GÖRMEDİĞİ , BİLMEDİĞİ BİR ŞEYİ KOVMAK
Rahatsız kişiye musallat olmuş bedensiz varlıkları kovmak için, onları görmek, hissetmek, onlar hakkında bilgi sahibi olmak gerekir.
Bugün ''cin kovuyorum'' ''cinleri çıkarıyorum'' ''cinleri yakıyorum'' diyen kişilere soralım;
- Müdahele ettiğin bedensiz varlıklar hakkında ne kadar bilgi sahibisin ?
- Onların akıllı , şuurlu bir enerji türü olduğunu biliyor musun ?
- Onların manyetik güçlerine , dalga boylarına göre farklı cins , ırk ve yapıda olduğunu biliyor musun ?
- Cinleri yakmak ile neyi kast ediyorsan ?
- Cin ile şeytan arasındaki yapı farkı nedir ?
- Cin , insanın içine giriyor mu ?
- Cinlerin gönderdiği manyetik akım nedir ?
- Okunan her dua , cinlerin kovar mı ?
- Ruh ve akıl hastalığı arasındaki fark nedir ?
- Cinler ile konuşmak nasıl olur ?
- Yıldızların insan ve cin üzerindeki etkileri , nelerdir ?
- Metafizik alem ile fizik alem arasındaki farklar ?
- Cin tasallutu için illa ki müslüman mı dua okuyacak ?
- Cin , musallat olmak ister mi ?
- Cinlerle evlilik olayının mahiyeti nedir ?
- Büyü ve sihir ile cinlerin bağı var mıdır ?
- Büyü nedir , ne değildir ?
- Hristiyan veya budist bir medyum , metafizik alemle irtibat kuramaz mı ?
- İslam dini akıl ve bilim dini olduğuna göre, biz yaptığımız her şeyi akıl ve bilime dayandırıyor muyuz ?
- Maddi ateş ile dumansız ateş arasındaki fark nedir ?
- Medyum , Allah'ın sevgili kulu mudur ?
- Manyetik nefes ve nazar ne demektir ?
- Cinlerin çoğalması , ihtiyaçları , yemesi nasıldır ?
- Trans ne demektir ve sen transa girebiliyor musun ?
Bu sorular uzayıp gider. Bu sorulara sağlıklı cevap veremeyen nice kişi , bu metafizik alemde bedensiz varlıklar konusunda kendini yetkili savunmaktadır. Akıl hastası şizofrenler ile medyumların ayırt edilmesi gerekir.
BÜTÜN İLİMLERİN BAŞI
Fizikî veya metafizik bütün ilimlerin başı , esası , kaynağı , Allah'ı bilmek ve Allah'a iman etmektir.Allah'a dayanmayan hiçbir ilim , ilim değildir. Yobaz bir şekilde '' ilim ayrı, din ayrıdır '' sözü tamamen safsatadır.
İnsan aciz bir varlık olduğundan , İhtiyaç ve dileklerini , dua ile ister. Dua ise , oturup istemek değil , elinden geldiği kadar çalışmak ile gerçekleşir.
Biz de metafizik alem için çalışmalar yapmalı , denemeler ve deneyler ile bu âlemi tanıtmaya çalışmalı ,fakat dayanak noktası olarak , marifetullah dediğimiz '' Allah'ı tanıma ve bilme '' ilmini kendimize rehber almalıyız. Çünkü bütün kainatın , her şeyin dizgini , '' teşbihte hata olmaz '' Allah'ın elindedir.
UZAKTAN BEYİN KONTROLÜ
Daha evvel yaptığımız bazı tecrübe ve deneylerde , beyinsel yapısı , sinir sistemi uygun metafizik âleme ve farklı boyutlara karşı vücüdunda bazı açıklık ve menfez bulunan kişilere , uzaktan telkin , yönlerdirme metodu uygulanarak basit hareketler , istem dışı eylemler yaptırıldığını gördüm.
Yapısı uygun kişi, transa girme yeteneği kazandırıldıktan sonra (ki bu bazen mekan dışıda olabilir) verilen emir ve telkinleri hemen yerine getirir.
Böyle bir rahatsız kişiye , trans halindeyken '' ben elimi çırpınca emeklemeye başlayacaksın '' telkini verildi. O kişi , uyandıktan sonra , el çırpma ile beraber, istem dışı , farkında olmadan eğilip emeklemeye başladı.
Yukarıdaki bu olayı , günümüzde , büyük devletlerin istihbarat örgütleri kullanıyor , nice insanlar , uzaktan telkin yoluyla , istem dışı hareket ve eylemler yapmaktadır.(Bu konuda TİMAŞ yayınlarından çok değerli eserler çıktı.)
İLHAM GELMESİ VE METAFİZİK
İlham ,(Esin) kalbe gelen manalar , bilgi ve yönelmeler demektir . Canlılar aleminde hayvan ve insan nev'lerinin kalplerine , içlerine derece derece ilhamlar gelir . İnsana gelen bu ilhamlar , his yani duyguya yönelik olduğu için Akıl ve muhakeme bu olayı kavrayamaz . Ruhen ve kalben anlaşılır , idrak edilir .
Sanatçılar , şair ve yazarlar , ressam ve müzisyenler hep '' ilham perileri '' nin gelmesini beklerler . İlham dediğimiz insanın kalp ve gönül dünyasında meydana gelen tecelli ve heyecanlardan sonra birbirinden güzel , muhteşem sanat eserleri , şaheserler , başyapıtlar meydana gelir . kimi çevreler buna yaratma , yaratı dese dahi bunlar hep metafizik alemden gelen ilhamlar , esinler sonucu meydana gelmiştir .
İlham , melek ve evliya vasıtasıyla geldiği gibi , bizzat kainatın yaradıcısı , Hz. Allah tarafından da insanın kalbine ilham edilir , hatırlatılır , gelir .Risale-i Nur gibi muazzam eser bu nevdendir.
İLHAM İLE İLGİLİ BİR HATIRA
Yakınım , edebiyat öğretmeni Ercan bey , bir sabah kalktığında sabaha karşı rüyasında , heybetli , sarıklı , sakallı bir şahsı gördüğünü söyler . Bu rüya ve görüntü O'nu çok etkilemiştir . Adeta , o görüntü yani temessül gözünün önünden hiç gitmiyor , O'na bir şeyler demek istiyormuş .
Bir kaç gün sonra yakınım öğretmen bana '' gördüğüm zat , Ahmed Hani hazretleriymiş. Doğu Beyazid'de kabri varmış . Kendisi ve eserleri hakkında yazı yazmasını istedi ve kendisiyle akraba olduğunu söyledi '' dedi .
Ve öğretmen Ercan bey , bir kaç içinde Mem ü Zin , Akaid Nübihar gibi Kurmanci Lehçesinde yazılmış eserleri inceledi , günlük ulusal basında , haftalık dergilerde o zat ve eserleri ile ilgili makaleler yazdı .
Terör ve bölücülük gibi geçici tehdit ve tehlike yüzünden göz ardı edilen bu değerli eserler binlerce insan tarafından objektif bir şekilde tanınmış oldu .
Ve metafizik alemden gelen bir ilham , bir esinti ile büyük bir şahsiyet ve telif ettiği güzel eserleri bir kere daha insanların dikkat nazarlarına gelmiş oldu.
Metafizik alemden gelen bu ilhamlar , esintiler ne ilktir , ne de sonuncu olacaktır . İlham ve metafizik esintiler kapısı ,bir hikmete binaen açık olacaktır. Bize düşen görev ise , hayal ile hakikatı birbirinden ayırmak , şizofren , paranoyak yanılsamalar , hayaller ile melaike ve evliyanın ilhamlarını birbirinden ayırt etmektir .
ÖFKE ÂNI
Hz. Peygamber , '' öfkelendiğiniz zaman abdest alın veya bulunduğunuz yere oturunuz '' derken , bilimsel bir gerçeğe parmak basıyor . Çünkü, insan , öfke halinde incelendiği zaman , gözle görülmeyen bir enerji akımının , manyetik bir akımın , o şahsın sinir sistemini etkilediği , beyin fonksiyonlarını bozduğu görülecektir .Sinirleri dışarıdan gelen bir akım ile bozulan bir kişi , bazen öfkeye kapılır , hiddet ve hırçınlık ile etrafa saldırabilir , çevresini rahatsız edebilir . Bu haldeki bir kişi , hemen abdest alır , elini yüzünü , ayağını yıkarsa , genelde rahatsızlığı izale olabilir . Aynı zaman da Allah'a sığınarak okunacak dualar da o insanı rahatlatabilir . O şahsa yapılacak manyetik pas ve manyetik nefes de o zararlı akımı , o şahsın üzerinde alabilir .
DENİZ KIZI OLAYI VE CİNLER
Bir yakınım balıkadam , dalgıçlık esnasında , geçmişte deniz altında derinliklerde , alt tarafı balık , üst tarafı kadın varlıklar gördüğünü söylemişti.
Yaptığım incelemede , bu yakınımda medyumsal özellik , ışınsal varlık cinlerle bazı durumlarda irtibat kurmak , metafizik aleme menfezi ve açıklığı olmak yeteneği olduğunu , gördüm .
Bu dalgıç , su altında belli derinlikte iken gözüne bazen '' su perileri '' denilen denizlerde yaşayan bir cin nev'i bu görüntüyü veriyordu .
Geçmişte , yüzlerce yıldan beri denizciler tarafından söylenen deniz kızı masalları , deniz kızı efsanelerinin özü , metafizik alemdeki ışınsal varlıklar cinlerdi.
Daha sonraları durugörü olayı ile denizlerde yaşayan bu varlıklarla irtibatım oldu . Kendilerinin yapı gereği denizlerde yaşadıklarını , yapısı uygun kişilerin , çok eski zamanlardan beri kendilerini bu şekilde , bu surette gördüklerini , söylediler .
Hangi millet ve hangi dinden olursa olsun , geçmişten bugüne deniz kızı rivayetleri tüm balıkçı ve dalgıçların ortak tema ve konusu olmuştur .
ŞAHMERAN VE CİNLER
Şahmeran , yılanların şahı demektir . Başı , kadın suretinde , gövdesi , yılan olan bu varlık ta aslen metafizik alemdeki ışınsal varlık cinlerin bir görüntüsü , bir temessül şeklidir .
Geçmişte yapısı uygun nice kişiler , bu varlığı daha doğrusu bu varlığın görüntüsünü görmüşlerdir . Şahmeran görüntülü cinler , belli frekansta , belli bir dalga boyutunda enerjiye sahiplerdir ve bu şekilde bir temessül içindedirler.
Bazı eski kayıtlarda kimi insanların böyle bir varlık ile karşılaştıklarını söylemişleridir. Fakat şimdiye kadar böyle bir varlık ile fizikî manada karşılaşmak mümkün olmamıştır . Çünkü , maddi , fiziki bir varlık yoktur , metafizik alemdeki ışınsal varlık cinlerin bir temessül ve görüntüsü vardır .
ŞİZOFRENİK RAHATSIZLIK VE CİNLER
Bugün , ortamda , medyada , her yerde mantar gibi biten üfürükçü , nuskacı , hoca , cinci , tayfası bilim adamları tarafından incelensin . Bu inceleme sonucu görülecektir ki pek çoğu şizofrenik rahatsızlığa düçar olmuştur .
Önce ,hezeyan , saçma sapan sözler söyleme , hayal görme , farklı algılama , farklı çağrışımlar duyma , his ve duygular da donukluk , toplumdan , insanlardan kaçma , kuruntu , endişe ilgisizlik , geceleri uyanık olup , gündüzleri uyuma , insanlardan ürkmek , çekinmek , davranış bozukluğu , vs. gibi belirtilerden sonra insanın beyninde sonra ruhsal yapısında , zihinsel faaliyetlerinde rahatsızlık meydana gelir .
Yukarıdaki bu rahatsızlıktan sonra , bazı insan bünyelerinde metafizik aleme menfez ve koridor açılır.Bu açıklıktan ışınsal varlık cinler ,o rahatsız kişiye musallat olabilir.Bazen de çeşitli enerji akımları ,çeşitli enerji boyutları, o menfez ve koridora denk gelerek rahatsızlığa sebep olabilir .
Kendi başına bu rahatsızlık içindeki kişi , bir müddet sonra , kendisine musallat olan metafizik canlıların marifetiyle ! kendinde bir güç , bir enerji , bir üstünlük , bir faklılık hissedebilir .
Ve bir müddet sonra , kendi rahatsızlığına bakmadan , başka hastalıkları tedavi etmeğe çalışan , herkesi büyülenmiş , nuska yazılmış görerek , bunları iyi etmeye çalışan bir şifacı ! , bir kurtarıcı !, bir medyum ! , bir hoca ! daha ortamda , medyada görünmeye başlar .
Nice fizikî , maddi beyin hastalığına veya manyetik akımdan dolayı meydana gelen rahatsızlığa sahip kişiler , böyle rahatsız , şizofrenik , şovmen kişiler tarafından "sana büyü yapılmış denilerek oyalanmakta", istismar edilmektedir .
'Sana büyü yapılmış '' denilen bir kişi , bir daha asla , başlıca bir sebep araştırma yapmadan , sabit fikirle , kendine karşı çıkanlara , '' sende büyü yok , '' diyenlere inanmamaktadır . Aracı varlıklar , ışınsal canlı cinlerin de bazı durumlarda müdahelesi ,musallat olması , işin yönünü değiştirmekte , sorun farklı bir boyut kazanmaktadır.
METAFİZİK VE SATANİZM
Satanizm yani şeytana tapma inancı , son yıllara kadar bize meçhul bir olaydı . İstanbul ve Adana'da meydana gelen intihar ve cinayetlerden sonra , toplumun ve devletin dikkatini çeken bu akım , özellikle gençlik üzerinde etkisini hızla arttırmaktadır .
İnceleme ve araştırmalarım esnasında bu tarz birkaç olay ile karşılaştım . Genellikle İstanbul ve büyük şehirlerde , zengin muhitlerde yetişen gençler arasında , önceleri okullarda , şimdi modern tarzda internet üzerinde yayılan bu akım ,ruhî , kalbî , manevî yönden boş olan , beyinsel yönden bazı rahatsızlıkları olan, vücudunda metafizik aleme açık ve menfez bulunup ışınsal varlıkların tasallutuna uygun gençlerde , görülmektedir .Metafizik alemin en mühim varlıklardan olan , aynı zamanda ehl-i zındıka dediğimiz Allah'a Peygamber'e , din ve maneviyata düşman varlıkların üstadı olan şeytan , çoğu zaman kendi varlığını gizler .
Şeytan, tüm mühadele ettiği şeylerde kendi varlığını gizlediği gibi, insanlara ve cinlere , her türlü evham , vesvese ve dalalet oklarını atar.İnsanlar ve ışınsal varlık cinler,şeytanı göremez ve onun verdiği vesvese ve dalalet ile günah ve kötü yollara girer .
Geçmişte büyük zatlar , dualarında insî ve cinnî şeytanlardan korunmak için çok dualar etmişler , şeytanın , metafizik ve fiziki alemde vereceği zararlardan , Allah'a sığınmışlardır.
ŞEYTAN VE SATANİZM
Bugün , bir ideoloji olarak satanizm fikrini , Anton Lavey adlı bir şarlatana dayandırırlar . Amerika'da yirminci yüzyılda yaşamış olan , büyü , sihir , metafizik çalışmalar yaptığı söyleyen , hipnoz işiyle de uğraşan bu kişi , şeytana ve bazı habis , kötü ışınsal varlılara kanarak , bu akımı sistematik hale getirmiştir .
Anton Lavey , bütün dinlere , inançlara düşmandır . İnsan , başıboş bir hayvan gibi yaşamalı , içgüdülerine göre hareket etmelidir . İstanbul'da meydana gelen cinayet ve birçok emniyet kuvvetlerinin raporlarında , bu fikirlerin tatbik edildiği görülmüştür .Çağımızın bir çeşit Hasan Sabbah'ı olan bu kişiden çok önceleri , şeytana tapma fikir ve inancı mevcuttu . Ortaçağda , Avrupa'da şeytan adına ayinler yapma , kurbanlar kesme gizli de olsa yapılıyordu .
Bu arada metafizik alemle irtibatlı , medyumsal özelliği olan , ışınsal varlıklarla diyalog kurabilen , kalp ve ruhun hasas olduğu nice insanlar , Fransız kadın kahraman Jan Dark olayında olduğu gibi '' içine şeytan girdi '' denilerek , kilise tarafından yakılmış , bu hakikat bilerek veya bilmeyerek örtülmeye çalışılmıştır .
Kuran-ı Kerim'de Kainatın Yaradıcısı , fizikî ve metafizik aleminin Efendisi Hz. Allah , insan için en büyük düşman ve tehlikenin , şeytan olduğunu bildirmiştir .
Bugün yetkililer sadece okullarda ve internet sitelerinde satanist arayacaklarına , biraz da bar meyhane ve içki alemlerinin yapıldığı yerlere dikkat etseler ,toplumda cinayet , gasp , hırsızlık , yolsuzluk , yaralama , trafik kazası vs. gibi olayları önleyebilirler.
ÇANAKKALE SAVAŞI VE METAFİZİK BİR OLAY
Çanakkale Savaşının sonucunu etkileyen mühim bir olay , bir çok kişi tarafından bilinmez . Aynen Yavuz Sultan Selim'in , Sina Çölünü yürüyerek geçmesi , Barbaros'un , Preveze Zaferinde , düşman gemilerini yerinde mıhlanmasına sebeb rüzgarın kesilmesi , Kore Savaşında Kızıl Çinlilere karşı savaşan Türk birliğinin , düşman tarafından çok yakında olmasına rağmen , hedef olarak görülmemesi gibi .
Yukarıdaki tüm bu olaylarda metafizik bağlantılar vardır . Şahadet aleminden tenteneli bir perde ile ayrılan metafizik alem , her zaman fizikî , maddî dünyaya etki etmiştir.
Çanakkale'deki Türk savunmasını tamamen bitirip , İstanbul'u işgal etmek isteyen İngiliz General Hamilton , İngiltere'nin en seçkin birliği ''Kraliyet Norfolk alayı '' nı ön cepheye sürer . Ve çevresine şöyle söyler : '' Bu seçkin alay , Osmanlı'yı haritadan silecektir .''
İngiliz askerleri ileri hareket ile bir çok mevzi kazanır . En mühim direnişin olduğu tepe düşmek üzeredir. Ve bu tepe , işgal edilirse , İngilizlere İstanbul yolu gözükecektir .
O esnada bir metafizik olay meydana gelir.Kraliyet alayının dördüncü taburu, on altı subay ve ikiyüzelli seçkin askeri, bir bulutun içine girip kaybolurlar . Bu olaya belgeli , imzalı bir çok şahit vardır . Hem de İngiliz subay ve askerlerinden .
O günden bu güne o kayıp subay ve askerlerinin izine rastlanılmamış , bu olay tarihe '' garip bir metafizik olay '' olarak geçmiştir .
METAFİZİK ALEMDE BİR MELEK = AZRAİL ( A.S )
Kur'an-ı Kerim'in ve Hz. Peygamberin (S.A.V) bildirdiğine göre , dünyadaki bütün insanların ölüm anında ruhlarını alan , ölüm meleği Azrail’dir (A.S) Ve aynı anda dünyanın muhtelif yerinde aynı anda ruhları kabzetme ,alma kabiliyetine sahiptir .
Metafizik alemde , Azrail'e (A.S) bu görev , Hazret-i Allah'ın (C.C) azamet ve celal-i kibriyası gereği verilmiştir . İnsanlar , ölüme sebeb çoğu zaman hastalık , kaza ve Azrail'i (A.S) görürler .
Bediüzzaman , '' Mektubat '' adlı eserinde ,- Azrail'in (A.S) aynı anda , birçok yerde birden ruhları kabzetmesine izah olarak , Azrail'in bir melek olarak nurani olduğunu , nuranî birşeyin sınırsız , çok sayıda ayna vasıtasıyla , sınırsız , çok yerde birden temessül edip görünebileceğini ve bizzat bulunabileceğini , söyler .
Ölüm anında , ölen kişinin dünya hayatındaki ahvali , durumu , imanı , yaşam tarzı ve kişiliğine göre , Azrail (A.S ) görüntü verir , temessül eder . ve bu görüntüyü , ölen kişi ile beraber , bazen sıbyan ve küçük çocuklar da görebilir .
UZAKTAN TELKİN VE BEYİN KONTROLÜ
Başta ABD olmak üzere Çin , Rusya ve Avrupa devletleri , şu an uzaktan telkin , uzaktan yönlendirme , uzaktan şartlandırma , uzaktan uyarma ve uzaktan beyni kontrol etme yöntemlerini araştırmakta ve geliştirmektedir.
Özellikle uçaklarda , denizaltılarda ve askeri sahada bu yöntem oldukça geliştirilmiş ve uygulamaya geçilmiştir.
Metafizik güçler ve etkenler, en güzel ve etkili şekilde kullanılıp , karşıdaki rakipler görünmez bir savaş ile yok edilmek hedeflendirmektedir. Yani , fizik ötesi silahlar ile savaş...
Uzaktan telkin ve beyin kontrolü , fizikî tedbirlerle, maddî yöntemlerle engellenemez.Maddî, materyalist ve metafiziğe inanmayan bir zihniyet , bu görünmez savaşta mağlup olacaktır.
Yirminci yüzyılda , parapsikolojiye , metafiziğe önem veren , bu sahada bilimsel çalışmalar , akademik incelemeler yapan devletler , insanlara , faydalı olacak , bu sahayı ihmal edenler , hüsrana uğrayacaktır.
CİNLERLE İRTİBAT
Birçok kişi, bedensiz varlıklar yani cinlerle irtibat kurmak, onları görmek, onlarla konuşmak ister. Bu istek piyasadaki yanlış bilgilerden kaynaklanmaktadır.
Hakikat noktasında, bünyesi, yapısı uygun olmayan, metafizik alemle herhangi bir şekilde irtibatı bulunmayan bir kişi cinlerle irtibat kuramaz. Çünkü metafizik âlemde yaşayan bu şuurlu canlılarla irtibat ve ilişki, biz maddi vücuda sahip, molekül yığını insanların arasındaki irtibat ve ilişki gibi değildir.
İnsan ve cinler arasında, boyut ve makam farklılığı vardır. Basın-Yayın organlarında sık sık görünen bir kişi yüzünden, insanların kafası karışık vaziyettedir ve biz onlara bu boyut farklılığına anlatmaya çalışıyoruz.
İnsanlarla konuştuğumuz gibi bedensiz varlıklarla konuşamayız. Onlarla konuşma ancak beyinsel yönden olur.İnsan sesini duyduğumuz gibi, onları duyamayız. Ancak beyinsel yönden, manyetik olarak duyabiliriz. Onları, maddeyi gördüğümüz gibi göremeyiz. Ancak beyinsel yönden onları algılayabiliriz.
Bir kere daha hatırlatmakta fayda vardır. Cinlerle irtibat bir meziyet bir fazilet, bir üstünlük değildir. Ressamlık, müzisyenlik gibi yetenektir ve istismara açık ahvali vardır.
|