|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
öyle sıcak ki, herhangi bir işimizi görmek için dışarı adım atamıyorduk
Hazret-i Osman'ın kölesi anlatıyor;
"Birgün öyle sıcak öyle sıcak ki, herhangi bir işimizi görmek için dışarı adım atamıyorduk. Sıcaktan çıkan buharlar sebebiyle göz gözü görmüyordu. Biz de Hz. Osman ile evin gölgeliğinde oturuyorduk. Sonra uzaktan gelen birini gördük, izarı ile heryerini sarmış, gözlerinden başka hiçbir yeri gözükmeyen bu kişi 2 deveyi zorla, çeke çeke götürmeye çalışıyordu. Hz. Osman "Git, şuna bak bu sıcakta bu adamı dışarı çıkartan şey nedir, öğren gel." dedi. Ben koşa koşa gittim, ama adamı tanıyamadım. Geri geldim, Hz. Osman'a adamı tanıyamadığımı söyledim. Hz. Osman tekrar beni gönderdi "iyi bak kimmiş" dedi. Ben koşarak heyecanla geri geldim, Hz. Osman "Kimmiş bu sıcakta iki deveyi sürüklemeye çalışan" dedi. Ben "Develeri çekiştiren kişi Müminlerin Emiri Halife Ömer'miş efendim" deyince Hz. Osman ayağa zıpladı, koşa koşa oraya giderek: "Ya emirelmüminin! Bu dehşet verici sıcakta sizi dışarı çıkaran şey nedir?" diye sordu. Hazret-i Ömer şöyle dedi: "Bu iki deve zekat malıydı, ahırdan kaçmışlar. Vallahi, eğer bu iki deve helak olursa yarın Allah'ın huzuruna gidince bunun hesabını benden sorarlar, Müminlerin malını zayi ettiğim için." Bunun üzerine Hz. Osman: "Ya emirelmüminin! Bırakın da biz götürelim, siz gölgeliğe geçin lutfen" deyince, Hz. Ömer celallenerek: "Siz gölgelikte dinleneceksiniz, ben bu bana emanet olan develeri yerlerine götüreceğim."
__________________
Ne senle yaşanıyor Ne de sensiz oluyor Şu garip bomboş dünyada.. |
|
|