Köyün birinde genç bir kadın yalnız başına mısır tarlasında çalışırken, kolunu bir mısır kabuğu kesmiş. Kesik bayağı derinmiş. Kolunda şiddetli bir kanama başlamış. Kadıncağız da kan görmeye dayanamazmış. Hemen oracıkta, olduğu yere bayılı vermiş. Bir süre sonra ayılmış ve evine dönmüş.
Aradan epey bir zaman geçmiş. Kadının yarası kapanmış ama kolu şişmeye başlamış. Sürekli bir karıncalanma hissi varmış kesiğin olduğu yerde. Durum böyle olunca, kadını doktora götürmüşler. Doktor muayene etmiş ama bir şey bulamamış. Kesiğin mikrop kaptığını, bunun sonucunda da deri altında iltihap oluştuğunu düşünerek, şiş bölgeyi kesip içindeki iltihabı akıtmaya karar vermiş. Şişkin yere neşteri vurmasıyla kadının kolundan binlerce minik akrep dışarı fırlamış. Tabii kadın oracıkta kafayı yemiş.
Meselenin aslı sonradan anlaşılmış. Meğer mısır tarlasında kadın baygınken bir akrep kadınının kesik koluna yumurtalarını bırakmış. Minik akrep yavruları da yumurtalarından çıkmış ve kadının kolunda gelişmeye başlamış.Kadıncağız hala akıl hastanesinde, "Kolum şişti, kolum şişti" diye dolaşıyormuş.
-------------------------------
Polonya'daki Lodz kasabasından çıkan tren, dükkanlara dondurma dağıtır. Görevlilerden ikisi, dondurmaları dükkana taşımak için dondurma
dolabının içine girer. O sırada dolabın kapağı kapanır ve içerde
kalırlar. Dolabın kapağını vururlar ama onları duyan kimse yoktur. Öleceklerini anlarlar ve sürekli kendi kendilerine "Donucaz, donucaz..." diye mırıldanırlar. İçlerinden bir tanesi kağıda "Yavaş yavaş tenimiz donmaya başladı, artık dayanamıyoruz." diye yazı yazar. En sonunda bunlar donucaz diye diye donarak ölürler. O akşam onları orada bir kasabalı bulur ve polise haber verir. Olay yerine gelen polis bunların otopsisini yaparak donarak öldüklerini kamuoyuna açıklar.
AMA DOLAP SABAHTAN BERİ ÇALISMIYORDUR(buda insan beyninin güçünü gösterir)
------------------------------------
Amerikalı bilim adamları bir deney yapmak isterler ama bu deney tehlikeli olduğu için yapmazlar.İdam edilecek bir mahkuma sorarlar nasıl olsa öleceksin son anlarında insanlara faydalı birşey yap.Fakat adama ne yapacaklarını söylemezler.İdam günü gelir adama bileklerini keserek idam edeceklerini söylerler adamın gözlerini bağlarlar sonrada keskin olmayan fakat deriye sürüldüğünde etinin kesiliyormuş gibi acı veren birşeyi adamın bileklerine sürerler.Adamın bilekleri acımıştır fakat kesilmemişdir.Yavaş yavaş bileklerine ılık su dökerler adamın bileklerinin kesildigine inanması için, adamda o suların kesildiğini sandığı bileklerinden akan kan zanneder.Bilim adamları bakarlarki bir süre sonra adamın öldüğünü görürler.Bunun sebebini ise bileklerinin kesildiğine inandığından dolayı olduğunu kanıtlamışlardır.Yani sonuç olarak insan kendinin o an öleceğine inandırırsa hiç birşey olmadan bile ölebileceğini kanıtlamışlardır.
(insan beyni )
--------------------------------------
Dünyanın en uzun yaşayanlarını görmüşmüydünüz
?
70'li yıllarda ABD'de Los Angeles'te yaşayan bu Amerika'lı evsiz. Sokaklarda yayaşayan ABD'li Cheerokee yerlisi. 101 yaşında öldü...
104 yaşındaki Chely'de Amerikalı. Arizona'da yaşadı. 104 yaşında öldü...
101 yaşındaki Moğol kadın Moğol insanının özgürlüğü sevdiği düşüncesinde. Moğol kadın sağlığı servete tercih ediyor ve yalnızlığı tercih etti...
46 yaşına dek balık yemeyi çok seven Portekizli adam çocukken felç geçirdi. Yüzünde deformeler var... (TAM BİR SANAT ESERİ)
Resim
112 yıl 111 gün yaşayan Afrika kökenli Amerika'lı tüm zamanların en uzun yaşayanlarından. 1916 yılında dünyanın en yaşlısı olan adam çiftliğine döndüğünde evlendi ve 7 çocuk sahibi oldu.
daha varda koymaya üşendim daha sonra onlarıda paylasırım