Oğlu Abdurrezzak anlatıyor:
Babamdan dinledim. Dedi ki; Bir gece Camii Mansure’de namaz kılıyordum. Secdede iken büyük bir yılan geldi. Ağzını açtı, beni yutacak sandım. Elimle ittim. Teşehhüde oturunca dizlerimden doğru boynuma tırmandı. Sonra selam verince onu göremedim. Sabah olunca camiye bitişik olan bir harabeye girdim. Orada gözleri dışarıya fırlamış korkunç bir adam gördüm. Hemen onun cin olduğunu anladım. Bana dönerek;
-İşte ben, dün gece gördüğün yılanım. Seni denemek için gelmiştim. Senden önce birçok veliyi denedim. Senin kadar sağlam yürekli ve sabit iradeli birine rastlamadım. Sonra kimisi kalben ve bedenen hasta oldu. Kimisi yalnız kalben hasta oldu. Sen ise maşallah hem kalben hem bedenen dimdik kaldın. Kılın bile kıpırdamadı” dedi ve huzurumda tövbe etmek istedi. Ben de dileğini kabul ederek onu tövbeye getirdim.
|