|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Şeytanın kurduğu düzenden ilahi düzene..
Bilindiği üzere, Peygamberimize (sallallahu aleyhi ve sellem) Risalet görevi verilmeden önce, Mekke ve diğer Arap yerleşimlerinde "Cahiliye" hayatı yaşanıyordu. Cahiliye döneminde güçlü olan güçsüz olana zulüm ederdi.
Faizin, fuhuşun, kumarın, içkinin ve tefeciliğin had safhada olduğu bir dönemdi "Cahiliye" dönemi... Şimdi ki yaşadığımız döneme "çok ama çok benziyordu." Bütün bunlara rağmen Cahiliye döneminde yaşayanlar "Allah"ı (celle celaluhu) bilirlerdi... Ancak bu, onların "Put"lara tapmalarına, onlara sevgi beslemelerine bir engel teşkil etmiyordu, çünkü Allah'ı (C.C.) yeterince tanımıyorlar ve O'nun (Celle celaluhu) bilinen "bütün" emirlerine riayet etmiyorlardı. Onlar için "Allah'ın (C.C.) hükmü" değil, sadece ve sadece kendi elleriyle yapmış oldukları "Put"ları ve kendilerinin hazırlayıp "yasa" haline getirdikleri "Hükümleri" vardı; Cahiliye Hükümleri... Allah-u Teala'ya kulluk etme şuurunda hiç bir zaman olamadılar, yalnızca "kabilecilik, ırkçılık, milliyetçilikti" onlar için önemli olan. Aralarında az da olsa putlara tapmayan, onlara sevgi beslemeyen ve Allah'a (C.C.) ibadet ile meşgul olan ve Ilahi düzen için canlarını feda etmeye hazır bir grup vardı. Işte böyle bir tablo vardı Resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) yaşadığı dönemde... "Tıpkı şimdi ki dönem gibi." Ve "o" an geldi, Rasulullah'ın (S.A.V) Risalet görevi Hz. Cebrail (aleyhisselam) aracılığı ile kendisine bildirildi. Ahir zaman Peygamber'i (S.A.V) hiç yılmadan, usanmadan insanları Hakka çağırıyor ve "Put"lara tapmamalarını söylüyordu. Kimisi kendisine "Deli" dedi, kimisi "büyülü" dedi, kimisi şöyle, kimisi böyle dedi... Fakat Rasulullah (S.A.V) hiç bir zaman pes etmedi. Rasulullah (S.A.V) Mekkeli müşriklere, Allah'ın (C.C.) "Şeriat"ını anlatıyor ve Islam'a davet ediyordu.Ancak Cenab-ı Hak'kın "Şeriat"ından ve "Hükmünden" başka, diğer hükümlere rıza gösteren Cahiliye döneminin müşrikleri, Cenab-ı Hak'kın hükümleri ile ilgili apaçık ayetleri görmezden geliyorlar, (Haşa) "Muhammed'in (S.A.V) uydurması" ve yahut "eskilerin hikayeleri" diyorlardı. Onlara göre Kuran; "Gökten indiği *sanılan* kitaptı ve Hz. Muhammed (S.A.V) uydurmuştu" (HAŞA VE KELLA) Çünkü onlar "ATA"larının yolundan gitmek ile doğru yolda olduklarını zannediyorlardı. Oysa Hz. Muhammed (S.A.V) Bakara Suresi'nin 170. Ayetini gösteriyordu o "Cahillere"; "«Allah'ın indirdiğine uyun.» dendiği vakit de: «Yok, ATAlarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız.» dediler. Ya ATAları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?" Hamd olsun, aralarında "hakikatin" farkına varan insanlar az da olsa ortaya çıkıyordu. Hiç "şüphe" ve "tereddüt" etmeden iman eden bir Hz. Ebu Bekir Sıddık (radıyallahu anh) vardı mesela... Müslümanlar, sayıca az oldukları için Hz. Erkam'ın (R.A.) evinde buluşuyorlar, burada Islam dinini öğreniyor ve ibadetlerini gizlice yapıyorlardı. Bu arada Cahiliye müşrikleri, müslümanları olmadık işkenceler ile "Rabbin Ayetlerinden ve Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetinden" yüz çevirtmeye çalışıyorlardı. Fedakar ve cefakar müslümanların herşeye rağmen imanlarını muhafaza etmeleri kendilerini tedirgin ediyordu. Artık radikal önlemler alınması gerektiğinin farkına vardılar ve gecikmeden gerekli gördükleri adımları attılar... Ve, Kuran okunması yasaklandı. Kendi "Put"larının sorgulanamaması için önlemler alıyorlardı... Zaten her "çağ"da "Put"a tapanların aldığı önlemlerdi bunlar. Kendi "Put"larını "reddedenlere", "kutsallığını tanımayanlara" "ceza" verdiler, "Allah'ın (C.C.) Hükmü" diyen insanlara, "Hayır, ATA'larımızın dinine uyacaksınız" diyerek türlü türlü işkenceler yaptılar. Dinlerini yaşamalarına izin vermediler. Nihayet müslümanlar Hz. Ömer (R.A.) Efendimiz ile 40 kişi oldular ve Hz. Ömer'in (R.A.) teklifi ile hep beraber açıkça Namaz kılmak üzere Kabe'ye (o dönemin siyasi kararların alındığı yere) doğru yola çıktılar. Hz. Ömer (R.A.) müşrikleri görünce: - "Beni bilen bilsin, bilmeyen öğrensin, Ben Hattab oğlu Ömer'im. Işte müslüman oldum. Karısını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyen yerinden kıpırdasın! Kımıldayanı, kılıcımla doğrayıp yere sererim!" diyerek "Tağuti düzenin" savunucularına, Allah'ın (C.C.) düzenini "red" eden, kendi "kul yapımı" hükümlerini müslümanlara kabul ettirmeye ve dayatmaya çalışanlara meydan okudu ve Şehadet getirdi. - "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhü ve rasulüh!". Ya Rabbi, Ümmet-i Muhammed'e (sallallahu aleyhi ve sellem) Yeni "Ömer"ler nasip eyle... Amin... Amin... Amin. |
#2
|
|||
|
|||
Devamını istiyoruuuuuuuuuuuuuuuuz
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Düşmanın kurduğu tuzağı kendi üzerine döndürmek için | Sadi | Nazar ve Büyü Uygulamaları | 2 | 24.08.20 16:43 |
Ilahi ışık | shahkhu | Tasavvuf Sohbetleri | 0 | 10.06.20 04:57 |
Ilahi aşk | shahkhu | Tasavvuf & Tarikatler | 0 | 07.06.20 22:00 |
El çizgileri hayatınızı düzene sokmak | Sin | Tıbbı Nebi | 0 | 11.05.18 15:19 |