilde başladınız ve düşüncelerinizle yaratımlarınızı yaptınız. Daha sonra, şuan yaşadığınız ve içinde bulunduğunuz durumunuzdan keyif almadığınızda, içinizde bu durumla alakalı negatif duygular ortaya çıkar. Siz farkında olmadan, gün boyu içinizde taşıdığınız bu duyguların yaratımını ve hayatınıza katlanarak girmesini sağlamış olursunuz. Unutmayın anlık duygu ve hislerden ziyade, sürekli devam eden duyguların karşılığını daha çabuk ve hızlı bir şekilde hayatınızda görürsünüz.



Negatif duygulara sebep olan gizli unsurlar;

Eksik olan şeylerinizi sürekli görmeniz ve bununla ilgili kötü hissetmeniz.
Şuan içinde bulunduğunuz konumunuzu beğenmemeniz veya hoşnut olmamanız.
Yaptığınız şeylerden çabuk sıkılmanız. Sürekli sıkılgan tavırda olmanız.
Sadece isteğinizin oluşmasını beklemek ve diğer tüm şeylerden sıkılmak.
Başkalarına karşı sürekli kızgınlık içinde olmak. Affedemediğiniz kişilerin olması.
Başkalarını suçlamak.

Yukarıdaki örnekler daha da çoğaltılabilir. Eğer sizde bu örneklerden birisiyle alakalı bir durum yaşıyorsanız ve bu sürekli devam ediyorsa, Çekim Yasasıyla isteklerinizi kendinize çekme konusunda oldukça sıkıntı yaşayacaksınız.

İçinizdeki duyguyu keşfedin ve hissettiklerinize önem gösterin. Şuan ne hissediyorum? Sorusunu gün içerisinde birkaç defa kendinize sorun. İyi hissetmek, isteklerinizin oluşmasını ve kendinize çekmenizi hızlandıracak en iyi yoldur. Minnettarlık duygusu, yaratım enerjisi ile uyumlu bir duygudur. Daima hayatınızda şükrettiğiniz şeylere odaklanın ve Çekim Yasasıyla daha fazlasını hayatınıza çekin. Unutmayın! bu yasa herkes için aynı şekilde cevap verir.

Kaynak ktd

Her insan manyetik bir alanla kuşatılmıştır ve nereye giderseniz gidin o manyetik alan da sizinle gelir.

Hayatınızdaki her şeyi sizi çevreleyen alanın manyetik özelliği sayesinde çekersiniz. Alanınızın negatif ya da pozitif olmasını duygularınız belirler.
Duygularınız, kelimeleriniz ya da davranışlarınız vasıtasıyla her sevgi verişinizde etrafınızdaki alana daha çok sevgi katarsınız.

Alanınızda ne kadar çok sevgi olursa sevdiğiniz şeyleri çekmek için daha çok gücünüz olur.
İsteğinizi bir nokta büyüklüğünde hayal edin! Sevginin gücü karşısında sizin dileğiniz bir noktadan bile küçük.

Olumsuzu olumluya çevirmek zorunda değilsiniz. Tek yapmanız gereken isteğiniz için sevgi vermek. İsteğinizin yaratımı zaten olumsuzluğu yok eder.

Her gün yedi dakikanızı isteğinizi hayal edip hissetmeye ayırmaya çalışın. Bunu arzunuzun en az adınız kadar size ait olduğunu hissedene dek yapın.
Hayatta sadece tek bir güç vardır ve o güç de sevgidir. Ya sevgi dolusunuzdur ve iyi hissediyorsunuzdur ya da sevgisizsinizdir ve kötü hissediyorsunuzdur. Tüm duygularınız sevginin kademeleridir.

Kötü duygular konusunda rahatlamak için onları vahşi atlar olarak hayal edin. Eğer onlara binebildiyseniz, inebilirsiniz de!
O attan, bindiğiniz kadar çabuk inmeyi seçmek elinizde.
Verdiğinizi değiştirirseniz istisnasız aldığınızı da değiştirirsiniz, çünkü bu çekim yasasıdır. Bu sevginin yasasıdır.

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Teşekkürler şuan ihtiyacım olan şey sanırım bu, karşıma çıkmadı tesadüf değil

Bedenin ve hücrelerinle konuş.
Bunu bir süreç haline getirmene gerek yok ama sorunlarının sanki çareleri DNA’larında saklıymış gibi kendi bedeninle konuş. DNA’larınıza doğru mesajlar iletin.
“Ben şanssızım. Hiçbir şeyim yolunda gitmiyor” demeyin.
En kötü durumda bile “Ben çok şanslıyım. Her şey istediğim, arzu ettiğim şekilde gerçekleşir” deyin.
Hücrelerinizi doğru kodlayın.
Bu yeni enerjide artık mümkün. Ne üzerinde çalışıyorsan sanki sonucunu bulmuş gibi yaşa.

Sayın @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], konu paylaşımınız için teşekkür ederiz.

Allah razı olsun teşekkür ederim

Komşunun çocuğu aç yatıyorsa ve sen fazla yemeklerini çöpe atıyorsan... Birde üstüne yediğin yemeklerin fotoğrafını çekip sosyal medayada paylaşıyorsan...
Kapının önünde miyavlayarak senden bir tas süt isteyen kediler varsa ve senin aldığın sütler dolabında bozuluyorsa ...
Annene babana bağırıp kalplerini kırıyorsan...
Hala eltim, görümcem, gelinim, yengem, kardeşim, abim, ablam, arkadaşım, komşum... Benden daha iyi giyiniyor veya perdeleri benimkinden daha pahalı diye dert ediyorsan...
İnsanları kıskanıp, dedikodusunu yapıp, onların nasıl kuyusunu kazıp dibe çekerim diye düşünüyorsan ve plan yapıyorsan....
Arkadaşımın kocasını/karısını nasıl baştan çıkarırım diye aklından birşeyler geçiyor ve buna aşk diyorsan...

Birde yok ben yapıyorum deyip, iyiliği sosyal medyadan paylaşıp, yardım ettiğin insanın onurunu düşünmeden egonu şişirmek için yapıyorsan !!! Birde iyilik sever TV programları var hanii.. ihtiyacı olanı rezil eden !!! Bunları da izliyorsan ...

Böyle bir soru sormaya hakkın yok.

Daha birçok şey buraya ekleyebilirim.Türümüzü esir almış ahlaki ve davranışsal bozukluklar, insanlıktan çıkarmış huylar, eylemler, ,fesatlıklar... daha da yazılırdı buraya biliyorsunuz.

Şöyle bir bekleyiş var, pozitif varlıklar bana dokunsun titreşimim yükselsin..! Biri bana birşey yedirsin veya içirisin, uzaktan enerji göndersin... veya bir mucize olsun frekansım yükselsin. Gül koklasam titreşimim yükselir mi?
Herkes hiç çaba sarfetmeden, hak etmeden mertebesi yükselsin istiyor..: ))) Yol belli, yordam belli oysa.

Şifa dağıtıyorum diyerek seansına bilmem kaç yüz TL alıp da titreşim frekansı yüksek sanan sözde şifacılar da var.
Medyumum deyip millete yalan yanlış bilgiler yutturan sahtekarlar da cabası, onlar da kendini yüksek mertebede sanan gruptanlar. Kim kimi kandırıyor? Aslında herkes kendini kandırıyor.

Bir de bir grup daha var, karanlığın temsilcileri aslında.İnsanlara titreşim frekansı ve sözde şifa dağıtan, yol gösteren !!! Onlara inananlar da var, hayret cidden.
Ne diyebilirim kardeşim? Akıl var mantık var. Şeytan iyi çalışıyor cidden... Üzgünüm. ama hala şeytan yok diye dayatanlar var.

madlen

harika bir yönlendirme @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] good

Emegine sağlık

emeğine sağlık.