Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Paranormal Deneyimler
Tekil Mesaj gösterimi
  #2  
Alt 27.03.17, 01:08
madlen madlen isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 31.05.15
Mesajlar: 2,185
Etiketlendiği Mesaj: 84 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Bu bilgiler sadece ölmüş babayı değil, tüm aileyi içermekteydi. "Bunca ayrıntıyla ilgili olarak, bu kadar kesin ve isabetli nasıl konuşabildi?" derken şaşkınlığını gizleyemeyen Dr. Penman sözlerine şunları da eklemeden yapamamıştır: "Ailemiz ve özellikle de annem ile babam arasındaki yıllar boyu sürmüş çekişme hiçbir yerde kayıtlı değildir…"

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi Sally Morgan doktorun, ölmüş büyükbabasıyla da bağlantı kurmuş ve büyükbaba gelir gelmez kendisini takma adıyla tanıtmış, hemen ardından da ayaklarının biraz daha iyi olduğunu sözlerine eklemiştir. Büyükbaba dünyasal yaşamında postacıydı.

Kuşkucu doktor, ne yazık ki yukarıda belirtilen itiraflarına rağmen bununla da yetinmemiş ve medyumu gizlice (3 kişiyle birlikte) test etmeye yeltenmiştir ama bu kişiler de, medyumun sergilediklerinden dolayı hayranlıklarını ve şaşkınlıklarını gizleyememişlerdir. Örneğin, bunlardan biri olan, tarih uzmanı Isabella Sandwell, "Medyum bana, bilebilmesi hiçbir şekilde olası ol-mayan şeyler söyledi" derken; ötekisi, bir fabrika yöneticisi Claire Jakeman), "Bayan Morgan benim yaşama bakış açımı tamamen değiştirdi!" diyordu.

Sonunda, tıp doktoru Penman, "Medyumların bu işleri nasıl başardıklarına aklımız ermiyor diye, sergilediklerinin gerçek olma-dığını söyleyemeyiz…" demiştir. (Kaynak: Sep.25,2004-PSYCHIC NEWS Gazetesi)

ARTIK DAHA ÇOK İNSAN HAYALETLERE İNANIYOR...
İngiltere'de yapılan bir kamu oyu yoklaması göstermiştir ki, yarım yüz yıl öncesine göre günümüzde daha çok insan hayaletlerin varlığına inanmaktadır.

1954'te İngiliz yaşam tarzının ve inançlarının genel görünümünü ortaya çıkarmak için Gallup tarafından ilk olarak bir girişim başlatılmıştı. Son 50 yıl içinde günlük yaşamda ve bireysel eğilimlerde ne gibi değişiklikler olduğu konusu UKTV adına ICM tarafından ele alındı. 1954'de Britonlar'ın %90'ının evinde bir İncil varken, bu oran son 50 yıl içinde %65'e düştü.

"Hayaletlere inanır mısınız?" sorusuna 1954'te %33 "Evet" yanıtı çıkmışken, bu oran son ankette %42'ye yükselmiştir." ((KAYNAK: Psychic News,Dec.11,2004)


MEDYUM, KATİLİN YÜZÜNÜ 'GÖRÜYOR'
İngiltere, Sawston (Cambs)'dan durugörü medyomu Denis McKenzie; Amerika'daki bazı katliam bölgelerini gezdikten sonra, İngiltere'ye dönmüş bulunmaktadır.

Söz konusu bölgelerdeki katillerden biri 1994 ile 1986 yılları arasında 8 kişiyi öldürmüş ama yakalanamamıştı. 2004 Kasım ayı içinde D.McKenzie bu yörelerden biri olan Kansas, Wichita'yı ziyaret etmişti. Bu ziyaretinde, medyumun yanında bir İngiliz TV ekibi de (medyomun incelemelerini görüntülemek amacıyla bulunuyordu. Bu görüntülerin 2005'te yayınlanacağı öğrenilmiştir.

"Bu katilin öldürdüğü insanların hepsinin evlerini dolaştım." Diyerek açıklamalarına başlayan D.McKenzie sözlerini şöyle sür-dürmüştür: "Katil birinci evde tüm aileyi (anne, baba, oğul ve kız) katletmiş. Aradan geçen bunca yıldan sonra enerjisi hala oradaydı... Bu etkili ve sarsıcı algılamayı bodrum katındaki odalarında deneyimlemiştim. O odaya girdiğimiz zaman irkilmem üzerine, evin kız çocuğunun orada asılı bulunduğunu açıkladı yanımdaki polis memuru."

Hep birlikte Amerika'ya uçmadan önce TV ekibi tarafında programın konusu hakkında medyoma hiçbir açıklama yapılmamıştı. Söz konusu mekanlar gezildikten sonra, McKenzie, katilin (illüstrasyon) bir resminin çizilmesine yardım etmiş ve bu resim polise verilmiştir. Bu olaydan sonra medyom McKenzie polis tarafından (psişik yardımına başvurmak amacıyla) daha çok ve sık aranır olmuştur. (Kaynak: PSYCHIC NEWS, Dec.11,2004)

DURU GÖRÜ MEDYUMUNUN İDDİALARI
Metropolitan Polis Teşkilatında 30 yıl çalışmış olan medyom Keith Charles polisin medyomlardan yeterince ciddi olarak yararlanmadığını ifade etti.

K.Charles. "Daily Miror"da hakkında yazılar /haberler yayınlanmış birkaç polis medyumdan biridir. Halen 54 yaşında olan K.Charles bu yeteneğinin farkına gençlik (öğrencilik) yıllarında varmış ama arkadaşlarına/meslektaşlarına bundan söz etmemişti. "Örneğin, Lord Lucan'ın ortalardan kayboluşunun hemen ardından, onun bakıcıyı öldürdükten sonra tek kurşunla kendini de öldürdüğüne dair bir hissiyata sahip olmuştum. Olayın sonucu benim hissiyatım yönünde çıkınca, daha fazla polis meslektaşım bana (psişik yardım için) başvurur oldu. Dünyanın çeşitli yerlerindeki polis güçleri için şimdiye kadar 40 olayda yardımcı olmaya çalıştım. Bu yardımlarımda, onlara her zaman; bana olay kurbanının adından ve bir resminden başka bilgi vermemelerini ısrarla rica etmişimdir."

Yine İngiltere'den başka bir medyom ve halen Wales'deki Swansea Üniversitesi'nde okumakta olan Christopher Heth ise Dily Mirror'a verdiği bilgide, ilk psişik deneyimini 7 yaşında iken yaşadığını ifade etmiştir.

"Bir gün yaşlı bir kadın bana el salladığı zaman, büyük annemin odasında bulunuyordum. Sonradan anlaşıldı ki o yaşlı kadın, 50 yıl önce vefat etmiş olan büyük annemin annesiymiş." Christopher orta okul yıllarında insanların auralarını da görüyordu. "Bunlardan hiçbir zaman korkmamışımdır. Herkesin de benim gördüklerimi gördüğünü düşünürdüm. 16 yaşıma geldiğim zaman, arkadaşlarımın ölmüş yakınlarıyla onları görüştürmeye başlamıştım." (Kaynak: PSYCHIC NEWS, Dec.11,2004)


FİLLER TABANLARIYLA GÖRÜYOR
Güney Asya tsunami afetinde, hayvanların; paranormal algılamalarıyla felaketi önceden sezip sezmedikleri BBC Radyo-4 tarafından "Nature" adlı programda ele alındı.

BBC Radyo-4' ün daha önceki programlarında, bir doğa araştırmacısının, felaketten kaçan maymun sürüsünü izleyerek yaşamını kurtardığını dinleyiciler işitmişti. Aynı radyoda programın sunucusu Lionel Kelleway'ın belirttiğine göre, "Tsunami olayından sonra; gelen raporlarda, dev dalgalar kıyıya vurma-dan önce, bazı hayvanlar sürüler halinde hızla kıyıdan uzaklaşıyordu." Bu hayvanlar arasında Patanangala Plajı'nda üç filin hareketleri görgü tanıklarını özellikle etkilemişti. Bu üç fil de, dalgalar kıyıya vurmadan önce oradan uzaklaşmaya çalışıyordu, hem de aceleyle…

"Her nasılsa, fillerin bir tür farkındalığı vardı ki, bu sayede hayvanlar kıyıdan yüksek kesimlere doğru hızla ilerliyorlardı. Hayvanların bu şekilde kaçışlarıyla telefatları, insanlara oranla hemen hemen "hiç" denecek kadar az oldu. Zaten çok eski zamanlardan beri yaygın olan bir inanca göre; hayvanların, büyük doğal afetleri önceden algılama yetenekleri bulunmaktadır."

Konuyla ilgili olmak üzere, California'daki Stanfort Üniversitesinden Caitlin O'Connel Rodwell, fillerin kendi aralarındaki komünikasyonu yıllardan beri incelemektedir. Caitlin' in belirttiğine göre, "Gözlemlere dayalı raporlara bakılırsa, deprem zamanı filler, her zamankinden farklı davranışlar içine girmektedir." Sri Lanka'lı gözlemcilerin de prog-rama katılımını sağlayan sunucu Kelleway fillerin tabanlarının sismik sinyallere duyarlı olduğunu ve fil vokalizasyonları üzerine etütler yapılmakta olduğunu da sözlerine eklemiştir. Sismik titreşimlere karşı fillerin tabanlarının mı duyarlı olduğu, yoksa, bu hayvanların, tabanlarından aldıkları titreşimleri kemikleri aracılığıyla orta kulağa mı aktardıkları henüz bilinmiyor. Bunların her ikisini içeren olasılık da geçerli olabilir.

Belki, bazı insanlar; fillerin bizden daha du-yarlı algılamaları olamayacak kadar kaba saba hayvanlar olduğunu düşünebilir. Ama araştırmacı Caitlin'in de kuşkulandığı gibi; filler eğer gerçekten düşük frekanslı vola-lizasyonları sismik dalgalar şeklinde tabanlarından (toprak aracılığıyla) yayıyorlarsa, yine tabanları aracılığıyla bu dalgaları neden alıyor olamasınlar? Yine Caitlin' in araştır-maları çerçevesinde olmak üzere, Oakland Hayvanat Bahçesi'ndeki Dona adlı fil üze-rinde yapılan testler sayesinde fillerin, ayaklarıyla sözkonusu titreşimleri algıladıkları anlaşılmıştır. (Kaynak: Psychic News, Mar.12'05)


RUHSAL ALEM GERÇEKTİR
Kraliyet Kolejinin saygın psikiyatristlerinden Dr. Alan Sanderson "Daily Mail"e verdiği bir beyanatta, ruhsal alem konusunda hiç bir kuşkusu bulunmadığını açıklamıştır.

Adı geçen gazetede yayınlanan egzorsizm (şeytan çıkarma ya da obsesyon tedavisi) konulu makale Dr. Danny Penman'a ait olup, birkaç gün önce; İngiltere'deki Kanal-4 televizyonunda aynı konulu programla bağlantılı olarak okuyucuların dikkatine sunulmuştu.

Dr. Penman sözkonusu makalesinde Dr. Sanderson'un şu açıklamalarına yer vermiştir:

"Bizimle ilişkisi olan pek çok ruhsal varlığın bulunduğuna inanıyorum. Bunların en yaygın olanları, dünyadan ilişkilerini koparamamış olanlardır. Bunların arasında negatif olanlar ve hayvan ruhları da yok değildir." Okuyuculara pozitif bir yaşam sürdürmelerini öğütleyen Dr. Sanderson, negatif duyguların bireyleri istenme-yen ruhsal ilişkilere bağlayabileceğini kaydetmiştir: "Ouija tahtalarıyla oynamayın, alkollü içkiler ve uyuşturucular almayın. Olabildiğince dürüst ve sağlıklı bir yaşam sürdürmeye çalışın."

Makalede görüşlerine yer verilen başka bir araştırmacı Prof. Dr. Peter Fenwick (Londra Üniversitesi) ise, egzorsizmin giderek akademik ilgiyi cezp ettiğini ifadeyle, "Sorulacak en önemli soru şudur: Hastalar kendilerini iyi hissediyorlar mı? Doğru bir teşhis ile kendilerine iyi bir egzorsizm uygulanan hastalar şifaya kavuşmaktadırlar." demiştir.

Dr. Penman, makalesinin sonunda, Kraliyet Psikiyatristler Koleji'nin "spiritüel tıp" konusunda da araştırma ve incelemeler yapmakta olduğunu kaydetmiştir. (Kaynak: Psychic News, Mar. 12, 2005)

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147