HADDİNİ BİLDİRİN!
O sözler malûm. Ecevit, Meclis’te yemin töreninin yapıldığı 2 Mayıs 1999′da; Genel Kurul Salonu’na başörtüsü ile gelen Merve Kavakçı‘yı hedef alarak diyordu ki;
Burası hiç kimsenin özel yaşam mekânı değildir. Burası, devletin en yüce kurumudur. Burada görev yapanlar, devletin kurallarına, geleneklerine uymak zorundadırlar. Burası, devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz!
Eline tutuşturulan kâğıttan bunları okuyan Ecevit, bir gün yalnız kalacağını bilseydi, acaba Merve Kavakçı’nın şahsında başörtülü hanımları hedef alır mıydı?
Elbette bilemem.
Zaten, şu an hesabını da veriyor, ya da Hesap Günü verecek olmalıdır!
Ama o sözlerin bedelini ödedi! Merve Hanım’a haddini bildirin derken, millet ona haddini bildirdi!
1999 seçimlerinde yüzde 22.1 oy alıp Başbakan olan Ecevit, 2002 seçimlerinde yüzde 1.2 oy aldı ve bir daha da belini doğrultamadı! Gördü ki; Bu ülke, başörtüsüne meydan okunacak topraklar değildir!
İSRAİL’İ SOYKIRIMLA SUÇLAYINCA!
Ecevit’in yerinden kalkamayan Başbakan olmasında; tek sebep, elbette İlâhî adalettir. Ecevit, Merve Kavakçı’nın şahsında başörtülülere dil uzatmanın bedelini; yüzde 22′den yüzde 1′e düşmekle ödemiştir!
Bugün, düşünmeden edemiyorum.
Bunda İsrail’in de rolü var mıdır acaba? Bu da nereden çıktı? derseniz, derim ki;
Unutmuştum. Ben de DSP Genel Başkanı Masum Türker söyleyince hatırladım!
Efendim, birkaç gün önce Beyaz TV’de Ecevit’in hastalığı ve hastane serüveni tartışılıyordu. Programda, Ergenekon Dâvâsında tanık olarak dinlenen Ecevit’in eski Koruma Amiri ve eski DSP Milletvekili Recai Birgün vardı. Programa telefonla bağlanan DSP Genel Başkanı Masum Türker de; Mehmet Haberal‘dan Sinan Aygün‘e kadar birçok ismin Ecevit’e komploda rol aldıklarını söyledikten sonra, dedi ki;
İşin içinde İsrail de olabilir! Çünkü Ecevit, İsrail’e ağır suçlamalar yöneltmişti. Zaten, Ecevit’in sağlığı da bu demeçten sonra bozuldu!
Ne yalan söyleyeyim; Unutmuşum!
Evet, Ecevit’in İsrail aleyhinde söylediği sözleri unutmuşum.
Hafızamı yoklayınca, hatırladım.
Ecevit, gerçekten de 4 Nisan 2002′de, DSP Grubu’ndaki konuşmasında İsrail‘i soykırım yapmakla suçlamış ve demişti ki;
Filistin devleti yok ediliyor. Arafat şimdi İsrail askerlerinin elinde tutsak durumda! Ya sürgüne gidecek ya da belki canından olacak. Yalnız Arafat değil, tümüyle Filistin devleti adım adım yok edilmekte. Filistin halkına karşı dünyanın gözleri önünde soykırım uygulanmakta. İsrail yönetimi BM Güvenlik Konseyi kararlarına da meydan okumakta.
Dediğim gibi; Ecevit’in 4 Nisan 2002′de yaptığı bu konuşmayı unutmuşum. Acaba, Masum Türker’in iddia ettiği gibi, Ecevit’in başına gelenler bu konuşmadan sonra mı oldu?
|