Abdullah Bin Zeyd - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Allah Dostları & Evliyalar

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 02.02.21, 21:51
Kâf-u Nûn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 15.01.19
Bulunduğu yer: ..
Mesajlar: 350
Etiketlendiği Mesaj: 8 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Abdullah Bin Zeyd

Tâbiîn devri velîlerinden. İsmi, Abdullah bin Zeyd bin Amr el-Cevmî, künyesi Ebû Kilâbe’dir. Basra’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 722 (H.104) senesinde Şam’da vefât etti.

Abdullah bin Zeyd, Eshâb-ı kirâmdan Sâbit bin Kays, Enes bin Mâlik ve Tâbiînden büyük âlim Katâde’den (r.anhüm) ders alıp ilimde yükseldi. Hadîs-i şerîf ilminde sika, sağlam, güvenilir bir zât oldu. Bir hadîs-i şerîfi öğrenmek için uzun süre seyâhat ederdi. Bu hâlini şöyle anlatır:

Hiç bir işim olmadığı halde Medîne’de, sırf bir hadîs-i şerîfi daha önce duymuş olan bir şahıstan dinlemek için üç gün kaldım.

Hadîs-i şerîflerin toplanıp, yazılması için uğraşırdı. Vefâtından evvel, kitaplarının Tâbiînin büyüklerinden, fıkıh âlimi ve evliyâdan Ebû Eyyûb-i Sahtiyânî’ye verilmesini vasiyet etti. Bir deve yüküne yakın kitâbı Ebû Eyyûb-i Sahtiyânî’ye verildi.

Abdullah bin Zeyd devamlı helâl kazanmayı teşvik ederdi. Bir gün Eyyûb-i Sahtiyânî’ye; “Çarşıya git, iş ara. Zirâ en büyük huzûr insanlara muhtâc olmamaktır.” buyurdu. Başka birine de; “Seni, geçimini temin ederken görmek, câmi köşesinde görmemden daha sevimlidir.” buyurdu. Döküntü hurma satan ve sohbetine devâm eden bir talebesi vardı. Ona; “Ben, senin sohbet meclisinden faydalandığını zannediyordum. Fakat şu bir hakikattir; Allahü teâlâ kötü olan her şeyden bereketini almıştır.” buyurdu.

Çok sıcak bir günde bir kâfile ile hacca gidiyordu. Susuzluğu çok şiddetli idi. Ellerini açıp; “Yâ Rabbî! Sen hararetimi ve susuzluğumu giderirsin.” diye duâ edince, başı üzerinde bir bulut belirip üzerine yağmur yağdı. Elbisesi ıslandı ve susuzluğu gitti. Lâkin kâfilede bundan başkasına bir damla yağmur düşmedi.

Abdullah bin Zeyd hazretlerinin hikmetle dolu pekçok nasîhat ve sözleri vardır. Bir gün; “Hem dünyâ, hem de âhirette yaşayan kimseye ne saâdet!” buyurunca; Âhirette nasıl yaşandığı kendisinden soruldu, cevâbında; “Böyle bir insan dünyâda Allahü teâlâyı hatırından çıkarmadı, dâimâ O’na yalvardı ve bu sâyede âhirette O’nun rahmetine mazhar oldu.” buyurdu.

“Kimlerden uzak duralım?” diye soruldu. Cevâben; “Arzu ve istekleri peşinden koşanlarla berâber oturup kalkmayınız. Onlarla konuşmayınız. Çünkü, sizi kendi sapıklıklarına düşürmelerinden zihninizi karıştırmalarından korkuyorum.” buyurdu.

Bir tanıdığı arkadaşından şikâyet etmişti. “Sana, din kardeşinden istemediğin bir şey ulaşırsa, onun için bir özür ara. Bir mâzeret bulamazsan, kendi kendine, belki benim bilmediğim bir durum vardır, de.” buyurdu.

Bid’at yâni dinde sonradan ortaya çıkarılan ve dindenmiş gibi olan hurâfelere ve bid’at sâhiblerine çok kızar ve şöyle derdi:

“Bid’at ehli ile oturmayınız. Onlarla sohbet etmeyiniz. Zîrâ sizi dalâlete düşürebilirler veya bilmediğiniz kötülüklere bulaştırabilirler. Bir kimse bir bid’at ortaya çıkarırsa onunla harb ederim.”

İlim sâhipleri sorulduğunda:

“Âlimler üç kısımdır. Bir kısmı, ilmi ile amel eder, insanlar da onun ilmiyle amel ederler. Diğer bir kısmı, ilmi ile amel eder, fakat insanlar onun ilmiyle amel etmez. Başka bir kısmı da ilmiyle kendisi amel etmediği gibi insanlar da amel etmez.” buyurdu.

Kendisine münâfıkların âhiretteki hâlleri nasıldır? denildi. Buyurdu ki:

“Kıyâmet günü Arş-ı a’lâ tarafından bir münâdî Yûnus sûresi 62. âyet ile meâlen; “Ey Allah’ın sevgili kulları! Sizin için bir korku yoktur. Siz mahzûn da edilmezsiniz.” nidâ eder. Bu nidâdan sonra herkes başını yukarı kaldırır ve; inandık îmân ettik, derler. Ancak, münâfıkların başları hiç yukarı kalkmaz ve eğik kalır.”

Bir defâsında da; “Allahü teâlâya şükre sebeb olan dünyâlık insana zarar vermez.” buyurdu.

“Bir sözü anlamayacak kimseye söyleme! Çünkü o söz, ona zararlı olup, fayda vermez.”

Abdullah bin Zeyd hazretleri namazlardan sonra “Allahümme innî es’elüke’t-tayyibât ve terk-el-münkerât ve hubbe’l-mesâkîn ve en tetûbe aleyye ve izâ eradte Lî ibâdike fitneten en teveffenî gayre meftûnin.” duâsını okurdu.

Bir talebesi nasîhat istediğinde rivâyet ettiği şu hadîs-i şerîfleri bildirdi.

“Üç şey vardır ki, bunlar kimde bulunursa o kimse imânın tadını bulur. Birincisi, bir kimseye Allah ve Resûlü, başkalarından daha sevgili olmak. İkincisi, bir kimse sevdiğini Allah için sevmek. Üçüncüsü, bir kimseyi Allah küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmekten, ateşe atılmaktan tiksindiği gibi tiksinmek.”

“İşlerin en hayırlısı, çok aşırı veya eksik olmayıp, orta mertebede olanıdır.”

Kaynaklar
1. Hilyet-ül-Evliyâ; c.2, s.282
2. El-A’lâm; c.4, s.88
3. Tehzîb-üt-Tehzîb; c.5, s.224
4. Tezkiretü’l-Huffâz; c.1, s.94
5. Sünen-i Dârimî; c.2, s.470
6. Câmiu Kerâmât-il Evliyâ; c.2, s.104
7. Tehzîb-i İbn-i Asâkir; c.7, s.426

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Abdülvâhid bin Zeyd Kâf-u Nûn Allah Dostları & Evliyalar 0 03.02.21 00:09
Abdullah Bin Avn Kâf-u Nûn Allah Dostları & Evliyalar 0 02.02.21 21:33


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:46.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147