Sizlere sunmaya çalışacağım paranormal olaylar, bu konunun literatüründeki binlercesinden bir kaçıdır… Aslında, literatüre girmiş binlerce olay bile saptanamamış olanların yanında çok azdır… Örneğin, Spiritüalizmle ilgili, yüzyılı aşkın bir sürenin ortaya koymaya çalıştığı pek çok deney, olay ve bilgiler; gerçek bilim adamı olan kişilerin araştırma, değerlendirme konusu olabilseydi; bugün elimizde sayısız inandırıcı gerçekler ve bunların kanıtları bulunurdu…
Yeryüzünde bu konuyla ilgilenen, bizim gibi küçük ve oraya buraya serpiştirilmiş amatör topluluklar; bu konuya, ancak geçim uğraşlarından artan zamanlarını harcayarak; yine de önemli pek çok gerçeği ortaya koymaya çalışmışlardır, ve önemli başarılar ve gelişmeler de sağlamışlardır…
Fakat, gerçek bilim adamı yanında, hem yetenek , olanak ve hem de zaman bakımından yetersiz guruplar olduğumuz inkar edilemez… Ama, buna rağmen bilimcinin dikkatini çekebilecek pek çok ve de çok önemli dokümanları ortaya serebilmişlerdir… Parapsikoloji ve onun dışında da gerçek bilginler, geç de olsa, sayıları az da olsa, bu konuya eğilmeye yönelmişlerdir… Esasen bilim, kendisine, “Pozitif Bilim” demekle, “Negatif Bilimi” de zımnen kabul etmiş durumdadır… Ne var ki, ruh kavramını da negatif bilim içerisinde kabullenerek, araştırma sahası dışında tutagelmişlerdir…
Daha düne kadar, “Batıni” saydığı ve ilgisizliği yüzünden dokunulamamış; dolayısıyla açıklığa kavuşturulamamış ve zımnen negatif bilim içinde gördüğü ASTROLOJİ, SİMYA gibi, geçmişin Batınileriyle hiç ilgilenmez ve ilgilenen bilim adamlarını da görmezlerdi… Çok uzağa gitmeye gerek yoktur: Çeyrek yüzyıl öncesine kadar bir bilim dalı sayamadığı PARAPSİKOLOJİ’ye, bilim, dünyanın her yanında bugün dört elle sarılmıştır… Bütün bunların tek nedeni vardır: Bu da dinlerin, yeterli düzeyde anlaşılamamış ve yanlış, yetersiz yorumlarla saptırılmış olmasıdır… Hala dinlerin dogmatik bir düzeyde kalmış olması, özellikle bilim adına büyük bir yanılgıdır. Çünkü insanın yalnız maddesel yönünü ele almış; ruhsal yönünü yok saymıştır…
Yaratan, var eden, yöneten yüce ruhsal güçler, ulu ruhsal varlıklar; yalnız beş duyumuzla maddeye eğilmemeyi, dinsel kanalla da, ruhsal kanalla da, asli yanımız olan ruhsal tarafımızı tanımamızı sağlamak için hep uğraşmışlar ve hala da uğraşmaktadırlar… Beş duyumuzun, bilim adamını bağlayıcı kalmaması için, binlerce yıldan beri, aynı kaynaktan verilenlerin; ister dinsel olsun, ister benzerleri olsun, mutlaka peşin yargılarda uzak; dogmatik, kalıplaşmış ve kabuklaşmış inançları aşarak değerlendirilmesi şarttır… Böyle değerlendirilmelerinin yapılmağa başlanmış olması bile, geç kalınmış olmasına rağmen, sevindiricidir… Evrendeki sayısız varlıklarda pek küçük bir kadroyu oluşturan yeryüzü insanlığının, içinde yaşadığı üç boyutlu, sınırlı, katı ve kaba koşulları, ruhsal tekamüllerinin aracı olduğunu görebilmesi, dünya insanlığı adına tek dileğimiz olsun…