sohbet etmeyi sağlar.
Şeytan çok ibadetlere el uzatır, lakin salavatı şerifeye el uzatamaz. Çünkü Ruhaniyet-i Peygamberi, salavat-ı şerife getirilen yerde bulunur.
Hazreti Peygamber’in feyz ve ruhaniyetinden istifade etmek için mübarek salavat-ı şerifeler iştiyakla çokça okunmalıdır.Emeği az,derecesi çok yücedir.
Dileği olan bir kimse ihlaslı kalp ile Resulü Ekrem(s.a.v.)’in üzerine 1000 defa salat ü selam getirirse, Allah onun dileğini yerine getirir.
ALLAH RESULÜ’NÜ SEVMENİN ALAMETLERİ
1.Her halinde ve bütün hareketlerinde ona uymak; sünneti ile amel etmek.Edebiyle edeplenmek. Ahlaklanmak. Boyasına boyanmak.Men ettiği şerlerden uzak olmak. Neşesinde, teessüründe ve her işinde onun yolundan ayrılmamaktır.
2.Onu çok anmak, mübarek ismini dilinden bırakmamaktır.Zira: “Kim bir şeyi çok severse, onu anar.”buyurulmuştur.
3.Ona kavuşmayı iştiyakle arzu etmek: ölümden korkmamaktır.Çünkü sevenler sevdiklerine kavuşmayı candan arzu ederler.
4.Efendimiz (s.a.v.) anıldığı zaman hürmet ve ta’zimde bulunmak, salavat-ı şerife getirmek. Zatı kadar ismine ve yadına da sevgi duymaktır.Sahabe-i kiram, onun ismi anılınca tüyleri ürperir, yanındaymış gibi huşu duyar, ağlardı.
5.O’nun sevdiği her şeyi kayıtsız şartsız sevmek. Bilhassa ehli beytine noksansız muhabbet duymak.Bütün sahabeyi, sevgi ve hürmetle anmak,hiçbirine buğzetmemektir.Hususi ile amcaları Hazma ve Abbas, torunları :Hasan ve Hüseyin (r.anhüm) hazretlerine, çoşkun sevgiyle bağlı olmak, imana gıdadır.
6.Allah’a ve Resulü’ne buğzedenlere buğzetmek, düşmanlarını sevmemek. Onun dini ve sünnetine hakaret edenlerden ve ehl-i bidatten nefretle uzaklaşmak.Velev onlar,babaları bile olsalar.
7.Kuran-ı Kerim’i çok sevmek, hükümlerine uymak.Emirlerini tutup nehiylerinden kaçmak.Kuran ahlakı ile ahlaklanmaktır.Çünkü Aişe(r.anha) validemiz: “Resulüllah (s.a.v.)’ın ahlakı Kur’an’dı.”diyor.Onu çok okumak ve çocuklarına okutmak da bu sevginin şartıdır.
Büyük velilerden Abdullah Tüsteri Hazretleri diyor ki : “Allah sevgisinin alameti Kur’an’ı sevmek, Kur’an sevgisinin alameti Resulüllah (s.a.v.)’ı sevmek. Resulüllah (s.a.v.)’ı sevmenin alameti sünnetini sevmek, sünnet sevgisinin alameti ahireti sevmek ve dünya sevgisini kalbe sokmamak.Bunun alameti ise; ebedi hayata hazırlanmaktır.”
SALAVAT-I ŞERİFELER HUSUSUNDA KISSALAR
Süfyan-ı Servi anlatıyor:
“Kabe-i Mükerreme’yi tavaf ediyordum.Her adımında salavat-ı şerife getiren bir kimseyi gördüm.Ona sordum:
-Her makamın bir duası vardır.Neden dua etmez de hep salavat-ı şerife getirirsin?”
O kimse bana cevap olarak dedi ki:
-Hac niyeti ile babamla beraber yola düştük.Yolda, babam vefat etti.Birdendire,yüzü simsiyah, gözleri gök gök ve başı hınzır başına döndü.Yanımızda bulunanlardan utandığım için konuyu kimseye açamadım.Gece oldu.Babamın yüzünü örttüm ve büyük bir şaşkınlık içinde ne yapacağımı düşünürken uykum geldi.Rüyamda çadırın içinde birisinin girdiğini gördüm.O güne kadar onun kadar güzel yüzlü kimseyi görmemiştim.Güzel kokusu yalnız bizim çadırı değil,her yeri doldurdu.İzzet ve vakar ile gelip, babamın başucuna oturdu.Yüzünden perdeyi kaldırdı. Mübarek elini, babamın yüzüne sürdü.Birden üzüntüm sevince, zulmetim nura tebdil oldu.Çünkü babamın yüzü evvelkinden daha güzel olmuştu.O zat kalktı,gitmeye hazırlanırken,ona:
-Kimsiniz? Diye sordum.Beni ve babamı, bu gurbet diyarında, bu büyük beladan ve halk içinde utanmaktan kurtardınız. O zat:
-Sen beni tanımaz mısın? Ben sahibül Kur’an, Muhammed Mustafa (s.a.v.)’yım.Senin baban, gerçi günahkar idi.Lakin , bana çok salavat getirirdi.Böyle bir musibete düçar olduğunu, bunun salavat-ı şerifesini bana getiren melek gelip haber verdi.Ben de gelip, onu bu beladan kurtardım.
Uykudan uyandığım zaman, çadırın içi güzel koku ile dolmuştu.Babamın yüzünü açtım,yüzü nurlanmış, gözleri ve rengi güzelleşmişti.Bundan böyle artık ol hazreti seyyidil beşerin salavat-ı şerifesiyle devamlı meşgul olacağım .Ta ki şefaatine nail olayım ve bütün tehlikelerden korunayım.
Adamın biri salavat-ı şerife getirmek hususunda tembel ve gayretsizmiş.Bir gece rüyasında,Resulüllah(a.s.)’ı görmüş.Fahr-i kainat Efendimiz kendisine hiç iltifat buyurmamışlar.Mübarek yüzlerini, başka tarafa çevirmişler.Adamcağız, ağlayıp sızlayarak:
-Ya Resulallah! Bana kızmana sebep nedir? Diye sormuş.
Hazreti Peygamber (s.a.v.):
-Ben seni tanımıyorum,buyurmuş.
O kimse de: “Aman ya Resulalllah! Ben senin ümmetinden bir dertliyim.” demiş. “Hem alimlerden işittiğime göre: Ben,ümmetimi kişinin evladını bildiğinden ziyade bilirim.” Buyurmuşsunuz Beni nasıl tanımazsın?
Hazreti Fahr-i Alem cevaben:
-Gerçekten öyledir.Ama ,sen bana salevat getirmiyorsun.Ben ümmetimi getirdiği salavat kadar tanırım, buyurmuş.
Adamcağız, korku ve dehşet içinde uyanmış ve o günden sonra , her gün yüz defa salavat-ı şerife getirmeyi adet edinmiş.Günlerden bir gün, yine rüyasında Hazreti Peygamber (s.a.v.)’i görmüş ve şu müjdeyi almış:
-Seni tanıyorum,ahirette sana şefaat edeceğim.
Allah Resulü(s.a.v.) buyuruyor:
Vefatımdan sonra sizden kim bana selam gönderirse Cebrail(a.s.) gelir ve bana şöyle der:
-Ya Muhammed! Ümmetimden falan kimsenin sana selamı var.Bana karşılık ben şöyle selam alırım:
-Benden de ona selam olsun.Ayrıca onun için Allah’tan rahmet ve bereket diliyorum.”
Resulüllah (s.a.v.)’a salavat okumanın faziletini anlamak istiyorsan Allah Teala’nın şu emrine bak ve iyi düşün:
“Allah ve melekleri peygambere salavat okurlar.Ey iman edenler!Siz de ona salavat getiriniz ve tam bir teslimiyetle selam veriniz.”
Diğer ibadetler için Allahü Teala, sadece kullarına emir verdi.Ama resulallah’a salavat böyle olmadı.Önce bizatihi kendisi ona salavat okudu ve ona salavat okumak için melekelere emir verdi.Bundan sonra da mü’minlere salavat okumaları emrini verdi.İşte,bundan anlaşılıyor ki, Resulüllah’a salavat, çok faziletli bir ibadettir.
KEVSER HAVUZUNDAN KANA KANA İÇMEK İSTEYENLERİN OKUYACAĞI SALAVAT
Hasan-ı Basri(r.a.) buyuruyor.
-Resulüllah Efendimiz Aleyhisselam’ın Kevser havuzundan kana kana su içmek isteyen kimse şu salavat-ı şerifeyi çokça okusun:
Allahümme salli ala muhammedin ve ala alihi ve ashabihi ve evladihi ve ezvacihi ve zürriyyetihi ve ehli beytihi ve asharihi ve ensarihi ve eşyaıhi ve muhıbbihi ve ümmetihi ve aleyna meahüm ecmeıyne ya erhamer rahımiyn*
HAZRETİ PEYGAMBER (S.A.V.)’İN MÜBAREK İSİMLERİNİ OKUMANIN FAZİLETİ
Allahümme salli ve sellim ve barik ala men ismühü seyyidina Muhammed ahmed, hamid, mahmud, ahyed, vahiyd, mah, haşir, akıb, taha, yasin, tahir, mütahhir, tayyib, seyyid, resul, nebiyy, resulür rahmeh, kayyim, cami’u, muktefin, mukfin, resulül mülahım, resulür rahah, kamil, ikliyl, müddessir, müzzemmil, abdüllah, habiybüllah, safiyüllah, neciyüllah, keliymüllah,
.
|