Tıp Profesörü Mehmet Haberal ve Bülent Ecevit
BİR AY SONRA HASTANEDE!
Bana sorarsanız;
Pek de yabana atılır bir iddia değil. Masum Türker, haksız sayılmaz.
Hele de tarihlere bakınca!
Ecevit’in; İsrail’i soykırım yapmakla suçladığı tarih, 4 Nisan 2002.
Lütfen dikkat;
4 Mayıs 2002′de de, yani tam 1 ay sonra da, hastalık gerekçesiyle apar-topar hastaneye kaldırılıyor!
Evet, Başkent Hastanesi’ne!
Tarih 4 Temmuz 2002.
Dönemin ATO Başkanı Sinan Aygün, dönemin DİSK Başkanı Süleyman Çelebi ile görüşmektedir. Sinan Aygün, makamında görüştüğü Süleyman Çelebi’ye demektedir ki; Başbakan Ecevit’in vesayet altına alınması için yarın mahkemeye başvuracağım!
Tabiî, Çelebi’de tık yok!
Tarih, 5 Temmuz 2002.
Sinan Aygün, dediğini yapar.
Koltuğunun altına alır dosyayı, doğru mahkemeye! Bir ATO heyeti ile birlikte, dilekçesini mahkeme kalemine sunar. Sinan Aygün’ün dilekçesinde, özetle şu gerekçeler bulunmaktadır:
Başbakan Bülent Ecevit, 1982 Anayasası ile kendisine verilen görevleri yapmaktan, hatta kendi ihtiyaçlarını bile karşılamaktan uzaktır! Ecevit’in sağlık durumu bozulmuştur! İki aydır makamına bile gelemiyor, Türkiye’yi yurtdışında temsil edemiyor! Hukuk düzenimizde ve idari yapımızda Başbakan’ın üstlendiği ağır görevler dikkate alındığında, Sayın Bülent Ecevit’in sorumluluklarını yerine getirip getiremeyeceğinin tespitinin gerekli olduğu düşünülmektedir.
Dilekçesinde bunları yazan Sinan Aygün, talebini de şöyle dile getirir:
Türk Medeni Kanunu’nun 405. ve ilgili maddeleri uyarınca Bülent Ecevit vesayet altına alınmalıdır!
Dahasını da der Aygün;
Sayın Bülent Ecevit’in hastalığının faturası 3 milyar dolardır. Her gün faiz oranları yükselmekte, ekonomi kötüye gitmektedir. Artık sayın Ecevit’in çekilmesi gerekiyor.
Bunu söyleyen, sadece Sinan Aygün de değildir. Aynı talep, Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek tarafından da dile getirilmektedir.
O da şöyle demektedir:
Yürüyebilen bir Başbakan’a ihtiyacımız var! Ecevit’le bu işler yürümez!
Ecevit, kendisine yönelik; Azledilsin taleplerine şöyle karşılık verir:
Ben gidersem kaos olur!
Aygün cevap verir:
Atatürk, İnönü, Özal gittiğinde kaos oldu mu ki, siz gidince olsun!
Uzatmayalım. Dâvâ dosyası 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gelir.
Sizce de enteresan değil mi?
Ecevit, 4 Nisan 2002′de İsrail’in, Filistin’de soykırım uyguladığını söylüyor. 4 Mayıs 2002′de, hastalık gerekçesiyle hastaneye kaldırılıyor, 4 Temmuz 2002′de Sinan Aygün iş göremez raporu almak için nabız yokluyor, 5 Temmuz 2002′de de vasi tayini için mahkemeye müracaat ediyor.
Tekrar edelim.
4 Nisan 2002. İsrail’e suçlama!
4 Mayıs 2002. Hastaneye götürülüş.
4 Temmuz 2002. Vasi girişimi.
|