Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Nakşi Halidi Haki Tarikat Vazifesi ve Ders Adabı
Tekil Mesaj gösterimi
  #3  
Alt 07.05.16, 23:03
RvP RvP isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 08.07.15
Mesajlar: 3,099
Etiketlendiği Mesaj: 147 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Zikir, Zikirde dikkat edilecek hususlar, Letaifler ve yerleri, Letaiflerde Zikir

Zikirde dikkat edilecek hususlar

Temiz bir mekânda abdestli olarak kıbleye karşı oturarak, elleri (göğüs üzerinde)[5] gözler yumuk derisi üzerinde zikir darbelerinin titreşimi olmadan bütün gücünü toplayarak zikretmelidir. “Allah” ismi şerifini zikrederken Arapça ses uyumuna dikkat etmelidir. Gelen düşüncelere itibar etmeyecektir. Şiddetli cezbe veya gaflet hali olursa kendini koy vermeyerek onun gitmesini bekleyecektir. Zikir anında göğüste şiddetli vuruşlar olduğu zamanda gitmesini bekleyecektir. Fakat kalbin atışıyla uyumlu bir hal zuhur ederse o zaman uyum içinde zikre devam edilmeli ve kesilmemelidir.

Bütün olan halleri mürşidine haber vermelidir. Müride gereken halini haber vermesidir. Düşünceler ve zevkler haber edilirse şeyh onu terbiye eder. Eğer bedende zikir halinde sarsılmalar, terlemeler, kalbte hafakanlar (sıkıntı-çarpıntı) olursa yazın soğuk ile kışın sıcak su ile gusül abdesti almalıdır. Bütün gücü ile bu haller gidip zikir kalbte sakin olup yerleşinceye kadar çalışmalıdır.

Zikirde havâtır ve düşünce çoğalırsa abdest almalı ve ‘Ya Kadîr’ veya ‘Ya Feğğâl’ esmasını veya istiğfar çekmelidir. Bunlar netice vermez ise, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme salâvat getirmeli veya mürşidini râbıta etmelidir.

Zikrin ve letâiflerin nurlarını keşfeder ise, başka nurlara itibar etmemelidir. Yinede nurlara itibar etmekten kendini koruması müride uygundur. Çünkü Allah Teâlâ zatına layık olmayan her şeyden uzaktır.

Bir sebepten dolayı zikri bırakmak gerekirse kalbini zikrin manası üzerinde sabit bırakmalıdır. Masivâyı zikre dönene kadar, kalbe yakın kılmamalıdır. Zikre başlayacağı zaman Allah Teâlâ’ya dua etmeli sığınmalıdır. Allah Teâlâ, dua edilirse zakirin kalbini muhafaza eder, masivânın zararını ondan uzaklaştırır. Zikir usulüne uygun yapıldığı zaman bir eseri meydana gelir. [6]

İlahi ente maksudî ve rızaike matlubî her yüzüncüde kalben söylenmelidir. Bu kalpteki havatırı yok eder. Gaybet hali olunca zikri terk eder. Bu hal bitince zikre döner. Zikir bitince hemen yerinden kalkmaz. Kalbine nazar eder. Bu bekleme 15 dakika ve bir saat arasında olabilir. Bu beklemede gaybet hali, varidat beklemesi olur. Her latîfe bir öncekinden daha latiftir. İnsana hoş gelir kavuştum diye kendini kaptırmamalıdır. Kalb makamı ile başlayan ihvan o latîfenin halleri hâsıl olunca bir üst latîfeye geçer. İkindi seherinde ders yerine râbıta tercih edilir.

LETÂİFLERDE ZİKİR

Zikir dersleri ilk önce latifeler üzerinde uygulanır. Letâif kelimesi latifenin çoğuludur. İnsanın maddî kalbiyle alakası bulunan, ruh ve nefs gibi manevi varlığının özellikleri için kullanılır.

“Lâtif” Allah Teâlâ’nın esma-i hüsnasındandır. Lütufkâr anlamına geldiği gibi, ince, cismi olmayan, gözle görülmeyen anlamına da gelir. Nitekim: “Gözler O’nu idrak edemez. O gözleri idrak eder. Latif’dir. Habîr’dir.”[7] Âyetindeki “Latif’ bu anlama, yani gözle görülmeyen ama her şeyden haberdar olan anlamındadır. “Latîfe” de aynı kökten olup gözle görülmeyen anlamı taşır.

Letâiflerin Yerleri

Letâifler Âlem-i sagîr ve Âlem-i Kebir olmak üzere iki yerdedir.

—Âlem-i sağîr yani küçük âlem insana denir.

—Âlem-i Kebir insandan başka her şeydir.

Âlem-i sagîr, on parçadan meydana gelmiştir. Bu da ikiye ayrılır.

1-Âlem-i halk beş letâiftir. Nefs, hava, toprak, su ve ateş.[8] Asılları da Âlem-i kebirdedir. Yerin dibinden arşa kadar, âlemi halkdır. Onun üstü âlem-i emirdir.

Arşın içindeki mahlûklar maddeden yapılmıştır. Zamanlı ve hacimlidirler. Onun için Âlem-i halk’a ölçü âlemi de denir. Mahlûklar, âdemle (yokluk) vücudun (varlık) birleşmesinden meydâna gelmiştir. Âdemle vücudun birleşmesi, beş aslın sonuna kadardır.

2-Âlem-i emir beş letâiftir. Kalb, rûh, sır, hafî ve ahfâ’dır. Asılları, arşın dışında görülür. Âlem-i emir, maddesiz, hacimsizdir. Bunun için, Âlem-i emre Lâ-mekânî de denilmektedir.

Letâifler

Kalb latîfesinin yeri, sol memenin iki parmak altıdır.

Ruh latîfesi sağ memenin iki parmak altındadır.

Sır latîfesi sol memenin iki parmak üstü ve göğsün ortasına yakındır.

Hafî latîfesi sağ memenin iki parmak üstü göğsün ortasına yakındır.

Ahfâ latîfesi göğsün ortasındadır.

Nefs latîfesinin yeri alındır.

Beden (ateş, hava, su ve topraktan) meydana gelmektedir. Bu unsurları ayrı ayrı sayarsak, latîfeler on olur. Onun için bunlara letâif-i aşere (on latîfe) denilmiştir.


.
__________________
“gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.”
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147