Ağrılar Kronik Ağrılar ve Tedavileri - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Sağlık & Şifa > Alternatif Tıp ve Bitkiler

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 10.02.17, 20:25
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,467
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Ağrılar Kronik Ağrılar ve Tedavileri

Kronik Ağrı nedir?



Akut ağrı vücuttaki herhangi bir rahatsızlığı beyine iletirken, kronik ağrıda ise beynin konturolu dışında kendiliğinden oluşur. Sinir hücreleri ağrı olmayan yerden ağrı sinyalleri gönderebilir. Almanyada 10 milyon ağır ve sürekli ağrı çeken insanın olduğu Sağlık Bakanlığınca bildirilmektedir.



Akut ve kronik ağrı olmak üzere ağrı ikiye ayrıldığı gibi



Ağrı türlerine görede 3 ayrı grüpta ağrı vardır.



1-) Çevre Ağrı: Sinir sisteminin verdiği ağrı (trigeminusneuralgie)



2-) Merkez Ağrı: Sürekli ağrı, beyin kanamasından sonra öreneğin



3-) Yankılı Ağrı: Burada içerideki herhangi bir organdaki problemin deri üzerinde yansıması olarak görülür.



Kronik Ağrı nasıl oluşur?



Sinir hücreleri beyine sürekli ağrı sinyalleri göndererek metabolizmayı değiştirir. Sinir hücresi sürekli uarı gönderirken beyinde gereki uyarıyı artık yapamaz. Bunedenlede hücre tepki alamadığından sinyal gönderme merkezi oluşturur. Bu hattalı sinyali göndermeyi durdurmak ve ağrı göndermeyi durdurmak gerekir.



Kronik ağrı nasıl anlaşılır?



Ağrının sürekliliği ve eğer ağrının şekli değişir kendi kendine bağımsız hareket etmeye başlarsa o zman kronik ağrıdan bahsedilir. Bu kronik ağrı 3-6 ay gibi bir zaman sürerse o zaman kronik ağrı oluşur. Ağrının temel ortaya çıkışı gibi olmaz veya sürekli devam eder.



Kronik ağrı türleri:



Belağrısı: Belfıtığı veya sinir köklerinin sıkışması gibi



Başağrısı: Migren veya gerginlik başağarısı gibi



Romatizmalı ağrılar: Artirit, fibromiyalji



Nevralji: yüz felçi, zona hastalığı gibi



Ur ağrıları: Beyin uru, kemik urları gibi



Deformasyon ağrıları: Artroz, osteoporoz gibi



Fantom ağrısı: Aputasyon gibi



Kronik ağrı nasıl teşhisedilir?



Kronik ağrısı olanların % 60?ı doktor tedavisi görmektedir. Kronik Ağrı kişiden kişiye ve ağrının türüne göre farklılıklar gösterir ve bazen teşhisi oldukca detaylı bir araştırma sonucu ancak anlaşılabilir. Kronik ağrının tedavisi çok zahmetli zaman alabir iştir.



Ağrının teşhisi için



Vücutdu muayene



Sinirsel muayene



Ortopedik araşırma



Gerekli olursa beyin tomografisi ve kalp EEG?si gerkli olabilir.



Aidozun teşhisi



Kronik ağrılar nasıl tedavi edilebilir?



Kronik ağrı rahatsızlıkları olan hastaların, çok yönlü olarak sebebi araştırılmalıdır ve hastalığa hangi faktörlerin etki yaptığı vede hangi tür bir kombinasyonlarla tedaviedilebileceği araştırılamalıdır. Kronik ağrının vücut üzerinde yaptığı fiziki ve psikolojik etkileri vede kişinin sosyal çevresi araştırılmalıdır. Kronik ağrılara karşı sürekli ilaçlar kulanılır ve bu ilaçlar rahatsızlığın ağırlığına karşı 4 katogoride elealınır.



1. Devre: hafif ağrılarda antiromatikalar



2. Derve: Orta derecedeki ve ağır ağrılara karşı Opiodlar



3. Devre: Ağır ve çok ağrı ağrılara karşı Opiodlar kulanılır.



4. Kalıcı tedavi doğru beslenme ve Gökçek İksiri ile mümkündür, diğer tedavi metotları ile tedavi mümkün değildir.



Bazı ağrı tiplerinde ayrıca krampları çözücü ilaçlar. Antidepresanlar kulanılması gerekebilir, yani hastaya göre tedavi şeklide değişebilir.



Diğer Tedavi Yöntemeleri:



Akupunktur



Jimnastik hareketleri yapılarak kaslarda raahtlaam sağlaanbilir.



Otojenik Meditasyon



Hareket Tedavisi gib



Özel ilaçlarla sinirleri frenler



Ağrının yaşam tarzını değiştirme, beslenme tarzını değiştirme, işyerini değiştirme gibi tetbirlerde ağrıyı azaltabilir. Bazı ağrılarda anacak ve ancak hastanede yapılacak müdahalelerle ağrılar azaltılabilir.



Muayenede hangi hattalar yapılmaktadır?



Almanyada hastaların % 40?ı yani 4 milyon kronik ağrı rahatsızlı olan hastaların rahatsızlıkları doğru teşhis edilmemekte ve uzman olmayan doktorlar tarafından yanlış tesşhisler konmakta ve tedavi olmamaktadır.



ASİDOZ: Her türlü ağrının asıl oluş sebebi doğru araştırılmalıdır. Evet doğru teşhis herşeyden önce tedavi için en önmeli unsurdur. Ağıların sebebi ASİDOAZ?dur. Evet şimdiye kadar bu konuda okuduklarınız klasik bilgilerdir. Şimdi ise bu tür ağrıların tek bir sebebi vardır, oda ASİDOZ?dur diyorum. Neden ? Sürekli tartışılmaktadır, sırt, bel, omuz, baş, eklem ve yumşak doku ağrıları gibi ağrılara sebep olarak birçok neden sayılmaktdır? Asıl sebep asidozdur.



ÖLÜMCÜL ASİDOZ: Ölümcül asidozun laboraturlarda teşhisi oldukca zordur. Bu nedenlede doku asidozu ile teşhis önemini kaybeder. Hücrelerin nefes alamsı ve eneji dönüşümü sonucu sürekli asit oluşur. Bu asit akçiğer?den karbondioksit (CO2) ve böbreklerden su olarak dışarı atılır. Fakat sürekli asit artırıcı besinlerle (et, peynir ve mamülleri) beslenmeden dolayı dokularda asit oranı yükselirken baz (alkali) oranı düşer.



CURUF: Eklem araları ve bağ dokularına depolanan asit, kemik, diş ve kıkırdaklardaki minerallerle birleşerek nötürleşir ve ortaya asidik baz (asidik tuz, curuf), yani curuf oluşur. Çoğalan curufu temizlemek imkansızdır. Ve hatta asit oranı aşırı çoğalırsa bir kısmıda eklem araları ve bağ dokularında asit olarakta depolanır.



ASİT-BAZ DENGESİ: Asit-baz dengesi hücreler arasındaki sıvıyı etkiler. Protein-Şeker ana molekülü (proleoglykan) su moleküllerini kendine bağlar. Şayet dokularda aşırı asitlenme olursa hücreler arasındaki su oranı azalır. Buda vücudun kuruması demektir. Dokulardaki kuruma bağ dokularının elastizitesini ve iskeletin hareketliliğini azaltır.



AĞRILAR: Sırt-, bel-, omuz-, baş-, yumşak-, doku-, sinir-, ve eklem ağrısı vede iltihapalar bazik tuzla iyileştirilebilir. Fakat bu geçici bir iyileşmedir. Asıl iyileşme başta bağırsaklar, bağ dokuları, dokular ve eklemlerdeki curufun temizlenmesi ile mümkündür. Buda Gökçek İksiri ile ve doğru beslenme ile mükündür. Gökçek Iksiri ile Tedavi mümkündür.



Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 20.04.17, 19:58
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 07.01.15
Bulunduğu yer: Adana
Mesajlar: 4,671
Etiketlendiği Mesaj: 131 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Flavonoidler dünyadaki en bol bulunan biyoaktif bileşikler olarak bulunur. Buddleja globosa, Moringa oleifera, Lam, Butea monosperma, Parapiptadenia rigida ve Ononis spinosa gibi geleneksel tıbbi kullanımlarda yara iyileştirici ajan olarak kullanılan çok sayıda tıbbi bitkide bulunur. Günümüzde Flavonoidler farklı formülasyonlarda ve yara iyileşmesinde kullanılan pansumanlarda kullanılmaktadır. Enflamasyon, proliferasyon ve reepitelizasyon, yara iyileşmesinde rol oynar. Yara iyileştirici şifalı bitkilerin çoğu, sinerjik etki veya birleşik etki olarak işlev gören çoklu flavonoidlere sahiptir. Bu bölüm, flavonoidlerin geleneksel ve modern tıpta yara iyileştirici ajan rolünü kısaca gözden geçirmektedir.

Anahtar kelimeler
şifalı Bitkiler flavonoidler yara iyileşmesi flavonoidlerin yara iyileşmesinde mekanizması
Bölüm ve yazar bilgisiGöster +
1. Giriş
Akut ve kronik yara bakımı, dünyadaki en büyük zorluktur [ 1 ]. Farklı tür yaralar var, aralarında yanıklar gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ediyor [ 2 ]. Nano yara örtüsü [ 3 ], negatif basınç [ 4 ], şifalı bitkiler [ 5 ], sentetik polimerler [ 6 ], gen tedavisi [ 7 ], kök hücre [ 8 ], büyüme faktörleri [ 9 ] gibi yaraları iyileştirmenin farklı yolları vardır. ] ve İşlevselleştirilmiş İpek Biyomalzemeleri [ 10]. Flavonoidler, antioksidan, serbest radikal temizleme kapasitesi, koroner kalp hastalığı önleme, hepatoprotektif, anti-enflamatuar, antikanser aktiviteleri, büyüme düzenleyicileri gibi farklı farmakolojik aktivitelere sahip şifalı bitkilerden önemli bir biyoaktif kaynaktan biridir [ 11 ]. Yara ödem, kızarıklık ve ardından ağrı ile sonuçlanır. Enflamasyon, eikosanoidlerin, prostaglandinlerin, lökotrienlerin ve reaktif oksijen türlerinin salınmasından kaynaklanan yaranın bir sonucu olarak ana karakteristiktir. Tüm bu faktörleri kontrol altına alarak yaranın daha hızlı iyileşmesini sağlar. Buddleja türleri ve üç Ganalı türü Spathodea campanulata , Commelina diffusa ve Secamone afzelii ile ilgili son öğrencilerantioksidan ve antienflamatuar özellikler göstermiştir. Bu antioksidan ve antienflamatuar özellikler, flavonoidlerin ve yarayı iyileştirmek için birlikte çalışan diğer biyoaktif bileşiklerin varlığından kaynaklanmaktadır [ 12 ]. Bu bölüm, flavonoidlerin rolü, yaranın iyileşmesinde rol oynayan etki mekanizması ile ilgilidir.

2. Şifalı bitkiler şifa yara
Şifalı bitkiler ile yaranın iyileştirilmesi, geleneksel yara iyileştirici tarafından kullanılan alternatif bir tedavi yöntemidir. Tüm dünyada en yaygın kullanılan bitkiler Curcuma longa'dır. Malezya'da Elephantopus scaber , Centella asiatica, Clinacanthus nutans ve Aloe barbadensis gibi yara iyileşmesi gibi daha az sayıda tür vardır . Yara iyileşmesinde önemli rol oynayan ünlü şifalı bitkilerin listesi Tablo 1'de verilmiştir. .

Şifalı Bitkiler Farmakolojik kullanımlar Referans
Aloe barbadensis değirmeni Anti-oksidan, antienflamatuar, yara iyileşmesi, antimikrobiyal [ 13 , 14 , 15 , 16 ]
Azadirachta indica Sıtma önleyici, yara iyileşme, antiseptik, febrifüj, antihelminthic, anti-mikrobiyal [ 17 , 18 ]
Curcuma longa Linn. Hepatoprotektif, nefroprotektif, antikoagülan, yara iyileşmesi, AIDS ile mücadele için anti-HIV, anti-mikrobiyal [ 19 , 20 ]
Clinacanthus nutans Anti-papillomavirüs enfektivitesi, varisella-zoster virüsünde anti-viral aktivite, anti-enflamatuar aktivite, anti-herpes simpleks virüs tip 1 ve tip 2 aktivitesi, antioksidan ve oksidatif kaynaklı hemolize karşı koruyucu etki [ 21 ]
Chromolaena odorata Yara iyileşmesi, analjezik, antienflamatuar ve antipiretik aktiviteler [ 22 , 23 ]
Centella asiatica Antimikrobiyal aktivite, antikanser aktivite, yara iyileşme aktivitesi, nöroprotektif aktivite, immünomodülatör aktivite, antienflamatuar aktivite, hepatoprotektif aktivite, böcek öldürücü aktivite ve antioksidan aktivite [ 24 , 25 ]
Elephantopus kazıyıcı Antimikrobiyal, hepatoprotektif, antioksidan, antidiyabetik, antienflamatuvar, analjezik, antiastmatik, antiplatelet ve yara iyileşmesi [ 26 ]
Euphorbia neriifolia Analjezik, hepatoprotektif, immünostimülan, antienflamatuar, hafif CNS depresan, yara iyileşmesi, radyoprotektif [ 27 , 28 ]
Lantana camara Antikanser aktivitesi, yara iyileşmesi, antienflamatuar aktivite, antidiyabetik aktivite, antelmintik, antibakteriyel aktivite, antifungal aktivite, hepatoprotektif aktivite, antioksidan aktivite, larvicidal aktivite [ 29 , 30 ]
Tridax procumbens Hepatoprotektif aktivite, antienflamatuar, yara iyileşmesi, antidiyabetik aktivite, hipotansif etki, immünmodülatör özellik, bronş nezlesi, dizanteri, ishal ve saç dökülmesini önlemek için saçın büyümesini ve antimikrobiyal aktiviteyi arttırır.

Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 23.04.17, 23:46
RvP RvP isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 08.07.15
Mesajlar: 3,094
Etiketlendiği Mesaj: 147 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razı olsun bu güzel paylaşım için.

.
__________________
“gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.”
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
arilar, kronik, tedavileri


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Psikiatri ve ilgili hersey... SiLence Sağlık 40 24.04.23 22:02
Yorgunluk,Kronik Yorgunluk ve Tedavileri SiLence Alternatif Tıp ve Bitkiler 3 24.01.22 16:41
Kronik hastalıklara dikkat! Tuana Sağlık 1 06.05.17 09:03
Hastalıklar... Teşhis, Tanı, Tedavi.! SiLence Sağlık 72 19.02.17 23:44


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:51.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147