Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Nakşi Halidi Haki Tarikat Vazifesi ve Ders Adabı
Tekil Mesaj gösterimi
  #5  
Alt 07.05.16, 23:18
RvP RvP isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 08.07.15
Mesajlar: 3,099
Etiketlendiği Mesaj: 147 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Zikir Dersleri, Kalp Zikri, Ruh zikri, Sır Zikri

1.DERS:

Kalb [9]

Kul bu kalb ile Allah Teâlâ’yı hakkıyla zikredebilirse, kendi kalbiyle, küllî kalb arasındaki perdeler kalkar. O zaman kal*biyle Allah Teâlâ’yı zikreden kul, bütün varlıklarla da Allah Teâlâ’yı zikretmeye başlar.

Eğer rûh bu sırra erememişse muhakkak kalb âleminde işlenen günah ve isyanlar sebebiyle paslanmalar ve kirlenmeler olmuş, kal*bin üzeri günah tabakalarıyla örtülmüş bazı kalbler ise demirden bir parça gibi sertleşmiştir.

Bu sebeple evvelâ kalbi zikre çok devam edilerek kalb ile zikir irtibatını tesis ve temin ettikten sonra ruhî zikre geçilir.

Kişi lâtife-i kalb ile Allah Teâlâ’yı zikretmeye başlamadan önce hediye yapılır. Bundan sonra “İlâhi Ya Rabbî, hazine-i gaybi ilahiyenden füyüzat ve rahmeti ilahiyeni ve şanı ilmi cami’ olan şuunatı rahmeti ilahiyyeni Fahri âlem Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem efendimizin ruhaniyetine inzal ve irsal buyurmanı;

Andan Hz. Âdem aleyhisselâmın kalbi saadetine andan da meşayih-i î’zâm hazretlerinin kalbi saadetine ulaştırdığın gibi şeyhimin kalbi saadetine ve bu âciz kulunun da kalbine ulaştır” diye duâ ve niyaz eder ve kalb tarafına başın eğerek oturur ve kalbi ile bin defa zikre başlar.

Kalbe teveccüh ve zikir lâfzını doğru söyleyerek, “Allahümme (İlâhi) ente mak*sudi ve ridake matlubi” “senin zât-ı pâkinden başka hiç maksut yoktur” manâsını mülâhaza etmek ve gönlü başka düşüncelerden korumak manâsı taşıyan Vukûf-i kalbî ye [10] devâm edilir.

Durumuna göre eğer ihvânda sarı-yeşil nur [11] omuzları hizasında çıkıp yükse*lirse veya kendisini ızdırap veya depreşme kaplarsa ruh latifesiyle telkinde bulunulur.

2.DERS:

Rûh

Hediyeden sonra “İlâhi Ya Rabbî, hazine-i gaybi ilahiyenden füyüzat ve rahmeti ilahiyeni ve şanı ilmi cami’ olan şuunatı rahmeti ilahiyyeni Fahri âlem Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem efendimizin ruhaniyetine inzal ve irsal buyurmanı;

Andan Hz. Nûh ve Hz. İbrahim aleyhisselâmın ruhu saadetlerine, andan da meşâyıhı ızâm hazretlerinin ruhu saadetleri vasıtası ile şeyhimin ruhu saadetlerine ve bu âciz kulunun da ruhuna vâsıl eyle,” der

Sonra kişi kalb dersinde oturduğunun aksi yönde oturur boynunu ruha doğru büker; “Allah” lafzını üçbin defa ruh ile zikretmeye devam eder.

Kulun ruhuna tecellî eden feyzin rengi kırmızıdır. Ruhuna akan bu feyz akınları devam ederken kul, kalbindeki feyiz akınlarından da gafil olmamaya gayret eder.

Kul rûh ile Allah Teâlâ’yı zikretmeye başlayınca, damar*larındaki kan ve vücudundaki hücrelerde zikrin zevkini alır. Muhâbbet-i ilâhi kalbimizde dirildiği gibi bütün hücrelerimizde dirilir ve “Allah” “Allah”demeye başlar. İşte buna “zikr-i can”, “zikr-i rûh” denilir.

3.DERS:

Sır

Bundan sonra kula sır dersi tarif edilir. Sır, sol göğsün iki par*mak üstündedir

Hediyeden sonra “İlâhi Ya Rabbî, hazine-i gaybi ilahiyenden füyüzat ve rahmeti ilahiyeni ve şanı ilmi cami’ olan şuunatı rahmeti ilahiyyeni Fahri âlem Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem efendimizin ruhaniyetine inzal ve irsal buyurmanı;

Andan Hz. Musa’nın aleyhisselâmın sırr-ı saadetine ulaştırdığın gibi, meşâyıh-ı kiram hazretlerinin sırr-ı saadetleri vasıtasıyla, şeyhimin sırr-ı saadetlerine ve bu âciz kulunun da sırrına vâsıl eyle” der, gözlerini kapatır, sır makamı olan sol göğsün iki parmak üstünden Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin sırrından, Hz. Musa aleyhisselâmın ve andan da diğer meşâyıhlardan sır makamlarından feyzin, beyaz bir nûr gibi sır makamından kalbine doğru indiğini, aktığını düşünerek:

“…O’nun zâtından başka her şey helak olacaktır…” [12] âyet-i celîlesinin manâsını on, on beş dakika kadar tefekkür ve rabıta ederken kalb ile dörtbin adet zikreder. (Bazıları sır ile desede bu makamlar birbirine yakın olduğu için sır ile zikretmek için kendini zorlamamalıdır. Vukuf kalbe yapıldığından sırrın zikri kalbin zikrinden ayrı olmayacağı kesindir.)

Bu makam Hz. Mûsâ’aleyhisselâmın kâdem-i şeriflerinin[13] altındadır. Ya*ni bu makam Hz. Musa aleyhisselâmın adım attığı bir makamdır.

__________________
“gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.”
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147