Cifir ilmi nedir
Cifir ilmi, harflerin âlemdeki olaylara delaletini araştırır. Zaman zaman, “cifirle Kur’an âyetlerinden gaybî mana çıkarılıp çıkarılamayacağı” konusu gündeme gelmektedir. Hayli tartışmalı olan bu meselede şu noktalara dikkat çekmek isteriz:
İbn Berrecan, Rum Sûresinin baş kısmını tefsir ederken cifir hesabı kullanarak yaklaşık yüz yıl sonra Kudüsün Müslümanlar eliyle fetholunacağını söyler. (Âlûsî, I, 7-8.)
Sebe’ Sûresi 15. ayette geçen “temiz bir belde” ifadesiyle ilgili olarak Molla Câmî, İstanbul’un fethi tarihine tarih düşer. (Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, VI, 3956)
Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Gerçek anlamıyla bir tesadüfe rastlamadığımız ilâhî tasarrufatı dikkate alırsak, ilâhî kelâmın cifir hesabıyla bazı gaybî hakikatlere, ileride olacak birtakım olaylara işaret etmesinin hiç de akıldan uzak olmadığını görürüz. İnsanlar kendi kelamlarına bazı şifreler ve işaretler koyabilirken, sonsuz ilahi ilimden gelen Kur'an'da bazı şifreler ve işaretler olabileceğini göz ardı etmek, maddeci bir bakış olur.
Şimdi zikredeceğimiz olayın, bu meseleye bir mesned olabileceği kanaatindeyiz:
Yahudilerden bir topluluk, Hz. Peygamber (asm)'den huruf-u mukattaayı duyunca, ebced hesabıyla O’nun ümmetinin ömrünün az olacağına istidlalde bulundu. Hz. Peygamber de diğer huruf-u mukattaalardan okudu. Her yeni huruf-u mukattaayı duyunca şaşkına döndüler, “Biz senin durumundan bir şey anlayamadık.” diyerek ayrıldılar. [İbn Cerir Taberî, Camiu'l- Beyan an Te'vili'l-Kur'ân, (Tefsiru't- Taberi), Daru'l- Fikr, Beyrut 1995. I, 93; İbnu’l-Hasen Tabersî, Mecmau’l-Beyan, Tahran 1373 h. I, 33]
Bu meselede ifrat ve tefrît bakışlardan kat-ı nazarla şu ölçüde ittifak sağlanabilir: Cifir, bazı cahiller tarafından kötüye kullanılmış olsa bile, tamamen inkârı da mümkün değildir.
|