Mürşidi Rabıta Çeşitleri ve Rabıta Adabı
Mürşidi Râbıta Çeşitleri
Râbıta mürşide değil, Allah Teâlâ’yadır. Hakikâtte mürşidler insanları kendilerine bağlayıp ve bey’at ettirmezler. Allah Teâlâ’ya bağlarlar ve bey’at ettirirler.
Kendisine rabıta olunacak mürşidin tavır ve ahlâkı Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin ahlâkına tâbi olmadıkça rabıtadan beklenen feyzin zuhuru imkânsız*dır. Rabıta eden sâlikin ise, şeyhinin Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin ahlâkı ile ahlâklandığını, şeriat sünnet ve tarîkat ölçüleriyle tahkik eylemesi de mürid üzerine vâcibtir. Yoksa rabıta eden de ettiren de perişan olurlar.[4]
Buna göre;
1- İhvanın kâmil şeyhin suretini karşısında tasavvur edip hayal yoluyla iki kaşı arasına bakmak ve suretteki ruhaniyete yönelmek. Kendinden geçme (Gaybet) ve kaybolma hali başlayıncaya kadar râbıtayı sürdürmek.
—Gaybet iki türlüdür.
a-Bu teveccühte gaybet hâsıl olana kadar veya cezbe açığa çıkana kadar.
b-Mürşidin suretinin etrafını kaplaması ile gaybet ve cezbe hâsıl olana kadar.
Bu hallerden biri hâsıl olduktan sonra râbıtayı keser.
2- İhvanın kendini mürşid kıyafet ve heyetinde görmesidir. Bu râbıta şekline telebbüs (giyim) râbıtası ismi verilir.
3- Mürşidin suretini karşısında görüp, onu kalbinin ortasına indirmek, kalbini uzun ve geniş bir dehliz farz ederek mürşidi o dehlizde yürüyor ve kendisine doğru geliyor hayal eylemek.
Râbıta Adabı
Mürşidini her yerde hazır görmesidir. Mürşidin kemâlatını ve ruhaniyetini fark edememesi, öyle ki mekânla kayıtlayamamasıdır. Mürşidin tasarrufunu Allah Teâlâ’nın tasarrufundan görmesidir. Eğer mürşidin muhabbetini muhafaza eder ve nisbetini kaybetmezse bütün vakitlerde râbıtaya devam eder ve fark edemez olur.
Mürid Allah Teâlâ’dan gelecek feyze vasıtasız ulaşabilecek kudretine ulaşıncaya kadar râbıtaya devam eder.
Yukarıda anlatılan durumda dahi râbıtaya devam eder. Râbıta meşguliyeti terakki makamlarını çıkıncaya ve müşahedeye erişinceye kadar perdeleri aralamak için gereklidir. Fakat mürşide muhabbetini terk etmez. Çünkü nispet ve muhabbeti muhafaza müşahedeyi artırır. İhvan râbıtayla ünsiyet yakınlık kazanır.
__________________
“gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.”
|